Tutunamayanlar-Oğuz Atay

Beğendiğiniz ya da okumayı düşündüğünüz kitaplar hakkındaki düşünceleriniz..
Kullanıcı avatarı
yok
Admin
Mesajlar: 1469
Kayıt: 09 Mar 2005, 16:21

Tutunamayanlar-Oğuz Atay

Mesaj gönderen yok »

Tutunamayanlar, Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. Berna Moran, Oğuz Atay'ın bu ilk romanını "hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı" olarak niteler. Moran'a göre "Oğuz Atay'ın mizah gücü ve duyarlılığı ve kullandığı teknik incelikler, Tutunamayanlar'ı büyük bir yeteneğin ürünü yapmış, eserdeki bu yetkinlik Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır." Küçük burjuva dünyasını ve değerlerini zekice alaya alan Atay, "saldırısı tutunanların anlamayacağı, rededeceği türden bir romanla yapar."
(Arka Kapak)

İletişim Yayınevi

Türkçe
736 s. -- 14 x 20 cm
İstanbul, Mart 2004
ISBN: 9754700117
İlk Basım: 1972
Logi

Mesaj gönderen Logi »

Bat dünya bat!

15. bölümüne geldim kitabın, okuyanlar bilir özelliğini 15. bölümün. Beni gerçek anlamda etkileyen ilk ve şimdilik tek kitap henüz bitirmediğim halde.

Tüm disconnectus erectuslar için...
n/a

Mesaj gönderen n/a »

agir bi umutsuzluk asisi var kitapta.ben kimseye tavsiye etmiyorum. edebi acidan onemli bir yerde olsa da.
Kullanıcı avatarı
Thinkinghost
Mesajlar: 101
Kayıt: 31 Tem 2005, 02:30
Konum: Ankara

Mesaj gönderen Thinkinghost »

kir'e katılıyorum sağlam kafayla okunası bi kitap sfli adamı dağatabilir..

yazın camdan bakarım kışın soba yakarım hayattan yok çıkarım :D
Kullanıcı avatarı
vangogh_
Mesajlar: 90
Kayıt: 12 Eki 2005, 00:01
Konum: ankara

Mesaj gönderen vangogh_ »

Evet edebi acıdan laf edilemez tam bir sahaser. Aynı zaman da cok ince bir mizaha sahip. Mizah yapıyorum diyenler okuyup görmeli nasıl yapılacagını. Ama dediginiz gibi neyin ne oldugunu bilerek farkında olarak okumak gerekiyor. Saglam olmalı.
Şahsiyet, görünen cemiyet içinde görünmeyen cemiyeti seçip, tahtını onun bağrında kurmakla fethedilir. Her şahsiyet bir kopuş, bir olmayana, bir olacağa bağlanıştır
ra
Mesajlar: 74
Kayıt: 17 Ağu 2005, 14:25

Mesaj gönderen ra »

off..
tehlikeli oyunları da denediniz mi?
ya korkuyu beklerken i?
ben tutunamayanlardan sonra tüm kitapları almıştım..
BAT DÜNYA BAT!
Kullanıcı avatarı
vangogh_
Mesajlar: 90
Kayıt: 12 Eki 2005, 00:01
Konum: ankara

Mesaj gönderen vangogh_ »

Ben okudum tüm kitaplarını. Tehlikeli oyunlarda beyninde cam kırıkları oldugunu söyleyen Hikmetin Albayı vardır ya. Edebi bir sahaser bence.

İnsanlık tek basına kollarımda can verdi albayım yanında kimseler yoktu der.

"Öyle demeyin doktor. Ben bugüne kadar hic bir ıstırabımı bilinç altına itmeyi başaramadım. Bu yüzden çok boş kaldı orası. ... Bu ülkede eksikliğini duyduğum insanın kendiyle hesaplaşma meselesini bizzat kendime uygulayarak bu meselenin ilk kurbanlarından oldum. ASlında meselenin ciddiyetine dayanamadıgım için oyunlarla durumu örtbas etmek istedim. Ortada bir hikmet olsaydı belki bu hesaplaşmayı yürütebilirdim. Fakat sorarım size doktor. Hikmetlerden hangi biriyle hesaplaşacaktım. ? Üstelik ortada dolaşan Hİkmet de tek bir varlığın ürünü değildi ki..."
Şahsiyet, görünen cemiyet içinde görünmeyen cemiyeti seçip, tahtını onun bağrında kurmakla fethedilir. Her şahsiyet bir kopuş, bir olmayana, bir olacağa bağlanıştır
Kullanıcı avatarı
genki
Mesajlar: 862
Kayıt: 18 Mar 2005, 19:08

Mesaj gönderen genki »

Bittiğinde ‘’ niye bu kadar çabuk ‘’ diye düşündüğün bir kitap. İleriki durumlarda tek başınayken ‘’bu gün okulda neler yaptın olric’’ ‘’ hiç sadece sözlüye kalktım 5 aldım efendimiz’’ diye düşünceler geçmesine neden olan şu anki öğrendiğim kelimelerle kuracağım cümlelerle kalitesini anlatamayacağım bir başyapıt. Kitabın sonlarına doğru daha yavaş okuyarak kitabı daha uzun süre elinde tutma ihtiyacına sebep olan bir kitap. Kitap bittiğinde sanki derin bir kuyuya atılmışsın ve bu kuyudan seni ancak selim’in kurtaracağına inanmanı sağlayan bir kitap. Bu kitap sayesinde hayatta nelere üzüleceğini ve kimlere değer vereceğini anlıyorsun. Sonra oğuz atay’a sitemlerini iletirrsiinn selim ışık’ı neden bu kadar az anlatığına dair. Sonra hayatının geri kalanında yapmayı düşündüğün işi buluyorsun ‘’önsöz yazarlığı’’ mükemmel bir iş. Bu kitap sayesinde aniden kalbine inen nerden geldiği belli olmayan acılara hazırlıklı oluyorsun hayata başka gözlerle bakıyorsun.. Bu kitabın serisi olmalı diye düşünüyorsun ‘’ tutunamayanlar dönüşü ‘’ , ‘’tutunamayanlar tatilde’’, kendi kendinize tutunamayan olabilmenin 10 farklı yöntemi’’. Nüfus cüzdanına ek bir madde eklemeyi düşünüyorsun

Baba adı: opel
Anne adı: vectra
Medeni durumu : bekar
Ruhi durumu :sosyal fobili
Hayati durumu : disconnectus erectus

Güldürmek isterken gülünç duruma düşenlerin kitabı.
Kendinizi iyi hissettiğin bir zamanda okumak gerekir yoksa ani duygusal patlamalara neden olabilir

Korkuyu Beklerken’i okursun beyaz mantolu adama hayranlık duyarsın ,demiryolu hikayecilerinde yok böyle bir şey der susarsın susarsın okursun
Ne evet ne hayırda noktalama işaretleri benimdir diyerek koparsın gülersin
Sonra oyunlarla yaşayanlar tehlikeli oyunlar ………..

bat dünya bat batta limon kabuğu sat
bence bu kitabı herkes okumalı insana çok şeyler katan bir kitap
Kullanıcı avatarı
UnConscious
Mesajlar: 307
Kayıt: 26 Haz 2005, 23:06
Konum: istanbul
İletişim:

Mesaj gönderen UnConscious »

Okuduğum en önemli eser. Başyapıt. başucu kitabı. kutsal kitap, vs.....
İinsanıniçineişleyenyüreğinidağlayangüldürürkendüşündürenağlatırkenöldürenmükemmelşahaneharikadehşet bir eser. Oğuz atay'ın diğer kitapları gibi.
"Düşünceler göklere yükseliyor, ama vücut toprağa bağlı."

Neden kendimi anlatmak için başkalarının sözlerine muhtacım ha Olric?
Bunu kendinize sorunuz efendimiz. Ama bir yorum isterseniz gene de, şöyle derim: biz çıkarlarını düşünmeyenler'in kaderidir bu. Bizim kendi sözlerimiz olamaz mı Olric? Hayır, efendimiz.

"kelime ve yalnızlık hayatın tadı tuzu
kucaklamak isterdi ölümü ve sonsuzu..."

Şayet dağılacaksam varsın olsun Tutunamayanlar yahut Tehlikeli Oyunlar yahut Korkuyu Beklerken yahut Oyunlarla Yaşayanlar dağıtsın beni, itiraz edecek değilim.

"Bütün hayatımı, en ince ayrıntılarına kadar düşünerek hesapladığım iyiliklerin hayaliyle geçirdim albayım. Artık ne olacaksa olsun istiyorum."

not: tırnak içindeki kısımlar alıntıdır, diğerleri değildir
n/a

Mesaj gönderen n/a »

"allahım, onu neden yalnız bıraktın? neden, yalnızlığının verdiği çaresizlikle can sıkıcı ilişkiler kurmasına izin verdin? neden, geçirdiği her dakikanın hesabını sordun, içini ezdin? neden, korkuyu göğsünden çekip almadın? neden, suçluluk duygusunu üzerinden atmasına yardım etmedin? neden, apartmanın bodrumunda saklambaç oynarlarken ayla'yla yalnız kaldığı zaman kıza dokunacak cesareti vermedin ona? oysa, bu çeşit küçük cesaretleri en değersiz kullarından bile esirgememişsindir. isa' yı neden bu kadar geç tanıttın ona? neden günahlarının yükünü taşıyacak gücü ona da vermedin? selim de, kendi çapında birkaç kişiyi kandırabilirdi senin yolunda. meyveleri gösterdin de ağaca çıkma becerikliliğini esirgedin. neden küçük yaştan latince, eski yunanca, fransızca, ingilizce filan öğretmedin ona? (sen ki bütün dilleri ezbere bilirsin). dua etmesini bile öğretmedin ona. evde yalnız kaldığı geceler, karanlıkta yorganı başına çekti ve ter içinde, mısra 193 ile mısra 214 arasında söylediği gülünç yakarmayı uydurabildi o zor şartlar altında. (bkz: dua/25) daha iyi bir şeyler söyletemez miydin? neden, onu canı kadar seven annesinin bile selim'i ; 'benim korkak oğlum' diye okşamasına göz yumdun? 'benim akıllı oğlum, güzel oğlum' dediği zaman da neden, şımarmasını önlemedin? bir duvardan duvara çarpıp durdun onu. bir uçtan bir uca itip durdun onu. öğretmeni 'yalan söyleme, bu resmi sen yapmadın,' dediği zaman neredeydin? neden, bir karşılık bulmasına yardım etmedin? oysa, o resmi selim yapmıştı. on bir yaşında, 'benim kızla konuşuyorsun,' diye erdal' dan ilk tokadı yediği zaman, aslında kızla konuşmamıştı. neden, babasının verdiği on liranın üstünü bir kerede yolda düşürmesini sağlamadın da, önce iki buçuk lirayı düşürdü ve koşa koşa dönüp parayı ararken kalan dört lirayı da kaybetti? soruyorum: neden? sonra, neden karakola gönderdin selim' i parayı bulan oldu mu diye sormaya? neden polisleri güldürdün ve selim' i ağlattın? polisler daha mı iyiydi selim'den? biliyorum, isa daha büyük acılar çekti diyeceksin. bu kadar ayrıntılara girmez diyeceksin. asıl, ayrıntılara girmeliydi bence. her şeyi yaşamalıydı. ilkokula göndermeliydin isa'yı da selim gibi. sonra selim senin oğlun değildi ki. olsaydı da bilmiyordu. biliyorum bunlardan daha acıklı sözler yazdı romancılar, diyeceksin. ben daha neler duydum, diyeceksin. demek bunu söylemekle bitiyor her şey. sen onlara inan (ne kaybettiğini bilmiyorsun onlara inanmakla). küçük ayrıntılara daha girme bakalım. isa'nın ikinci gelişiyle durumu kurtaracağını sanıyorsun. selim de ikinci kere gelirse görürsün. yalnız, bu sefer lütfen aynı zamanda gelsinler artık. araya gene binlerce yıllık bir uçurum koyma. sonunda, ilk gelişlerinde yaptığın gibi ikisini de yalnız bırakma.."
Kullanıcı avatarı
KAYIP
Mesajlar: 32
Kayıt: 06 Eyl 2006, 16:52

Mesaj gönderen KAYIP »

Neden sağlam kafayla okuyacakmışımki Tutunamayanları? Sağlam kafa ile okuduğum zaman şimdi aldığım lezzeti alabilecek miyim?, Kafası sağlam olanlar, başka bir deyişle SF olmayanlar benim kadar, bizim kadar hüzünlenebilir mi, hüzünlendiler mi acaba? Onlar Selim Işık'ın ruhunu bizim kadar iyi anlayabilirler mi? Selim Işık'ı bizden iyi kim bilebilir arkadaşlar. Belki ilkokuldan beri sosyal fobiğim. Ama daha yeni öğrendim. Birkaç ay önce. Demek ki Tutunamayanları okurken de SF idim.Belki ondan okadar çok etkiledi beni. İyileşince (ki iyileşirmiyim bilmiyorum) okusaydım o tadı alacakmıydım. Zannetmiyorum. Kafanız iyi mi kötü mü düşünmeyin. Canınız okumak istiyorsa hemen okuyun.
n/a

Mesaj gönderen n/a »

sf ile ilgisi yok. bence agır depresyonda olanların okumaması lazım. böyle birkaç kitap daha var. ama bana biri "bu kitabı sakın okuma" deseydi, okumak için iyice yanıp tutuşurdum.:)
Kullanıcı avatarı
gc
Mesajlar: 1579
Kayıt: 02 Eki 2006, 22:32

Mesaj gönderen gc »

kir yazdı:"allahım, onu neden yalnız bıraktın? neden, yalnızlığının verdiği çaresizlikle can sıkıcı ilişkiler kurmasına izin verdin? neden, geçirdiği her dakikanın hesabını sordun, içini ezdin? neden, korkuyu göğsünden çekip almadın? neden, suçluluk duygusunu üzerinden atmasına yardım etmedin?
bu kitabı kesinlikle okumalıyım.. :(
sosyal fobi;

bir varmış,

bir yokmuş..
Kullanıcı avatarı
KAYIP
Mesajlar: 32
Kayıt: 06 Eyl 2006, 16:52

Mesaj gönderen KAYIP »

arkadaşlar okuyun. Tutunamayanları okuyun, 1984'ü okuyun, bir de Alev Alatlı'nın kitabını okuyun.
bibakipcikcam
Mesajlar: 16
Kayıt: 13 Kas 2006, 23:23

Mesaj gönderen bibakipcikcam »

biri bana "insanlar ikiye ayrılır; Tutunamayanlar'ı bitirebilenler ve bitiremeyenler" demişti... ben de ona demiştimki "hah işte ben bitiremeyenlerdenim":-)

okuyup sevenler bana kızacaktır ama hatırlayınca paylaşmak istedim:-)

ama Mustafa İnan'ı anlattığı -bir bilim adamının romanı- kitabı, her İstanbul yolculuğumda, o tabelayı her gördüğümde tekrar canlanır gözümde...
Cevapla