sosyal fobiyi yendim.kesinlikle!

Sosyal fobiyi yenenler..Hastalığı yenme sürecinde yaşadıklarınız..Söylemek istedikleriniz..
Kullanıcı avatarı
muratokato
Mesajlar: 111
Kayıt: 16 Nis 2006, 15:30
Konum: İSTANBUL

Mesaj gönderen muratokato »

nedrud arkadaşım madem gösterdiğim bütün yazılarımı okudun bilimsel değil safsata diyorsun.o zaman sana büyük bir görev düşüyor.
arkadaşım yazının neresi?hangi cümle? hangi satır?hangi konu?bunları tek tek açıkla senin karşında ana okulu çocuğu yok.senin iddialarında duygusallıktan öte gidememiş.bu tip eleştirileri sen ilk yapmıyorsun.bari bilimsel bir-iki birşey yazda ilk bilimsel eleştiri yapan sen ol.bizde senden yeni birşeyler öğrenelim ne dersin?al sana fırsat.hoşçakal ALLAH'a emanet ol.
TEK ÜZÜLDÜĞÜM ŞEY YAZILARIMA HALEN DAHA BİLİMSEL BİR ELEŞTİRİ YAPILMAMIŞ OLMASIDIR.BU İNSANLARIN OKUDUKLARINDAN VE BİLDİKLERİNDEN KENDİLERİNİNDE EMİN OLMAMASININ GÖSTERGESİDİR.

bunuda ben yazdım.
Kullanıcı avatarı
muratokato
Mesajlar: 111
Kayıt: 16 Nis 2006, 15:30
Konum: İSTANBUL

Mesaj gönderen muratokato »

İLAÇ VE TERAPİ BAŞKA YOLU YOK.GERİSİ KOCAKARI YÖNTEMLERİ DİYENLERE DUYURULUR!!!!!

Prof. Dr. Nevzat Tarhan bir T.V programında almanyada psk.rahatsızlıklarda hastaya ilaç vermenin en son çare olarak kabul edildiğini.hatta ilaç yazılmayan hastaların "ne olur bana ilaç yaz" diye yalvaracak duruma geldiklerini.....

ilk önce hastanın biyolojik bir sorunu varmı diye detaylı olarak araştıma yapıldığını....

psikoterapiyi önüne gelen her master yapmış psikoloğun yapamadığını.hatta 6 yıl tıp okumuş üstüne 4yıl master yapmış olanlara dahi yetki verilmediğini.ancak doktora yapanlara izin verildiğini.....

türkiyede ise her lisans mezununun kartvizitine "psikoterapist" ünvanını yazdırdığını.bunun çok kötü sonuçlara yol açabileceğini anlattı.


bu arada(yarası olan gocunur);iddialara detaylı bilimsel açıklamalar hala yok sanırım??????????

görüşmek üzere.
TEK ÜZÜLDÜĞÜM ŞEY YAZILARIMA HALEN DAHA BİLİMSEL BİR ELEŞTİRİ YAPILMAMIŞ OLMASIDIR.BU İNSANLARIN OKUDUKLARINDAN VE BİLDİKLERİNDEN KENDİLERİNİNDE EMİN OLMAMASININ GÖSTERGESİDİR.

bunuda ben yazdım.
Kullanıcı avatarı
gizemliinsan
Mesajlar: 945
Kayıt: 29 Tem 2008, 18:38
Konum: ankara

Mesaj gönderen gizemliinsan »

rainslovee yamış
kardeşler icat denen bi olay var kımse anasının karnında ogrenmedı bazı seylerı arastırıp deneyıp buldu ayrıca bu sadece bı gıda ne var kı al dene kardesım adam denemıs memnun kalmıs hemen koca karı moduna gırıyoruz en azından sf ye iyi gelmıyo olabilir ama bı cok seye ıyı geldıgı kesın bu kadar cok faydası olan bı ılac neden sfs ye de ıyı gelmesın gayet manıklı arkadası kutluyorum ben forumda abuk subuk yorum yapıp hıc bı cozum onerısı getırmeyen ve mılletle sadece agız dalasına gırenlerı de kınıyorum ...
+1
hmmm gizemli...
Emreius
Mesajlar: 3
Kayıt: 27 Ağu 2008, 15:35
Konum: izmir

Mesaj gönderen Emreius »

ben 8 yıllık sf liydim kendiliğinden geçti sanmıştım ama şimdi daha iyi anlıyorum saçlarım döküldüğü için polen tüketmiştim bu arada bu siteyi bulduğuma çok sevindim hepiniz bana benziyorsunuz alıngan eleştirye gelemeyen duygusal utangaç kendi içinde özel ama dışarda bir hiç hissiyle yaşayan insanlar, ne güzel sf yi yenince iç dünyanız sayesinde çok özel çok güçlü bir karakter olacaksınız.
devrim_
Mesajlar: 983
Kayıt: 29 Kas 2007, 22:46
Konum: uz bu değil.

Mesaj gönderen devrim_ »

Emreius yazdı:ben 8 yıllık sf liydim kendiliğinden geçti sanmıştım ama şimdi daha iyi anlıyorum saçlarım döküldüğü için polen tüketmiştim bu arada bu siteyi bulduğuma çok sevindim hepiniz bana benziyorsunuz alıngan eleştirye gelemeyen duygusal utangaç kendi içinde özel ama dışarda bir hiç hissiyle yaşayan insanlar, ne güzel sf yi yenince iç dünyanız sayesinde çok özel çok güçlü bir karakter olacaksınız.
Sayın Emreius,polenler sayesinde tamamen yendiniz yani SF'yi öyle mi ?
Karanlıktan korkan bir çocuğu elbet hoşgörebiliriz. yaşamdaki asıl trajedi, yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır.
Emreius
Mesajlar: 3
Kayıt: 27 Ağu 2008, 15:35
Konum: izmir

Mesaj gönderen Emreius »

Tam olarak bir tek sebebe bağlamakta yanlış olur tabiki ama o dönemde geçti. Aynı dönem içerisinde, yaptığım işleri müştere sunum yapmam gereken bir işe girmiştim, o sunumlarında etkisi olabilir.
her çalışan başaramaz, ama başaranların hepsi çalışanlardır.
Kullanıcı avatarı
dhunter
Mesajlar: 6
Kayıt: 23 May 2006, 18:20
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen dhunter »

Arkadaşlar Herkese Selam,

Forumdan polenle ilgili olan nerdeyse tüm yazıları okudum ve bu iş aklıma yatmaya başladı. Yalnız tedaviye başlamadan önce birkaç soru sormak istiyorum ;

1) Bir arkadaş poleni metal ile temas ettirmeyin, tüm özelliği bozulur demiş.Bu doğru mudur?

2) Mübarek Ramazan ayı içerisindeyiz ve ben de dahil bazı arkadaşlar oruç tutmak isteyeceklerdir.Eğer oruç tutarsak poleni hangi saatlerde,durumlarda(aç,tok vs.) ve dozu ne kadar olacak şekilde almalıyız?

3) Poleni alış biçimimiz ne kadar önemlidir ? (Mesela kimisi çiğneyerek alıyorum,kimisi direkt yutuyorum demiş.Ben de poleni ezip toz haline getirip, bu tozu bir sıvı ile içmek iyi olur diye düşünüyoru.Siz ne dersiniz?)

Cevabını esirgemeyecek tüm arkadaşlara ve özellikle bu konuda bizi aydınlatan MURATOKATO arkadaşımıza çok teşekkür ediyorum.
umut ışığı
Mesajlar: 2
Kayıt: 27 Eyl 2008, 18:11

polen

Mesaj gönderen umut ışığı »

Merhaba,forumda yeniyim.Muratokato verdiğin bilgiler için sonsuz teşekkürler!yalnız sabah-öğleden sonra demişsin akşam olması gerekmez mi?günü ikiye bölmek anlamında,metalle temas etmemesi gerekiyor mu?Bir de o herbalistle iletişime geçmiştim kullanma süresi olarak bir yılönermişti,altı ay değil de kişiden kişiye değişebilir mi?
karanlığa küfretmektense küçük bir ışık yakın;daha iyi edersiniz!
efexor20
Mesajlar: 6
Kayıt: 19 Eyl 2008, 22:29

Mesaj gönderen efexor20 »

cinci hocalardan şifa arayın daha etkili olur. yahu bu otlar vs. bu kadar etkilide, ilaç şirketleri yüzlerce milyon dolar yatırarak boşunamı yeni kimyasal üreteye çalışıyorlar. bu bitkinin içindeki sf ye iyi geldiği iddia edilen maddeyi geliştirirler ve 10 yıl boyunca telif hakkı da onlara ait olur. yani bu işleri bu kadar basit mi sanıyorsunuz.? boş plasebo tabletler bile %25 oranında başarı sağlıyor. bu polen safsatasıda öyle. adama iyi gelmiş. ama plasebo etkisi bu. bilimselliği yok. çift-kıör plasebo kontrollü bir araştırma sonucunda etkinliği kanıtlanmışlığı falan yok. aldanmayın, ümitlerinize yazık...
Kullanıcı avatarı
beyaban85
Mesajlar: 459
Kayıt: 11 Eki 2008, 16:30

Mesaj gönderen beyaban85 »

başlığı başından beri takip ederek okumaya çalıştım.ilaç kullanımı konusunda fazlaca bir bilgim yok ancak şunu biliyorumki ilaçlar kalıcı bir çözüm sağlayamıyor;yani bırakınca tekrar eski halinize dönüyorsunuz.ya ilacı dozunu aralıklarla arttırarak hayat boyu kullanacaksınız;yada hiç başlamamak en iyisi.
"ben 6 ay kullandım sonra bıraktım ve hiç ihtiyaç duymadan hayatıma devam edip,sfsiz yaşıyorum" diyeni duymadım"(böyle olan varsa söylesin lütfen)
onun için çözümü doğal ilaçlar ve bitkilerde aramakta bir fikirdir.babam 2yıl önce boğazından rahatsız olan kardeşime polen-bal karışımı getirtmişti.ben de arada bir kullanıyordum.enerji verdiğini,metabolizmayı hızlandırdığını,hastalıkları hızlı atlatabilmek için yardımcı olduğunu biliyorum.
muratokato sağolsun bu konuyla ilgili detaylı bilgi vermiş ancak sf'ye direkt manada nasıl etki ettiğini anlamadım.yani enerji ve vücud için direnç veren bir "doğal ilaç" nasıl sf'ye iyi gelebiliyor pek anlamadım.belkide enerji verdiği için bizi ataletten ve hareketsizlikten kurtarabilir diye düşündüm ancak direkt manada zihne nasıl etki ediyor.yani olumsuz düşünce yapımızı yada depresyonel ruh halimzi nasıl bertaraf edecek? Anlayan birileri cevap verirse sevinirim.
umut ışığı
Mesajlar: 2
Kayıt: 27 Eyl 2008, 18:11

Mesaj gönderen umut ışığı »

Merhaba efexor20,lütfen önyargılrınızdan kurtululun!Öncelikle bilinçli kullanıldığı takdirde bitkisel ürünlerden fayda sağlanabilir!Kimyasal bileşimler vücutta biryerleri onarmaya çalışırken başka bir yeri yıkıma uğratabilirler ki o sektörün ticari kaygılarını da gözardı edemeyiz!Ayrıca da plasebonun etkinliği inançla ilintili!Polen mucizevi doğal bir ürün ve içerisin de eser elementlere kadar herşey mevcut,denemekte yarar var diye düşünüyorum;herkesin kendi kararı sonuç olarak...
karanlığa küfretmektense küçük bir ışık yakın;daha iyi edersiniz!
Kullanıcı avatarı
blackpine
Mesajlar: 131
Kayıt: 12 Eki 2008, 22:51

Mesaj gönderen blackpine »

Muratokato bence mantıklı ve güzel yazılar paylaşmış.Polen bir ilaç değildir.Nasıl balı yiyorsak polende onun gibi bir gıda.Tabi her yediğimiz yiyecek gibi kullanmamız gereken makul bir miktarı vardır.Ben de almayı düşünüyorum.Eğer marka vermekte bir sakınca yoksa kullanıp memnun kalanlardan marka rica edicem.Malum bazı polenler bayat olabiliyormuş.Bir de fiyat konusu beni düşündürüyor.Acaba 6 ay kullansam maliyeti ne olur.Bilen varsa yazabilir mi?
ırmak

yendim

Mesaj gönderen ırmak »

gibi yendim gibi :D
eren27
Mesajlar: 2
Kayıt: 01 Kas 2008, 14:21

Mesaj gönderen eren27 »

b vitamini eksikliğinin kişilik bozukluklarında ve depresyonda sıklıkla görüldüğünü okumuştum. vitamin takviyesi elbette bu hastalıkları yenmek için şart ama oturduğunuz yerden kendinize güven gelmesini beklememelisiniz. dışarıya çıkmak lazım
Kullanıcı avatarı
blackpine
Mesajlar: 131
Kayıt: 12 Eki 2008, 22:51

Mesaj gönderen blackpine »

eren27 sana katılıyorum.Evde oturmayla hiç birşey olmuyor.Kendimizi sosyal ortamlara çıkmaya zorlamalıyız.
Cevapla