Sosyal Korku

Sosyal fobi ve psikoloji üzerine makaleler..(Lütfen yazının kaynağını belirtiniz)
Cevapla
Kullanıcı avatarı
DeRDeM
Mesajlar: 1555
Kayıt: 13 Ara 2006, 01:08

Sosyal Korku

Mesaj gönderen DeRDeM »

SOSYAL FOBİ İYİLEŞİR Mİ?
Sosyal fobi günümüzde oldukça iyi tedavi edilen bir rahatsızlıktır. Ama tedavi edilmediğinde ağır sonuçlara yol açabilir.
Bugün radyolarda ve televizyonlarda program yapan ve bu işi de başarıyla yürüten çok sayıda iyileşmiş sosyal fobik vardır. Ancak çoğu sosyal fobik tedavi başvurusunda bulunmamakta, berbat bir hayata katlanmak zorunda kalmaktadır.

SOSYAL FOBİ NASILTEDAVİ EDİLİR?
Sosyal fobinin tedavisinde iki silâhımız vardır:
İlaç tedavisi:
Günümüzde sosyal fobi tedavisinde oldukça etkili olan, bağımlılık yapmayan, uyku–sersemlik gibi yan etkilere yol açmayan ve kalıcı düzelme sağlayabilen birtakım ilaçlar vardır. Doktor kontrolünde devam edilen iyi bir ilaç tedavisiyle ve beraberinde iyi bir psikoterapiyle kişi dertlerinden kurtulmaktadır.
Psikoterapi:
Sosyal fobi erken başlangıçlı kronik, gizli bir hastalıktır. Bu nedenle psikoterapi, sosyal fobi tedavisinde oldukça etkilidir.
Hastaların negatif yoldaki inançları ile (sosyal ortamlarda başarısızlığın kaçınılmaz olduğu gibi) yüzleşmelerini sağlar psikoterapi. Sosyal fobinin temelinde bu tür inançların yer aldığı gayet iyi bilinmektedir çünkü…
İyi bir psikoterapi tedavisi, hastanın durumuyla baş etmek için zararlı stratejiler geliştirmesini, depresyon ve alkolizm gibi ek rahatsızlıkların ortaya çıkmasını engeller.


ÇÖZÜM
Öncelikle şunu kabullenmekle başlamanızı öneririm: Bu problemi aktif olarak siz çözeceksiniz. Eğer hiçbir girişimde bulunmaz ve kabuk tutmuş bir yaranın iyileşmesini beklercesine sosyal fobinin kendiliğinden sizi terk etmesini beklerseniz bu bekleyiş ömrünüzün sonuna kadar sürebilir. Günün birinde bir kurtarıcının gelip büyülü değneğiyle omzunuza dokunarak sizi bambaşka bir insana dönüştürüvermesi de ne yazık ki gerçekleşme ihtimali çok düşük bir hayaldir. Diyeceğim o ki çözüm sizdedir. Bu problem siz isterseniz, inanırsanız ve çaba gösterirseniz çözülür. Siz çözümün yalnızca nesnesi değil, aynı zamanda öznesi olacaksınız. Öyleyse bir an önce, hiç vakit kaybetmeden yola koyulun ve kendi omzunuza tırmanın.
Peki, sosyal fobiyi yenme isteğinizi nasıl arttırabilirsiniz? Bunun için kendinize iki soru sorun:
– Sosyal fobiyi yenersem neler kazanırım?
– Sosyal fobili kalırsam neler kaybederim?
Bu sorular üzerinde iyice düşünün. "Sosyal fobiyi yenersem daha iyi bir hayatım olur." gibi çok genel ve muallâk ifadelerle yetinmeyin. Sosyal fobiden kurtulursanız elde edebileceklerinizi ve sosyal fobili olmaya devam ederseniz yaşayacağınız olumsuzlukları spesifik örnekler bularak bir liste hâlinde yazın. Böyle bir liste vazgeçmeyi düşündüğünüz çöküntülü zamanlarınızda güdülenip yeniden harekete geçebilmeniz için size destek sağlayabilir.
İnanç çok etkili bir güçtür. Bir şeyi başarabileceğinize kesin olarak inanmışsanız zorluklar sizi asla yıldıramaz. İnanmışsanız kendinizi amacınıza adayabilirsiniz. Ve adanmışsanız adımlarınızı dönüşü olmayan bir kararlılıkla atar, bitmez tükenmez bir enerjiyle hiç yılmadan devam edersiniz yolunuza. Sosyal fobiden kurtulabileceğinize inanmakta zorluk çekiyorsanız neden inanmadığınızı sorun kendinize. Öne sürebileceğiniz tüm kanıtlar tek tek çürütülebilir. Şu ana kadar sosyal fobili olmanız ve dahi bundan önceki girişimlerinizden sonuç alamamış olmanız bundan sonra da sosyal fobili kalacağınızı göstermez. "Bir insan bir şeyi başarabiliyorsa, bunu bütün insanlar başarabilir." İşte bu varsayımdan hareketle biz de deriz ki: Bu illetin canına okumuş insanlar varsa –ki vardır– sosyal fobiyi yenebileceğinize inanmamanız için hiçbir gerekçeniz yoktur. Başarıya olan inancınızı güçlendirecek en büyük etken ise, başarabileceğinizi bizzat deneyimleyerek görmenizdir.
Kendinize kızıp da hakaret ettiğinizde kullandığınız kelimelere dikkat ettiniz mi hiç? Belki de onlar ana babanızın, arkadaşlarınızın, öğretmenlerinizin size hakaret etmek için kullandığı kelimelerin aynısıdır. İşte bunun gibi, "Başkaları ne der?" sorusunu sorup durarak sizi yargılayan, suçlayan aşağılayan; size kusursuz olmayı, herkesi memnun etmeyi ve attığınız her adımda başkalarının onayını almayı hedef göstererek sırtınıza taşınmaz ağırlıklar yükleyen içinizdeki bu sesi susturun. Çünkü o ses, içinizdeki ana babanızın, tutum ve davranış kalıplarının, yani toplumsal normların, yani başkalarının beklentilerinin sesidir. Sosyal fobiden kurtulmak istiyorsanız bu sesi susturun artık. İçinizdeki çocuğun ezilmesine daha fazla izin vermeyin.
Hissetmek istemediğiniz duyguları hissettiğiniz zaman kendinizi azarlamak yerine duygularınızı olduğu gibi kabullenmeyi deneyin. İçinizdeki çocuk şefkat elinizi uzatmanızı istiyor sizden; itilip kakılmayı, sövülüp dövülmeyi değil. Tutun elinden ve kaldırın onu. Şundan emin olabilirsiniz ki, o çocuk kendini güvende hissetmedikçe siz asla rahata kavuşamayacaksınız.
Bütün insanlar hata yapar. Hata yapmak insan olmanın kaçınılmaz bir sonucudur. Hiçbir insan kusursuz değildir. Mükemmele ulaşmak için uğraşmak boşunadır. Mükemmeliyetçiliği bırakın. Bir ütopya uğruna kendinizi daha fazla tüketmeyin. Mükemmel iyinin düşmanıdır; iyiye razı olun. "Ya hep ya hiç" anlayışıyla hareket etmeyin. "Zorunda olmak"tan vazgeçin. "Yapmalıyım" yerine "yapabilirim"i koyun. Ve yapabildiğiniz kadarıyla yetinin. Beklentilerinizi ulaşabileceğiniz seviyelerde tutun ki sürekli olarak hayal kırıklığı yaşamaya mahkûm olmayasınız. Kendinizden daha az şey beklerseniz başarılarınızdan daha çok tatmin sağlarsınız. Oysa mükemmeliyetçilikten vazgeçmedikçe kendinizden asla memnun olamayacaksınız.

HERKESİ MEMNUN ETMEYE ÇALIŞMAYIN

Herkesi memnun etmeye çalışmayın. İnsanlar kültür, inanç, bilgi, zeka, alışkanlık ve yaşam koşulları bakımından aynı olamayacaklarına göre dünyayı da aynı şekilde algılamazlar. Sizin çok değer verdiğiniz bir şey başka bir insana saçma ve anlamsız gelebilir. Her bir insanın kabullerini, değerlerini ve sizden beklentilerini belirleyip ona göre davranmaya çalışsanız bile –ki böyle bir çaba içerisine girmeniz kendinizden vazgeçmeniz demektir– herkesi memnun edebilmeniz, herkesin beğenisini, onayını ve sevgisini kazanabilmeniz mümkün değildir. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, sizi ve/veya yaptıklarınızı onaylamayacak, beğenmeyecek, reddedecek birileri mutlaka olacaktır. Öyleyse herkesi memnun etme çabasını bırakın. "Hayır" demeyi öğrenin. Size teklif edilen her yükü hiç istemediğiniz hâlde sırtlanırsanız –zaman ve enerji kaybınız bir yana– insanların sizi kullandığını, sömürdüğünü düşünerek zayıflık ve acziyet hislerine kapılabilirsiniz.
Yeryüzünde sizi hiç tanımayan ve sizin ne yaptığınızı hiç umursamayan milyarlarca insan yaşıyor. Çevrenizdeki insanların da sizi düşünüp durmaktan daha önemli meşguliyetleri vardır herhalde. Buna rağmen yine de "Başkaları ne der?" kaygısına karşı "Başkaları ne derse desin!" bilincini hâkim kılamıyor, başkalarının hakkınızda ne düşündüğünü hesaplamaktan kendinizi alıkoyamıyorsanız, bari olumlu şeyler düşündüklerini varsayın. Örneğin "Sosyal fobili olduğumu açıklarsam zayıf biri olduğumu sanacaklar." yerine "Bunu açıklayabildiğime göre beni cesur biri olarak görürler." gibi bir varsayımda bulunabilirsiniz. Bu varsayımın gerçeği yansıtıp yansıtmaması önemli değildir. Önemli olan, işe yarayıp yaramamasıdır. Zaten insanların aklını okuyamıyorsanız, tam olarak ne düşündüklerini hiçbir zaman bilemezsiniz.
Az zamanda çok şey bekleme yanılgısına düşmeyin. Sosyal fobi birdenbire oluşmadı, birdenbire de gitmeyecek. Ektiğiniz değişim tohumu meyvesini kısa süre içerisinde vermeyebilir. Olgun bir ağacın habercisi olan fidanı, meyvesiz diye ezmeye kalkışmayın. Sabırlı olun. Çocukken birkaç kez düştüğünüz için beşiğinize dönüp yürüme çabasından vazgeçseydiniz yürümeyi hiçbir zaman öğrenemeyecektiniz. Sosyal fobiyle başa çıkmak da düşe kalka öğrenilir. Hiç düşmemeyi değil, düştüğünüz zaman kalkabilmeyi amaçlayın. Ve her düştüğünüzde yerden bir şeyler almaya bakın. Düşüşlerinizi, başarısızlıklarınızı, hatalarınızı öğrenme fırsatı olarak görün.
Geriye dönüp geçmişi değiştirebilmeniz mümkün değildir; artık olan olmuş, yaşanan yaşanmıştır. Ama geçmişte olup bitenlere yüklediğiniz anlamı değiştirebilirsiniz. Sosyal fobinin olumlu yönlerini, size kazandırdıklarını keşfedebilirseniz, şu ana kadar onun yüzünden yaşadıklarınızdan duyduğunuz acıları hafifletebilirsiniz. Örneğin, sosyal fobi sayesinde uyanıp arayışa çıkmış ve değişim sürecine girmiş olabilirsiniz.
Sosyal fobili olmanızda pay sahibi olduğunu düşündüğünüz kişileri de affedin. Geçmişte birileri size zarar verdiyse, şimdi kendinizi cezalandırmak niye? Keskin sirke kendi küpüne zarar verir. Kin gütmek kendinizi yaralar. Zaten onlar size kötülük yapma niyetinde değillerdi ve kendi koşulları içerisinde bildiklerinin en iyisini yapmaya çalıştılar. Böyle bakarsanız affetmeniz kolaylaşabilir. Bağışlayın ve kurtulun.
Geleceğe umutla bakın ve sakın umudunuzu kaybetmeyin; çünkü "umudunu kaybeden bir insanın kaybedecek başka bir şeyi kalmamıştır." Korkularınızı kabullenin, korktuğunuz için kendinizi suçlamayın, ama aynı zamanda cesur olun. Cesaret korkusuzluk değil, korkuya rağmen korkulan şeyin üzerine gidebilme gücüdür. Eylemleriniz korkularınızın üzerinde olsun ki, korkuyu dize getirebilesiniz. Siz kaçtıkça korku çığ gibi büyüyerek sizi kovalamaya devam edecektir.
Öyleyse kaçmayı bırakın.
Umudunuzu kuşanın, kalkın ve yürüyün!
Korkunuzun üzerine gidip korkunuzla yüzleşecek, bol bol hata yapacak ama yine de vazgeçmeyecek, yılmayacak, pes etmeyecek ve işte o zaman "yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer" kazanacaksınız...

Kaynak:www.fobi.org.uk
ÖLÜMDEN NİYE KORKACAĞIM Kİ?
BEN VARKEN O YOKTUR, O GELİNCE DE BEN OLMAYACAĞIM..
(Montaigne)
Kullanıcı avatarı
DeRDeM
Mesajlar: 1555
Kayıt: 13 Ara 2006, 01:08

Mesaj gönderen DeRDeM »

Şu kısma katılmamakla birlikte yararı dokunabilir:

'Örneğin "Sosyal fobili olduğumu açıklarsam zayıf biri olduğumu sanacaklar." yerine "Bunu açıklayabildiğime göre beni cesur biri olarak görürler." gibi bir varsayımda bulunabilirsiniz.'
ÖLÜMDEN NİYE KORKACAĞIM Kİ?
BEN VARKEN O YOKTUR, O GELİNCE DE BEN OLMAYACAĞIM..
(Montaigne)
Kullanıcı avatarı
umutmelih
Mesajlar: 3280
Kayıt: 27 Ara 2006, 01:54
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen umutmelih »

evet yazıdakı herkesı memnun etme dusuncesı dostum ınsanların hepsını ıyı kavramıyla ele alınca yanıldıgım zaman hayal kırıklıgına ugruyorum :(
mutlu olmak için mutlu etmek gerekir
ruya
Mesajlar: 373
Kayıt: 01 Oca 2007, 12:44

Mesaj gönderen ruya »

DeRDeM yazdı:Şu kısma katılmamakla birlikte yararı dokunabilir:

'Örneğin "Sosyal fobili olduğumu açıklarsam zayıf biri olduğumu sanacaklar." yerine "Bunu açıklayabildiğime göre beni cesur biri olarak görürler." gibi bir varsayımda bulunabilirsiniz.'
Insanlarin cogu ne yazik ki bunu bir zayif nokta olarak goruyor... Oyle dusuneceklerini pek sanmiyorum...
Belki de hayat herkes için değildir...
deagolbrandybuck

Mesaj gönderen deagolbrandybuck »

DeRDeM yazdı:Şu kısma katılmamakla birlikte yararı dokunabilir:

'Örneğin "Sosyal fobili olduğumu açıklarsam zayıf biri olduğumu sanacaklar." yerine "Bunu açıklayabildiğime göre beni cesur biri olarak görürler." gibi bir varsayımda bulunabilirsiniz.'
Burda soyle bi durum sozkonusu, bunu acikladiginda herkes ayni anlayisi gostermeyecektir. Kimisi sana destek vermeye calisirken, kimiside bunu koz olarak sana karsi kullanmak isteyecektir. Bu durumda eger hala aciklamak istiyorsan gelecek tepkilere karsi kendini hazirlaman lazim... En guzel tepki bence isi piskinlige ve gamsizliga vurmaktir. Dahada onemlisi o kisiyi ve dusuncelerini degersizlestirmektir. O zaman bu durum karsinizdaki kisi icin koz olmaktan cikar.
Kullanıcı avatarı
DeRDeM
Mesajlar: 1555
Kayıt: 13 Ara 2006, 01:08

Mesaj gönderen DeRDeM »

Heralde burası yanlış anlaşılmış:
DeRDeM yazdı:Şu kısma katılmamakla birlikte yararı dokunabilir:

'Örneğin "Sosyal fobili olduğumu açıklarsam zayıf biri olduğumu sanacaklar." yerine "Bunu açıklayabildiğime göre beni cesur biri olarak görürler." gibi bir varsayımda bulunabilirsiniz.'
Ben buraya katılmıyorum.. Yani SF'li olduğumu açıklamamam gerektiğini düşünüyorum..
ÖLÜMDEN NİYE KORKACAĞIM Kİ?
BEN VARKEN O YOKTUR, O GELİNCE DE BEN OLMAYACAĞIM..
(Montaigne)
karar

Mesaj gönderen karar »

Sfli olduğunu açıklamanın bi insana hiç bi getirisi yok!

yararından çok daha büyük zararı olacaktır.malesef bunu yaşamayan anlamaz,yaşayan bile anlayamıyoken çoğu zaman, ve sizi hiçbirşey yapmamakla suçlayıp,bunun bütün sorumlusunun siz olduğunu söyleyecektir.
Kullanıcı avatarı
haotsum
Mesajlar: 112
Kayıt: 15 Ağu 2006, 19:54
İletişim:

Mesaj gönderen haotsum »

bence de zararı bile olur. Faydalanmaya çalışırlar
Kullanıcı avatarı
UNUTTUM
Mesajlar: 1955
Kayıt: 08 Ara 2006, 20:45

Mesaj gönderen UNUTTUM »

hımm güzel şeyler anlatıyor.. henüz yeni okudum... iyi ki paylaşmışsın derdemcim...
Her hayal gerçek,her istek emir oldu hayata...
Mutluluk sen hissettiğin her an yanında :)
eroluym
Mesajlar: 33
Kayıt: 01 Ağu 2006, 12:07
Konum: konya

ben sakladım

Mesaj gönderen eroluym »

s.f olduğumu düşünüyorum ve ben bunu yıllarca sakladım. nasıl sakladım tabii risk almayarak. benim en büyük problemim toplum önünde konuşamamak, olayı ciddiye alıyorsam işte o zaman problem oluyor benim için. şu tarihte şurada konu hakkında bilgilendirme toplantısı var diyorlarsa bu andan itibaren günlerim sıkıntılı geçiyor. bunu aşabilsem belkide daha kolay olacak önceden hazırlık yapılan bir konuyu anlatmak.
Cevapla