Sorunumuz Zeki Olmamak
Re: Sorunumuz Zeki Olmamak
ZEKA TÜRLERİ
Çoklu zeka teorilerine göre insanların farklı zeka alanları vardır ve bu alanları kullanmaları, kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Fakat içinde bulunduğumuz çevre, deneyimlerimiz, ailesel faktörler, kişisel özelliklerimiz bazı zeka tiplerimizi ön plana çıkarmaktadır. Aşağıda farklı zeka alanlarını ve her birinin özelliklerine uygun olabilecek bazı kariyer alanlarını göreceksiniz. Her bir zeka alanının özelliklerini, kendinizi değerlendirerek okumaya çalışın:
•Matematiksel/Mantıksal Zeka: Sayıları etkin bir biçimde kullanabilme.
Bu kişiler veri toplamayı, organize etmeyi, analiz etmeyi, yorumlamayı ve tahmin yürütmeyi severler. Nesneler arasında ilişkileri görebilme ve problem çözebilme yeteneğine sahiptirler. Soru sormaktan ve araştırmaktan hoşlanırlar. Sayıları akıllıca kullanırlar, mantıksal modelleri, kategorileri, ilişkileri sebep ve sonuç ilişkilerini anlama yetenekleri vardır. Strateji oyunlarından, bulmacalardan ve deney yapmaktan hoşlanırlar.(Muhasebeci, bankacı, bilgisayar programcısı, mühendis, yatırımcı, araştırmacı, bilim adamı)
•Dilsel zeka: Dili etkin bir biçimde kullanabilme.
Bu kişiler güçlü bir kelime haznesine sahiptirler; kelimelerin anlamları, dil bilgisi kurallarına uyma, dilin yazılı ve sözlü kullanılması konularında hassaslardır. İnsanları dinlemekten ve onlarla konuşmaktan hoşlanırlar. Kendilerini ifade etmeyi severler ve dili düzgün ve ustaca kullanarak insanları etkilerler. İkna kabiliyetleri yüksektir. Kelime oyunlarından ve bulmacalardan hoşlanırlar. Dinleyerek ve duyarak öğrenirler. Bilgiyi dinleme ve tekrar etme becerilerini kullanarak ayıklarlar ve sınıflandırırlar. (Avukat, komedyen, editör, tarihçi, gazeteci, şair, politikacı, psikoterapist, satış elemanı, çevirmen)
•Görsel/Uzamsal Zeka: Resimler veya imgelerle düşünebilme.
Bu kişiler 3 boyutlu düşünebilen, zihinlerindeki bilgiyi imge ve resimlere aktarabilen kişilerdir. Daha önce zihinlerine aktardıkları bu imge ve resimleri, ihtiyaç duyduklarında tekrar kullanabilirler. Geometriyi anlama ve uzayda nesnelerin birbirleriyle ilişkilerini anlama yetenekleri vardır. Görsel sanatlarda, mimarlık ve fotoğrafçılıkta başarılıdırlar. Labirent oyunlarından, yapbozlardan, resim çizmekten ve legolarla oynamaktan hoşlanırlar. (Fotoğrafçı, grafik tasarımcısı, reklamcı, mimar, moda tasarımcısı, film editörü, yönetmen, denizci, tur rehberi, pilot, terzi, şehir planlamacısı)
•Müziksel Zeka: Kendini müzik yoluyla ifade edebilme.
Bu kişiler ritimleri, perdeleri, tonları anlama, yaratma, yorumlama ve besteleme yeteneğine sahiptirler. Doğanın ritmine ve seslere karşı hassastırlar. Müzik dinlemeyi ve kendi kendilerine şarkı söylemeyi severler. Bir müzik aleti çalmayı kolaylıkla öğrenebilirler. Bir melodiyi bir kez duymaları, tekrarlayabilmeleri için yeterlidir. Ritim ve melodi ile daha kolay öğrenebilirler. Çalışırken veya yeni bir şey öğrenirken müzik dinlemeyi ya da kendi kendilerine mırıldanmayı, elleri ve ayaklarıyla ritm tutmayı severler. (Besteci, orkestra şefi, dansçı, müzisyen, müzik terapisti, müzik öğretmeni, şarkı sözü yazarı, ses mühendisi)
•İçsel Zeka: Kişinin kendisi hakkında düşünebilmesi ve kendini anlayabilmesi.
Bu zeka, kısaca kişinin kendini tanıyabilme yeteneğidir. Sosyal zekanın kişiye döndürülmüş halidir. Bu kişiler kendi duygularını, motivasyonlarını, güçlü ve zayıf yanlarını anlayabilme yeteneğine sahiptirler. Kendilerini öyle iyi tanırlar ki, kişisel hedeflerine ulaşabilmek için kendi kendine disipline edebilirler. Kendi kendilerini motive edebilirler, duygu ve düşüncelerini gözden geçirebilir ve etkin bir şekilde kontrol edebilirler. Kendi başlarına çalışmayı tercih ederler, gözlem yaparak ve dinleyerek iyi öğrenirler. Tek başlarına oynayabilecekleri oyunları ya da sporları tercih ederler. Kendi duygu ve ruh hallerine karşı hassastırlar. (Girişimci, danışman, yaratıcı yazar, psikolog, araştırmacı yazar,)
•Sosyal zeka: Diğer insanların ruh hallerini, duygularını, motivasyonlarını ve hareketlerini anlayabilme, yorumlayabilme ve cevap verebilme.
İyi iletişim becerileri ve başkalarının duygularına karşı empati kurabilme yeteneğidir. Kişiler arasındaki farklılıkları doğal karşılarlar ve etraflarındaki kişilerle kolaylıkla çok güzel arkadaşlıklar geliştirirler. Sosyal ortamların doğal liderleridirler. (Öğretmen, psikolog, danışman, hemşire, politikacı, halkla ilişkiler uzmanı, resepsiyonist, sekreter, toplum liderleri, sosyal hizmetler uzmanı)
•Bedensel zeka: Vücudu kullanabilme ve kendisini vücudunu kullanarak ifade edebilme.
Bilgiyi vücutlarındaki hislerle işlerler. Hareket etmeyi, kişilerle konuşurken onlara dokunmayı, jest ve mimiklerini kullanmayı severler. Her türlü sporu ve fiziksel aktiviteleri severler. Genellikle kendilerini dans ederek ifade ederler. (Akrobat, dansçı, oyuncu, marangoz, koreograf, teknisyen, heykeltıraş, cerrah, beden eğitimi öğretmeni)
BAŞKA ZEKALAR DA VAR MI?
1983 yılında yazdığı "Frames of Mind" kitabıyla 7 değişik zeka alanı tanımlayan Gardner, 1999'da yazdığı "Intelligence Reframed" adlı kitabında, 2 zeka alanını daha ekliyor: Doğasal (Naturalistic) zeka ve varlıkla ilgili (Existential) zeka. Doğasal zeka bitkileri, hayvanları ve doğal çevredeki diğer parçaları (taşlar, ağaçlar, bulutlar gibi) tanımlayabilme ve sınıflandırabilme yeteneğidir. Dış dünyayla güçlü bağları bulunan, açık hava sporları yapmayı seven insanlardır. Biyoloji, astronomi, meteoroloji ve zoolojiyle ilgilenirler. Soyu tükenmekte olan türleri araştırmaktan zevk alırlar. Varlıkla ilgili (varoluşçu) zeka ise var olmak, ölüm ve gerçeklikle ilgili düşünmeyi, sorgulamayı seven insanlardır. Dünyanın yüzyıllar önce neye benzediğini, başka bir gezegende hayat olup olmadığını, ölümden sonra yaşamın olup olmayacağını, başka bir boyutun olup olmadığını düşünen, araştıran insanlardır.
BENİM ZEKA TİPİM HANGİSİ?
Kişinin kendisini ve çevresini tanıması, etrafında gelişen olayları daha farklı bakış açılarıyla değerlendirebilmesi açısından; kendisinde ve etrafındaki kişilerde daha baskın bulunan farklı zeka alanlarını, öğrenme stillerini, kişilik özelliklerini bilmesi önemlidir. Çoklu zeka için,"IQ" testleri gibi farklı kültürlere göre adapte edilmiş resmi bir ölçek yoktur. Aslında Gardner'a göre büyük bir ölçek geliştirmemek gerekir. Çünkü bu tip ölçeklerin sonuçları bazen fazlasıyla ciddiye alınabiliyor ve insanlar 'dilsel zekası'yüksek, 'bedensel zekası düşük' gibi etiketle sınıflandırabiliyorlar. Zeka alanlarımızın sürekli gelişebileceğini göz ardı edersek kapasitemizi kısıtlarız."Benim sözel zekam yüksek, matematik zekam yok" deyip farklı zeka alanlarımızı tanımaktan kendimizi alıkoyarsak kendimize sınırlar belirlemiş ve kaynaklarımızı kullanmayı baştan reddederek gelişimimizi engellemiş oluruz. Tek çeşit besinle beslenmemiz vücudumuzu nasıl olumsuz etkilerse, zihnimizi tek yolla kullanmayı seçmemiz zihinsel gelişimimizi o denli kötü etkileyecektir.
Her zeka alanında baskın olan özelliklere baktığımızda bizde her birinin ne oranda gelişmiş olduğunu kendi kendimize keşfedebiliriz. Zeka alanlarımızı keşfederek, neden bazı derslerde daha zor öğrendiğimizi anlayarak, buna göre kendimize uygun öğrenim teknikleri geliştirebiliriz. Örneğin görsel zeka alanı güçlü, resim ve şekiller yoluyla düşünen bir öğrenci, matematik gibi soyut bir dersi öğrenirken problemleri şekiller ile çözerse ona zor gelen matematik dersi daha zevkli hale gelir. Alan ve meslek seçerken kendimizde gelişmiş olan ve geliştirmemiz gereken alanları belirlememiz gerekir. Çoklu zeka kuramına göre; bütün çocukların farklı becerileri, gizli güçleri vardır ve aldıkları eğitim ile bunları bulup geliştirmelilerdir. Öğrenciler olarak kendi zeka potansiyellerimizi, becerilerimizi daha geniş bir bakış açısıyla düşünmeli ve kendimizi tek bir zeka bölümü ile etiketleyip sınıflandırmamalıyız.
Yaşam tek tip etkinliklerle sınıflandırılmayacak kadar zenginliklerle doludur. Gelişmesini istediğiniz zeka alanlarımız için çaba harcamamız bize hayatımızı daha dolu yaşatacaktır. İçinde bulunduğunuz eğitim sisteminin zeka alanı olarak kendinizi ait hissetmediğiniz şekilde ve tek tip sınıflandırdığını düşünüyor olabilirsiniz. Önemli olan bizim kendimizi bireysel farklılıklarımızla ele almamız ve kendi gelişimimizden en başta sorumlu olmamızdır.
Alıntıdır
Çoklu zeka teorilerine göre insanların farklı zeka alanları vardır ve bu alanları kullanmaları, kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Fakat içinde bulunduğumuz çevre, deneyimlerimiz, ailesel faktörler, kişisel özelliklerimiz bazı zeka tiplerimizi ön plana çıkarmaktadır. Aşağıda farklı zeka alanlarını ve her birinin özelliklerine uygun olabilecek bazı kariyer alanlarını göreceksiniz. Her bir zeka alanının özelliklerini, kendinizi değerlendirerek okumaya çalışın:
•Matematiksel/Mantıksal Zeka: Sayıları etkin bir biçimde kullanabilme.
Bu kişiler veri toplamayı, organize etmeyi, analiz etmeyi, yorumlamayı ve tahmin yürütmeyi severler. Nesneler arasında ilişkileri görebilme ve problem çözebilme yeteneğine sahiptirler. Soru sormaktan ve araştırmaktan hoşlanırlar. Sayıları akıllıca kullanırlar, mantıksal modelleri, kategorileri, ilişkileri sebep ve sonuç ilişkilerini anlama yetenekleri vardır. Strateji oyunlarından, bulmacalardan ve deney yapmaktan hoşlanırlar.(Muhasebeci, bankacı, bilgisayar programcısı, mühendis, yatırımcı, araştırmacı, bilim adamı)
•Dilsel zeka: Dili etkin bir biçimde kullanabilme.
Bu kişiler güçlü bir kelime haznesine sahiptirler; kelimelerin anlamları, dil bilgisi kurallarına uyma, dilin yazılı ve sözlü kullanılması konularında hassaslardır. İnsanları dinlemekten ve onlarla konuşmaktan hoşlanırlar. Kendilerini ifade etmeyi severler ve dili düzgün ve ustaca kullanarak insanları etkilerler. İkna kabiliyetleri yüksektir. Kelime oyunlarından ve bulmacalardan hoşlanırlar. Dinleyerek ve duyarak öğrenirler. Bilgiyi dinleme ve tekrar etme becerilerini kullanarak ayıklarlar ve sınıflandırırlar. (Avukat, komedyen, editör, tarihçi, gazeteci, şair, politikacı, psikoterapist, satış elemanı, çevirmen)
•Görsel/Uzamsal Zeka: Resimler veya imgelerle düşünebilme.
Bu kişiler 3 boyutlu düşünebilen, zihinlerindeki bilgiyi imge ve resimlere aktarabilen kişilerdir. Daha önce zihinlerine aktardıkları bu imge ve resimleri, ihtiyaç duyduklarında tekrar kullanabilirler. Geometriyi anlama ve uzayda nesnelerin birbirleriyle ilişkilerini anlama yetenekleri vardır. Görsel sanatlarda, mimarlık ve fotoğrafçılıkta başarılıdırlar. Labirent oyunlarından, yapbozlardan, resim çizmekten ve legolarla oynamaktan hoşlanırlar. (Fotoğrafçı, grafik tasarımcısı, reklamcı, mimar, moda tasarımcısı, film editörü, yönetmen, denizci, tur rehberi, pilot, terzi, şehir planlamacısı)
•Müziksel Zeka: Kendini müzik yoluyla ifade edebilme.
Bu kişiler ritimleri, perdeleri, tonları anlama, yaratma, yorumlama ve besteleme yeteneğine sahiptirler. Doğanın ritmine ve seslere karşı hassastırlar. Müzik dinlemeyi ve kendi kendilerine şarkı söylemeyi severler. Bir müzik aleti çalmayı kolaylıkla öğrenebilirler. Bir melodiyi bir kez duymaları, tekrarlayabilmeleri için yeterlidir. Ritim ve melodi ile daha kolay öğrenebilirler. Çalışırken veya yeni bir şey öğrenirken müzik dinlemeyi ya da kendi kendilerine mırıldanmayı, elleri ve ayaklarıyla ritm tutmayı severler. (Besteci, orkestra şefi, dansçı, müzisyen, müzik terapisti, müzik öğretmeni, şarkı sözü yazarı, ses mühendisi)
•İçsel Zeka: Kişinin kendisi hakkında düşünebilmesi ve kendini anlayabilmesi.
Bu zeka, kısaca kişinin kendini tanıyabilme yeteneğidir. Sosyal zekanın kişiye döndürülmüş halidir. Bu kişiler kendi duygularını, motivasyonlarını, güçlü ve zayıf yanlarını anlayabilme yeteneğine sahiptirler. Kendilerini öyle iyi tanırlar ki, kişisel hedeflerine ulaşabilmek için kendi kendine disipline edebilirler. Kendi kendilerini motive edebilirler, duygu ve düşüncelerini gözden geçirebilir ve etkin bir şekilde kontrol edebilirler. Kendi başlarına çalışmayı tercih ederler, gözlem yaparak ve dinleyerek iyi öğrenirler. Tek başlarına oynayabilecekleri oyunları ya da sporları tercih ederler. Kendi duygu ve ruh hallerine karşı hassastırlar. (Girişimci, danışman, yaratıcı yazar, psikolog, araştırmacı yazar,)
•Sosyal zeka: Diğer insanların ruh hallerini, duygularını, motivasyonlarını ve hareketlerini anlayabilme, yorumlayabilme ve cevap verebilme.
İyi iletişim becerileri ve başkalarının duygularına karşı empati kurabilme yeteneğidir. Kişiler arasındaki farklılıkları doğal karşılarlar ve etraflarındaki kişilerle kolaylıkla çok güzel arkadaşlıklar geliştirirler. Sosyal ortamların doğal liderleridirler. (Öğretmen, psikolog, danışman, hemşire, politikacı, halkla ilişkiler uzmanı, resepsiyonist, sekreter, toplum liderleri, sosyal hizmetler uzmanı)
•Bedensel zeka: Vücudu kullanabilme ve kendisini vücudunu kullanarak ifade edebilme.
Bilgiyi vücutlarındaki hislerle işlerler. Hareket etmeyi, kişilerle konuşurken onlara dokunmayı, jest ve mimiklerini kullanmayı severler. Her türlü sporu ve fiziksel aktiviteleri severler. Genellikle kendilerini dans ederek ifade ederler. (Akrobat, dansçı, oyuncu, marangoz, koreograf, teknisyen, heykeltıraş, cerrah, beden eğitimi öğretmeni)
BAŞKA ZEKALAR DA VAR MI?
1983 yılında yazdığı "Frames of Mind" kitabıyla 7 değişik zeka alanı tanımlayan Gardner, 1999'da yazdığı "Intelligence Reframed" adlı kitabında, 2 zeka alanını daha ekliyor: Doğasal (Naturalistic) zeka ve varlıkla ilgili (Existential) zeka. Doğasal zeka bitkileri, hayvanları ve doğal çevredeki diğer parçaları (taşlar, ağaçlar, bulutlar gibi) tanımlayabilme ve sınıflandırabilme yeteneğidir. Dış dünyayla güçlü bağları bulunan, açık hava sporları yapmayı seven insanlardır. Biyoloji, astronomi, meteoroloji ve zoolojiyle ilgilenirler. Soyu tükenmekte olan türleri araştırmaktan zevk alırlar. Varlıkla ilgili (varoluşçu) zeka ise var olmak, ölüm ve gerçeklikle ilgili düşünmeyi, sorgulamayı seven insanlardır. Dünyanın yüzyıllar önce neye benzediğini, başka bir gezegende hayat olup olmadığını, ölümden sonra yaşamın olup olmayacağını, başka bir boyutun olup olmadığını düşünen, araştıran insanlardır.
BENİM ZEKA TİPİM HANGİSİ?
Kişinin kendisini ve çevresini tanıması, etrafında gelişen olayları daha farklı bakış açılarıyla değerlendirebilmesi açısından; kendisinde ve etrafındaki kişilerde daha baskın bulunan farklı zeka alanlarını, öğrenme stillerini, kişilik özelliklerini bilmesi önemlidir. Çoklu zeka için,"IQ" testleri gibi farklı kültürlere göre adapte edilmiş resmi bir ölçek yoktur. Aslında Gardner'a göre büyük bir ölçek geliştirmemek gerekir. Çünkü bu tip ölçeklerin sonuçları bazen fazlasıyla ciddiye alınabiliyor ve insanlar 'dilsel zekası'yüksek, 'bedensel zekası düşük' gibi etiketle sınıflandırabiliyorlar. Zeka alanlarımızın sürekli gelişebileceğini göz ardı edersek kapasitemizi kısıtlarız."Benim sözel zekam yüksek, matematik zekam yok" deyip farklı zeka alanlarımızı tanımaktan kendimizi alıkoyarsak kendimize sınırlar belirlemiş ve kaynaklarımızı kullanmayı baştan reddederek gelişimimizi engellemiş oluruz. Tek çeşit besinle beslenmemiz vücudumuzu nasıl olumsuz etkilerse, zihnimizi tek yolla kullanmayı seçmemiz zihinsel gelişimimizi o denli kötü etkileyecektir.
Her zeka alanında baskın olan özelliklere baktığımızda bizde her birinin ne oranda gelişmiş olduğunu kendi kendimize keşfedebiliriz. Zeka alanlarımızı keşfederek, neden bazı derslerde daha zor öğrendiğimizi anlayarak, buna göre kendimize uygun öğrenim teknikleri geliştirebiliriz. Örneğin görsel zeka alanı güçlü, resim ve şekiller yoluyla düşünen bir öğrenci, matematik gibi soyut bir dersi öğrenirken problemleri şekiller ile çözerse ona zor gelen matematik dersi daha zevkli hale gelir. Alan ve meslek seçerken kendimizde gelişmiş olan ve geliştirmemiz gereken alanları belirlememiz gerekir. Çoklu zeka kuramına göre; bütün çocukların farklı becerileri, gizli güçleri vardır ve aldıkları eğitim ile bunları bulup geliştirmelilerdir. Öğrenciler olarak kendi zeka potansiyellerimizi, becerilerimizi daha geniş bir bakış açısıyla düşünmeli ve kendimizi tek bir zeka bölümü ile etiketleyip sınıflandırmamalıyız.
Yaşam tek tip etkinliklerle sınıflandırılmayacak kadar zenginliklerle doludur. Gelişmesini istediğiniz zeka alanlarımız için çaba harcamamız bize hayatımızı daha dolu yaşatacaktır. İçinde bulunduğunuz eğitim sisteminin zeka alanı olarak kendinizi ait hissetmediğiniz şekilde ve tek tip sınıflandırdığını düşünüyor olabilirsiniz. Önemli olan bizim kendimizi bireysel farklılıklarımızla ele almamız ve kendi gelişimimizden en başta sorumlu olmamızdır.
Alıntıdır
Re: Sorunumuz Zeki Olmamak
Bu zeka türlerinin biri hariç hepsinden az da olsa bizlerde mevcut.Özellikle içsel zeka tavan yapmış. Sorun yaratan bizlerde eksik olan sosyal zeka.
Re: Sorunumuz Zeki Olmamak
zeka ile sosyal fobi nin hiçbir alakası olduğunu sanmıyorum. ama hafıza sorunu olduğunu düşünüyorum. sohbet esnasında insanlar geçmişe ait bir sürü şeyler anlatabiliyorlar. ama benim aklıma konuşabileceğim hiç bişey gelmiyor. sanki hafızamı kaybetmiş gibiyim. böyle durumlarda kendimi çok kötü hissediyorum ve insanların geçmişe ait bu kadar ayrıntıyı nasıl hatırladıklarına şaşırıyorum. sadece bu durumlar değil tabi, hafızamın zayıf olduğunu gösteren bir çok şey yaşıyorum. çok merak ediyorum sizlerde hafıza sorunları yaşıyormusunuz???
Re: Sorunumuz Zeki Olmamak
wanilya yazdı:zeka ile sosyal fobi nin hiçbir alakası olduğunu sanmıyorum. ama hafıza sorunu olduğunu düşünüyorum. sohbet esnasında insanlar geçmişe ait bir sürü şeyler anlatabiliyorlar. ama benim aklıma konuşabileceğim hiç bişey gelmiyor. sanki hafızamı kaybetmiş gibiyim. böyle durumlarda kendimi çok kötü hissediyorum ve insanların geçmişe ait bu kadar ayrıntıyı nasıl hatırladıklarına şaşırıyorum. sadece bu durumlar değil tabi, hafızamın zayıf olduğunu gösteren bir çok şey yaşıyorum. çok merak ediyorum sizlerde hafıza sorunları yaşıyormusunuz???
Çünkü bilinçaltında geçmişi hatırlamak istemiyoruz ondandır.
Re: Sorunumuz Zeki Olmamak
Unutkanlığı içinden çıkılmaz mesele haline getiren uzak geçmişi unutmak değildir ki. Yakın geçmişi, yani bir an öncesini unuttuğumuz için sıkıntı yaşıyoruz. Ben geçmişimi anımsamak istemiyorum, bu doğru. Eskiden tanıdığım insanları, sınıf arkadaşlarımı tanımazlıktan gelmem de bundandır. Ama bu unutkanlığın bilinçaltında yatan gizli bir planla ilgisi yok. Aslında bilinçaltı denen şeyin hiç de bilincin altında olmadığını düşünüyorum. Sadece bilinmeyeni tarif etmek için ortaya çıkmış bir kavram, kullanıldıkça gelişmiş belki de özünü aşmış olabilir.
Re: Sorunumuz Zeki Olmamak
çekinden insanlar zeki olmamamın yanında akıllarını da kullanmayı bilemezler...... topluluk önünde ne zeka ne akıl kalır çünkü....
eski nick : triyandafilis
- regenerate
- Mesajlar: 23
- Kayıt: 21 Eki 2011, 19:14
Re: Sorunumuz Zeki Olmamak
Benim çok zeki bir görünüşüm var Ama hiç zeki değilim Hep başımı ağrıtmıştır bu durum.
Buna bir de sosyal sorunları, duygusal zeka,kendine güven, kendini pazarlama mevzularını ekle.
Hayatım harika
Geçmiş konusuysa benim lanetim.Hep yapamadıklarım,söyleyemediklerim, boşa harcanmış yaşanmamış onca zaman Beynimde yüzlerce farklı versiyonuyla yüzlerce farklı senaryo, defalarca hayallerde hataları düzeltme,eksikleri tamamlama çabası.İmkansız ama ne zaman kendime baksam kendimi bulduğum yer.Hayaller alemi.
Buna bir de sosyal sorunları, duygusal zeka,kendine güven, kendini pazarlama mevzularını ekle.
Hayatım harika
Geçmiş konusuysa benim lanetim.Hep yapamadıklarım,söyleyemediklerim, boşa harcanmış yaşanmamış onca zaman Beynimde yüzlerce farklı versiyonuyla yüzlerce farklı senaryo, defalarca hayallerde hataları düzeltme,eksikleri tamamlama çabası.İmkansız ama ne zaman kendime baksam kendimi bulduğum yer.Hayaller alemi.
Re: Sorunumuz Zeki Olmamak
zeki insan konuşma ve davranışlarından belli oluyor. Ben çok inceledim.
bu insanlar sorunlara hızlı çözüm buluyorlar ve olaylar karşısında hızlı karar alıp hızlı davranıyorlar.
Nerde ne yapacaklarını biliyorlar.
Ama belki de tecrübeli oldukları için böyle davranıyorlar. Biz cesaret gösterip işe girişemediğimiz için o tecrübeyi kazanamıyoruz.
bu insanlar sorunlara hızlı çözüm buluyorlar ve olaylar karşısında hızlı karar alıp hızlı davranıyorlar.
Nerde ne yapacaklarını biliyorlar.
Ama belki de tecrübeli oldukları için böyle davranıyorlar. Biz cesaret gösterip işe girişemediğimiz için o tecrübeyi kazanamıyoruz.
Bu dünya, bir misafirhanedir. Ebedi hayatı isteyenler, misafirhanedeki vazifelerine dikkat gösterdikleri nisbette memnun edilirler.
-
- Mesajlar: 49
- Kayıt: 03 Ağu 2007, 18:33
Re: Sorunumuz Zeki Olmamak
nazlı2005 yazdı:Bence de zeki insanlarda sosyal anksiyete daha yaygın. Yalnızken ilginç şeyler düşünebiliyorum yada sevdiğim bir kişinin yanındayken çok komik, orjinal olabiliyorum. Fakat başkalarının yanında suskun, içine kapanık bir görüntü. Zeka filan kilitleniyor embesil oluyorsun. Aman da ne zeki, insan düşünüyor herhalde dediklerini sanmıyorum. Aptal göründüğümüz muhakkak.
sf lilerin zekası normalin üzerinde
sadece empati ayarlarında bir bozukluk var
olayın zeka ile ilgisi yok
hafızaları da diğerlerine göre çok üstün çünkü bu anormalliği unutup normalliğe adım atamıyorlar
zeka ve hafızam emsallerimin çok üzerinde bunu çevremde biliyor
bir yıl boyunca matematik dersine hiç alınmadığımı bilirim
ama içimizdeki düşman bize çözümle ilgili herşeyi unutturuyor
her düşüşte amerikayı yeniden keşfetmek gerekiyor
bu düşmanı bulup yoketmemiz gerekiyor.
bir sufi zamanında haztalıkların da kendilerine ait bir varlıkları bir logosları olduğunu söylemişti
Re: Sorunumuz Zeki Olmamak
Yazılanları derinlemesine okumadım. Birazdan okuyacağım.
Mevzunun biraz okumayla bana hissettirdiklerini yazıyorum...
Bana insanlara sürekli zeki oldugumuzu ispat etmek zorunda olmamız sıkıcı geliyor.
Bana anlamsız ve saçma gelen şey o.
bir espiri yaptın mı zekice bir espiri yapacaksın
bir laf ettin mi, başkaları "ne zekice laf etti" demeli
yeni biriyle tanışırsın, illa zekice konuşmalarınla kendini ispat edeceksin
bir alışveriş yaparsın, pazarlık yaparken zeki oldugunu görmek isterler.
Seni aptal yerine koyarlar, sırf ortaya çıkıp "ben zekiyim" diyebilmen icin.
Sürekli kendini ispat etmek durumu bana zor, saçma ve yapay geliyor
Hayatım boyunca doğallıktan yana oldum, ama doğallık meğer mantıksız bir şeymiş
Mevzunun biraz okumayla bana hissettirdiklerini yazıyorum...
Bana insanlara sürekli zeki oldugumuzu ispat etmek zorunda olmamız sıkıcı geliyor.
Bana anlamsız ve saçma gelen şey o.
bir espiri yaptın mı zekice bir espiri yapacaksın
bir laf ettin mi, başkaları "ne zekice laf etti" demeli
yeni biriyle tanışırsın, illa zekice konuşmalarınla kendini ispat edeceksin
bir alışveriş yaparsın, pazarlık yaparken zeki oldugunu görmek isterler.
Seni aptal yerine koyarlar, sırf ortaya çıkıp "ben zekiyim" diyebilmen icin.
Sürekli kendini ispat etmek durumu bana zor, saçma ve yapay geliyor
Hayatım boyunca doğallıktan yana oldum, ama doğallık meğer mantıksız bir şeymiş
- _İsyankar_
- Mesajlar: 356
- Kayıt: 21 Mar 2010, 12:47
Re: Sorunumuz Zeki Olmamak
Emin misin? Ben çevremdeki pek çok kişiden daha zekiyim. Hatta onları görünce aptal sürüsü diyorum. Yüzeysel ve boş, cahil adamlar. Bu tür görgüsüzler tabii ki de fobili olamaz.
Order66 begins! I'm You because The Dark Lord of the Sith and this is Revenge of The Sith!
Re: Sorunumuz Zeki Olmamak
Tamam zekiyiz,detaycıyız,algılarımz çok açık,ortamdaki havayı hemen kokluyoruz...
Eeeee sonuç? Sonuç yok, sonuç 0. Biz en baba gözlemcileriz, tahtımıza kurulmuş herkese yukardan bakıyoruz bazen onları çok aptal,basit ve sığ buluyoruz. Yapmaya çalıştıkları basit ayak oyunlarını şıp diye anlıyoruz. Teoride muhteşemiz ama bize bir saldırı olduğunda veya haksızlık yapıldığında hakkımız savunamıyoruz. Bizde cesaret yok. Böyle durumlarda cesaretsizlik düşünceleri de kilitliyor. Olayın nereye gidebileceğini, bize zararının ne olacağını yani 2-3 adım ötesini düşünmekten olay anında gereken tepkiyi (ayarında ne eksik ne fazla) veremiyoruz.
Cahillerin cesaretlerini kıskanıyorum. Onlar züccaciye dükkanındaki fil gibiler. Bodoslama giriyorlar olaya.
Eeeee sonuç? Sonuç yok, sonuç 0. Biz en baba gözlemcileriz, tahtımıza kurulmuş herkese yukardan bakıyoruz bazen onları çok aptal,basit ve sığ buluyoruz. Yapmaya çalıştıkları basit ayak oyunlarını şıp diye anlıyoruz. Teoride muhteşemiz ama bize bir saldırı olduğunda veya haksızlık yapıldığında hakkımız savunamıyoruz. Bizde cesaret yok. Böyle durumlarda cesaretsizlik düşünceleri de kilitliyor. Olayın nereye gidebileceğini, bize zararının ne olacağını yani 2-3 adım ötesini düşünmekten olay anında gereken tepkiyi (ayarında ne eksik ne fazla) veremiyoruz.
Cahillerin cesaretlerini kıskanıyorum. Onlar züccaciye dükkanındaki fil gibiler. Bodoslama giriyorlar olaya.
Re: Sorunumuz Zeki Olmamak
nazlı2005 yazdı:Tamam zekiyiz,detaycıyız,algılarımz çok açık,ortamdaki havayı hemen kokluyoruz...
Eeeee sonuç? Sonuç yok, sonuç 0. Biz en baba gözlemcileriz, tahtımıza kurulmuş herkese yukardan bakıyoruz bazen onları çok aptal,basit ve sığ buluyoruz. Yapmaya çalıştıkları basit ayak oyunlarını şıp diye anlıyoruz. Teoride muhteşemiz ama bize bir saldırı olduğunda veya haksızlık yapıldığında hakkımız savunamıyoruz. Bizde cesaret yok. Böyle durumlarda cesaretsizlik düşünceleri de kilitliyor. Olayın nereye gidebileceğini, bize zararının ne olacağını yani 2-3 adım ötesini düşünmekten olay anında gereken tepkiyi (ayarında ne eksik ne fazla) veremiyoruz.
Cahillerin cesaretlerini kıskanıyorum. Onlar züccaciye dükkanındaki fil gibiler. Bodoslama giriyorlar olaya.
Öyle zaten hani genel bir deyiş vardır kavgada ilk vuran kazanır derler (deyim olarak söylüyorum kavga edelim manasında değil) bizler en az diğer insanlar kadar zeki çalışkan kurnaz vs yiz yanlız SF denen illetten müzdarip devamlı devamlı geri adım attığımız sürekli her olayda duraksadığımız beynimiz sürekli plan yaptığı için için sanki zeki değil gibi gözüküyoruz.
Mesela ben çok okuyan bir çok insandan fazla zekiyim ama okulu bıraktım, diğer insanlardan çok dazha fazla çalışırım fizik olarak kuvvetliyim ama maddi olarak pek bir şeyim yok. Yakışıklıyım kültürlüyüm ama sosyal ilşkilerim tam bir felaket.
Re: Sorunumuz Zeki Olmamak
IQ testinden 140 almama karşın ben ortalamadan daha düşük bi zekaya sahip olduğum kanısındayım. Başkasının 2-3 kez okuyarak bellediği konuları en az 6-7 defa okuyup kavrayabiliyorum. Ve çok çabuk unuturum, aynı espiriyi 2-3 defa yaparım. Yaşadığımın ruyamı gerçek mi olduğunu bile unuttuğum olur:)
...............................~~
Re: Sorunumuz Zeki Olmamak
İnternetteki IQ testleri isabetli sonuçlar vermez STANFORD BİNET testlerin hası budur ve değerlendirmesini de uzman psikiyatr yapabilir.