Sorun gercekten bizde mı?
Sorun gercekten bizde mı?
Biz mı hastalikli dusunenleriz, yoksa bizi boyle düşündüren beyinler mı hastalıklı? bir de bu acıdan bakalım derim!
Bu yaziyi hem sf ye yeni bi bakis acisi getirip sorunu kendimizde aramaktan vazgecmemiz gerektigini onermek, hem de sfli oldugunu dusunen arkadaslar icin ornek teskil edebilmek icin paylasiyorum. Sevgiler. Öncelikle kendi sf geçmişimden soz edeyim; küçüklüğümden beri evin sesiz sakin ve çalışkan kiziydim. Utangac bir yapım vardı. Nadir de olsa melankolik yanım azar kendimi boş sebeplerle üzer aglatirdim. Ama bu kisiligim hic bir zaman bana gecen yildan beri yasadiklarim gibi kotusunu hisetirmedi. hayat boyu gayet iyi bir arkadas cevresi edindim ve sevilen biriydim, sanırım hala daha oyleyim.
yaptıgım hata kendimi fazla sorgulamakla başladı. (hata diyorum çünkü hiçbirimiz; bir baskasına kötülük yapmadığımız sürece, kendimizi sorgulayip üzülmeyi haketmiyoruz.) cocuklugumda aynanin karsisina gecip ben kimim ? sorusuyla başlayan bu sorgulamalar, farkında olmadan birikip ortamın da etkisiyle sosyal fobi halini aldı.
benim sosyal fobim tam bir sene önce nuksetmeye başladı. Bir donem için yurtdışına egitim görmeye gidip turkiyeye döndükten sonra! bakın bunun özelikle altını çiziyorum, çünkü sorunun bende değil cevremdeki ve bı çoğunuzun çevresindeki ınsanlarda olduğunu söyleyebilirim. Yurt dısında geçirdiğim süre boyunca çok guzel arkadaşlıklar edindim, çıkarsiz sevgiyi gördüm, dedikodunun çok azalmış oldugunu farketim, insanlar daha rahat ve dogaldi. Ne giydiğin ne söylediğinden çok sanki kalbinle konuşur gibiydiler. Bı süre bu rüya gibi ortamda bulunmak beni çok huzurlu yapmıştı. Döndüğümde iste o gerginlikler başladı. Değiştiremeyeceğimi düşündüğüm bazı arkadaşlıklar, sürekli dedikodu yapılan ortamlar, facebok twiter gibi sosyal ağlarda sürekli herkesin birbirini izlemesi. Sıkışıp kalmisim sanki. Insanın kendine kalan kısım yok denecek kadar az. Kendimi en samimi buldugum arkadaslarimin yaninda bile çok rahatsız hisetmeye başladım. Garip davranmaya, konusamamaya basladim ve kisa sure sona erkek arkadaşım tarafından terk edildim. O gunün aksamı ilk kez panik atak geçirdim. Kaybetme, sevilmeme, herkes tarafından izlenme, dedikoduya maruz kalma korkuları. Evet simdi soruyorum sorun benim kişiliğimde mi? ben mı oluyorum hasta olan? kesinlikle emin olarak hayır diyorum. Ne yaziki bilinçsiz, cahil, gösteriş meraklısı, gercek insanlığı unutan insanlar yüzünden bizim gibi sfli kisiler oluşuyor. Neden çağımız hastalığı? neden ane babalarımızdan dedelerimizden böyle hastalıkları duymak çok zor da simdi her 10 kisiden 1i böyle? belki de biz daha doğalığı secmek istiyoruz ama koşular el vermiyor. Sizler ne düşünürsünüz bu konuda bilmiyorum ama benim gibi hisedipte bana katılanlar varsa biraz daha kendi halinizde olmayı deneyin derim. En iyi tedavi yöntemi bu. Kitap okuyun, bos konusmalar arasinda rahatsiz hisetmektense biseyler ogrenmenin verdigi hazi yasayin, haftasonunu ile kalabalığın icinde değil de bir piknik alanında geçirin. Bir toplantıda konuşma mı yapacaksınız? o zaman toplayın kendinizi ve kimsenin sizi elestirmeyecegini defalarca söyleyin, gerekirse polyanacilik gibi dursun ama olumlu dusunce egzersizlerini defalarca yineleyin. Karsinizdakinin sizi cok severek dinleyecegine kendinizi inandirmayi deneyin.
bu nasil bir sf 'lik diye sorarsaniz ben bu bir sene boyunca eminim bir cogunuzunda yaptıgı gibi bu konu hakında çok araştırdım, bir kac psikiyatrist değiştirerek iki çeşit ilaç kulandım kitap yazsam yazarım diyecek hale geldim =) İlk baslarda, ilaçlarım sosyal fobinin dibini gösterdi bana diyebilirim. Girmem gereken sınavlara zar zor girdim, arkadaslarımın neden ağlayacak gibisin sorularına maruz kalıp geçiştirmeye çalıştım ve kaçtım. Bir kac hafta sonra beni o harikalar diyarına çekmeye başlamıştı. Aneme, psikologuma defalarca normali mi bu? Hayatımda ilk kez boyle mutluyum. Dediğimi hatırlıyorum. Bu guzel seylerin yanı sıra geceleri uykudan eser birakmazdi. Doktorum ilacımı değiştirdi ama kesinlikle kulanmak istemedim bağımlılık yaptığı bilindiği için. Bir de korkunç çarpıntilar, kalp ritmi bozuklugu ve bunlarin neden oldugu kaygı bozuklukları vardı. He bir de doktorun önerisine uyup spora başlamadım ve kullandığım ilaçların asırı derecede açtığı iştahımla hızlı bir kilo artısı yasadım. Butun bu yan etkilere dayanacak halim kalmayinca, beni çok mutlu etsede 6 ay sonrasında azaltarak birakmaya başladım. Beli bir süre sonra tekrar insanlar icinde huzursuzluk başlamış kendime güvenim azalmıştı. Baska bir doktor önerisiyle başka birine başladım. Suaralar daha iyiyim ve sf' ye neden olan seyin kendi kişiliğim olmadıgını anlamaya basliyorum. Ilacı gereğince kulandıktan sonra kendimi hep bu sekilde telkin etmeye devam edicem. Size de öneririm. Kimse bizden üstün değil yapmamız gereken tek şey iyi düşünmek, bizi bu kadar kendimizi yargılamaya iten cevre nasıl düşünürse düşünsün iyi yada kötü farketmez. Biz kendimiz için iyi düşünelim! unutmayin doğuştan sosyal fobili olmak yoktur. Zamanla etraftan etkilenilerek olusur!
Bu yaziyi hem sf ye yeni bi bakis acisi getirip sorunu kendimizde aramaktan vazgecmemiz gerektigini onermek, hem de sfli oldugunu dusunen arkadaslar icin ornek teskil edebilmek icin paylasiyorum. Sevgiler. Öncelikle kendi sf geçmişimden soz edeyim; küçüklüğümden beri evin sesiz sakin ve çalışkan kiziydim. Utangac bir yapım vardı. Nadir de olsa melankolik yanım azar kendimi boş sebeplerle üzer aglatirdim. Ama bu kisiligim hic bir zaman bana gecen yildan beri yasadiklarim gibi kotusunu hisetirmedi. hayat boyu gayet iyi bir arkadas cevresi edindim ve sevilen biriydim, sanırım hala daha oyleyim.
yaptıgım hata kendimi fazla sorgulamakla başladı. (hata diyorum çünkü hiçbirimiz; bir baskasına kötülük yapmadığımız sürece, kendimizi sorgulayip üzülmeyi haketmiyoruz.) cocuklugumda aynanin karsisina gecip ben kimim ? sorusuyla başlayan bu sorgulamalar, farkında olmadan birikip ortamın da etkisiyle sosyal fobi halini aldı.
benim sosyal fobim tam bir sene önce nuksetmeye başladı. Bir donem için yurtdışına egitim görmeye gidip turkiyeye döndükten sonra! bakın bunun özelikle altını çiziyorum, çünkü sorunun bende değil cevremdeki ve bı çoğunuzun çevresindeki ınsanlarda olduğunu söyleyebilirim. Yurt dısında geçirdiğim süre boyunca çok guzel arkadaşlıklar edindim, çıkarsiz sevgiyi gördüm, dedikodunun çok azalmış oldugunu farketim, insanlar daha rahat ve dogaldi. Ne giydiğin ne söylediğinden çok sanki kalbinle konuşur gibiydiler. Bı süre bu rüya gibi ortamda bulunmak beni çok huzurlu yapmıştı. Döndüğümde iste o gerginlikler başladı. Değiştiremeyeceğimi düşündüğüm bazı arkadaşlıklar, sürekli dedikodu yapılan ortamlar, facebok twiter gibi sosyal ağlarda sürekli herkesin birbirini izlemesi. Sıkışıp kalmisim sanki. Insanın kendine kalan kısım yok denecek kadar az. Kendimi en samimi buldugum arkadaslarimin yaninda bile çok rahatsız hisetmeye başladım. Garip davranmaya, konusamamaya basladim ve kisa sure sona erkek arkadaşım tarafından terk edildim. O gunün aksamı ilk kez panik atak geçirdim. Kaybetme, sevilmeme, herkes tarafından izlenme, dedikoduya maruz kalma korkuları. Evet simdi soruyorum sorun benim kişiliğimde mi? ben mı oluyorum hasta olan? kesinlikle emin olarak hayır diyorum. Ne yaziki bilinçsiz, cahil, gösteriş meraklısı, gercek insanlığı unutan insanlar yüzünden bizim gibi sfli kisiler oluşuyor. Neden çağımız hastalığı? neden ane babalarımızdan dedelerimizden böyle hastalıkları duymak çok zor da simdi her 10 kisiden 1i böyle? belki de biz daha doğalığı secmek istiyoruz ama koşular el vermiyor. Sizler ne düşünürsünüz bu konuda bilmiyorum ama benim gibi hisedipte bana katılanlar varsa biraz daha kendi halinizde olmayı deneyin derim. En iyi tedavi yöntemi bu. Kitap okuyun, bos konusmalar arasinda rahatsiz hisetmektense biseyler ogrenmenin verdigi hazi yasayin, haftasonunu ile kalabalığın icinde değil de bir piknik alanında geçirin. Bir toplantıda konuşma mı yapacaksınız? o zaman toplayın kendinizi ve kimsenin sizi elestirmeyecegini defalarca söyleyin, gerekirse polyanacilik gibi dursun ama olumlu dusunce egzersizlerini defalarca yineleyin. Karsinizdakinin sizi cok severek dinleyecegine kendinizi inandirmayi deneyin.
bu nasil bir sf 'lik diye sorarsaniz ben bu bir sene boyunca eminim bir cogunuzunda yaptıgı gibi bu konu hakında çok araştırdım, bir kac psikiyatrist değiştirerek iki çeşit ilaç kulandım kitap yazsam yazarım diyecek hale geldim =) İlk baslarda, ilaçlarım sosyal fobinin dibini gösterdi bana diyebilirim. Girmem gereken sınavlara zar zor girdim, arkadaslarımın neden ağlayacak gibisin sorularına maruz kalıp geçiştirmeye çalıştım ve kaçtım. Bir kac hafta sonra beni o harikalar diyarına çekmeye başlamıştı. Aneme, psikologuma defalarca normali mi bu? Hayatımda ilk kez boyle mutluyum. Dediğimi hatırlıyorum. Bu guzel seylerin yanı sıra geceleri uykudan eser birakmazdi. Doktorum ilacımı değiştirdi ama kesinlikle kulanmak istemedim bağımlılık yaptığı bilindiği için. Bir de korkunç çarpıntilar, kalp ritmi bozuklugu ve bunlarin neden oldugu kaygı bozuklukları vardı. He bir de doktorun önerisine uyup spora başlamadım ve kullandığım ilaçların asırı derecede açtığı iştahımla hızlı bir kilo artısı yasadım. Butun bu yan etkilere dayanacak halim kalmayinca, beni çok mutlu etsede 6 ay sonrasında azaltarak birakmaya başladım. Beli bir süre sonra tekrar insanlar icinde huzursuzluk başlamış kendime güvenim azalmıştı. Baska bir doktor önerisiyle başka birine başladım. Suaralar daha iyiyim ve sf' ye neden olan seyin kendi kişiliğim olmadıgını anlamaya basliyorum. Ilacı gereğince kulandıktan sonra kendimi hep bu sekilde telkin etmeye devam edicem. Size de öneririm. Kimse bizden üstün değil yapmamız gereken tek şey iyi düşünmek, bizi bu kadar kendimizi yargılamaya iten cevre nasıl düşünürse düşünsün iyi yada kötü farketmez. Biz kendimiz için iyi düşünelim! unutmayin doğuştan sosyal fobili olmak yoktur. Zamanla etraftan etkilenilerek olusur!
En son Anonymous tarafından 09 Nis 2012, 10:10 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Sebep: İlaç önerisi, eleştirisi yapmak yasaktır. Gerekli düzenlemeler yapılmıştır
Sebep: İlaç önerisi, eleştirisi yapmak yasaktır. Gerekli düzenlemeler yapılmıştır
Re: Sorun gercekten bizde mı?
Hoşgeldin Pinky, faydalı bir yazı olmuş, teşekkür ederiz.
Yazıda ilaçlarla ilgili kısımları, bilinçsiz (genellikle kendilerini 'bilinçli' olarak tanımlarlar) ilaç kullanıcılarına zarar verebileceği için düzenlenmiştir. Lütfen özel mesaj yoluyla veya herhangi başka bir kanalla bu ilaçların ne olduğu veya kendinizde gördüğünüz yan etkileri sorulduğunda ciddiye almayınız. Zira sağlık ciddi bir husustur, ancak ve ancak konunun uzmanlarınca konuşulmalıdır.
Geçmiş olsun.
Yazıda ilaçlarla ilgili kısımları, bilinçsiz (genellikle kendilerini 'bilinçli' olarak tanımlarlar) ilaç kullanıcılarına zarar verebileceği için düzenlenmiştir. Lütfen özel mesaj yoluyla veya herhangi başka bir kanalla bu ilaçların ne olduğu veya kendinizde gördüğünüz yan etkileri sorulduğunda ciddiye almayınız. Zira sağlık ciddi bir husustur, ancak ve ancak konunun uzmanlarınca konuşulmalıdır.
Geçmiş olsun.
-
- Mesajlar: 726
- Kayıt: 18 Haz 2011, 15:08
Re: Sorun gercekten bizde mı?
pinky, hoşgeldin.. düşüncelerine katılıyorum.. ortam ve koşullar değişmediği sürece ruhsal sorunların çözümü zor. aklı başında bir toplumda yaşıyor olsaydık farklı olurdu. doğal davranmak suç gibi...davranışlara başkalrı ne der endişesi egemen. çünkü herkes herkesin arkadasından konuşuyor dedikodu hat safhada iş çevresinde komşuluk ilişkilerinde.... başkalrı için yaşamaktan beğeni ve taktir toplama derdinin önde gitmesinden sevmeye saygı duymaya zaman ve yer kalmıyor. benim de yurt dışı deneyimim olmuştu ve orada sf çekingenlik filan yaşamamıştım. herşey gelişmişlik düzeyiyle ilgili... tabi ki sorunlar yaşayan insanların sayısı oralarda da çok fazla..... ama türkiye de insanların üzernde tuhaf bir baskı egemen. sfli sfsiz herkesin benzer endişeleri yaşıyor... eğitim anlayışındaki yanlışlıklardan kaynaklı.....
kültürel değişim çok ağır ilerlediği için malesef bu toplumun çok fırın ekmek yemesi gerekiyor. yozlaşma en büyük sorunu toplumun.
kültürel değişim çok ağır ilerlediği için malesef bu toplumun çok fırın ekmek yemesi gerekiyor. yozlaşma en büyük sorunu toplumun.
eski nick : triyandafilis
Re: Sorun gercekten bizde mı?
sf batı ülkelerinde çok daha fazla görülüyor. bunu bizzat ingilizce forumlarda gözlemledim. en çok mesaj alan ingilizce psikiyatri forumu www.socialanxietysupport.com yani bir sf forumu.triyandafilis yazdı:pinky, hoşgeldin.. düşüncelerine katılıyorum.. ortam ve koşullar değişmediği sürece ruhsal sorunların çözümü zor. aklı başında bir toplumda yaşıyor olsaydık farklı olurdu. doğal davranmak suç gibi...davranışlara başkalrı ne der endişesi egemen. çünkü herkes herkesin arkadasından konuşuyor dedikodu hat safhada iş çevresinde komşuluk ilişkilerinde.... başkalrı için yaşamaktan beğeni ve taktir toplama derdinin önde gitmesinden sevmeye saygı duymaya zaman ve yer kalmıyor. benim de yurt dışı deneyimim olmuştu ve orada sf çekingenlik filan yaşamamıştım. herşey gelişmişlik düzeyiyle ilgili... tabi ki sorunlar yaşayan insanların sayısı oralarda da çok fazla..... ama türkiye de insanların üzernde tuhaf bir baskı egemen. sfli sfsiz herkesin benzer endişeleri yaşıyor... eğitim anlayışındaki yanlışlıklardan kaynaklı.....
kültürel değişim çok ağır ilerlediği için malesef bu toplumun çok fırın ekmek yemesi gerekiyor. yozlaşma en büyük sorunu toplumun.
oralarda insan ilişkileri soğuk, rekabet toplumları olduğu için herkes birbirini rakip görüyor. herkes maskeli, herkes içten pazarlıklı, herkes birbirinin üstüne çıkmaya çalışıyor.
bizde ise insan ilişkileri sıcak ve yardımlaşma var. içtenlik var ama giderek daha çok batıyı örnek aldığımız için sf ve depresyon gibi hastalıklar artıyor.
Re: Sorun gercekten bizde mı?
melda yazdı:sf batı ülkelerinde çok daha fazla görülüyor. bunu bizzat ingilizce forumlarda gözlemledim. en çok mesaj alan ingilizce psikiyatri forumu http://www.socialanxietysupport.com yani bir sf forumu.triyandafilis yazdı:pinky, hoşgeldin.. düşüncelerine katılıyorum.. ortam ve koşullar değişmediği sürece ruhsal sorunların çözümü zor. aklı başında bir toplumda yaşıyor olsaydık farklı olurdu. doğal davranmak suç gibi...davranışlara başkalrı ne der endişesi egemen. çünkü herkes herkesin arkadasından konuşuyor dedikodu hat safhada iş çevresinde komşuluk ilişkilerinde.... başkalrı için yaşamaktan beğeni ve taktir toplama derdinin önde gitmesinden sevmeye saygı duymaya zaman ve yer kalmıyor. benim de yurt dışı deneyimim olmuştu ve orada sf çekingenlik filan yaşamamıştım. herşey gelişmişlik düzeyiyle ilgili... tabi ki sorunlar yaşayan insanların sayısı oralarda da çok fazla..... ama türkiye de insanların üzernde tuhaf bir baskı egemen. sfli sfsiz herkesin benzer endişeleri yaşıyor... eğitim anlayışındaki yanlışlıklardan kaynaklı.....
kültürel değişim çok ağır ilerlediği için malesef bu toplumun çok fırın ekmek yemesi gerekiyor. yozlaşma en büyük sorunu toplumun.
oralarda insan ilişkileri soğuk, rekabet toplumları olduğu için herkes birbirini rakip görüyor. herkes maskeli, herkes içten pazarlıklı, herkes birbirinin üstüne çıkmaya çalışıyor.
bizde ise insan ilişkileri sıcak ve yardımlaşma var. içtenlik var ama giderek daha çok batıyı örnek aldığımız için sf ve depresyon gibi hastalıklar artıyor.
oralardaki baskıların ne tip baskılar olduğunu bilemiyorum, kapitalist ilişki tarzının dışında. ama türk toplumunda ağır baskılar var ve hasta ediyor..
spritüalizm de akıl hastalığının nedeni ruhun dünyaya gelirken geldiği yerden tamamen ayrılamamış olmasıdır. yani enerjinin daha büyük bir kısmı oralarda kalıyor.....buraya uyum tabi o zaman zorlaşıyor....
eski nick : triyandafilis
Re: Sorun gercekten bizde mı?
İtalya'da altı aylık bir zaman zarfı geçirdim küçük bir sehirdi.
Re: Sorun gercekten bizde mı?
@triyandafilis
kültürel değişim çok ağır ilerlediği için malesef bu toplumun çok fırın ekmek yemesi gerekiyor. yozlaşma en büyük sorunu toplumun.
@melda, @triyandafilis
Kastettiğin batı sehirleri sanırım özellikle büyük sehirlerdir ve tabiki de teknoloji tarafından hukmedilmis ülkeler. Yasamış oldugum bir kac küçük hikayeden bahsedersem daha açıklayıcı olabilirim. Yolda yururken sirf goz goze geldik diye merhaba diyebilmek, banka sirasinda beklerken onumdeki arkamdaki insanlarla sohbet edebilmek burda bir takim korkular sebebiyle suan basaramadigim ama orda rahatlikla kurabildigim iletisimlerdi. Sisteme kendini kaptırmamış bir insan bir banka kuyruğunda önündeki insanla ayak ustu sohbet etmeyi tercih ederken, bizim gibi bilincsizce teknoloji, moda kavramlarina mahkumlasmis toplum uyesi bireyler ellerindeki telefona sariliyor. Kimi mesajlasiyor, kimi oyun oynuyor, bos bos ekrana bakmak bile bir baskasiyla iletisime gecmekten daha makul goruluyor.
Ne yazikki yaratılan bu korkutucu talebin kurbanlarıyız ve bu konuda tam anlamıyla gözü dönmüş, bilincsiz bir toplumuz. Ailesinin bir aylik maasindan daha yuksek mebladaki telefonlar herkesin elinde. Teknolojiyi yanlış kullanan, yararından çok gösterişiyle ilgilenen ve bazı degerlerimizin kaybolmasına neden olan çok fazla insan tanıyorum. Kesinlikle halkımızın sıcakkanli olduğu konusuna katılıyorum fakat bu içtenliğin icinde bulunduğumuz rekabetci ortamla gitgide yok oldu denecek kadar azalacağını düşünüyorum
kültürel değişim çok ağır ilerlediği için malesef bu toplumun çok fırın ekmek yemesi gerekiyor. yozlaşma en büyük sorunu toplumun.
@melda, @triyandafilis
Kastettiğin batı sehirleri sanırım özellikle büyük sehirlerdir ve tabiki de teknoloji tarafından hukmedilmis ülkeler. Yasamış oldugum bir kac küçük hikayeden bahsedersem daha açıklayıcı olabilirim. Yolda yururken sirf goz goze geldik diye merhaba diyebilmek, banka sirasinda beklerken onumdeki arkamdaki insanlarla sohbet edebilmek burda bir takim korkular sebebiyle suan basaramadigim ama orda rahatlikla kurabildigim iletisimlerdi. Sisteme kendini kaptırmamış bir insan bir banka kuyruğunda önündeki insanla ayak ustu sohbet etmeyi tercih ederken, bizim gibi bilincsizce teknoloji, moda kavramlarina mahkumlasmis toplum uyesi bireyler ellerindeki telefona sariliyor. Kimi mesajlasiyor, kimi oyun oynuyor, bos bos ekrana bakmak bile bir baskasiyla iletisime gecmekten daha makul goruluyor.
Ne yazikki yaratılan bu korkutucu talebin kurbanlarıyız ve bu konuda tam anlamıyla gözü dönmüş, bilincsiz bir toplumuz. Ailesinin bir aylik maasindan daha yuksek mebladaki telefonlar herkesin elinde. Teknolojiyi yanlış kullanan, yararından çok gösterişiyle ilgilenen ve bazı degerlerimizin kaybolmasına neden olan çok fazla insan tanıyorum. Kesinlikle halkımızın sıcakkanli olduğu konusuna katılıyorum fakat bu içtenliğin icinde bulunduğumuz rekabetci ortamla gitgide yok oldu denecek kadar azalacağını düşünüyorum
En son Anonymous tarafından 11 Nis 2012, 08:57 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.
Sebep: Alıntı yapmak için, [quote][/quote] fonksiyonunu kullanınız. Alıntı kısımları düzenlenmiştir.
Sebep: Alıntı yapmak için, [quote][/quote] fonksiyonunu kullanınız. Alıntı kısımları düzenlenmiştir.
Re: Sorun gercekten bizde mı?
Pinky destan yazmışsın ama hepsini okumadım kusura bakma soruna fazla odaklanma hiç yokmuş farzedelim
Re: Sorun gercekten bizde mı?
@Pinky
Bence İtalya bir tesadüf değilmiş. Yani elbette kendin seçmişsindir ama Avrupa ülkeleri arasında İspanya, İtalya nispeten sıcak kanlı insanların olduğu bilinir. Kültürel açıdan benzeşmesek de davranış olarak benziyoruz. Türkiye'de de küçük yerlerde selamlaşmak, sohbet etmek için önceden tanışmış olma gereği görülmez. En azından Ege'de böyle olduğunu biliyoorum. Pek çok defa teyzemin ilk defa tanıştığı birisiyle ahbap olabildiğine şahit oldum. Fakat şehirde yetiştirilmiş insanlar biraz daha içe kapanık veya insan ilişkilerini tam öğrenememişler (benim gibi).
Yurt dışına hiç çıkmadım (henüz). İtalya ve İspanya konusunsaki fikirlerim, Avrupa'nın çeşitli sosyal ağlarda italyan ve ispanyolların alaya alınması, dışlanması ile ilgili okuduklarım, izlediklerim ve çeşitli sebeplerle yurt dışında kalmış yakınlarımın deneyimlerini aktarması sonucu oluşmuştur.
Bence İtalya bir tesadüf değilmiş. Yani elbette kendin seçmişsindir ama Avrupa ülkeleri arasında İspanya, İtalya nispeten sıcak kanlı insanların olduğu bilinir. Kültürel açıdan benzeşmesek de davranış olarak benziyoruz. Türkiye'de de küçük yerlerde selamlaşmak, sohbet etmek için önceden tanışmış olma gereği görülmez. En azından Ege'de böyle olduğunu biliyoorum. Pek çok defa teyzemin ilk defa tanıştığı birisiyle ahbap olabildiğine şahit oldum. Fakat şehirde yetiştirilmiş insanlar biraz daha içe kapanık veya insan ilişkilerini tam öğrenememişler (benim gibi).
Yurt dışına hiç çıkmadım (henüz). İtalya ve İspanya konusunsaki fikirlerim, Avrupa'nın çeşitli sosyal ağlarda italyan ve ispanyolların alaya alınması, dışlanması ile ilgili okuduklarım, izlediklerim ve çeşitli sebeplerle yurt dışında kalmış yakınlarımın deneyimlerini aktarması sonucu oluşmuştur.
Re: Sorun gercekten bizde mı?
sana tamamen katılıyorum pinky.. ben de bahsettiğin deneyimlere benzer deneyimleri yurt dışında yaşadım...sf ve depresyon şikayetlerim kaybolmuştu.....son derece sıcak, uygar ve yardımseverler....Pinky yazdı:@triyandafilis
kültürel değişim çok ağır ilerlediği için malesef bu toplumun çok fırın ekmek yemesi gerekiyor. yozlaşma en büyük sorunu toplumun.
@melda, @triyandafilis
Kastettiğin batı sehirleri sanırım özellikle büyük sehirlerdir ve tabiki de teknoloji tarafından hukmedilmis ülkeler. Yasamış oldugum bir kac küçük hikayeden bahsedersem daha açıklayıcı olabilirim. Yolda yururken sirf goz goze geldik diye merhaba diyebilmek, banka sirasinda beklerken onumdeki arkamdaki insanlarla sohbet edebilmek burda bir takim korkular sebebiyle suan basaramadigim ama orda rahatlikla kurabildigim iletisimlerdi. Sisteme kendini kaptırmamış bir insan bir banka kuyruğunda önündeki insanla ayak ustu sohbet etmeyi tercih ederken, bizim gibi bilincsizce teknoloji, moda kavramlarina mahkumlasmis toplum uyesi bireyler ellerindeki telefona sariliyor. Kimi mesajlasiyor, kimi oyun oynuyor, bos bos ekrana bakmak bile bir baskasiyla iletisime gecmekten daha makul goruluyor.
Ne yazikki yaratılan bu korkutucu talebin kurbanlarıyız ve bu konuda tam anlamıyla gözü dönmüş, bilincsiz bir toplumuz. Ailesinin bir aylik maasindan daha yuksek mebladaki telefonlar herkesin elinde. Teknolojiyi yanlış kullanan, yararından çok gösterişiyle ilgilenen ve bazı degerlerimizin kaybolmasına neden olan çok fazla insan tanıyorum. Kesinlikle halkımızın sıcakkanli olduğu konusuna katılıyorum fakat bu içtenliğin icinde bulunduğumuz rekabetci ortamla gitgide yok oldu denecek kadar azalacağını düşünüyorum
türkiye de sokakta yürümek bile zor bence.... sokakta bile baskı ve saygısızlık hat safhada.. bakışlar yetiyor insanı rahatsız etmeye....
eski nick : triyandafilis
-
- Mesajlar: 726
- Kayıt: 18 Haz 2011, 15:08
Re: Sorun gercekten bizde mı?
Ben de bunu merak etmişimdir.Eğer başka bir toplumda yaşasaydık nasıl olurduk? Mesela hiçbir totem ve tabusu olmayan,dinlerden habersiz yaşayan insanlar var (yada vardı) Avustralya,Amerika'da.Biz de böyle bir toplulukta yaşasak biz de mi onlar gibi olurduk yoksa yine sfli mi olurduk?
bulantı
Re: Sorun gercekten bizde mı?
Valla SF askerlik gibi hani derler ya askerde düşütün yer önemli başındaki komutanın SF de öyle maddi manevi ülke coğrafya vs her şart etkiler.
SF li içi kesin bir yer kesin çözüm yok her an depresyona girip SF nin batağına saplanabilir neticide pamuk ipliğine bağlı insanlarız.
SF li içi kesin bir yer kesin çözüm yok her an depresyona girip SF nin batağına saplanabilir neticide pamuk ipliğine bağlı insanlarız.
Re: Sorun gercekten bizde mı?
pinky yaş kaç?
--SF yi yenmeyi bir SONUÇ olarak beklemeyin bu bir SÜREÇ!
Re: Sorun gercekten bizde mı?
ne alaka şimdi??? yaşını napcan?? çatlak!!Bornfobik yazdı:pinky yaş kaç?
eski nick : triyandafilis