Aslında bunu her gün reklamlarda ve evhanımı programlarında gördüğünüz çakma şifacılar yapıyor. Ne diyor, kelliğe, şişmanlığa,...mahsunkul yazdı: pazarlayanlara kalsa bi ölüme çare değil
İlaçlar ar-ge tesislerinde geliştirilmeye bir ama doğrultusunda başlıyor. Yani kimse çıkıp da: "yav evimin önüne bir ferrari daha çekmem için çok para kazanmam lazım hadi bir ilaç yapalım da herkes kullansın" demiyor. Ayrıca ilaç firmaları, yanetkilerden doğabilecek süreçlerin (ölüm, hastalık yüzünden açılabilecek maddi veya manevi tazminat gibi) net karın ne kadar üzerinde olabileceğini, şirketi ne gibi zorluklara sürükleyeceğini iyi biliyorlar. Sağlık sektöründeki her birim (firmasından, doktoruna, eczacısına kadar) sıkı hukuki yaptırımlarla denetleniyorlar. Yani ilaç sektörü, ne vestel ne migros demek yerinde olur. Pazarlamacı olarak bakmamak gerekli. Kısaca satışlardan daha önemli olan durumlar var. Bunları göz önünde bulunduruyorlar... yan etkilerinide yazarlarsa satışlarda düşer.
Ancak bitkisel adı altında satılan haplar, otlar çöpler için bu söylenebilir ki zaten öyle. Herhangi bir denetim söz konusu değil. Sağlık ürünü adı altında pazarlanmasına karşın, Sağlık Bakanlığı'ndan herhangi bir ruhsat alamıyorlar. Vizelerini Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı alıyorlar. İlaçlarda reklam yapmak yasaktır ancak bunlar yapabiliyorlar. Zaten toplumu da bu şekilde kandırıyorlar. Bu konuda yazılabilecek çok şey var. Ancak uzatmaya gerek yok gerekirse yazarım.
Aslında kapsüllere, tabletlere, kaşelere yerleştirilmiş pek çok ilaç özünde bitkilerden geliyor. Ancak bitkilerin yan etkileri ve besin değerleri kontrol altına alınamayacağı için, söz konusu bitkilerin tedaviye yönelik değerleri zararlı olabilecek veya gereksiz değerlerinden arıtılıp son ilaç formunu alıyor. Bu tabi anlatılabilecek en bayağı şekli. Örneğin aspirin(asetilsalisilik asit), ilk olarak söğüt ağacından elde edilmişti. Daha sonra labaratuvarlarda sentetik olarak elde edildi. Bu şekilde hem üretimi hızlandırıldı hem de maaliyeti düşürüldü. Ama gidip de her başı ağrıyan söğüt yaprağı yemeğe veya kaynatıp çayını içmeye kalkacaksa, söğüt yaprağınki bir başka maddenin (salisilik asit) nasır bantlarında kullanılan madde olduğunu da belirteyim.bu yüzden herşeye deva bitkiseller..
Kısaca labaratuvar koşullarında farmakologlar tarafından geliştirilmiş ilaçlar her zaman bitkisel olarak tabir edilen, sertifika gerekmeksizin herkes tarafından imal edilebilen ve piyasaya ancak "gıda" ruhsatıyla pazarlanan ot çöpden her zaman daha iyidir.