Akilli Insanlarin Hastaligi:SF
- cantbemyself
- Mesajlar: 76
- Kayıt: 07 May 2008, 19:13
Sosyal fobi her başlık altında farklı şekilde inceleniyor. Aslında burada fikir beyan edebilmek için sosyal fobinin ve aklın göreceli kavramlar olduğunu söylemek gerekir.
Benim varsayımlarıma gelinirse... Öncelikle akıl = zeka. Bu böyle düşünülsün. Zeka aklı kullanabilme yetisidir falan hikaye; zeka gözlemcilik kabiliyeti, ayrıntıya ve derine inebilme gücü, ve bir durumu kolayca farkedebilme, gerçekçi olabilme yetisidir... Her sosyal fobili zeki olmayacağı gibi, her zeki de sosyal fobili olacak değildir. Sosyal fobiyi fazla empati ve dışarının tepkisine göre benliği harekete geçirme hastalığı; bunun getirdiği özbenliğe yabancılaşma, kendini sevmeme ve yalnız hissetme, herhangi bir topluluğun erişilemeyecek bir makam olduğunu düşünme, sıkıntılı ve kısa vadeli insan ilişkilerine girme, ayakları bir türlü yere basamayan ve içten/doğal davranamayan egoist kararsız tutarsız bir benliğe sahip oluş, cesaretsizlik, aciziyet vs vs...
Sosyal ortamlarda olması gerektiği gibi ya da soğukkanlı davranamayan her insan özsaygısını yitirmiş değildir. Çekingen ya da pasif görünen insanlar da pekala bir ideale, kişiliğe ve özgüvene sahip olabilir. Dalga geçilse bile bu durumu iplemeyebilir, zira dalga geçildiği çevrenin onun idealindeki çevre olmadığını düşünür. O kendi gibi olarak illa ki yaşamını toparlayabileceğine, belli bir süre sonra hakettiği saygınlığa erişebileceğine inanır: çünkü içinde bir yerlerde pek farketmese de kararlı ve ideale sahip bir kişilik yatar. Ümidini kaybetmemiştir ve hayatı seyretmeye koyulmamış, elinden geldiğince bir şeyler üretmeye çalışmıştır. Yani hayata tutunmuştur. İzleyici olarak kalmadığı içindir ki pek fazla zeki değildir, ya da olmak zorunda hissetmemiştir. Kişilik incelemesi ve karşılaştırma yapmayı pek sevmez, yaşamdan keyif aldığı ve çok fazla acı çekmediği için gerekli olgunluğa erişemez.
İdealini kaybetmiş olanlar ve her şeye boyun eğenler ise başkadır; çoğu tutumu ne olduğu belirsiz yapısına uyumsuz düştüğü için tanımlanamaz, kararsız, tutarsız ve depresif bir karakter olduğu kanısına varılır. Zeki olma olasılığı yüksektir bu kişinin, olması gerektiği gibi davranmaktadır belki her yerde, fakat bunu karşıdakinin tutumlarına göre belirlediği için kendi benliğini yitirmiştir. Ve sorunu da bu dünyaya ait olmadığını düşünmesidir; içi boşaltılmış ve zorlama, eğreti bir yaşam sürüyordur. Ümitsizdir. Ölse de kurtulsadır. Sevilmediği çevreden nefret ediyordur, içten pazarlıklıdır; onlar gibi olamadığı için onların zarar görmesinden zevk alır; ama zeki olduğu için şunu da bilir ki: Aslında aldığı bu zevk aciz olduğu gerçeğini değiştirmez. Tam bir kısır döngüye düşer. Bu noktada "Özbenliğini yitirmiş ama zekası özbenliğiyle ters orantıda gelişen insanlar acı çekmeye muhtaçtırlar" denebilir. Saçmalıyor da olabilirim.
Benim varsayımlarıma gelinirse... Öncelikle akıl = zeka. Bu böyle düşünülsün. Zeka aklı kullanabilme yetisidir falan hikaye; zeka gözlemcilik kabiliyeti, ayrıntıya ve derine inebilme gücü, ve bir durumu kolayca farkedebilme, gerçekçi olabilme yetisidir... Her sosyal fobili zeki olmayacağı gibi, her zeki de sosyal fobili olacak değildir. Sosyal fobiyi fazla empati ve dışarının tepkisine göre benliği harekete geçirme hastalığı; bunun getirdiği özbenliğe yabancılaşma, kendini sevmeme ve yalnız hissetme, herhangi bir topluluğun erişilemeyecek bir makam olduğunu düşünme, sıkıntılı ve kısa vadeli insan ilişkilerine girme, ayakları bir türlü yere basamayan ve içten/doğal davranamayan egoist kararsız tutarsız bir benliğe sahip oluş, cesaretsizlik, aciziyet vs vs...
Sosyal ortamlarda olması gerektiği gibi ya da soğukkanlı davranamayan her insan özsaygısını yitirmiş değildir. Çekingen ya da pasif görünen insanlar da pekala bir ideale, kişiliğe ve özgüvene sahip olabilir. Dalga geçilse bile bu durumu iplemeyebilir, zira dalga geçildiği çevrenin onun idealindeki çevre olmadığını düşünür. O kendi gibi olarak illa ki yaşamını toparlayabileceğine, belli bir süre sonra hakettiği saygınlığa erişebileceğine inanır: çünkü içinde bir yerlerde pek farketmese de kararlı ve ideale sahip bir kişilik yatar. Ümidini kaybetmemiştir ve hayatı seyretmeye koyulmamış, elinden geldiğince bir şeyler üretmeye çalışmıştır. Yani hayata tutunmuştur. İzleyici olarak kalmadığı içindir ki pek fazla zeki değildir, ya da olmak zorunda hissetmemiştir. Kişilik incelemesi ve karşılaştırma yapmayı pek sevmez, yaşamdan keyif aldığı ve çok fazla acı çekmediği için gerekli olgunluğa erişemez.
İdealini kaybetmiş olanlar ve her şeye boyun eğenler ise başkadır; çoğu tutumu ne olduğu belirsiz yapısına uyumsuz düştüğü için tanımlanamaz, kararsız, tutarsız ve depresif bir karakter olduğu kanısına varılır. Zeki olma olasılığı yüksektir bu kişinin, olması gerektiği gibi davranmaktadır belki her yerde, fakat bunu karşıdakinin tutumlarına göre belirlediği için kendi benliğini yitirmiştir. Ve sorunu da bu dünyaya ait olmadığını düşünmesidir; içi boşaltılmış ve zorlama, eğreti bir yaşam sürüyordur. Ümitsizdir. Ölse de kurtulsadır. Sevilmediği çevreden nefret ediyordur, içten pazarlıklıdır; onlar gibi olamadığı için onların zarar görmesinden zevk alır; ama zeki olduğu için şunu da bilir ki: Aslında aldığı bu zevk aciz olduğu gerçeğini değiştirmez. Tam bir kısır döngüye düşer. Bu noktada "Özbenliğini yitirmiş ama zekası özbenliğiyle ters orantıda gelişen insanlar acı çekmeye muhtaçtırlar" denebilir. Saçmalıyor da olabilirim.
bat dünya bat
-
- Mesajlar: 145
- Kayıt: 01 Nis 2005, 18:05
- Konum: istanbul
tam aksine sf sosyal zekayı geriletir.
siz evde pineklerken ve bu saçma sorunlarla boğuşurken insanlar dışarıda sistemin içindeler ve sürekli birbirleriyle ilişkideler.sürekli yeni tecrübeler kazanıyolar ve gözlemler yapıyolar.bu deneyimler hafızalarına işleniyor ve benzer durumlarda nasıl davranacakları konusunda yöntem geliştiriyolar.
normal biri siz öylece bakarken çıkıp aklına geleni yapıp sizin önünüze geçiyor ve fırsatları değerlendiriyor.siz ise sonsuz fırsatınız olmasına rağmen hiçbirini değerlendiremiyosunuz.
siz evde pineklerken ve bu saçma sorunlarla boğuşurken insanlar dışarıda sistemin içindeler ve sürekli birbirleriyle ilişkideler.sürekli yeni tecrübeler kazanıyolar ve gözlemler yapıyolar.bu deneyimler hafızalarına işleniyor ve benzer durumlarda nasıl davranacakları konusunda yöntem geliştiriyolar.
normal biri siz öylece bakarken çıkıp aklına geleni yapıp sizin önünüze geçiyor ve fırsatları değerlendiriyor.siz ise sonsuz fırsatınız olmasına rağmen hiçbirini değerlendiremiyosunuz.
- sosyalotesifobik
- Mesajlar: 163
- Kayıt: 11 Tem 2008, 01:35
- Konum: Istanbul
işte gerçek budur.. SFlilerin kendileri hakkında söylediği tüm iyi şeyler bir nevi yalancı avutma teknikleri bencede zaten.. :oops:olunutkazan yazdı:tam aksine sf sosyal zekayı geriletir.
siz evde pineklerken ve bu saçma sorunlarla boğuşurken insanlar dışarıda sistemin içindeler ve sürekli birbirleriyle ilişkideler.sürekli yeni tecrübeler kazanıyolar ve gözlemler yapıyolar.bu deneyimler hafızalarına işleniyor ve benzer durumlarda nasıl davranacakları konusunda yöntem geliştiriyolar.
normal biri siz öylece bakarken çıkıp aklına geleni yapıp sizin önünüze geçiyor ve fırsatları değerlendiriyor.siz ise sonsuz fırsatınız olmasına rağmen hiçbirini değerlendiremiyosunuz.
Dünyanın en büyük ve en aşağılık sosyal fobiğinin yorumunu okudunuz...
yorumlar baştan sona takip ettim
konuyu açan arkadaşımız sf yi nasıl haya ya bağlamış anlamadım
bende allah inancı olan bir sf liyim bir kaç sorum olacak
şu anda bu cevabı yazarken bile heyacanlanıp kalp atışının değişmesi hayamıdır
markette sıranı alan kişiye ses çıkaramak hayamıdır
hayatında karşındaki kişinin gözlerinin içine bakarak konuşamamış insan hayalımıdır
otobüs bileti olmadığı halde otobüse binmek zorunda olup otobüs içerisinde 'fazla kartı olan varmı diyemeyip sonra şöförden azar işiten kişi hayalımıdır
çalıştığı işyerinde kendisinden üst olan kişilerle bırak oturmayı kapısının önünden bile geçememek hayamıdır
gece karanlığında bile sıkıştığı halde çişini bir duvarın dibine değilde pantolonuna yapmak (ben) hayamıdır
karnı aç olduğu halde bir lokantaya girip yemek yiyemek hayamıdır
pazarlık yapamayıp sevmediği halde bir ürünü almak hayamıdır
akraban dahi olsa bir kadınla rahat bir şekilde konuşamamak hayamıdır
kendini savunamamak ifade edememek hayamıdır
haya başka sf başka bir şey bence
konuyu açan arkadaşımız sf yi nasıl haya ya bağlamış anlamadım
bende allah inancı olan bir sf liyim bir kaç sorum olacak
şu anda bu cevabı yazarken bile heyacanlanıp kalp atışının değişmesi hayamıdır
markette sıranı alan kişiye ses çıkaramak hayamıdır
hayatında karşındaki kişinin gözlerinin içine bakarak konuşamamış insan hayalımıdır
otobüs bileti olmadığı halde otobüse binmek zorunda olup otobüs içerisinde 'fazla kartı olan varmı diyemeyip sonra şöförden azar işiten kişi hayalımıdır
çalıştığı işyerinde kendisinden üst olan kişilerle bırak oturmayı kapısının önünden bile geçememek hayamıdır
gece karanlığında bile sıkıştığı halde çişini bir duvarın dibine değilde pantolonuna yapmak (ben) hayamıdır
karnı aç olduğu halde bir lokantaya girip yemek yiyemek hayamıdır
pazarlık yapamayıp sevmediği halde bir ürünü almak hayamıdır
akraban dahi olsa bir kadınla rahat bir şekilde konuşamamak hayamıdır
kendini savunamamak ifade edememek hayamıdır
haya başka sf başka bir şey bence
- rainslovee
- Mesajlar: 906
- Kayıt: 03 Tem 2007, 23:48
İnşallah doğru değildir...Ama zeka sadece sosyal ilişkiyle mi kazanılır?birisi diyelim bilgisayar programcısı ama sosyal fobik, o da o alanda bişiler bularak zekasını parıldatamaz mı?olunutkazan yazdı:tam aksine sf sosyal zekayı geriletir.
siz evde pineklerken ve bu saçma sorunlarla boğuşurken insanlar dışarıda sistemin içindeler ve sürekli birbirleriyle ilişkideler.sürekli yeni tecrübeler kazanıyolar ve gözlemler yapıyolar.bu deneyimler hafızalarına işleniyor ve benzer durumlarda nasıl davranacakları konusunda yöntem geliştiriyolar.
normal biri siz öylece bakarken çıkıp aklına geleni yapıp sizin önünüze geçiyor ve fırsatları değerlendiriyor.siz ise sonsuz fırsatınız olmasına rağmen hiçbirini değerlendiremiyosunuz.
Birçok zeka türü vardır, bunlardan biri de "duygusal zeka"dır ve sosyal fobiklerde benim tahminim düşük olması gerekir ama diğer zeka türleri(matematiksel, resimle ilgili vs) düşşük olacak diye birşey yok, hatta sf li kendini diyelim sanatla ilgili, matematikle ilgili vs bir şeye adamışsa, diğer insanlardan yüksek bile olabilir bu alandaki zekası diye düşünüyorum...
katılıyorum, ama şöyle birşey var zeka tanımlaması çok genel...Duygusal zeka, matematiksel zeka vs 7 zeka türü var...cantbemyself yazdı:Sosyal fobi her başlık altında farklı şekilde inceleniyor. Aslında burada fikir beyan edebilmek için sosyal fobinin ve aklın göreceli kavramlar olduğunu söylemek gerekir.
Benim varsayımlarıma gelinirse... Öncelikle akıl = zeka. Bu böyle düşünülsün. Zeka aklı kullanabilme yetisidir falan hikaye; zeka gözlemcilik kabiliyeti, ayrıntıya ve derine inebilme gücü, ve bir durumu kolayca farkedebilme, gerçekçi olabilme yetisidir... Her sosyal fobili zeki olmayacağı gibi, her zeki de sosyal fobili olacak değildir. Sosyal fobiyi fazla empati ve dışarının tepkisine göre benliği harekete geçirme hastalığı; bunun getirdiği özbenliğe yabancılaşma, kendini sevmeme ve yalnız hissetme, herhangi bir topluluğun erişilemeyecek bir makam olduğunu düşünme, sıkıntılı ve kısa vadeli insan ilişkilerine girme, ayakları bir türlü yere basamayan ve içten/doğal davranamayan egoist kararsız tutarsız bir benliğe sahip oluş, cesaretsizlik, aciziyet vs vs...
Sosyal ortamlarda olması gerektiği gibi ya da soğukkanlı davranamayan her insan özsaygısını yitirmiş değildir. Çekingen ya da pasif görünen insanlar da pekala bir ideale, kişiliğe ve özgüvene sahip olabilir. Dalga geçilse bile bu durumu iplemeyebilir, zira dalga geçildiği çevrenin onun idealindeki çevre olmadığını düşünür. O kendi gibi olarak illa ki yaşamını toparlayabileceğine, belli bir süre sonra hakettiği saygınlığa erişebileceğine inanır: çünkü içinde bir yerlerde pek farketmese de kararlı ve ideale sahip bir kişilik yatar. Ümidini kaybetmemiştir ve hayatı seyretmeye koyulmamış, elinden geldiğince bir şeyler üretmeye çalışmıştır. Yani hayata tutunmuştur. İzleyici olarak kalmadığı içindir ki pek fazla zeki değildir, ya da olmak zorunda hissetmemiştir. Kişilik incelemesi ve karşılaştırma yapmayı pek sevmez, yaşamdan keyif aldığı ve çok fazla acı çekmediği için gerekli olgunluğa erişemez.
İdealini kaybetmiş olanlar ve her şeye boyun eğenler ise başkadır; çoğu tutumu ne olduğu belirsiz yapısına uyumsuz düştüğü için tanımlanamaz, kararsız, tutarsız ve depresif bir karakter olduğu kanısına varılır. Zeki olma olasılığı yüksektir bu kişinin, olması gerektiği gibi davranmaktadır belki her yerde, fakat bunu karşıdakinin tutumlarına göre belirlediği için kendi benliğini yitirmiştir. Ve sorunu da bu dünyaya ait olmadığını düşünmesidir; içi boşaltılmış ve zorlama, eğreti bir yaşam sürüyordur. Ümitsizdir. Ölse de kurtulsadır. Sevilmediği çevreden nefret ediyordur, içten pazarlıklıdır; onlar gibi olamadığı için onların zarar görmesinden zevk alır; ama zeki olduğu için şunu da bilir ki: Aslında aldığı bu zevk aciz olduğu gerçeğini değiştirmez. Tam bir kısır döngüye düşer. Bu noktada "Özbenliğini yitirmiş ama zekası özbenliğiyle ters orantıda gelişen insanlar acı çekmeye muhtaçtırlar" denebilir. Saçmalıyor da olabilirim.
Re: Akilli Insanlarin Hastaligi:SF
herkese selam.. bence bu yazıyı yazan arkadaşa haksızlık etmemek gerek.. yaptığı tespitlerin çoğu doğru.. bu hastalık saygısız ve insanları üzmekten çekinmeyen insanlarda çıkmıyor ne yazık ki.. eklemeyi tek unuttuğu nokta bundan kutulmak gerektiği.. saygılar...
Re: Akilli Insanlarin Hastaligi:SF
sf acı cektirir.
acı cekmek beyni sekillendirir.
sf veya baska bir neden olsun, yeterki beyin acı ceksin.
boylece o kisi perdelerden kurtulur. harika bir insan olur.
dunyayı mukemmel bir yer yapmak icin, insanlara kucukken olmadı buyukken ciddi anlamda psikolojik yada fizyolojik acı cektirilmeli. v for vandettada adam kızı gelistirmek icin iskencelerden gecirmedi mi, e daha ne.
acı cekmek beyni sekillendirir.
sf veya baska bir neden olsun, yeterki beyin acı ceksin.
boylece o kisi perdelerden kurtulur. harika bir insan olur.
dunyayı mukemmel bir yer yapmak icin, insanlara kucukken olmadı buyukken ciddi anlamda psikolojik yada fizyolojik acı cektirilmeli. v for vandettada adam kızı gelistirmek icin iskencelerden gecirmedi mi, e daha ne.
BEN BENİM
Re: Akilli Insanlarin Hastaligi:SF
sfli olmanın sosyal-zekayla alakası olmadıgına inanıyorum. onu sosyallikten alıkoyan anksiyetedir, kaygıdır.
zeka gelistirilebilir. sfli diğer insanlar kadar sosyal zekasını gelistiremez. ancak dogustan yeterli bir sosyal zekası varsa, gelistirmese de olur, bu yeterdir. kaygıdan kurtulup hayatı yasamaya bakmalıdır.
zeka gelistirilebilir. sfli diğer insanlar kadar sosyal zekasını gelistiremez. ancak dogustan yeterli bir sosyal zekası varsa, gelistirmese de olur, bu yeterdir. kaygıdan kurtulup hayatı yasamaya bakmalıdır.
BEN BENİM
Re: Akilli Insanlarin Hastaligi:SF
Niye geliştiremez ki?Hepimiz insan değilmiyiz?yaa yazdı:sfli olmanın sosyal-zekayla alakası olmadıgına inanıyorum. onu sosyallikten alıkoyan anksiyetedir, kaygıdır.
zeka gelistirilebilir. sfli diğer insanlar kadar sosyal zekasını gelistiremez. ancak dogustan yeterli bir sosyal zekası varsa, gelistirmese de olur, bu yeterdir. kaygıdan kurtulup hayatı yasamaya bakmalıdır.
Mahkumi Mahcubiyet!!!
Re: Akilli Insanlarin Hastaligi:SF
diğer insanlar kadar sosyal olmadıgı icin, onlar kadar gelistiremez..Anti-Sf yazdı:Niye geliştiremez ki?Hepimiz insan değilmiyiz?yaa yazdı:sfli olmanın sosyal-zekayla alakası olmadıgına inanıyorum. onu sosyallikten alıkoyan anksiyetedir, kaygıdır.
zeka gelistirilebilir. sfli diğer insanlar kadar sosyal zekasını gelistiremez. ancak dogustan yeterli bir sosyal zekası varsa, gelistirmese de olur, bu yeterdir. kaygıdan kurtulup hayatı yasamaya bakmalıdır.
tabi bunun pek onemi yok yine gelişir o zeka, sonuçta sfli hiçkimseyle iletisim kurmadan yasamını surdurmuyor..
BEN BENİM