BAĞIMLI KİŞİLİK

Sosyal fobi ve psikoloji üzerine makaleler..(Lütfen yazının kaynağını belirtiniz)
Cevapla
FİRST
Mesajlar: 357
Kayıt: 06 Ara 2005, 15:30
Konum: çok sıcak...

BAĞIMLI KİŞİLİK

Mesaj gönderen FİRST »

Bağımlı kişilik bozukluğu
Aşağıdaki belirtilerden en az beşinin varlığı ile birlikte, erişkinliğin erken dönemlerinde başlayan , uysal, adeta başkalarının kuyruğu gibi olmaya ve insanların kendisini terk edeceği korkusuna neden olacak şekilde aşırı düzeyde başkalarının varlığına ihtiyaç duyma ile seyreden kişilik bozukluğu durumudur.
  1. Başka kişilerden fikir, öneri, destek almadığında ufak şeylerde bile karar vermekte zorlanma
  2. Hayatin pek çok farklı alanlarında sorumluluk sahibi olmak ve bunları gerçekleştirmek için başkalarının yardımına ihtiyaç duyarlar.
  3. Diğerleriyle ayni doğrultuda düşünmese bile onların tepkilerini çekerim ya da dostluklarını yitiririm diye farklı görüşte olduğunu ifade edememe
  4. Planlarını hayata geçirme ya da kendine karsı güvensizliğinden bir isi kendi basına gerçekleştirmekte güçlük hissetme.
  5. Etrafındakilerin yanında olup, kendine destek vermesi için , akla gelmeyecek ve uygunsuz şeyleri bile yapmaya çalışmak.
  6. Kendi basına bir şeyler yapamayacağı, kendini idare edemeyeceği seklindeki yoğun endişeleri nedeniyle, yalnız basına kaldığında kendini çaresiz, huzursuz ya da rahatsız hisseder.
  7. Kendini güvende ve rahat hissettiği , yakın bir arkadaşlık, ahbaplık,dostluk ilişkisi herhangi bir nedenle bittiğinde , hemen kendine bakim ve destek sağlayacak başka birilerini aramaya baslar.
  8. Kafası kendi basına ,yapayalnız ve yardımsız bir durumda bırakılacağı seklinde yoğun endişeler ile doludur.
En ufak kararları ve seçimlerini bile başkalarına danışmadan alamazlar (yiyip içecekleri şeyler, giyecekleri giysiler gibi her konuda ). Pasif kalmaya eğilimlidirler. Sorumluluk almak, bir şeye başlamak, herhangi bir aktivitede rol almak için başkalarının destek ve yardımını isterler.

Kararları konusunda eş, anne-baba ve dostlarının küçük çocuğu gibi hareket edip, bağımlı hissederler, kendi kararlarını onların vermelerini isterler. Onların istek ve davranışlarına kendilerinden uzaklaşabilecekleri endişeleriyle karşı gelemez, tepki gösteremez, kızamazlar. Bağlantıyı korumak için aşırı tavizler verirler. Bu uğurda sözel, fiziksel ,cinsel tacizlere boyun eğebilirler. Çevrelerinde işleri kendilerinden iyi yapacak başkalarının olduğu düşüncesi ile ise başlamayıp, beklemeyi yeğlerler. Dışarıya kendilerini aciz, beceriksiz, güçsüz, yetersiz olarak sunarlar. Başka bir kişinin sorumluluğu ve etkisi altındayken ise yeterli bir çalışma gösterebilirler. Yalnızca tek kalmamak için önemli gördükleri kişilerin yanından ayrılmazlar, onları izlerler.

Çoğunlukla kötümser bir bakış acısına sahiptirler. Kendi özellikleri, varlıkları ya da becerilerini değersiz görmeye meyillidirler. Kendilerine hakaret anlamında aşağılayıcı yönde kendilerini yargılarlar. En ufak bir olumsuzluğu, eleştiriyi temel alarak bu düşüncelerini desteklemeye çalışırlar. Karar aşamalarında huzursuz, tedirgin, sinirli hissederler. Çevresel ilişkileri bağımlı oldukları az sayıda kişi ile kısıtlıdır.

Beraberinde görülen bozukluklar arasında depresif bozukluklar, uyum bozuklukları, yaygın anksiyete bozukluğu, kişilik bozuklukları ( özellikle sınırda, çekingen ve histrionik kişilik bozukluğu) gelmektedir.

Öz bildirim ölçeği verilerek yapılan bir araştırma sonuçlarına göre % 15 oranında bu rahatsızlığa rastlanmıştır. Kadınlarda erkeklere göre 3 kat daha çok tanı konmaktadır. Ailenin en küçük çocuğunda rastlanma olasılığının daha çok olduğu gözlenmiştir.

Oluş sebepleri
Aşırı müdahaleci, evhamlı anne-babanın çocuğun bağımsız ve hakkini arayan davranışlarını eleştirici ve cezalandırıcı bir şekilde baskılamaları ile oluştuğu düşünülmektedir. Çocuk sonraları özgürlüğün ailesinin sevgi ve desteğini kaybetmeye yol açacağını düşünmekte ve onlara yapışmaktadır. Gene ayni şekilde annenin aşırı kollayıcılığı da bu duruma zemin hazırlamaktadır. Bağımlı kişilik uzun sureli vücutsal hastalıklar ve çocuklukta sevgi eksikliği yasayanlarda da belirgin olarak fazla görülmektedir. Bu kişilerin aile yapılarında duyguların ifade edilişi kısıtlıdır ve çocuk üzerinde yüksek düzeyde kontrol bulunmaktadır.

Tedaviye gerilim, depresif ve vücutsal yakınmalar ile başvururlar.Bireysel terapiden fayda görürler.

Kaynak: Psikoloji Rehberi
Hayat bir tiyatro dediler..
banada bir rol verdiler...
meğer en zoru benimkiymiş..
önce SEV sonra UNUT dediler...
sessiz gemi

Mesaj gönderen sessiz gemi »

FİRST şimdi nerede acaba ?
leni
Mesajlar: 380
Kayıt: 04 Şub 2007, 20:29
Konum: istanbul

Mesaj gönderen leni »

ben aileme bağımlıyım şimdilik, yakında da alkol ve uyuşturucu bağımlısı olucam inşallah,ölünce de ağlasınlar arkamdan,hepsinden nefret ediyorum.Ama kendmden de nefret ediyorum çünkü bütün suçu hep onlara atıyorum :x
benim diye bu evdeyim ve karnım tok ve aynada bu aynada yine kimse yok,yine kimse yok!..
sessiz gemi

Mesaj gönderen sessiz gemi »

leni alkol ve uyuşturucuyu seçersen derdini kimselere anlatamazsın Hikayende ne kadar haklı olursan ol insanlar seni dinlemezler Yaşadığın öfkeyi çok iyi anlıyorum Aile bağımlılığını ben de yaşadım Onlara yakın olma ve uzaklaşma isteğini aynı anda yaşıyorsun Bu çelişki zamanla çatışmaya da dönüşebiliyor Sana tavsiyem onlara olan nefretini uygun bir dille ifade etmeye çalış Yani onları kırmadan derdini anlat Eğer içindeki öfkeyi hayata yansıtırsan diğer insanlarla iletişimlerinde de aynı kısırdöngüyü yaşayabilirsin Bunlar benim de başımdan geçti Üniv.in ilk senesi ailemden ilk defa ayrıldım ve inanılmaz sıkıntılar yaşadım Bununla da kalmadı Diğerleri benim bu boşluk dönemimi kendileri için bir eğlence aracı haline getirmeye çalıştılar Ailemden gördüğüm desteği başkalarından da bekleme gibi bir hata yaptım Karşılığında ise alay edilen ve problem çocuk damgası yiyen kişi oldum Bu duruma direnip bazı şeylere izin vermeyince de yalnız kaldım Bu dönemde ailemle iletişim kopukluğu da yaşıyordum Terapilerde yeterince fayda alamıyordum İlaçlar çok ağır geliyordu Yan etkilerle boğuşurken bir taraftan da okuluma devam etmeye uğraşıyordum Kendi sınıf arkadaşlarım başta olmak üzere aynı ortamda bulunduğum pek çok kişi tarafından dışlandım Alay etmeyenler de vardı ama beni aralarına almazlardı 2-3 sene boyunca bir gün bile gelip te bana "arkadaş derdin,sıkıntın nedir ? Anlat, eğer yapabileceğimiz birşey varsa yardımcı olalım" diyen Bir Allah'ın kulu çıkmadı Hocalarımdan bile beni küçümseyici şekilde davrananlar oluyordu Neyse daha anlatacak çok şey var da fazlasına gerek yok Sadece benzer şeyler yaşadığımızı anlatmaya çalıştım O günler geride kaldı Bu melankolik psikolojiden kurtuldum ama o zamanların izlerini hafızamdan silmem imkansız Yaşamıma bu travmaların at gözlüğünden bakmıyorum ama yine de anımsıyorum bazen

Demek istediğim şu leni herkesin kendine göre bir sıkıntısı oluyor Geçmişe bir sünger çekip hayata bir şekilde pozitif bakmak lazım Keskin sirke küpüne zarar hesabı aileni cezalandırmak adına uyuşturucu gibi sakıncalı olaylara yönelirsen sadece kendine yazık edersin ve aileni üzdüğünle kalırsın Başka da kimse düşünmez seni :!:
leni
Mesajlar: 380
Kayıt: 04 Şub 2007, 20:29
Konum: istanbul

Mesaj gönderen leni »

ilgilendiğin için saol,ama hiçbirşeye pozitif yönden bakamıyorum artık sadece zamanın geçmesini bekliyorum.benim gibi biri artık kendini biraz iyi hissetmek için her yola başvuracaktır,ben sonuçta ölmek istiyorum artık bu yaşamdan istediğim hiçbir şey yok ve er ya da geç bu olacak.
benim diye bu evdeyim ve karnım tok ve aynada bu aynada yine kimse yok,yine kimse yok!..
sessiz gemi

Mesaj gönderen sessiz gemi »

Bir gün öleceğiz orası kesin de mezarımızı ziyaret eden kaç kişi olacak ? Yani yaşamımızı nasıl sürdüreceğiz ? Önemli olan bu Yoksa ölümü herkes yapar marifet bunda değil...
Kullanıcı avatarı
nurbanuu
Mesajlar: 55
Kayıt: 02 Kas 2007, 17:39

Mesaj gönderen nurbanuu »

bende de bağımlı kişilk yapısı var.ben de zamanla çok eleştirildim,duygularımı serbest savunamadım,bastırıldım...psikoterapiyle bu durumların geçeceğine inanıyorum...
ben artık ben gibi olmak istiyorum nolur yardım edin.
Cevapla