Paranoya (hezeyan, sanrı, delüzyon) nedir?

Sosyal fobi ve psikoloji üzerine makaleler..(Lütfen yazının kaynağını belirtiniz)
Cevapla
var

Paranoya (hezeyan, sanrı, delüzyon) nedir?

Mesaj gönderen var »

Paranoya (hezeyan, sanrı, delüzyon) nedir?
Diğer insanların inandıklarını önemsemeden, mevcut düşüncenin hatalı olduğuna dair kesin kanıtlar olmasına rağmen değiştirilmeyen ve dış gerçeklikten doğru olmayan anlamlar çıkartmaya dayalı yanlış inanca paranoya denir. Bu inanç, kişinin bağlı olduğu kültürün diğer üyelerince genelde kabul gören bir inanç da (dini inanç gibi) değildir. Paranoyanın olması hastanın o sırada psikozda olduğunu, diğer bir deyişle gerçeği test etmesinin bozulduğunu gösterir.
  • Paranoid bozukluk nedir?
    • Geç başlangıçlıdır: 40 yaş civarında başlar.
    • En az 1 ay süreyle sistematize sanrılar vardır (tanı unsuru): gerçek değildir ancak yaşamda rastlanması mümkün olabilir niteliktedir. Düşünce yapısında sebep-sonuç ilişkisi korunmuştur, gerçekleşmesi mümkün olmayan özellikte değildir.
    • Yıkımla sonuçlanmaz, işlevsellikteki bozulma sadece hezeyan ile ilgili alanda görülür (örneğin kıskançlık hezeyanı varsa sadece aile hayatı etkilenir, iş hayatı ve sosyal ilişkileri bozulmaz).
    • Uzun seyirli bir bozukluktur.
    • Beraberinde hallüsinasyon gibi diğer psikotik belirtiler genelde yoktur.
    • Nadiren görülür (30/100.000).
    • Göç edenlerde, mahkumlarda, işitme kaybı olanlarda (sosyal izolasyon nedeniyle) ve sosyoekonomik seviyesi düşük olanlarda daha sık görülür.
  • Nedenleri nelerdir?
    1. Genetik faktörler: hastaların akrabalarında kıskançlık ve kuşkuculuk gibi özellikler sık tespit edilir.
    2. Biyolojik faktörler:
      - Nörolojik hastalıklar (Alzheimer hastalığı, epilepsi gibi)
      - Endokrin ve metabolik hastalıklar
      - Vitamin yetmezlikleri
      - Alkol ve madde (kokain, amfetamin gibi) kullanımı
      - Beyin lezyonları ve enfeksiyonları
      - Zehirlenmeler
    3. Psikososyal faktörler:
      - Aşırı duyarlı kişilik yapısı
      - Düşük benlik algısı
      - İlişkilerinde güven kaybı (genellikle annesi aşırı denetleyicidir, babası sadist yapıdadır ve ikili ilişkilerinde soğuktur.)
      - Sosyal izolasyon
  • Paranoyanın görülebildiği diğer hastalıklar ve karıştırılabilen hastalıklar
    • Biyolojik faktörler içinde tanımlanan hastalıklar
    • Organik beyin hastalıkları (deliryum, demans)
    • Paranoid şizofreni
    • Duygudurum bozuklukları (depresyon, bipolar bozukluk)
    • Obsesif kompulsif bozukluk
    • Hipokondriyazis
    • Paranoid kişilik bozukluğu
  • Klinik özellikleri:
    • Strese neden olan faktörler (aile üyeleri ile çatışma, sosyal izolasyon gibi) sonrası kuşku ve merak duygusu artar, dikkat bu konuya yoğunlaşır ve hezeyanlar ortaya çıkar.
    • Kavgacı tutum sergiler, şüpheci ve düşmanca tavırları vardır, ikna etme çabası içine girer, yoğun korku ve öfke yaşar.
    • Hezeyanlarının kabul edilmesi veya reddedilerek tartışılması halinde öfkesi ve savunucu tutumu şiddetlenir (hasta ile hezeyanını tartışmak hatalı bir tutumdur).
    • Duygusal tepkileri hezeyanın içeriği ile uyumludur (düşmanlık görme hezeyanı olan hastada korku ve öfke ön plandadır).
    • İntihar etme (suicid), öldürme (homisid) düşünceleri ve siddete eğilim olabilir (intihar riski şizofreni hastasından 2 kat fazladır).
    • Hastalığına içgörüsü (farkındalık) yoktur.
  • Sınıflandırılması
    1. Düşmanlık görme (en sık görüleni)
      - "İzlendiğini, kendisine komplo kurulduğunu, suikast düzenlendiğini, dinlendiğini, zehirlendiğini, taciz edildiğini" söyler.
      - Küçük olayları abartarak anlama vardır.
      - Haklarına kavuşmak için adli mercilere bitip tükenmek bilmeyen, ısrarlı başvurular yapar.
      - Öfke yoğundur, şiddete eğilim olabilir.
    2. Büyüklük (grandiyöz)
      - Büyük yetenekleri, ilginç keşifleri vardır, medya ve ilgili kurumlara sık sık müracaat eder.
      - "Mehdi, evliya, peygamber olduğunu" söyler, müritler bulabilir, toplumsal organizasyonlar yapabilir.
    3. Patolojik kıskançlık (jaluzik)
      - Aldatılma, sadakatsizlik düşünceleri vardır, boşanma veya öldürme eylemi görülebilir.
      - Üstünü arama, cep telefonu veya faturaları kontrol etme, takip etme davranışları sergileyebilir.
    4. Aşık olunma (erotomanik)
      - Kendisinden çok üst düzeydeki birisi tarafından sevildiğini iddia eder.
      - Bu kişiyi taciz eder; telefon açar, izler.
      - Bu kişinin konuşma ve davranışlarından aşk mesajları aldığını söyler.
    5. Bedensel (Somatik)
      - AIDS, kanser olduğuna inanır ve yapılan muayene ve tahlil sonuçlarına kesinlikle inanmaz.
    6. Karışık tip (birden fazla paranoya bir arada bulunur.)
    7. Belirlenmemiş tip
Tedavi:
Organik nedenler araştırılmalıdır. Şiddet eylem riski değerlendirilmelidir. Gerekirse hastane yatışı yapılır. İlaç tedavisi ve psikoterapiler (bireysel, içgörü kazandırıcı, bilişsel ve davranışçı) uygulanır. Ailenin bilgilendirilmesi ve desteğinin sağlanması önemlidir. Tartışma, nasihat etme, dışlama gibi tutumlar hastalığın seyri açısından yanlıştır.

Kaynak: Memory Center (2006)
Yazar: Uzm. Dr. Hasan Basri İzgi
tonyukuk

Re: Paranoya (hezeyan, sanrı, delüzyon) nedir?

Mesaj gönderen tonyukuk »

PARANOYA VE PARANOİD BOZUKLUK
Eski adlandırmaları "paranoya" veya "paranoid durum" olan bu hastalık, günümüzde Sanrılı Bozukluk olarak adlandırılmaktadır. Eski zamanlardan beri bilinen bu hastalık hastaların olayları gerçekçi olmayan değişik bir uslamlama kullanmalarından dolayı paranoya (para=değişik, noia=düşünme) olarak adlandırılmıştır.

Gerçekten ilginç olan bu ruhsal hastalık psikiyatrik sınıflandırmada psikozlar grubunda yer almaktadır. Yani hastanın gerçeği değerlendirme yetisini ileri derecede bozmaktadır. Oldukça seyrek görülen paranoid bozukluk ciddi ve kronik gidiş göstermektedir. Genelde hastaların gerçek olmayan düşünceleri vardır (sanrı) ve bu hastanın hayatını ileri derecede olumsuz etkilemektedir. Bunun dışında hastada neredeyse psikiyatrik bulgu yok denecek kadar azdır. Hastanın tüm yaşamı sanrısına göre ayarlanır. Bu sanrılar çok çeşitli olabilir ve hastanın bir sanrısı vardır. Örneğin kişinin hakkı yenmiştir ve bundan dolayı kişi devamlı mahkemelerde hakkını arar veya hep dava açmakla uğraşır. Ya da kötülük görme (perseküsyon) sanrılarından dolayı birileri tarafından izlendiğini, tuzaklar kurulduğunu, zarar verileceğini düşünür ve hayatı buna göre biçimlenir. Kıskançlık sanrılarıyla eşinin kendisini aldattığını, gizli bir takım ilişkileri olduğunu düşünebilir.

Bu hastalığın en önemli özelliği yukarıda örnek verilen durumları düşünürsek, hastaya mantıklı ve geçerli kanıtlar gösterilse bile hasta sabit ve gerçek dışı düşünceleri olduğuna ikna edilemez. Hatta çoğu kez ikna etme girişimleri ters teperek hastanın size kızgınlık ve düşmanlık duyguları geliştirmesine neden olur. Paranoid hastalar tehlikeli hasta grubu olarak kabul edilebilir. Eğer siz kendinizi bir an hastanın yerine koyarsanız ne kadar rahatsızlık verici tehdit edici bir dış dünyaya karşı, ne kadar gergin bir iç dünyanız olabileceğini farkedebilirsiniz. Bu nedenle bu hasta grubu ani ve ciddi saldırılarda bulunabilir.

Hastalığın tedavisi oldukça zordur. Hastalıklarını kabul etmediklerinden ya zorla ya da kandırılarak yakınları tarafından hekime getirilirler. Hekim hastayla güven ilişkisi kurarak hastalığın ortaya çıkış nedenlerini araştırmalıdır. Hekimin hastayla mantık ya da felsefe
tartışması yararsızdır. Hasta yakınları ve hekim hastaya karşı dürüst olmalı, kandırmamalı, açık olmalıdır. İlaç tedavileri diğer tedavi modalitelerinden daha başarılıdır. Genellikle antipsikotik grubu ilaçları uzun yıllar kullanmaları gerekir.

Paranoid Bozukluğun Evreleri
  • Erken Dönem
  • Başlangıç Kristalizasyonları Dönemi
  • En Son Kristalizasyon Dönemi
  • Paranoid Davranışlar Dönemi
1.Erken Dönem
Paranoid reaksiyonların uzunca bir süre süren prodrom dönemi vardır. Daima kendilerinin engellendiğini, tehdit edildiği gibi duygularla güvenilecek kimse bulunmadığı inanışı ile kendilerini çevreden çekerler ve çevre ile olan ilişkilerini azaltırlar. Aslında çevredeki insanlara çok fazla gereksinme duyarlar ancak bu gereksinmeyi güvensizlik nedeni ile gideremezler. Gerçekte objektif ilişki kuramayan bu insanlar bu sefer ilişkileri yeniden fakat hezeyanlarla tamir ve telafi gayreti içine girerler ve sıkıntı içine düşerler. Yaşadığı dünya tehlikeli olduğunu ve herşeyin değişmeye başladığını düşünmesiyle beraber kişinin kendisinde bir gariplik olduğu sezilmeye başlanır.

Bu kişiler çevrelerinde bir takım garip şeylerin döndüğünü, bunu anlayamadığını, hiç kimseye güvenemediklerini hissederek, çevrelerinde olup biteni çıkarsamaya çalışırlar. Herşeyin kendileri ile ilgili olduğu ve bir takım gizli anlamlar taşıdığını düşünmeye başlarlar. Aslında ileri sürülen tüm endişe ve korkular kişilerin bilinçdışı impulsları, bunların inkarı ve dışa yansıtılması ile ilgilidir. Hastalar bu yüzden tüm dikkatin kendi üzerlerinde toplandığını sanırlar. Bu dönem oldukça uzun sürer.

2.Başlangıç Kristalizasyon Dönemi
Bu dönemde bir takım düşmanlık duygularının dışa yansıtılması sürdürülür. Bu yansıtma onun savunma sisteminin bir kısmıdır. Hastalar bu dönemde bir takım bilinmeyen nedenler dolayısı ile yalnız bırakılmak istendikleri inancı içerisindedirler. Çevrelerinde bulunan bazı insanların iyi niyetten yoksun olduklarını düşünürler. Kendileri ile sürekli uğraşılmakta ve gözlenilmektedirler.

3.En Son Kristalizasyon Dönemi (Paranoid Yalancı Toplum)
Hasta bu döneme gelinceye kadar kendisi hakkında bu kadar tehlikeli şeyler yapanların kimler olduğunu bilmemektedir. Bu dönemde hastalar kendilerinin tüm bilinç dışı impulslarının (cinsel ve düşmancıl) yansıtıldığı bir “yalancı toplum” yaratırlar. Bu “paranoid pseudo community” hastaya karşi amaçli hareket eden gerçek ve hayali kişilerden kurulu hayali bir organizasyon olup, bu organizasyonlar gizli örgütler, uluslararasi kuruluşlar, siyasi organlar vs olabilir. Bu şekilde diş çevre ile hezeyansal bir temelle yeniden ilişki kurarlar. Şimdi artik düşmanlarini bilmekte ve tanimaktadir. Bu hastalara bir güven duygusu vermektedir. Bilinen bir şeye karşi korku duymak daha kolaydir (Bilinç dişi korkudan ziyade diş dünyada bilinen düşmana karşi korku). Hastalarin projeksiyonuna göre bu yalanci toplum organizasyonu devam ederken gerçek olaylarla degiştirilirler. Bunlar hezeyansal tefsirlerle zenginleştirilirler. Çogu paranoid reksiyonlar bundan daha ileriye gitmezler, bu dönemde kronik bir şekilde kalirlar. Bir kisminda gerçek ilişkilere bir dönüş olabilir.

4.Paranoid Davranişlar Dönemi
Paranoid kişilerin davranişlari normal kişiler tarafindan pek anlaşilamaz. Çünkü bu hareketlerin arkasinda yatan impulslar bilinmez. Akut kizginlik ve şiddet biçimindeki davraniş bozukluklari insanlarin bu kişilerden uzak durmasina neden olur. Bu şekilde yalnizliklari artar. Bazi makamlara şikayetler olabilir. Bu tip hastalar persekütörleri için polisten yardim isteyebilir, savcilara başvurabilirler. Kendileri için bu yalanci toplumdan kaçmak olanaksizlaşmiştir. Çünkü nereye gitseler kendi bilinç dişi düşmanlik impulslarindan kurtulamazlar. Persekütörlerine karşi saldirgan bir tutum takinirlar. Bu nedenle hastanin düşmanlik duydugu kişilere karşi saldirganlik göstermeleri söz konusudur.

Kaynak: PsikoNET
Yazar: Psi. Dr. Alp Karaosmanoğlu
Cevapla