Toplumda Çok Yaşanan Bir Dert: Sosyal Fobi ( Röportaj )

Sosyal fobi ve psikoloji üzerine makaleler..(Lütfen yazının kaynağını belirtiniz)
Cevapla
Kullanıcı avatarı
sawas
Mesajlar: 860
Kayıt: 22 Nis 2007, 03:38
Konum: Evden

Toplumda Çok Yaşanan Bir Dert: Sosyal Fobi ( Röportaj )

Mesaj gönderen sawas »

Sosyal Fobi, birçok kişinin yaşamdan kaçmasına neden olan, gerçekte var olan performansını göstermesini engelleyen psikolojik bir rahatsızlık. Hiç de azımsanmayacak sayıda kişi bu dertten mustarip. Gençlik yıllarını sosyal fobiden kaynaklanan sorunlarla, özgüven eksikliğiyle geçiren Psikolog Yıldız Burkovik kendi yaşadıklarından da faydalanarak konuya hem bir hasta hem de uzman gözüyle yaklaşmayı başarıyor.

Canbolat: Siz Uzman klinik psikologusunuz. Bize biraz işinizden bahseder misiniz?

Burkovik: İşimin tamamı insan ile ilgilidir. İnsanın ruh sağlığı, ruhunun derinliklerinde yaşattığı acılar, sevinçler, olumlu ve olumsuz tecrübeler, yani insanı insan yapan tüm özellikler benim iş alanıma girer. Görüşme yaptığım kişilerden bazıları sadece kendini tanımak için gelenlerden oluşur, bazen de başa çıkamadıkları bir konuda farklı bir yaklaşımı da görmeyi dileyenler de vardır. Ve elbette ki psikiyatrinin patalojik süreçlerinin çeşitli yerlerinde yaşayıp da ilaç kullanırken psikolog desteğini alması gerekenler . Benim mesleğim son derece hareketli, canlı ve insanın karşısına nelerin çıkacağını zaman zaman hiç bilmediği şekilde güzel ya da kötü olaylar ile harmanlaşmış son derece hareketli bir meslek. İşimi çok seviyorum, hele de sonunda gerçekten kişi kendini bulup kendini kabullendiğinde ve kendindeki artıları daha da arttırıp eksileri artıya çevirdiğinde sonsuz derecede güzel mutluluk veren bir meslek.

Canbolat: Psikoloji ile psikiyatr arasındaki fark nedir? Bu kavram çokça karıştırılıyor?

Burkovik: Psikiyatrist Tıp mezunudur ve mesleki dil ile psikofarmakoloji olarak ifade edilen ilaç tedavisi konusun da yetkin kişidir. Psikolog ise çeşitli üniversitelerin “Psikoloji” bölümünden mezun olan kişiye denir. Bura meslekte kişiler ilgi alanlarına göre seçim yaparlar, çocuk,ergen ya da yetişkin olarak. Kişinin baş edemediği kimi zaman kendisinin bile kendine itiraf edemediği pek çok konuyu, psikolog karşısındaki kişiyi zedelemeden ele alır ve o konu hakkında detaylı olarak konuya bakma ve birlikte çözüme ulaşma yolunu çizer. Psikolog bunu yapan kişidir Uğur Bey.

Canbolat: Klinik pratiğinizde en çok rastladığınız vakalar nelerdir?

Burkovik: Çok yoğun hasta gören, alanında haklı bir üne sahip olan donanımlı bir nöropsikiyatri merkezinde hizmet veriyorum. Burada gerçekten çok zor görülen, ilginç vakalara rastlıyorum. Yıllarca çözüm aramış, pek çok yere gitmiş olduğu halde sonunda bize gelen çok danışanımız var. En çok gördüğüm vakalar; sosyal fobi ,depresyon, panik atak ve takıntılar yada aşırı titizlik olarak halk arasında ifade edilen obsesif kompulsif bozukluklar ile güven krizi yaşanması.

Canbolat: İlk olarak Sosyal Fobiyi özellikle vurguladınız. Sanırım Sosyal Fobi ünlüler arasında da çok yaşanan bir rahatsızlık. Sizin bu konuda yayınlanmış bir de kitabınız var. Halk dilinde dar anlamıyla korku olarak daha çok bilinen sosyal fobinin tanımını alabilir miyim?

Burkovik: Evet gerçekten sosyal fobi sık yaşanan bir olgu. Sosyal fobi; tanım olarak sosyal alanda duyulan korku yani sosyal çevre içinde yaşanırken açığa çıkan korku hali olarak adlandırılabilir. Sosyal fobi daha çok sosyal ortamda açığa çıkan bir duygudur özellikle başkaları tarafından incelendiği hissine ek olarak performans gerektiren bir iş ile meşgulse kişinin diğer kişiler tarafından eleştirilme endişesi, küçük düşme korkusu, alay edileceği kaygısı olarak da kısaca tanımlanabilir.

Canbolat: Sosyal fobinin temel özellikleri nelerdir? Neler yaşar sosyal fobik olan kişi?

Burkovik: Sosyal fobik yoğun bir şekilde kaygı yaşar, stres yaşar .

Canbolat: Sosyal fobik kişi bu belirtileri tanımadığı kişilerin önünde de yaşar mı?

Burkovik: Daha çok tanımadığı kişiler ile beraberken ortaya çıkar, aile üyelerinin ya da yakın arkadaş çevresinin içinde iken bu kadar yoğun yaşanmayabilir.

Canbolat: Sosyal fobik kişi neden başkalarının aşağılamasından veya yüzünün kızaracağından, titreyeceğinden aşırı derecede korkar?.

Burkovik: Bu kişilerde eleştirilme hissi ağır basar. Sosyal fobikler gerçekte mükemmeliyetçi ve aşırı hassas kişilerdir . Bunlar hata yapmaktan hoşlanmadıkları için hiçbir şey yapmamayı tercih edebilirler.

Canbolat: Sosyal fobiklerin en büyük tasası topluluk önünde konuşmak her halde.. Kendi evlerinde ve aile üyeleri arasında da aynı şeyleri azda olsa yaşarlar mı?

Burkovik: Topluluk önünde konuşma yapmak, her hangi bir sunuş yapmak sosyal fobik için büyük bir kabustur. Her alanda başarılı olmuş, konusunu çok iyi bilen iyi hazırlanmış bir kişi olsa bile sosyal fobik için sahnede herkesin önünde olmak korkunç bir durumdur ama bunu yansıtmak istemez örtmek çabasındadır. Bazıları bunu aile içinde yapılacak toplantılarda da yaşayabilir, ancak yine de onlara da yaşadıklarını belli etmeme çabaları baskındır.

Canbolat: Karşı cinsle konuşmak, aynı iş alanını paylaşmak sosyal fobili insanlar için neden başlı başına bir problemdir?

Burkovik: Bazı sosyal fobikler karsı cins ile ilişkilerinde kendi başlarına arkadaş sahibi olamazlar, mesai arkadaşları ile iletişimde zorlanırlar ve bundan kaçınmaya çalışırlar. Hatta bu nedenle bekar bile kalabilirler. Bunun aşılması için başkalarının kendilerine yardımcı olmasını beklerler, iş alanında karşı cinle iletişimi gerekiyorsa başkasına yaptırmayı yeğlerler veya kendilerini aşırı kasarlar. Karşı cins ile iletişim zorluğu yaşayan sosyal fobikler genellikle görücü usulü ile evlenme yoluna gidebilirler. Aslında heyecanlı yapısı olan her kişi için bu zor bir durumdur. Çekingen utangaç özellikleri olan kişiler de bu girişimde bulunurken zorlanırlar. Ancak sosyal fobik de bu özellikler daha fazla ortaya çıkabilir. Kaygı düzeyleri fazla olduğundan ve sürekli beklenti kaygısını yoğun yaşadıkları için bir kez başarısız girişim yeniden girişimde bulunmalarını engeller. Her zaman aynı şekilde sonuçlanacağı korkusu yaşarlar.

Canbolat: Sosyal fobikler de iletişim zorlukları nedeniyle bekarlık oranı yüksek. Bunun nedeni nedir sizce?

Burkovik: Karşısındaki kişilerle yapacakları konuşma içeriklerine bakamazlar. Daha çok kendi duyguları ve endişeleriyle meşgul olurlar. Bu hal neden oluyor diyebiliriz.

Canbolat: Sosyal fobik birisinin hayatı nasıl geçer?

Burkovik: Daha çok eline geçen fırsatları değerlendirememekten ötürü kendine acıması ya da kızmasıyla geçebilir. Çoğunlukla da insanlardan uzak, kendini fazla ön plana atmadan geçebilir diyebilirim. Sürekli kendiyle kavga halinde çekişme halindedir. Kısaca zor bir hayat...

Canbolat: Öğrenci ise okulda öğretmen kendisine soru sorduğunda kalkıp cevap vermek zorunda. Öğrencilerde durum nasıldır?

Burkovik: Öğrenci olmak zaten zor bir olay.. Bu durum sosyal fobik için daha çok sıkıntı vericidir. Bildiği halde sorulara cevap veremez, parmak kaldıramaz, bazen yazılıda da heyecan kaygı düzeyi öyle artar ki bildiği şeyi bile aklına getiremez. Aklına geleni de yazamaz. Sanki hiç çalışmamış gibidir. Sözlülerde kızarma, kekeleme, terleme daha çok görülür.

Canbolat: Telefonla bile konuşamayan sosyal fobikler olduğunu biliyoruz. Ağır vakaların sokağa çıkmaya, bakkala gitmeye, biletçiden otobüs bileti almaya bile tahammülü yoktur. Bunlar için ne diyeceksiniz?

Burkovik: Evet oldukça zordur. Bu zorluğun altında hep başarısız olma ya da eleştirilme duygusu yatar. Sosyal fobik kendisine hayır deneceğinden korkar yani ret edilme endişesi yatar. Öğrenilmiş bir çaresizlik durumu yaşanır ve bu döngüyü nerde kesmesi gerektiğini ya da nasıl düzelteceğini bilememe durumundan ötürü tepkiler ortaya çıkarlar.

Canbolat: Sosyal fobi kimlerde görülür?

Burkovik:Daha çok çekingen, utangaç, içe kapanık ve hassas özellikleri olan kişilerde görülür.

Canbolat: Daha çok hangi yaşlarda görülür? Başlama yaşından bahsedebilir miyiz?

Burkovik: Çocukluk döneminde başlar, ergenlikte gelişir yetişkin iken artık ortaya çıkmıştır, iyice belirginleşir.

Canbolat: Kadın erkek farkı gözetir mi?

Burkovik: Kadınlarda erkeklerden daha çok gözlenir. Sosyal fobiyi yaşayan kadınlar eğer ev hanımıysa kolay kolay çevre tarafından anlaşılmaz. Ancak sosyal fobiyi bir iş kadını yaşıyorsa başarı durumunda düşme gözlenir. Kendini göstermesi gereken ortamlarda daha çok fark edilir. Erkeklerde de ancak belirtiler ortaya çıkınca kendini gösterir. Erkeklere yüklenen mesuliyetler, biçilen roller çocukluktan itibaren farklıdır. Özellikle Türkiye de “Erkek ağlamaz” denmesi bile ayrı bir mesuliyettir. Sosyal fobi hassasiyetin artışı demek olduğundan her iki cinste daima bu etki altındadır diyebiliriz.

Canbolat: Sosyal fobinin asıl sebebi nedir?

Burkovik: Kesin sebep şudur denemez. İnsanın kişilik yapısı, kendindeki özellikleri, yaşadığı çevre ve yaşanan olaylar bunu şekillendirir.

Canbolat: Sosyal fobi iyileşir mi?Sosyal fobi tedavilerinizden sonuç alıyor musunuz?

Burkovik: Bu çok merak edilen bir husustur. Bu bir huydur değişmez anlayışı yanlıştır kesinlikle iyileşir. Bizim klinik uygulamalarımızda aldığımız sonuçlar yüz güldürücüdür. Bu konuda endişe yersiz olur.

Canbolat: Yüz güldüren sonuçlar aldığınızı söylediniz peki Sosyal fobinin nasıl tedavi edildiğini, ne gibi yöntemler uyguladığınızı anlatabilir misiniz?

Burkovik: Önce danışanımızın kişilik özelliklerini çıkartıyoruz testler ile. Bu özellikler hakkında kendisiyle konuşurken genelde gördüğüm kişinin beğenmediği özellikleri değiştirmeye çalışırken kendini sildiğini aslında kendini yeniden yaratmaya çalıştığıdır. Bizim bir psikoterapist olarak kişiye kendini fark ettirmek, neleri nasıl yapabileceğini anlatmak ve birlikte bir profil çizmemiz son derece önemli. Stres ile baş etme yöntemlerini de öğretiyoruz. Bu şekilde kendini kontrol alabileceği bilgisini verip başarmasına yardımcı oluyoruz. İşte bu sonuca ulaştığımızda da her şey kendiliğinden çözülmüş oluyor.

Canbolat: Psikoterapinin tedavideki yeri nedir?

Burkovik: Tedavide önemli bir yeri var. Kimi zaman sadece terapi ile çözülen sorunlar var. Hekimin koyduğu tanıya göre uyguladığı tedavi planında ilaç ile birlikte gerekli görmesi halinde terapide öneriyor. Tedavi hekimin takibi, ilaçların tesiri ve terapi ile üç aşama ile oldukça başarı sağlanıyor. Burada komple bir tedavi uygulanabiliyor. İlaç kullanmaya karşı bazı kişilerin dirençlerine de rastlanıyor kimi zaman. Sadece terapi almak amacıyla müracat edenlerde olabiliyor bu defa biz gerekiyorsa aynı zamanda hekiminde takip etmesini öneriyoruz. Kısaca hekimin yapacakları, ilacın etkisi ve terapinin işlevi ayrı ayrı. Kişinin psikoterapistine güvenmesi ve her şeyi dürüstçe ve açıkça konuşabilmesi terapinin etkisinde önemli bir etken..

Canbolat: Kişinin bir arkadaşıyla, çok okumuş bazı konularda malumat sahibi olmuş bir dostuyla,öğretmeniyle, hocasıyla, aile yakınlarıyla, kitap okumasıyla, kısacası psikolog olmayan birisiyle konuşması ile terapist ile görüşmesi arasındaki farkı anlatabilir misiniz?

Burkovik: Yapılan yanlışlıklardan birisi budur. Terapinin işlevi henüz herkes tarafından kavranmış değil. Öncelikle şunu vurgulamak isterim.Bu konularda yayımlanmış pek çok kitap var. Bunları okuyan, ilişkileri iyi, etkin kimi görevlerde bulunan bazı kimseler yetkin olmadıkları halde terapist gibi davranabiliyorlar ve önerilerde bulunabiliyorlar. Bu şüphesiz etik bir yaklaşım değil ancak henüz yurdumuzda ne yazık ki bunun bir yaptırımı yok.

Dostlar, yakınlar daha çok ön yargılıdırlar, terapist ön yargıdan tamamen uzaktır. Biri dinler teselli eder diğeri de dinler ve mesleği gereği terapi yapar. Dostlarla konuşmanın kuşkusuz terapatik bir etkisi vardır. Dinlenilmiş olmanın, anlaşılıyor olmanın getirdiği bir rahatlama hissi yaşanır. Ama sadece o kadardır ve geçicidir. İnsan psikolojisi, kişilik yapısı ve bilimsel metodoloji içermediği için profesyonellikten uzaktır. Bir terapistin bile eğer kendine gelen kişi hakkında bir ön yargısı varsa mutlaka bir başka terapiste yönlendirmelidir kendine gelen kişiyi. Yakınlar karşılarındaki kırılmasın diye endişeye düşerler, oysaki terapist karşısındakini kırmadan olayı kişiye uygun şekilde aktarır ve çözüme ulaşabilme yolunu beraberce görmelerini sağlar. Terapi de bazen bakılması gereken farklı noktalar çıkar konuşmalar sırasında bunu görebilmek terapistin işidir.
Delilik Aynı Şeyleri Yaparak Farklı Sonuçlar Beklemektir
Cevapla