merhabalar,ben de varım
merhabalar,ben de varım
merhabalr,bu siteyle dün karşılaştım, insanların böyle birbirine yardım etmesi çok hoşuma gitti, bu siteyi hazılayanlara ve burada hiç tanımadıkları kişilere yardım etmeye çalışanlara minnetlerimi sunmak istiyorum.
Gelelim bana, dünden beri birçok yazı okudum, ben de böyle problemler yaşıyorum, üniversitede birinci sınıftayım,ilk zamanlar aileden ayrılmak, yeni bir yere alışmak falan çok zor geldi, ne bileyim sürekli ağlıyordum, koskoca bir dönem bitti ama ben hala tam olarak alışamadım yeni yaşamıma, artık ağlamıyorum ama okulda arkadaş edinememiş olmak çok üzüyor beni.Delirmek üzereyim.İnsanların yanına bir türlü sokulamıyorum,mesela; tam selam vereceğim, o anda vazgeçiveriyorum
,sanırım selam verip terlemektense hiçbir şey yapmamayı tercih ediyorum.Aslında çok istiyorum insanlara sokulmayı ama bir türlü yapamıyorum .Çevremdekiler bana sokulsa rahat konuşabiliyorum ama onlar da haklı beni soğuk nevalenin teki gibi görüyorlar.Yani anlayacağınız ilk adımı ben atamıyorum.Bunun üstesinden nasıl geleceğimi bilemiyorum , her sabah okula umutla geliyorum- bugün şeytanın bacağını kıracağım - diye akşam hayal kırıklığıyla dönüyorum, kendime bunu bu kadar sorun etmemem gerektiğini söylüyorum ama bu düşünce zihnimi ele geçirmiş durumda, dolayısıyla başka şeylere de konsantre olamıyorum. Biliyorum çok uzattım ama ilgilenirseniz, yardımlarınızı bekliyorum :oops: .Bu konuyu kimseye açamıyordum, böyle beni anlayabilecek insanların var olduğunu bilmek çok güzel, çünkü birçok insan anlayamaz bizim yaşadığımız sıkıntıyı,saçma bulur. Herkese çok teşekkür ediyorum ve hepimiz için herşeyin yoluna girmesini diliyorum.Görüşmek üzere iyi günler...
Gelelim bana, dünden beri birçok yazı okudum, ben de böyle problemler yaşıyorum, üniversitede birinci sınıftayım,ilk zamanlar aileden ayrılmak, yeni bir yere alışmak falan çok zor geldi, ne bileyim sürekli ağlıyordum, koskoca bir dönem bitti ama ben hala tam olarak alışamadım yeni yaşamıma, artık ağlamıyorum ama okulda arkadaş edinememiş olmak çok üzüyor beni.Delirmek üzereyim.İnsanların yanına bir türlü sokulamıyorum,mesela; tam selam vereceğim, o anda vazgeçiveriyorum
,sanırım selam verip terlemektense hiçbir şey yapmamayı tercih ediyorum.Aslında çok istiyorum insanlara sokulmayı ama bir türlü yapamıyorum .Çevremdekiler bana sokulsa rahat konuşabiliyorum ama onlar da haklı beni soğuk nevalenin teki gibi görüyorlar.Yani anlayacağınız ilk adımı ben atamıyorum.Bunun üstesinden nasıl geleceğimi bilemiyorum , her sabah okula umutla geliyorum- bugün şeytanın bacağını kıracağım - diye akşam hayal kırıklığıyla dönüyorum, kendime bunu bu kadar sorun etmemem gerektiğini söylüyorum ama bu düşünce zihnimi ele geçirmiş durumda, dolayısıyla başka şeylere de konsantre olamıyorum. Biliyorum çok uzattım ama ilgilenirseniz, yardımlarınızı bekliyorum :oops: .Bu konuyu kimseye açamıyordum, böyle beni anlayabilecek insanların var olduğunu bilmek çok güzel, çünkü birçok insan anlayamaz bizim yaşadığımız sıkıntıyı,saçma bulur. Herkese çok teşekkür ediyorum ve hepimiz için herşeyin yoluna girmesini diliyorum.Görüşmek üzere iyi günler...
-
- Mesajlar: 142
- Kayıt: 29 Eyl 2005, 16:35
Hoşgeldin mai,
Her sabah okula umutla geliyorum demişsin. Bir yerde yanlış yaptığını naçizane fikrim olarak söylemek istiyorum. Umutla bir şeyler başaracaksan eğer bir mucize olması gerekir. Hiç umutlu olma demiyorum, umut insanı ayakta tutar. Ama sanıyorum ki sen yanlış şeyi umuyorsun... Şu iki cümle arasındaki anlam ve motivasyon farkına dikkat etmeni istiyorum:
1) "Bu sefer başaracağımı umuyorum"
2) "Bu sefer başaracağıma inanıyorum"
Hangi cümle seni daha çok motive ediyor buna karar ver. Birinci cümle motive ediyorsa seni -ki sanmıyorum- devam et ummaya... Ama ikinci cümle seni motive ediyorsa daha çabuk sonuç alacağına eminim...
Bence farklı şeyi umut etmelisin. Başaracağını umut etmek sadece bir temennidir ki zaten buradaki herkes başarma temennisi içinde... Fark yaratan nedir biliyor musun. Farkı yaratan başarabileceğine inanmaktır!
Bu sefer okula gittiğinde "Başaracağıma inanıyorum" diye tekrar et... İnançlarının sonuç vermesini umut edebilirsin. Ama umut etmeden önce birinciliği inanmaya ver!
Başarısızlığa uğrayabilirsin bunu da göz ardı etme. Her denemen başarıyla sonuçlanacak diye bir şey yok! Başarısızlık da önemlidir, alınması gereken bir derstir. Başarısızlık da insan hayatında gereklidir. İnsanı doğru olana yönlendirir. Farzet ki sokakta yürürken fark etmediğin bir kaldırım taşına ayağın takıldı ve tökezledin. Bir dahaki sefere o taşa geldiğinde ayağını biraz daha kaldırman gerektiğini hatırlayacaksın ve tökezlemeyeceksin... Hatalar ve başarısızlıklar da gereklidir. O yüzden başarısızlık yaşarsan bu seni yıldırmasın...
Bir hikaye anlatılır, bilmem hiç rastladın mı. Edison ampülü 9999. kez de icat edemeyince çevresindekiler neden hala inatla bulmaya çalıştığını merak ederken o şöyle demiş: "Ampülün icadını gerçekleştirmeyen bir yol daha öğrendim." (Yanlışım varsa düzeltin hikaye böyle kalmış aklımda)
Eğer birisine selam dediğinde duymazsa ya da soğuk karşılık verirse veya bunun gibi istemediğin bir karşılık alırsan bu da seni yıldırmasın. Herkes her an mutlu olmayabilir, belki karşındaki kişinin o an kafası karışık olabilir, belki bir sorunu olabilir... Ama bunu hiçbir zaman kişisel algılama... Selam vermek güzel bir şeydir. Sen doğru ve güzel olan bir davranış yaptığına inan, karşındaki gerektiği gibi reaksiyon vermediyse sorun sende değildir. Sen yine kendini selam verdiğin için tebrik et, bu ufak ama doğru bir adımdır... Birinci kişide olmaz, ikinci kişide olmaz ama belki 4. 5. kişi sana sıcak bir merhaba diyebilir...
En önemlisi inanmak! Başaracağına inan ve harekete geç! Başarısızlıkların da birer öğreti olduğunu da unutma!
Aramıza hoşgeldin ayrıca ;) Çok uzattım kusura bakma
Her sabah okula umutla geliyorum demişsin. Bir yerde yanlış yaptığını naçizane fikrim olarak söylemek istiyorum. Umutla bir şeyler başaracaksan eğer bir mucize olması gerekir. Hiç umutlu olma demiyorum, umut insanı ayakta tutar. Ama sanıyorum ki sen yanlış şeyi umuyorsun... Şu iki cümle arasındaki anlam ve motivasyon farkına dikkat etmeni istiyorum:
1) "Bu sefer başaracağımı umuyorum"
2) "Bu sefer başaracağıma inanıyorum"
Hangi cümle seni daha çok motive ediyor buna karar ver. Birinci cümle motive ediyorsa seni -ki sanmıyorum- devam et ummaya... Ama ikinci cümle seni motive ediyorsa daha çabuk sonuç alacağına eminim...
Bence farklı şeyi umut etmelisin. Başaracağını umut etmek sadece bir temennidir ki zaten buradaki herkes başarma temennisi içinde... Fark yaratan nedir biliyor musun. Farkı yaratan başarabileceğine inanmaktır!
Bu sefer okula gittiğinde "Başaracağıma inanıyorum" diye tekrar et... İnançlarının sonuç vermesini umut edebilirsin. Ama umut etmeden önce birinciliği inanmaya ver!
Başarısızlığa uğrayabilirsin bunu da göz ardı etme. Her denemen başarıyla sonuçlanacak diye bir şey yok! Başarısızlık da önemlidir, alınması gereken bir derstir. Başarısızlık da insan hayatında gereklidir. İnsanı doğru olana yönlendirir. Farzet ki sokakta yürürken fark etmediğin bir kaldırım taşına ayağın takıldı ve tökezledin. Bir dahaki sefere o taşa geldiğinde ayağını biraz daha kaldırman gerektiğini hatırlayacaksın ve tökezlemeyeceksin... Hatalar ve başarısızlıklar da gereklidir. O yüzden başarısızlık yaşarsan bu seni yıldırmasın...
Bir hikaye anlatılır, bilmem hiç rastladın mı. Edison ampülü 9999. kez de icat edemeyince çevresindekiler neden hala inatla bulmaya çalıştığını merak ederken o şöyle demiş: "Ampülün icadını gerçekleştirmeyen bir yol daha öğrendim." (Yanlışım varsa düzeltin hikaye böyle kalmış aklımda)
Eğer birisine selam dediğinde duymazsa ya da soğuk karşılık verirse veya bunun gibi istemediğin bir karşılık alırsan bu da seni yıldırmasın. Herkes her an mutlu olmayabilir, belki karşındaki kişinin o an kafası karışık olabilir, belki bir sorunu olabilir... Ama bunu hiçbir zaman kişisel algılama... Selam vermek güzel bir şeydir. Sen doğru ve güzel olan bir davranış yaptığına inan, karşındaki gerektiği gibi reaksiyon vermediyse sorun sende değildir. Sen yine kendini selam verdiğin için tebrik et, bu ufak ama doğru bir adımdır... Birinci kişide olmaz, ikinci kişide olmaz ama belki 4. 5. kişi sana sıcak bir merhaba diyebilir...
En önemlisi inanmak! Başaracağına inan ve harekete geç! Başarısızlıkların da birer öğreti olduğunu da unutma!
Aramıza hoşgeldin ayrıca ;) Çok uzattım kusura bakma
hoşgeldin mai:)
perfectionist çok güzel bi konuya temas etmiş ve bize hayatta her zaman her konuda yardımcı olacak tavsiyeler vermiş...evet,,önce inanmamız lasım..daha sonra da bu inancmızın doğruluğunu ispat etmek için icraate geçmek lazım
hmmm,,bence çevrendekilere selam verip"tanışabilir miyiz" şeklinde tanışmaktansa bi bahane bulup onların yanına gitmeyi deneyebilirsin..meselaa anlaşabileceğinizi düşündüğün,güleryüzlü ve samimi görünen ya da tanışmak istediğin birinin yanına gidip herhangi bi vizenin ne zaman olduğunu sor,,bi konuyu anlamadığını sööle ve anlamışlarsa sana kısaca anlatmalarını rica et,ne biliim okulla derslerle ilgili bikaç bişi danış,ya daa...anladığım kadarıyla üniversite için başka bi şehre yerleşmişsin ve oranın yabancısısn,bunu belirterek gidiceğin yeri tarif edip edemiyceklerini sor...bunun gibi bişiler...yani demek istediğim ortak bi konu bul ve diyalog kurmaya çalış...daha sonra laf lafı açıcaktır zaten.
zaten bi iki insanla herhangi bi şekilde belli bi samimiyet kurduğun zaman ondan sonrasını problem etme...görüceksin,,bi bakmışsın onların arkadaşlarıyla arkadaş olmuşsun...sonra onların da arkadaşları filan derken bu problemin ortadan kalkmış...ben böle olacağına "inanıyorum":)
iyi şanslarrr...
perfectionist çok güzel bi konuya temas etmiş ve bize hayatta her zaman her konuda yardımcı olacak tavsiyeler vermiş...evet,,önce inanmamız lasım..daha sonra da bu inancmızın doğruluğunu ispat etmek için icraate geçmek lazım
hmmm,,bence çevrendekilere selam verip"tanışabilir miyiz" şeklinde tanışmaktansa bi bahane bulup onların yanına gitmeyi deneyebilirsin..meselaa anlaşabileceğinizi düşündüğün,güleryüzlü ve samimi görünen ya da tanışmak istediğin birinin yanına gidip herhangi bi vizenin ne zaman olduğunu sor,,bi konuyu anlamadığını sööle ve anlamışlarsa sana kısaca anlatmalarını rica et,ne biliim okulla derslerle ilgili bikaç bişi danış,ya daa...anladığım kadarıyla üniversite için başka bi şehre yerleşmişsin ve oranın yabancısısn,bunu belirterek gidiceğin yeri tarif edip edemiyceklerini sor...bunun gibi bişiler...yani demek istediğim ortak bi konu bul ve diyalog kurmaya çalış...daha sonra laf lafı açıcaktır zaten.
zaten bi iki insanla herhangi bi şekilde belli bi samimiyet kurduğun zaman ondan sonrasını problem etme...görüceksin,,bi bakmışsın onların arkadaşlarıyla arkadaş olmuşsun...sonra onların da arkadaşları filan derken bu problemin ortadan kalkmış...ben böle olacağına "inanıyorum":)
iyi şanslarrr...
-
- Mesajlar: 142
- Kayıt: 29 Eyl 2005, 16:35
Sohbet kurmayla ilgili bir püf noktayı da buraya yazmak istiyorum. İpek Ongun'un bir kitabında okumuştum yıllar önce... Sohbeti başlatırken cevabı "Evet" ya da "Hayır" olabilecek sorular sormak yerine daha uzun cevaplar içerebilecek nitelikte sorular sormaya gayret edin. Bu sohbetteki tıkanmaların bir nebze önüne geçer. Mesela...
A kişisi: "Bu yaz tatil yapabildin mi?"
B kişisi: "Evet"
Bunun yerine aşağıdaki gibi sormayı deneyin:
A kişisi: "Bu yaz tatilinde neler yaptın?"
B kişisi: "Amcamların yazlığına gittim"
A kişisi: "Çok güzel. Nerede?"
B kişisi: "Marmaris'te"
A kişisi: "Marmaris'e ben de küçükken bir kere gitmiştim. Çok güzel bir yer. Nasıl geçirdin peki tatilini?"
B kişisi: "Bol bol yüzdüm, amcamla balık tuttum, futbol oynadım arkadaşlarla."
A kişisi: "Çok iyi vakit geçirmişsin anlaşılan. Oradaki arkadaşların da Marmaris'ten miydi yoksa başka şehirlerden mi gelmişti?"
B kişisi: "Bir kısmı Marmaris'tendi ama İstanbul ve Ankara'dan gelenler de vardı."
Yukarıda kırmızı ile yazılan sorulara dikkatini çekerim. Bu tarz sorular sormaya gayret edersek sohbet tıkanmalarını fazla yaşamayız... "Evet" "Hayır" cevaplarını pek verilemeyeceği sorular sohbeti daha da açar. İlerleyen diyaloglarda B kişisi de sorular sormaya başlayacaktır...
A kişisi: "Bu yaz tatil yapabildin mi?"
B kişisi: "Evet"
Bunun yerine aşağıdaki gibi sormayı deneyin:
A kişisi: "Bu yaz tatilinde neler yaptın?"
B kişisi: "Amcamların yazlığına gittim"
A kişisi: "Çok güzel. Nerede?"
B kişisi: "Marmaris'te"
A kişisi: "Marmaris'e ben de küçükken bir kere gitmiştim. Çok güzel bir yer. Nasıl geçirdin peki tatilini?"
B kişisi: "Bol bol yüzdüm, amcamla balık tuttum, futbol oynadım arkadaşlarla."
A kişisi: "Çok iyi vakit geçirmişsin anlaşılan. Oradaki arkadaşların da Marmaris'ten miydi yoksa başka şehirlerden mi gelmişti?"
B kişisi: "Bir kısmı Marmaris'tendi ama İstanbul ve Ankara'dan gelenler de vardı."
Yukarıda kırmızı ile yazılan sorulara dikkatini çekerim. Bu tarz sorular sormaya gayret edersek sohbet tıkanmalarını fazla yaşamayız... "Evet" "Hayır" cevaplarını pek verilemeyeceği sorular sohbeti daha da açar. İlerleyen diyaloglarda B kişisi de sorular sormaya başlayacaktır...
hoşbulduk arkadaşlar , gerçekten önerileriniz çok hoş.İlgilendiğiniz için çoook teşekkür ederim.Sevgili perfectionist emin ol söylediklerini uygulamaya çalışacağım bugünden itibaren, özellikle yazdığın diyalog çok güzel ve motivasyon konusunda da haklısın ummak yerine inanmak, bundan sonra inanarak ve çabalayarak devam edeceğim.Gerçi şimdi insanlara biraz tuhaf gelecek, bunca zaman konuşma konuşma sonra birden şakımaya başla, ama yavaş yavaş bir yerlerden başlamak gerkiyor değil mi? Size de çok teşekkür ederim sevgili ve arkadaşlar, sizlerle paylaşmak biraz rahatlattı beni, problemimi kabul edebilmem ve birileriyle paylaşabilmem birçok kişi gibi benim için de büyük bir adım, ben bu adımı attım artık, belki de en önemli aşamayı atlattım, şimdi sıra ikinci aşamada, gideyim de bir kaç arkadaş edineyim baari ;) ,ben de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışacağım bu sitedekilere, evet ,paylaştıkça sevgi çoğalıyor, sıkıntılar azalıyor. Mutlu günler diliyorum, görüşmek üzere...
-
- Mesajlar: 142
- Kayıt: 29 Eyl 2005, 16:35
Senden güzel haberler bekliyoruz!!! Ayrıca insanların bunca zaman sonra senin konuşmaya başlamanı sorgulayacaklarını sanmıyorum, emin ol onların da hoşuna gidecektir senin konuşmak istemen. Bir düşünsene birisi seninle iletişim kurmak istese bu senin hoşuna gitmez mi? Onların da hoşuna gidecek! Güzel haberlerini anlat, bekliyoruz ;
bu yaz neler yapmayı düşünüyorsun? :roll:perfectionist yazdı:Sohbet kurmayla ilgili bir püf noktayı da buraya yazmak istiyorum. İpek Ongun'un bir kitabında okumuştum yıllar önce... Sohbeti başlatırken cevabı "Evet" ya da "Hayır" olabilecek sorular sormak yerine daha uzun cevaplar içerebilecek nitelikte sorular sormaya gayret edin. Bu sohbetteki tıkanmaların bir nebze önüne geçer. Mesela...
A kişisi: "Bu yaz tatil yapabildin mi?"
B kişisi: "Evet"
Bunun yerine aşağıdaki gibi sormayı deneyin:
A kişisi: "Bu yaz tatilinde neler yaptın?"
B kişisi: "Amcamların yazlığına gittim"
A kişisi: "Çok güzel. Nerede?"
B kişisi: "Marmaris'te"
A kişisi: "Marmaris'e ben de küçükken bir kere gitmiştim. Çok güzel bir yer. Nasıl geçirdin peki tatilini?"
B kişisi: "Bol bol yüzdüm, amcamla balık tuttum, futbol oynadım arkadaşlarla."
A kişisi: "Çok iyi vakit geçirmişsin anlaşılan. Oradaki arkadaşların da Marmaris'ten miydi yoksa başka şehirlerden mi gelmişti?"
B kişisi: "Bir kısmı Marmaris'tendi ama İstanbul ve Ankara'dan gelenler de vardı."
Yukarıda kırmızı ile yazılan sorulara dikkatini çekerim. Bu tarz sorular sormaya gayret edersek sohbet tıkanmalarını fazla yaşamayız... "Evet" "Hayır" cevaplarını pek verilemeyeceği sorular sohbeti daha da açar. İlerleyen diyaloglarda B kişisi de sorular sormaya başlayacaktır...
-
- Mesajlar: 142
- Kayıt: 29 Eyl 2005, 16:35
Hayrola :?:wirane yazdı:bu yaz neler yapmayı düşünüyorsun? :roll:perfectionist yazdı:Sohbet kurmayla ilgili bir püf noktayı da buraya yazmak istiyorum. İpek Ongun'un bir kitabında okumuştum yıllar önce... Sohbeti başlatırken cevabı "Evet" ya da "Hayır" olabilecek sorular sormak yerine daha uzun cevaplar içerebilecek nitelikte sorular sormaya gayret edin. Bu sohbetteki tıkanmaların bir nebze önüne geçer. Mesela...
A kişisi: "Bu yaz tatil yapabildin mi?"
B kişisi: "Evet"
Bunun yerine aşağıdaki gibi sormayı deneyin:
A kişisi: "Bu yaz tatilinde neler yaptın?"
B kişisi: "Amcamların yazlığına gittim"
A kişisi: "Çok güzel. Nerede?"
B kişisi: "Marmaris'te"
A kişisi: "Marmaris'e ben de küçükken bir kere gitmiştim. Çok güzel bir yer. Nasıl geçirdin peki tatilini?"
B kişisi: "Bol bol yüzdüm, amcamla balık tuttum, futbol oynadım arkadaşlarla."
A kişisi: "Çok iyi vakit geçirmişsin anlaşılan. Oradaki arkadaşların da Marmaris'ten miydi yoksa başka şehirlerden mi gelmişti?"
B kişisi: "Bir kısmı Marmaris'tendi ama İstanbul ve Ankara'dan gelenler de vardı."
Yukarıda kırmızı ile yazılan sorulara dikkatini çekerim. Bu tarz sorular sormaya gayret edersek sohbet tıkanmalarını fazla yaşamayız... "Evet" "Hayır" cevaplarını pek verilemeyeceği sorular sohbeti daha da açar. İlerleyen diyaloglarda B kişisi de sorular sormaya başlayacaktır...
şey kem küm :Pperfectionist yazdı:Hayrola :?:wirane yazdı:bu yaz neler yapmayı düşünüyorsun? :roll:perfectionist yazdı:Sohbet kurmayla ilgili bir püf noktayı da buraya yazmak istiyorum. İpek Ongun'un bir kitabında okumuştum yıllar önce... Sohbeti başlatırken cevabı "Evet" ya da "Hayır" olabilecek sorular sormak yerine daha uzun cevaplar içerebilecek nitelikte sorular sormaya gayret edin. Bu sohbetteki tıkanmaların bir nebze önüne geçer. Mesela...
A kişisi: "Bu yaz tatil yapabildin mi?"
B kişisi: "Evet"
Bunun yerine aşağıdaki gibi sormayı deneyin:
A kişisi: "Bu yaz tatilinde neler yaptın?"
B kişisi: "Amcamların yazlığına gittim"
A kişisi: "Çok güzel. Nerede?"
B kişisi: "Marmaris'te"
A kişisi: "Marmaris'e ben de küçükken bir kere gitmiştim. Çok güzel bir yer. Nasıl geçirdin peki tatilini?"
B kişisi: "Bol bol yüzdüm, amcamla balık tuttum, futbol oynadım arkadaşlarla."
A kişisi: "Çok iyi vakit geçirmişsin anlaşılan. Oradaki arkadaşların da Marmaris'ten miydi yoksa başka şehirlerden mi gelmişti?"
B kişisi: "Bir kısmı Marmaris'tendi ama İstanbul ve Ankara'dan gelenler de vardı."
Yukarıda kırmızı ile yazılan sorulara dikkatini çekerim. Bu tarz sorular sormaya gayret edersek sohbet tıkanmalarını fazla yaşamayız... "Evet" "Hayır" cevaplarını pek verilemeyeceği sorular sohbeti daha da açar. İlerleyen diyaloglarda B kişisi de sorular sormaya başlayacaktır...
-
- Mesajlar: 142
- Kayıt: 29 Eyl 2005, 16:35
haklısın sohbetle arasında çok fark varperfectionist yazdı:biz sohbet etmiyoruz kiwirane yazdı:sohbet tıkanacaksa ne sorarsan sor tıkanıyor yukarıda görüldüğü gibi :roll:
bu işin şakasıda bence güzel şeyler insalarla diyolog kurulmasına yardımcı olur
forumda yazışıyoruz
koşullar çok farklı
bu yöntem bence iyi bir iletişim tekniği...
neler yaptın bugün gittinmi şık bir cafeye birşeyler içmeye?
-
- Mesajlar: 142
- Kayıt: 29 Eyl 2005, 16:35
hadi başarılar canım gazan mübarek olsun :roll:perfectionist yazdı:Gitmedim, ama yarın eski dostlarımı görmeye gideceğim. Onların yanında soğuk bir şeyler içerim belki... Kafeye biraz daha zaman var sanıyorum...wirane yazdı:haklısın sohbetle arasında çok fark var
neler yaptın bugün gittinmi şık bir cafeye birşeyler içmeye?
selam, kusuruma bakmayın arkadaşlar, hafta sonu memlekete gittim imkanım olmadı yazmaya, hayırsızın teki olduğumu düşünmeyin sakın ;) .Ayrıca güzel haberlerim var, artık kendimi o kadar kasmıyorum, hem problemimi birkaç kişiye daha açtım, sf hakkında araştırma yapan birkaç arkadaşıma, onlar bende sf olduğunu kabul etmiyorlar,sadece insanlara karşı bir güven sorunum varmış, birkaç ay önce pek hoş olmayan bir durumla karşılaşmıştım da-çok fazla güvendiğim biriyle ilgili- arkadaşlarım sorunumun kaynağının bu olduğunu düşünüyorlar, haksız da sayılmazlar, o olay beni fazlasıyla yıpratmıştı, gerçekten sıkıntılar azalıyor paylaştıkça, hafta sonum müthiş geçti diyebilirim, kendimi hafiflemiş hissediyorum, okulda da güzel şeyler olacağına İNANIYORUM.Bunlardan da haberdar ederim sizi, perfectionistin verdiği öğütler konusunda wirane gibi düşünmüyorum, bence çok faydalı öneriler onlar, değerini bilmek lazım diyorum ben. Sürekli benden mi bahsedeceğiz yav, sizlerden n'aber :?: