Sevdiğiniz sözler
Sevdiğiniz sözler
arkadaşlar burda okuduğunuz kitapta gastede twitterda facebookta cehennemin dibinde beğendiğiniz sözleri yazabilirsiniz.
başlıyorum:
Hiç birşey sonsuz değildir, ayrılık ve ölüm kendi içinlerinde sonsuz görünseler de sonsuz değillerdir..............
nasıl çok felsefi demi
başlıyorum:
Hiç birşey sonsuz değildir, ayrılık ve ölüm kendi içinlerinde sonsuz görünseler de sonsuz değillerdir..............
nasıl çok felsefi demi
http://www.sosyal-fobi.net/forum/viewtopic.php?f=14&t=31569
-
- Mesajlar: 726
- Kayıt: 18 Haz 2011, 15:08
-
- Mesajlar: 726
- Kayıt: 18 Haz 2011, 15:08
Re: Sevdiğiniz sözler
Böyle Buyurdu Zerdüşt'ten alıntılar.
Karışık yazıyorum.
-------------------------------
Zerdüşt değişmiş,Zerdüşt çocuk olmuş.O uyanıktır;şimdi uyuyanlar arasında ne yapacak?
Şimdi Tanrıyı seviyorum.İnsanları sevmiyorum.İnsan,bnece oldukça eksik bir şeydir.İnsan sevmek beni yokedebilirdi.
Ben size insanüstünü öğretiyorum.İnsan aşılması gereken bir şeydir.Onu yenmek için ne yaptınız?
Şimdiye kadar bütün varlıklar kendilerinden üstün bir varlık yarattılar.Siz bu büyük yaratılışın gerisinde mi kalacaksınız?İnsanı aşacağınız yerde hayvanlığa mı dönmeyi mi tercih edeceksiniz?
Siz solucandan insanlığa kadar yol aldınız ve içinizde birçok şey hâlâ solucandır.
Size yalvarıyorum kardeşlerim,dünyaya,yaşamaya sadık kalın ve size öbür dünya ümitlerinden bahsedenlere kanmayın.Bunlar bilerek veya bilmeyerek zehir saçanlardır.
Bunlar,hayatı aşağı görenlerdir,ölüm hâlinde olanlardır ve kendileri zehirlenmişlerdir.Hayat bunlardan usanmıştır.Bırakın gitsinler.
Bir zamanlar Tanrıya karşı baş kaldırmak en büyük günahtı.Ancak tanrı öldü ve onunla birlikte bu günahlar da öldü.Şimdi en korkuncu,hayata karşı günah işlemek ve "bilinmesi mümkün olmayanı" hayatın amacından üstün tutmaktır.
Ben o adamı severim; O,zar kendi lehine düştüğü zaman utanır ve sorar:"Ben bir hilekâr mıyım?"Çünkü o harcanmak ister.
Orada duruyorlar ve gülüyorlar ;beni anlamıyorlar,ben bu kulaklara uyan ağız değilim.
Gözleriyle işitmeyi öğrenmeleri için kulaklarını mı patlatmalı?
Öğütleyenler,şaklabanlar gibi yaygara mı yapmalı?Yoksa tepinenlere mi inanıyorlar?
Zerdüşt de bir zamanlar ,bütün öte dünyalılar gibi "insanın ötesi" kuruntusuna kapıldı.O zaman bana dünya,ıstıraplı ve eziyet çeken bir Tanrının eseri gibi göründü.
Yaratıcı,kendinden uzaklaşmak istiyordu;O zaman dünayı yarattı.
Bütün öte dünyaları yaratan,acı ve iktidarsızlıktı.Ve yalnızca en çok aı çekenin duyabileceği kısa bir mutluluk kuruntusuydu.
Bedeni ve hayatı aşağı gören "Tanrı katını" ve "Kurtarıcı kandamlasını"bulan,hastalardır.Ama bu tatlı ve karanlık zehri bile bedenden ve yaşamdan alıyorlardı.
Sefaletlerinden kaçmak istiyorlardı ,Ancak yıldızlar onlara çok uzaktı.O zaman iç çekerek"Ne olur,başka bir varlık ve mutluluğa ulaştıracak Tanrıdan gelme yollar bulunsa!" dediler.Böylece kendi çıkmazlarını ve kanlı içkilerini bulmuş oldular.
Bu kıymet bilmezler,böylece bedenden ve hayattan sıyrılabileceklerini sandılar.Oysa bu sıyrılışın çarpıntısını ve neşesini kime borçluydular? Vücutlarını ve bu toprağa.
Onlar dâimâ geriye,karanlık zamanlara bakarlar.Ancak o zaman kuruntu ve iman başka bir şeydi.Aklın çılgınlıkları Tanrı benzerliğiydi ve şüphe günahtı.
Bu tanrı benzerlerini pekiyi tanırım.Onlar kendilerine inanılmasını isterler.Ve şüphe günahtır derler.Özellikle kendilerinin neye inandıklarını çok iyi bilirim.
Gerçekten,onlar da en çok öte dünyalara ve kurtaran kandamlalarına değil,bedene inanırlar ve onlarca kendi bedenleri "mutlak varlık"tır.
Ancak,vücut onlarca hasta bir şeydir ve vücuttan sıyrılmak isterler.
Kardeşlerim,beni,sağlam vücudun sesini dinleseniz daha iyi,bu ses,daha içten ve temiz bir sestir.
Sağlam,mükemmel,dik vücut daha içten konuşur ve hayatın amacından söz eder.
Bedeni küçümseyenlere sözünü ulaştırmak isterim.Bildiğinizde kalın ve bana yeni bir şey öğretmeyin,Yalnız vücudunuza elveda deyin,yâni susun.
Ama uyanık ve bilge adam şöyle der"Ben tamamiyle bedenden ibaretim.Başka hiç bir şeyim yok.Ve ruh ancak bedende olan bir şeyin adıdır.
Duygu ve ruh,alet ve oyuncaktırlar.Bunların ardında asıl varlık vardır.Bu varlık;duyguların gözüyle arar,ruhun kulaklarıyla dinler.
Kardeşim,düşüncelerin ve duyguların ardında kudretli bir âmir,meçhul bir egemen vardır.Asıl varlık budur.O,seinin bedenindedir,o senin bedenindir.
Beden,"ben"e şöyle der;"Şuranda ağrı duy".O,ağrı duyar ve daha fazla ağrı çekmemeye bakar.İşte düşüncesi
yalnız bunun içindir.
Beden "ben"e şöyle der:"Şurada haz duy".O zaman sevinir ve sık sık sevinmeyi düşünür.İşte düşüncesi bunun içindir.
Herkesin okuma öğrenebilmesi ,zamanla,yalnız yazmayı değil düşünmeyi de bozuyor.
Bir zamanlar ruh tanrıydı.Sonra insanlaştı.Şimdi hatta insanlaşıyor.
Yükseliş istediğiniz zaman siz yukarı bakarsınız ben aşağı bakarım.Çünkü ben yükselmişim.
Gerçekten,hayatı severiz.Ancak yaşamaya değil sevmeye alıştığımız için.
Ölüm öğütleyenler vardır.Dünya,hayattan çekilmelerini önerdiğimiz böyleleriyle doludur.
İşte böyle gereksiz insanlarla doludur dünya.Bu fazlalar yüzünden hayat bozulmuştur.Bunları "sonsuz hayat" sözleriyle kandırıp bu dünyadan ayırmak gerek.
Karşılarına bir hasta,bir yaşlı bir cenaze çıksa hemen" Hayat boştur" derler.Ancak kendileri ve varlığın yalnız bir yüzünü gören gözleri boştur.
"Hayat yalnız acıdır."Bazıları böyle der ve bu yalan değildir.Öyleyse bu hayatın bitmesine çalışın.
Ölüm öğütleyenlerden bazıları "Şehvet günahtır" derler."Bırakın,kenara çekilin ve çocuk yapmayalım".
Bazıları da "Doğurmak güçtür" derler.Ve niye doğurmalı? "Bütün doğanlar mutsuz oluyorlar".Bunlar da ölüm öğütçüleridir.
Yine bir kısmları:"Acımak gerek.Neyim varsa alın.Ben ne isem alın da hayata daha az bağlanayım."der
Ancak tam merhametli olsalardı en yakınlarını yaşamaktan bıktırırlardı.Kötü olmak onların gerçek iyilikleri olurdu.
Fakat bunalr hayattan çekilmek isterler.Başkalarını zincirleriyle ve armağanlarıyla hayata daha sıkı bağlamakla ne bekliyorlar?
Hayata daha fazla inansaydınız,kendinizi "ân"a bu kadar kaptırmazdınız.Ancak beklemek için,hatta aylaklık etmek için bile yeteri kadar isteğiniz yok.
Ya sonsuz hayat? Bence onlar için uygun.Yeter ki tez göçsünler.
Kâlbinizdeki kîni ve kıskançlığı bilirim.Kini ve kıskançlığı tanımayacak kadar büyük değilsiniz.Bâri bunlardan utanmayacak kadar büyük olun.
Diyorsunuz savaşı kutlu kılan iyi bir davadır.Ben size şunu derim; her davayı kutlu yapan iyi bir savaştır.
Sizin kin besleyecek düşmanlarınız olmalı.Ancak hor görülecek düşmanlarınız olmamalı.Düşmanlarınızla övünmelisiniz.O zaman düşmanınızın başarısı sizin de başarınız olur.
Bütün soğuk maddelerin en soğuğunun adı devlettir.Onun yalanı da soğuktur.Ve ağzından şu yalan sızar"Ben devlet,ben halkım".
Bu,yalandır.Ulusları meydana getirren yaratıcılardır.Onlar bu ulusların üstüne bir iman ve bir aşk gerdiler.Böylece hayata hizmet ettiler.
Gereğinden pek fazla adam doğuyor.Bu gereksizler için devlet türetilmiştir.
Şu gereksizlere de bakın.Sürekli hastadırlar ve safralarını kusarlar ve buna gazete derler.Birbirlerini yutarlar.Ancak sindiremezler.
Hepsi taht'a ulaşmak ister.Mutluluğun yalnız taht üzerinde olduğunu sanarlar.Çok defa tahtın üzerinde bataklık vardır ve çok defa taht,bataklığın üzerinde durur.
Ve erkeklere de bakın;gözlerinden,dünyada bir kadınla yatmaktan daha iyi bir şey olmadığı okunuyor.
En azından hayvan olarak mükemmel olsaydınız.Ancak hayvan olmak için masum olmak gerekir.
Gözleriniz bana pek zalim gelir ve sıkıntı içinde olanlara şehvetle bakarsınız.Şehvetiniz kılık değiştirerek acıma adını almadı mı?
Gerçekten,tam anlamıyla namuslu olanlar da vardır.Bunlar temiz yüreklidirler.Sizden daha çok ve daha sevimli gülerler.
Onlar namusa da gülerler ve "namus nedir" derler.
Olduğu gibi görünebilen çıldırı.Çıplaklıktan korkmaya bu denli mecbursunuz.
Dostunu uyurken gördün mü? Dostunun görünüşü sana dehşet vermedi mi? Ah dostum,insan aşılması gereken bir şeydir.
Deli şöyle der:İnsanlarla ilişki kişiliği bozar.Hele de kişilik bulunmadığında.
Kendine hür mü diyorsun? Bir boyunduruktan kurtulduğunu söylemeni değil,egemen düşüncelerini işitmek isterim.
Boyunduruktan kurtulmaya lâyık bir adam mısın? Uşaklıktan çıktığı zaman kalan son değerini de kaybedenler vardır.
Ancak bir zaman gelecek yalnızlık seni yoracak.Bir zaman gelecek,gururun eğilecek.Ve cesaretin kırılacak.Bir zaman gelecek ve "ben yalnızım" diye haykıracaksın.
Erkek,kadın için bir araçtır.Amaç daima çocuktur.Fakat kadın erkek için nedir?
Gerçek erkek iki şey ister:Tehlike ve oyun.Onun için kadını,en tehlikeli bir oyuncak olduğu için ister.
Erkeği savaşa karşı eğitmeli.Kadını da,savaşanı dinlendirmeye.Başka türlüsü deliliktir.
Savaşan,pek tatlı meyveleri sevmez.Onun için kadını sever.En tatlı kadın bile acıdır.
Kadın,çocuğu erkekten daha iyi anlar.Ancak erkek kadından daha çocuktur.
Gerçek erkekte bir çocuk gizlidir.Bu,oynamak ister.Haydi bakalım kadınlar
Şerefiniz aşkınızda olmalı.Yoksa kadın şereften pek anlamaz.Şerefiniz,sevildiğinizden daha fazla sevmek ve hiçbir zaman ikinci olmamaktır.
Erkek,seven kadından korkmalı.Kadın o zaman her şeyi feda eder ve başka her şey ona göre değersiz olur.
Erkeğin mutluluğu "Ben isterim"der.Kadının mutluluğu "O istiyor" der.
"Bak şimdi dünya ne eşsiz" Bütün sevgisiyle boyun eğen kadın böyle düşünür.
Ve size sövenlere iyilik yapmanız hoşuma gitmez.Siz de biraz sövün daha iyi.
Sonunda kardeşlerim,yalnızlara haksızlık yapmaktan çekinin.Bir yalnız bunu nasıl unutabilir ve nasıl karşılık verebilir?
Sen gençsin,evlilik ve çocuk arzu ediyorsun.Ancak sana sorarım:Çocuk istemeye ehil bir adam mısın?
Kendinden ötesi için inşa etmelisin.Ancak bunun için önce kendin beden ve ruhça tam yapılı olmalısın.
Kendinden üstün varlık yaratmalısın.Bu iş için evlilik bahçesi sana yardım etmeli.
Kadına olan sevginiz ve kadının erkeğe olan sevgisi...Bu,acı çeken ve gizlenen tanrılara bir acıma olmalıydı.Ancak çok defa iki hayvan birbirini buluyor.
Çokları pek geç ve bazıları da pek erken ölüyor."Zamanında öl"vecizesi şimdilik yabancı geliyor.
Ancak hiçbir zaman,zamanında yaşayamayan,zamanında nasıl ölsün? Keşke hiç doğmasaydı.Gereksiz kişilere bunu öneririm.
Bazıları gerçeklerinden ve zaferlerinin değerinden çok fazla yaşlanırlar.Dişsiz bir ağzın artık her gerçeği söylemeye hakkı yoktur.
Fakat dilencileri tamamiyle ortadan kaldırmalı.Gerçekten,onlara bir şey vermek de ,vermemek de insanı üzer.
Ey erdemliler ,siz ödül de mi istersiniz.Erdem için ödül,dünya için cennet ve bugününüz için sonsuzluk mu istersiniz?
Şimdi ne ücret ne vezdedar var ,dersem bana kızar mısınız?Hatta ben erdem ödüldür bile demem.
Fakat öyleleri vardır ki,onlarca erdem bir kırbaç altında kıvranmaktır.Ve siz zonun çığlığını çok dinlediniz.
Ve yine bazıları ,kurulmuş günlük saatler gibidirler.Tiktaklarını yaparlar ve tiktağa erdem denilmesini isterler.
Dizleri ibadette ve elleri erdem duasındadır.Ancak yürekleri bunun farkında değildir.
Siz denizde oynuyordunuz,dalga geldi oyuncaklarınızı batırdı.Şimdi ağlıyorsunuz.
Ah,ayaktakımını da zekî bulduğum zaman zekadan da iğrendim
Halkla iyi geçinmek isteyen bazı kudretliler,atlarının önüne bir de ,,,ünlü bir bilgin koştular.
Armağan vermekten duyduğum mutluluk,armağan verirken öldü,erdemim kendi cömertliğinde boğuldu.
Hâlâ yaşamak,delilik değil mi?
Ah doslarım,içimde böyle konuşan,akşamdır.Kederimi bağışlayın.
Fakar canlı bulduğum her yerde buyruğa uyma buldum.Her yaşayan bir buyruğa uyandır.
Zevk hem ağırlık hem kefe hem tartıdır.Yazık,kavgasız,ağırlıksız,kefesiz ve tartısız yaşamak isteyenlere.
Hiçbir merdivenin olmasa bile kendi başının üstüne çıkmayı başarmalısın.Yosa yukarıya nasıl çıkacaksın?
Birinin yalnızlığı,hastanın kaçmasıdır.Öbürünün yalnızlığı hastadan kaçmadır.
İnsanlar arasında yaşanırsa insan unutulur.İnsan kalın bir bilinmeyenle çevrilmiştir.Uzağı gören gözler buna ne yapsın?
Karışık yazıyorum.
-------------------------------
Zerdüşt değişmiş,Zerdüşt çocuk olmuş.O uyanıktır;şimdi uyuyanlar arasında ne yapacak?
Şimdi Tanrıyı seviyorum.İnsanları sevmiyorum.İnsan,bnece oldukça eksik bir şeydir.İnsan sevmek beni yokedebilirdi.
Ben size insanüstünü öğretiyorum.İnsan aşılması gereken bir şeydir.Onu yenmek için ne yaptınız?
Şimdiye kadar bütün varlıklar kendilerinden üstün bir varlık yarattılar.Siz bu büyük yaratılışın gerisinde mi kalacaksınız?İnsanı aşacağınız yerde hayvanlığa mı dönmeyi mi tercih edeceksiniz?
Siz solucandan insanlığa kadar yol aldınız ve içinizde birçok şey hâlâ solucandır.
Size yalvarıyorum kardeşlerim,dünyaya,yaşamaya sadık kalın ve size öbür dünya ümitlerinden bahsedenlere kanmayın.Bunlar bilerek veya bilmeyerek zehir saçanlardır.
Bunlar,hayatı aşağı görenlerdir,ölüm hâlinde olanlardır ve kendileri zehirlenmişlerdir.Hayat bunlardan usanmıştır.Bırakın gitsinler.
Bir zamanlar Tanrıya karşı baş kaldırmak en büyük günahtı.Ancak tanrı öldü ve onunla birlikte bu günahlar da öldü.Şimdi en korkuncu,hayata karşı günah işlemek ve "bilinmesi mümkün olmayanı" hayatın amacından üstün tutmaktır.
Ben o adamı severim; O,zar kendi lehine düştüğü zaman utanır ve sorar:"Ben bir hilekâr mıyım?"Çünkü o harcanmak ister.
Orada duruyorlar ve gülüyorlar ;beni anlamıyorlar,ben bu kulaklara uyan ağız değilim.
Gözleriyle işitmeyi öğrenmeleri için kulaklarını mı patlatmalı?
Öğütleyenler,şaklabanlar gibi yaygara mı yapmalı?Yoksa tepinenlere mi inanıyorlar?
Zerdüşt de bir zamanlar ,bütün öte dünyalılar gibi "insanın ötesi" kuruntusuna kapıldı.O zaman bana dünya,ıstıraplı ve eziyet çeken bir Tanrının eseri gibi göründü.
Yaratıcı,kendinden uzaklaşmak istiyordu;O zaman dünayı yarattı.
Bütün öte dünyaları yaratan,acı ve iktidarsızlıktı.Ve yalnızca en çok aı çekenin duyabileceği kısa bir mutluluk kuruntusuydu.
Bedeni ve hayatı aşağı gören "Tanrı katını" ve "Kurtarıcı kandamlasını"bulan,hastalardır.Ama bu tatlı ve karanlık zehri bile bedenden ve yaşamdan alıyorlardı.
Sefaletlerinden kaçmak istiyorlardı ,Ancak yıldızlar onlara çok uzaktı.O zaman iç çekerek"Ne olur,başka bir varlık ve mutluluğa ulaştıracak Tanrıdan gelme yollar bulunsa!" dediler.Böylece kendi çıkmazlarını ve kanlı içkilerini bulmuş oldular.
Bu kıymet bilmezler,böylece bedenden ve hayattan sıyrılabileceklerini sandılar.Oysa bu sıyrılışın çarpıntısını ve neşesini kime borçluydular? Vücutlarını ve bu toprağa.
Onlar dâimâ geriye,karanlık zamanlara bakarlar.Ancak o zaman kuruntu ve iman başka bir şeydi.Aklın çılgınlıkları Tanrı benzerliğiydi ve şüphe günahtı.
Bu tanrı benzerlerini pekiyi tanırım.Onlar kendilerine inanılmasını isterler.Ve şüphe günahtır derler.Özellikle kendilerinin neye inandıklarını çok iyi bilirim.
Gerçekten,onlar da en çok öte dünyalara ve kurtaran kandamlalarına değil,bedene inanırlar ve onlarca kendi bedenleri "mutlak varlık"tır.
Ancak,vücut onlarca hasta bir şeydir ve vücuttan sıyrılmak isterler.
Kardeşlerim,beni,sağlam vücudun sesini dinleseniz daha iyi,bu ses,daha içten ve temiz bir sestir.
Sağlam,mükemmel,dik vücut daha içten konuşur ve hayatın amacından söz eder.
Bedeni küçümseyenlere sözünü ulaştırmak isterim.Bildiğinizde kalın ve bana yeni bir şey öğretmeyin,Yalnız vücudunuza elveda deyin,yâni susun.
Ama uyanık ve bilge adam şöyle der"Ben tamamiyle bedenden ibaretim.Başka hiç bir şeyim yok.Ve ruh ancak bedende olan bir şeyin adıdır.
Duygu ve ruh,alet ve oyuncaktırlar.Bunların ardında asıl varlık vardır.Bu varlık;duyguların gözüyle arar,ruhun kulaklarıyla dinler.
Kardeşim,düşüncelerin ve duyguların ardında kudretli bir âmir,meçhul bir egemen vardır.Asıl varlık budur.O,seinin bedenindedir,o senin bedenindir.
Beden,"ben"e şöyle der;"Şuranda ağrı duy".O,ağrı duyar ve daha fazla ağrı çekmemeye bakar.İşte düşüncesi
yalnız bunun içindir.
Beden "ben"e şöyle der:"Şurada haz duy".O zaman sevinir ve sık sık sevinmeyi düşünür.İşte düşüncesi bunun içindir.
Herkesin okuma öğrenebilmesi ,zamanla,yalnız yazmayı değil düşünmeyi de bozuyor.
Bir zamanlar ruh tanrıydı.Sonra insanlaştı.Şimdi hatta insanlaşıyor.
Yükseliş istediğiniz zaman siz yukarı bakarsınız ben aşağı bakarım.Çünkü ben yükselmişim.
Gerçekten,hayatı severiz.Ancak yaşamaya değil sevmeye alıştığımız için.
Ölüm öğütleyenler vardır.Dünya,hayattan çekilmelerini önerdiğimiz böyleleriyle doludur.
İşte böyle gereksiz insanlarla doludur dünya.Bu fazlalar yüzünden hayat bozulmuştur.Bunları "sonsuz hayat" sözleriyle kandırıp bu dünyadan ayırmak gerek.
Karşılarına bir hasta,bir yaşlı bir cenaze çıksa hemen" Hayat boştur" derler.Ancak kendileri ve varlığın yalnız bir yüzünü gören gözleri boştur.
"Hayat yalnız acıdır."Bazıları böyle der ve bu yalan değildir.Öyleyse bu hayatın bitmesine çalışın.
Ölüm öğütleyenlerden bazıları "Şehvet günahtır" derler."Bırakın,kenara çekilin ve çocuk yapmayalım".
Bazıları da "Doğurmak güçtür" derler.Ve niye doğurmalı? "Bütün doğanlar mutsuz oluyorlar".Bunlar da ölüm öğütçüleridir.
Yine bir kısmları:"Acımak gerek.Neyim varsa alın.Ben ne isem alın da hayata daha az bağlanayım."der
Ancak tam merhametli olsalardı en yakınlarını yaşamaktan bıktırırlardı.Kötü olmak onların gerçek iyilikleri olurdu.
Fakat bunalr hayattan çekilmek isterler.Başkalarını zincirleriyle ve armağanlarıyla hayata daha sıkı bağlamakla ne bekliyorlar?
Hayata daha fazla inansaydınız,kendinizi "ân"a bu kadar kaptırmazdınız.Ancak beklemek için,hatta aylaklık etmek için bile yeteri kadar isteğiniz yok.
Ya sonsuz hayat? Bence onlar için uygun.Yeter ki tez göçsünler.
Kâlbinizdeki kîni ve kıskançlığı bilirim.Kini ve kıskançlığı tanımayacak kadar büyük değilsiniz.Bâri bunlardan utanmayacak kadar büyük olun.
Diyorsunuz savaşı kutlu kılan iyi bir davadır.Ben size şunu derim; her davayı kutlu yapan iyi bir savaştır.
Sizin kin besleyecek düşmanlarınız olmalı.Ancak hor görülecek düşmanlarınız olmamalı.Düşmanlarınızla övünmelisiniz.O zaman düşmanınızın başarısı sizin de başarınız olur.
Bütün soğuk maddelerin en soğuğunun adı devlettir.Onun yalanı da soğuktur.Ve ağzından şu yalan sızar"Ben devlet,ben halkım".
Bu,yalandır.Ulusları meydana getirren yaratıcılardır.Onlar bu ulusların üstüne bir iman ve bir aşk gerdiler.Böylece hayata hizmet ettiler.
Gereğinden pek fazla adam doğuyor.Bu gereksizler için devlet türetilmiştir.
Şu gereksizlere de bakın.Sürekli hastadırlar ve safralarını kusarlar ve buna gazete derler.Birbirlerini yutarlar.Ancak sindiremezler.
Hepsi taht'a ulaşmak ister.Mutluluğun yalnız taht üzerinde olduğunu sanarlar.Çok defa tahtın üzerinde bataklık vardır ve çok defa taht,bataklığın üzerinde durur.
Ve erkeklere de bakın;gözlerinden,dünyada bir kadınla yatmaktan daha iyi bir şey olmadığı okunuyor.
En azından hayvan olarak mükemmel olsaydınız.Ancak hayvan olmak için masum olmak gerekir.
Gözleriniz bana pek zalim gelir ve sıkıntı içinde olanlara şehvetle bakarsınız.Şehvetiniz kılık değiştirerek acıma adını almadı mı?
Gerçekten,tam anlamıyla namuslu olanlar da vardır.Bunlar temiz yüreklidirler.Sizden daha çok ve daha sevimli gülerler.
Onlar namusa da gülerler ve "namus nedir" derler.
Olduğu gibi görünebilen çıldırı.Çıplaklıktan korkmaya bu denli mecbursunuz.
Dostunu uyurken gördün mü? Dostunun görünüşü sana dehşet vermedi mi? Ah dostum,insan aşılması gereken bir şeydir.
Deli şöyle der:İnsanlarla ilişki kişiliği bozar.Hele de kişilik bulunmadığında.
Kendine hür mü diyorsun? Bir boyunduruktan kurtulduğunu söylemeni değil,egemen düşüncelerini işitmek isterim.
Boyunduruktan kurtulmaya lâyık bir adam mısın? Uşaklıktan çıktığı zaman kalan son değerini de kaybedenler vardır.
Ancak bir zaman gelecek yalnızlık seni yoracak.Bir zaman gelecek,gururun eğilecek.Ve cesaretin kırılacak.Bir zaman gelecek ve "ben yalnızım" diye haykıracaksın.
Erkek,kadın için bir araçtır.Amaç daima çocuktur.Fakat kadın erkek için nedir?
Gerçek erkek iki şey ister:Tehlike ve oyun.Onun için kadını,en tehlikeli bir oyuncak olduğu için ister.
Erkeği savaşa karşı eğitmeli.Kadını da,savaşanı dinlendirmeye.Başka türlüsü deliliktir.
Savaşan,pek tatlı meyveleri sevmez.Onun için kadını sever.En tatlı kadın bile acıdır.
Kadın,çocuğu erkekten daha iyi anlar.Ancak erkek kadından daha çocuktur.
Gerçek erkekte bir çocuk gizlidir.Bu,oynamak ister.Haydi bakalım kadınlar
Şerefiniz aşkınızda olmalı.Yoksa kadın şereften pek anlamaz.Şerefiniz,sevildiğinizden daha fazla sevmek ve hiçbir zaman ikinci olmamaktır.
Erkek,seven kadından korkmalı.Kadın o zaman her şeyi feda eder ve başka her şey ona göre değersiz olur.
Erkeğin mutluluğu "Ben isterim"der.Kadının mutluluğu "O istiyor" der.
"Bak şimdi dünya ne eşsiz" Bütün sevgisiyle boyun eğen kadın böyle düşünür.
Ve size sövenlere iyilik yapmanız hoşuma gitmez.Siz de biraz sövün daha iyi.
Sonunda kardeşlerim,yalnızlara haksızlık yapmaktan çekinin.Bir yalnız bunu nasıl unutabilir ve nasıl karşılık verebilir?
Sen gençsin,evlilik ve çocuk arzu ediyorsun.Ancak sana sorarım:Çocuk istemeye ehil bir adam mısın?
Kendinden ötesi için inşa etmelisin.Ancak bunun için önce kendin beden ve ruhça tam yapılı olmalısın.
Kendinden üstün varlık yaratmalısın.Bu iş için evlilik bahçesi sana yardım etmeli.
Kadına olan sevginiz ve kadının erkeğe olan sevgisi...Bu,acı çeken ve gizlenen tanrılara bir acıma olmalıydı.Ancak çok defa iki hayvan birbirini buluyor.
Çokları pek geç ve bazıları da pek erken ölüyor."Zamanında öl"vecizesi şimdilik yabancı geliyor.
Ancak hiçbir zaman,zamanında yaşayamayan,zamanında nasıl ölsün? Keşke hiç doğmasaydı.Gereksiz kişilere bunu öneririm.
Bazıları gerçeklerinden ve zaferlerinin değerinden çok fazla yaşlanırlar.Dişsiz bir ağzın artık her gerçeği söylemeye hakkı yoktur.
Fakat dilencileri tamamiyle ortadan kaldırmalı.Gerçekten,onlara bir şey vermek de ,vermemek de insanı üzer.
Ey erdemliler ,siz ödül de mi istersiniz.Erdem için ödül,dünya için cennet ve bugününüz için sonsuzluk mu istersiniz?
Şimdi ne ücret ne vezdedar var ,dersem bana kızar mısınız?Hatta ben erdem ödüldür bile demem.
Fakat öyleleri vardır ki,onlarca erdem bir kırbaç altında kıvranmaktır.Ve siz zonun çığlığını çok dinlediniz.
Ve yine bazıları ,kurulmuş günlük saatler gibidirler.Tiktaklarını yaparlar ve tiktağa erdem denilmesini isterler.
Dizleri ibadette ve elleri erdem duasındadır.Ancak yürekleri bunun farkında değildir.
Siz denizde oynuyordunuz,dalga geldi oyuncaklarınızı batırdı.Şimdi ağlıyorsunuz.
Ah,ayaktakımını da zekî bulduğum zaman zekadan da iğrendim
Halkla iyi geçinmek isteyen bazı kudretliler,atlarının önüne bir de ,,,ünlü bir bilgin koştular.
Armağan vermekten duyduğum mutluluk,armağan verirken öldü,erdemim kendi cömertliğinde boğuldu.
Hâlâ yaşamak,delilik değil mi?
Ah doslarım,içimde böyle konuşan,akşamdır.Kederimi bağışlayın.
Fakar canlı bulduğum her yerde buyruğa uyma buldum.Her yaşayan bir buyruğa uyandır.
Zevk hem ağırlık hem kefe hem tartıdır.Yazık,kavgasız,ağırlıksız,kefesiz ve tartısız yaşamak isteyenlere.
Hiçbir merdivenin olmasa bile kendi başının üstüne çıkmayı başarmalısın.Yosa yukarıya nasıl çıkacaksın?
Birinin yalnızlığı,hastanın kaçmasıdır.Öbürünün yalnızlığı hastadan kaçmadır.
İnsanlar arasında yaşanırsa insan unutulur.İnsan kalın bir bilinmeyenle çevrilmiştir.Uzağı gören gözler buna ne yapsın?
bulantı
Re: Sevdiğiniz sözler
...ben olanca kuvvetimle
halatlara asılıyorum nafile
ben ayrı düşmüşüm bir kere
ayrı düşmüşüm insanlardan.
bu yıldız tutmaz mavilikte
ne deniz ne köpük kar eder bana...
halatlara asılıyorum nafile
ben ayrı düşmüşüm bir kere
ayrı düşmüşüm insanlardan.
bu yıldız tutmaz mavilikte
ne deniz ne köpük kar eder bana...
Re: Sevdiğiniz sözler
"her şeyin bi' şeyi var."
Re: Sevdiğiniz sözler
Mücadele eden kaybedebilir,
mücadele edemeyen çoktan kaybetmiştir.
mücadele edemeyen çoktan kaybetmiştir.
- gönül dostu
- Mesajlar: 138
- Kayıt: 30 Haz 2013, 06:03
Re: Sevdiğiniz sözler
HAYAL GÜCÜ DERİN, FAKAT BİLGİSİ OLMAYAN KİMSENİN ,KANATLARI VAR,ANCAK AYAKLARI YOKTUR. (JOSEPH JOUBERT)
"Ben bazı derslerin sınavlarını geçemedim; ama arkadaşım hepsini geçti. O şimdi Microsoft'ta başarılı bir mühendis, ben Microsoft'un sahibiyim..." (Bill Gates)
"Ben bazı derslerin sınavlarını geçemedim; ama arkadaşım hepsini geçti. O şimdi Microsoft'ta başarılı bir mühendis, ben Microsoft'un sahibiyim..." (Bill Gates)
-
- Mesajlar: 18
- Kayıt: 02 Tem 2014, 22:35
Re: Sevdiğiniz sözler
HaYaT BuYSa ÜsTü KaLSıN...
Re: Sevdiğiniz sözler
Hayatını çekingen biri olarak yaşama dostum.Çık arenaya,eleştirileri unut,sana verilen günlerin armağanıyla özgürce ve büyük oyna.Hayat kısa,yıllar tıpkı sıcak kumsalda parmaklarının arasından akan kumlar gibi çabucak kayıp gidiyor.sen parıldamak,yeteneklerini gün ışığına çıkarmak için yaratılmışsın.Hayatta bir tek .başarısızlık vardır ,o da denememektir…En büyük başarısızlık,en yüce oyunu oynamak istememek,seni ürküten yerlere doğru yürümemektir.
Koza Kelebeği Bilmez-Robin Sharma
Koza Kelebeği Bilmez-Robin Sharma
Re: Sevdiğiniz sözler
Bir yabanciyla söylenecek cok sey vardir; dostlarinla söylenecek hicbir sey yoktur...
Osho, Yakinlik
Osho, Yakinlik
Re: Sevdiğiniz sözler
Cok sey vardi anlatilacak. O yüzden sustum. Birini söylesem digeri yarim kalacakti. Sen duydun mu sustuklarimi?
Oguz Atay, Tutunamayanlar
Oguz Atay, Tutunamayanlar
Re: Sevdiğiniz sözler
Yeni tanışmanın verdiği şaşkınlığından olacak.Değerini bilemedik o anların...
Zaman büyük bir öğretmendir, ama ne yazık ki tüm öğrencilerini öldürür.
Ah Milena! Seni anlamsız özlüyorum;korkunç,derinden ve sonsuz.
Şurama batan diyor şair,şurama batana özlem demeselerdi bıçak derdim.
İçimde ölen öldü,kalan kaldı,ben aynı.
Zaman büyük bir öğretmendir, ama ne yazık ki tüm öğrencilerini öldürür.
Ah Milena! Seni anlamsız özlüyorum;korkunç,derinden ve sonsuz.
Şurama batan diyor şair,şurama batana özlem demeselerdi bıçak derdim.
İçimde ölen öldü,kalan kaldı,ben aynı.
Re: Sevdiğiniz sözler
Bazı yıkılışlar daha parlak kalkışların teşvikçileridir.
Shakespeare
Shakespeare
-
- Mesajlar: 7
- Kayıt: 06 Nis 2017, 03:12
Re: Sevdiğiniz sözler
Within the darkness...Our mask of silence...(Karanlıklar içinde...Sessizliğimizin maskeleri...)