Sevdigimiz Kitaplardan Alintilar

Beğendiğiniz ya da okumayı düşündüğünüz kitaplar hakkındaki düşünceleriniz..
Kullanıcı avatarı
casablanca
Mesajlar: 68
Kayıt: 02 Haz 2006, 15:40
Konum: istanbul

Mesaj gönderen casablanca »

" bu dünyanın güzelliklerinden başlayacaksın, hiç durmadan, basamaka basamak yüce güzelliğe yükseleceksin; bir güzel bedenden ikisinde, ikisinden, bütün güzel bedenlere, sonra güzel bedenlerden güzel işlere, güzel işlerden güzel bilgilere, güzel bilgilerden de, sonunda bir tek bilgiye varacaksın; bu bilgi de tek başına varolan salt güzelliğe varmaktan, gerçek güzelliğin özünü tanımaktan başka bir şey değildir"
.....platon,symposium (şölen)......
sırf unutmak için, unutmak için ey kış!
büyük yalnızlığını dünyanın.
Kullanıcı avatarı
casablanca
Mesajlar: 68
Kayıt: 02 Haz 2006, 15:40
Konum: istanbul

Mesaj gönderen casablanca »

nfS-F yazdı:ya arkadaşlar siz kitap okurken hoşunuza giden sözleri yada paragrafları aklınıza o esnada bi kaç defatekrarlayıp kazıyomusunuz yoksa altını çizip daha sonra başka bi yere not mu alıyosunuz..diğer türlü okuyup geçerek aklınızda tutuyosanız helal valla..

sırf bu iş için kullandığım koskocaman bir defterim var, okuduğum iyi bir kitapsa ve altını çizdiğim satırlardan etkilendiysem bunları o deftere yazıyorum. okurken zihnimde beliren bazı düşünceleri ve yazarın göndermelerini de (yakalayabilirsem) not alıyorum. zaman zaman da acaba ne yazmışım diye açıp okuduğumdan çoğunu ezberlemişim (çok uzun olanları değil tabi) onun için de başlığı görünce atladım, şimdiden uyarayım, bu konuda abartma potansiyelim mevcuttur :oops:
sırf unutmak için, unutmak için ey kış!
büyük yalnızlığını dünyanın.
*elif*
Mesajlar: 18
Kayıt: 30 Ağu 2006, 10:51
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen *elif* »

"her kötü huy,insanın kendi çevresine ördüğü hapishane duvarının bir taşıdır.kötü huy sahibi,kendi eliyle kendini çevresinden ve içinde yaşadığı toplumdan tecrit eder"d.cüceloğlu-savaşçı-

"kişinin huzursuzluğu,gerginlği,sıkıntısı,depresyonu;onu uyandırmaya çalışan önemli dostlarıdır"-cüceloğlu-savaşçı-

"bazen herşeyi bulmak herşeyi kaybetmekmiş...keşke bir ihtiyacım olsaydı da onun için koşsaydım ve o koşuda hayt bitseydi.durgun sular kokuşurmuş hep aksaydım."(nerden alıntı hatırlamıyorum)

"akmayan gözyaşları kalpte birikrler,zamanla kabuk tutarlar ve kirecin çamaşır makinesini tıkaması gibi kalbi felç ederler:)"-yüreğinin götürdüğü yere git-

"kötüye kötü diye kızma,Allah onu da öyle yaratmış.bir tablo düşün,o tablodan griyi ve siyahı çıkarırsan bütünlük bozulur.herşey bütün olarak güzel"günaydın gece-i.gürpınar
"dünyada kusursuz iki insan vardır;biri ölmüştür,biri de doğmamıştır."çin atasözü
Kullanıcı avatarı
YALNIZADAM
Mesajlar: 994
Kayıt: 15 Mar 2005, 01:55
Konum: istanbul
İletişim:

Mesaj gönderen YALNIZADAM »

BİR ACAYİP ADAM yazdı:kesinlikle sana katılıyorum
oğuz atay ın kitapları güzeldir herkese tavsiye ederim
kendisi eğer genç yaşta ölmeseydi türk edebiyatının en büyük yazarlarından biri olacaktı
ama genç yaşına rağmen yine de arkasında mükemmel esereler bıraktı
bugün Orhan Pamuk'a ve hâtta Ahmet Altan'a bile büyük yazar diyenler Oğuz Atay'ı okusunlar. Büyük yazar kimdir görsünler. Oğuz Atay bambaşka bir akımın tek temsilcisidir. gerçi bir akımın tek temsilcisi olmaz elbette çünkü o zaman akım olmaz. Ama kısacası o başkadır...
"en iyilerimizin sonu genellikle
kendi ellerinden olur,
sırf uzaklaşmak için.
ve geride kalanlar,
birinin onlardan
uzaklaşmayı neden isteyebileceğini
bir türlü tam olarak anlayamazlar.."

BUKOVSKİ
nouseforaname

Mesaj gönderen nouseforaname »

Hiç uykum yok. Hiç uyuyamıyorum. Domuz gibi içiyorum. Ama gözlerimi kapalı bile tutamıyorum. Sabaha beş saat var. Annemi düşünüyorum. Nerededir şimdi? Aynada kendime bakıyorum bazen Ve tek kelime etmesem bile vücudum yaşadıklarımı, hayattan ne anladığımı anlatmaya yetiyor. Sağ omzumda kendi çizdiğim kelebek, beğenmediğim için üzerine attığım çarpı işareti ve altında aynı kelebeğin bir japon tarafından çok daha iyi işlenmişi. Sol dirseğimin iki parmak yukarısındaki kurşun yarası. Bileklerimdeki otuzdört dikiş. Medeniyeti bir aralar, herkes gibi yaladığımı kanıtlayan apandisit ameliyatımın izi. Ve sırtımı kaplayan, Tanrı'nın yüzü. Bilmiyorum... Hızlı yaşadım. Ama genç ölmekten çok, hızlı yaşlandım! ancak hayattayım.
Kayra, bir gün bana "Mutsuzluğuna hiçbir çare aramıyorsun" demişti. "Ve en büyük acının kendininkinin olduğunu düşünüyorsun. Dünyadan haberi olmayan bütün gerizekalılar gibi. Ölmesine çeyrek kalmış, herkesi yaşadığına pişman etmeye çalışan, sağlıklı oldukları için suçluluk duymalarını
isteyen hastalıklı, yaşlı bir kadın gibisin."
O an çok sinirlenmiştim. Ama haklıydı. Ben hiçbirşey yapmıyordum. Hiçbir şey yapmayan adam bendim. Herkesin koştuğu saatlerde ben saniyeleri sayıyordum. Ne yaparsam yapayım, hiç bir işe yaramayacaktı çünkü...


Hakan Günday - Kinyas ve Kayra
Kullanıcı avatarı
casablanca
Mesajlar: 68
Kayıt: 02 Haz 2006, 15:40
Konum: istanbul

Mesaj gönderen casablanca »

zapiski iz podpolya (yeraltından notlar), DOSTOYEVSKİ:

"ben hasta bir adamım..."

"... iki kere iki dört çekilmez bir şey. iki kere iki dört, bana sorarsanız, bir küstahlıktır. iki kere iki dört ellerini böğrüne dayayarak yolumuzu kesen, sağa sola tükürük atan bir külhanbeyinin ta kendisidir. iki kere iki dördün yetkinliğine inanırım, ama en çok övülmeye değer bi şey varsa, o da iki kere ikinin beş etmesidir."

"sevgili okuyucularım, sizin dinlemek isteyip istemediğinizi bilemem ama, şimdi size niçin bir böcek bile olamadığımı anlatmak istiyorum. şunu bütün ciddiyetimle belirteyim, pek çok kez böcek olmak istemişimdir..."

"her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık. normal bir insanın anlayış gücü çok olmamalıdır. 19. yüzyıl aydınının payına düşen anlayışın yarısı, dörtte biri, hatta daha azı günlük yaşantımız için yeter de artar bile"

"...her şeyi anlayan bir adam kendine nasıl saygı duyar?"

"...en önemlisi de kendimi her davranışımda suçlu bulmamdır, daha kötüsü, değişmez yasaların bir sonucuymuş gibi suçsuzken bile kendimde bir suç aramamdır."

üşenmesem tamamını yazacağım :P
sırf unutmak için, unutmak için ey kış!
büyük yalnızlığını dünyanın.
martin eden
Mesajlar: 8
Kayıt: 12 Eyl 2006, 08:58
Konum: istanbul

Mesaj gönderen martin eden »

casablanca yazdı:sırf bu iş için kullandığım koskocaman bir defterim var, okuduğum iyi bir kitapsa ve altını çizdiğim satırlardan etkilendiysem bunları o deftere yazıyorum. okurken zihnimde beliren bazı düşünceleri ve yazarın göndermelerini de (yakalayabilirsem) not alıyorum. zaman zaman da acaba ne yazmışım diye açıp okuduğumdan çoğunu ezberlemişim (çok uzun olanları değil tabi) onun için de başlığı görünce atladım, şimdiden uyarayım, bu konuda abartma potansiyelim mevcuttur
ne güzel kitap kurdu bir arkadaşımızsın demek ki :)
zaten sf'nin en iyi taraflarından biri herhalde insana okuyacak bol bol vakit bırakıyor olması. yazdığın alıntılar oldukça güzel, neden utanacakmışsın, yaz gitsin biz de okumuş oluruz, fena mı :)
Kullanıcı avatarı
casablanca
Mesajlar: 68
Kayıt: 02 Haz 2006, 15:40
Konum: istanbul

Mesaj gönderen casablanca »

stefan zweig , SATRANÇ:

"...ama boşlukta, zamansızlıkta geçen bir dört ayın ne kadar sürdüğünü hiç kimse ne bir başkasına, ne de kendine anlatamaz, ölçemez, gözünde canlandıramaz; insanın çevresindeki bu hep aynı hiçliğin, bu hep aynı masa, yatak, leğen ve duvar kağıdının ve hep hep aynı suskunluğun, insana bakmadan yemeğini içeri iten hep aynı gardiyanın, insanı çıldırtacak kadar boşlukta dönüp duran hep aynı düşüncelerin insanı nasıl yiyip bitirdiğini ve yıktığını kimse kimseye anlatamaz..."

:cry:
sırf unutmak için, unutmak için ey kış!
büyük yalnızlığını dünyanın.
_L_N_

Mesaj gönderen _L_N_ »

Küçük Prens ten

"..Güzelsiniz ama boşsunuz, diye ekledi. Kimse sizin için canını vermez. Buradan geçen herhangi bir yolcu benim gülümün size benzediğini sansa bile, o tek başına topunuzdan önemlidir. Çünkü üstünü fanusla örttüğüm odur, rüzgardan koruduğum odur, kelebek olsunlar diye bıraktığımız birkaç tanenin dışında bütün tırtılları uğruna öldürdüğüm odur. Yakınmasına, böbürlenmesine, hatta susmasına kulak verdiğim odur. Çünkü benim gülümdür o.."
Kullanıcı avatarı
MORMELEKŞE
Mesajlar: 1018
Kayıt: 24 Şub 2006, 14:28

Mesaj gönderen MORMELEKŞE »

...."hiç unutmaman için,dua ettiğim birşey söyleyeyim sana; bir insanın yaşayabileceği en büyük pişmanlık,ömrünün sonuna vardığında rüyalarını yaşamamış olduğunu görmektir..ömrünün sonuna hatta ortasına gelip bir sabah uyandığında,cesaretli davranmadığını,yıldızlara uzanmadığını,potansiyelinin onda birini bile gerçekleştirmediğini fark etmek,insanın kalbini kırar..bu konuda bana güven,örneklerini hergün görüyorum.Ömrümüzün sonunda yüreğimizi pişmanlıkla dolduran şey,aldığımız riskler değildir.En büyük hüznü hissetmemize yol açan şey,almadığımız riskleri,kaçırdığımız fırsatları,yapmadıklarımızı düşünmektir..hayatını çekingen biri olarak yaşama dostum..Çık arenaya,eleştirileri unut,sana verilen günlerin armağanıyla özgürce ve büyük oyna..Hayat kısa,yıllar tıpkı sıcak kumsalda parmaklarının arasından akan kumlar gibi çabucak kayıp gidiyor..sen parıldamak,yeteneklerini gün ışığına çıkarmak için yaratılmışsın..Hayatta birtek başarısızlık vardır ,o da denememektir...En büyük başarısızlık,en yüce oyunu oynamak istememek,seni ürküten yerlere doğru yürümemektir..."

Koza Kelebeği Bilmez.....Robin Sharma...
..hem var gibiyim,hem yok gibi...
Kullanıcı avatarı
naribeyza
Mesajlar: 2287
Kayıt: 16 Nis 2006, 14:31

Mesaj gönderen naribeyza »

Sana tuhaf gelebilir ama içimde derin bir dürüstlük duygusu vardı ve bu dürüstlük asla ama asla bi erkeği kandıramayacağımı söylüyordu.Günün birinde sabahlara kadar bıkmadan çene çalabileceğim bir delikanlı bulacağımı düşünüyordum;onunla konuştukça herşeyi aynı gözle gördüğümüzü anlayacak,aynı heyecanları duyacaktık.İşte o zaman aşk doğacaktı.Bu dostluk,güven üzerine dayalı bir aşk olacaktı.Kandırma üzerine değil.

YÜREĞİNİN GÖTÜRDÜĞÜ YERE GİT.(Susanna TAMARO)
Suya yazı yazmak gibi birşey zaman ve tutamazsın ömür bir nehir gibi akıp gider avuçlarından...
Naribeyza
Kullanıcı avatarı
naribeyza
Mesajlar: 2287
Kayıt: 16 Nis 2006, 14:31

Mesaj gönderen naribeyza »

Anımsıyor musun,yaz tatillerinde denizden atılan havai fişekleri seyretmek için rıhtıma giderdik.Fişekler arasında bazen bir tanesi patlar ama gökyüzüne ulaşamazdı.Annemin,ninemin tanıdığım pek çok kişinin yaşantısını düşündüğüm zaman,aklıma hep bu görüntü gelir işte.Yukarı tırmanmaktansa yarı yolda patlayan ateşler...

YÜREĞİNİN GÖTÜRDÜĞÜ YERE GİT (Susanna TAMARO)
Suya yazı yazmak gibi birşey zaman ve tutamazsın ömür bir nehir gibi akıp gider avuçlarından...
Naribeyza
ra
Mesajlar: 74
Kayıt: 17 Ağu 2005, 14:25

küçük prensten... biraz sadeleştirdim.

Mesaj gönderen ra »

o sırada tilki ortaya çıktı....

Tilki 'günaydın' dedi.

Küçük prens döndüğünde hiç bir şey görememesine rağmen kibarca 'günaydın' diye yanıtladı.

Ses 'tam buradayım' dedi, 'elma ağacının altında'.

küçük prens 'kimsiniz' diye sordu

tilki 'ben bir tilkiyim' dedi.

küçük prens 'gel benimle oyna' diye teklif etti. 'çok mutsuzum'

tilki 'seninle oynayamam' dedi. 'evcilleştirilmedim'

küçük prens 'Ah! Lütfen beni affet' dedi.

ama biraz düşündükten sonra:

'evcilleştirmek' bunun anlamı ne? diye ekledi.

Tilki 'sen burada yaşamıyorsun,' dedi 'ne arıyorsun?'

küçük prens 'insanları arıyorum' dedi 'evcilleştirmek, bunun anlamı ne?'

tilki 'insanlar' dedi 'Tüfekleri vardır ve avlanırlar. bu çok rahatsız edici.ayrıca tavuk yetiştirirler. bu onların tek ilgilendikleri şeydir.tavuk mu arıyorsun'

küçük prens 'hayır' dedi. 'arkadaş arıyorum'
'evcilleştirmek bunun anlamı ne?'

tilki 'bu çok ihmal edilen bir konudur' dedi. 'anlamı bağ kurmaktır'

'bağ kurmak mı?'

tilki 'tam olarak öyle' dedi. 'bence sen yüzbinlerce küçük cocuk gibi küçük bir çocuktan başka bir şey değilsin. ve sana hiç ihtiyacım yok. ve senin açından , bana ihtiyacın yok. sence , ben diğer yüzbinlerce tilki arasından bir tilkiden daha başka bir şey değilim. ama beni evcilleştirirsen o zaman birbirimize ihtiyacımız olacaktır. bana göre sen tüm dünyada tek olacaksın. sana göre ben, tüm dünyada tek olacağım.'

küçük prens 'anlamaya başlıyorum' dedi.

...

tilki 'yaşamım çok monoton' dedi. 'ben tavuk avlaım insanlar beni avlar. tüm tavuklare birbirine benzer ve tüm insanlar birbirine benzr. ve neticede , biraz sıkılıyorum. ama eğer beni evcilleştirirsen , yaşamıma güneş doğmuş gibi olacak.diğerlerinden farklı bir ayak sesi bileceğim. diğer ayak sesleri beni hızla yeraltına yolluyor. seninki beni, müzik gibi, inimden çağıracak. ve bak : ötede hububat tarlalarını görüyormusun? ben ekmek yemem. buğdayın bana bir yararı yoktur. buğday tarlalarının bana söyleyeceği bir şey yoktur. ve bu acı. ama senin altın rengi saçların var. beni evcilleştirdiğinde ne kadar harika olacağını düşünsene! kendisi de altın gibi olan tahıl, bana senin düşünceni getirecek. ve ben buğdayların arasındaki rüzgarı dinlemeyi seveceğim...'

tilki uzun süre küçük prense baktı.

'lütfen beni evcilleştir' dedi.

küçük prens 'çok isterim' dedi 'ama çok vaktim yok. bulmam gereken arkadaşlar, ve anlamam gereken çok şey var.'

tilki 'insan ancak evcilleştirdiğini anlayabilir' dedi. 'insanların artık bir şey anlamak için hiç zamanları yok. her şeyi dükkanlardan hazır olarak satın alıyorlar. ama arkadaşlığın satın alınacağı bir dükkan yok. eğer bir arkadaş istiyorsan , beni evcilleştir..'

küçük prens 'sen evcilleştirmek için ne yapmam gerekiyor' diye sordu.

tilki 'çok sabırlı olmalısın' diye yanıtladı. 'önce benden biraz uzakta, şöyle , çimenlere oturacaksın. sana gözümün ucuyla bakacağım ve sen hiç bir şey söylemeyeceksin. KELİMELER YANLIŞ ANLAŞILMANIN KAYNAĞIDIR. ama her gün bana biraz daha yakın oturacaksın..'

ertesi gün küçük prens geri geldi.

tilki 'aynı saatte gelmek daha iyi olurdu. ' dedi 'eğer örneğin akşamüstü saat dörtte geldiysen saat üçte mutlu olmaya başlayacağım. saat ilerledikçe gitgide daha mutlu olacağım saat dörtte , çoktan merak edip zıplamaya başlayacağım. sana ne kadar mutlu olduğumu göstereceğim! ama herhangi bir saatte gelirsen kalbimin seni selamlamak için hangi saatte hazır olacağını asla bilemem..'

böylece küçük prens tilkiyi evcilleştirdi....
ve ayrılık saati yaklaştığında..

tilki 'ağlayacağım'dedi.

küçük prens 'bu senin hatan' dedi 'sana zarar vermek istemedim ;ama sen benim seni evcilleştirmei istedin..'

tilki 'evet öyle' dedi.

küçük prens 'ama şimdi ağlayacaksın' dedi.

tilki 'evet öyle' dedi.

'öyleyse sanahiç yararı olmadı!'

BUĞDAY TARLALARININ RENGİNDEN DOLAYI YARARI OLDU..

tilki 'HOŞÇAKAL' dedi. 'VE İŞTE SIRRIM. ÇOK BASİT BİR SIR. İNSAN YALNIZCA KALBİYLE DOĞRU OLARAK GÖREBİLİR; GERÇEK OLAN GÖZE GÖRÜNMEZ..

VE EVCİLLEŞTİRDİĞİNE KARŞI SONSUZA DEK SORUMLU OLURSUN..'
nm
Mesajlar: 13
Kayıt: 09 Eki 2006, 14:03

Mesaj gönderen nm »

İnsan dünyadan koptuğunu sanıyor. Ama içinde hissettiği bu direnci kırmak için, altın sarısı tozlar içinden bir zeytin ağacının yükselmesi, sabah güneşiyle göz kamaştıran kumsallar yeter.
ALBERT CAMUS' Defterler
Kullanıcı avatarı
ikarus
Mesajlar: 3710
Kayıt: 10 Tem 2006, 19:58
Konum: istanbul

Mesaj gönderen ikarus »

''Aşırı yaşama sevgisinden,
Ümit ve korkudan kurtularak,
Tanrılar ne olursa olsun,
Kısa bir şükranla teşekkür ederiz
Ki hiçbir yaşam sonsuza kadar sürmez;
Ki ölüler asla dirilmez;
Ki en yorgun nehir bile
Güvenle denize döner bir yerde.''

swinburne

Jack London _Martin Eden bu kitabı okuyanlar, şiirin ne anlama geldiğini biliyorlar..ve sonrasınıda !
Cevapla