yazıda hipnoz hakkında bilgiler ve sosyal fobi ile ilgili etkisi ve en sonda da iletişim ve ücret hakkında bilgiler vardır
DANIŞAN MEKTUPLARI
Tedavi sonrası danışanlarımdan bana gelen ve yayınlanmasını istedikleri bazı mailler, mektuplar. İsimler yer ve zaman danışanlarımın kimliklerini gizli tutmak amacıyla değiştirilmiştir
Merhaba ben Psk. Yener size hipnoterapi sonrası hissettiklerimi ve yaşadıklarımı paylaşmak istiyorum.
ufuk ile ilk görüşmelerimde kurtulmak istediğim kişilik yapısı üzerine konuşuyorduk obsesif-mükemmeliyetçi süperegonun hakimiyetinin sınırlarını aştığı bir kişilik yapısı...Bu kişilik yapısının dışa yansıması kendine güvensizlik ve kekemelik... Aman Allahım toplumun ''istediği toplum içinde örnek zannedilecek uysal evcil taktire şayan bir kişilik ''ama içi boş temelleri otorite figürüne duyulan korkuya dayalı ufacık ceviz kadar bir BEN. Kurtulmak gerekiyordu bu kişilikten artık. çünkü ben ben değildim artık... Doğum yaklaşmış sancılar artmış doğumu gerçekleştirecek birine ihtiyacım
vardı ama bu kim olabilirdi?
Bu kişi UFUK MAVİENGİN' di ...ufuk bana 3 seans uguladı ilk seansımda sadece kafamın içi sıkıştırılıyormuş gibi hissediyordum çünkü ufuğun tabiriyle ''çanağı çatlatıyordu''diğer
seanslardan sonra kendimi tuhaf hissediyordum kendimi dışarıdan izliyormuş gibi hissediyordum hipnoterapi sonrası sanki kafamın içinden birşeyler gitmiş temizlenmiş hafiflemiş ama bir şeylerde yüklenmiş gibiydi...yüzünü aynaya dönen insan aynada yüzünün görünen kısımlarına çok rahat
bakablir. hipzozda kişinin ruhuna bakmaya yardımcı olan bir ayna...seanslar kısa sürdü. çölde km lerce yürüyüp susuz kalmış birinin suyun kaynagını bılduktan sonra suya saldırması gibi bende o suyun kaynağını
bulmuştum artık ve kana kana içmek istiyordum öylede yaptım...hipnoterapi sonrası nişanlım eskiye oranla daha fazla konuşmaya başladığımı söyledi.o zamana kadar tatmadığım öz güven ve özgürlük hisleri yaşamaya başladım...Daha açık sözlü oldum,düşündüklerimi sorgulamadan daha rahat olarak söyliye biliyorum...obsesif kişilik yapımı dağıttım eskiden yapmadığım taktirde beni müthiş rahatsız edecek olan şeyleri umursamıyorum ve canım istemessede yapmıyorum...bunları yapmama yardımcı olan UFUK MAVİENGİN' ne teşekkür ediyorum...
___'' Ben istanbul dışında yaşayan 26 yaşında bir erkeğim.Adım Murat.Benim problemim kendimi biseksüel zannetmemdi. Ve bu problem benim hayatımı alt üst etmiş ve kendimden nefret etmeme, insanlardan kendimi soyutlamama ve sosyal hayatım denen bir hayatın kalmamasına neden olmuştu.Erkeklerden de tahrik olabiliyordum bu düşünce beni mahvetmişti.öyleki bu düşünce aklıma gelince artık ne yapacağımı şaşırıyor,soğuk soğuk terler döküyor ve biran evvel bu tür düşüncelerden kendimi uazaklaştırmak istiyordum..beni hayata bağlayan hiç birşey yoktu yani.ayrıca bu problemimi Allahtan başka hiç kimse bilmiyordu.zira yapım gereği benim kendime has bir dünyam vardır ve oraya benden başka hiç kimsenin girmesine izin vermiyordum.
Taki hipnozla tanışıncaya kadar.hipnozla ilgili bilgiler edindikten sonra içimde bir ümit belirmeye başladı.Ufak bir araştırmadan sonra Ufuk hocamın sitesine girdim.
İşte bende elimden gelen maddi manevi bütün gayreti ve fedakarlığı gösterdim ve binbir zorlukla istanbula Ufuk Maviengin Hocamla görüşmeye gittim.ilk görüşmede sorunlarımı bütün açıklığıyla rahat rahat anlatttım.zira alışılmış bir hasta doktor ilişkise değil sanki bir arkadaşınızla dertleşiyor gibisiniz.yani bildiğimiz bir resmiyet yok öyle kendinizi rahat hissediyorsunuz.kendiside bana birtakım sorular sordu.ben acaba anlattıklarımın sonucu olarak acaba ne diyecek diye merak ediyordum.Bana kesinlikle biseksüel olmadığımı söyledi ve benim hayatımdaki bazı aşamaların bu tür de davranmama neden olduğunu söyledi.bu beni çok ama çok rahatlatmıştı.şimdi bu sorunla yüzleşmem ve üstesinden gelmem gerekiyordu.kaybedecek birşeyim yoktu.
2.seansım hipnoterapi oldu. ama ben hiç hipnoterapiye yatkın değildim. yani hipnoz olmuyordum.ben ayrıca obsesif bir kişiliğe sahipmişim.bu durumda bilinçaltım kesinlikle kontrolü kimseye bırakmama engel oluyordu. bu da hipnoza girmeme mani oluyordu.
3.seansta ise yine hipnoterapiye başladık, ama ben yine istemdışı bir şekilde kontrolü bırakamıyorum.Fakat buradan hocama yine sonsuz teşekkür ve minnettarlığımı sunarım ki nedeni de şu:kontrolü almak için o kadar çok uğraştıki anlatamam.tam 1.51 saat beni hipnoza almak için uğraştı ve sonunda da başardı.Bilinçaltımı öyle bir köşeye sıkıştırdıki artık teslim oldu ve hipnoza girdi.hipnoz sonunda ben eski ben değildim artık ve olağandışı bir enerji ve haraketlilik vardı.eski ben yerine başkası gelmişti adeta. kendimi, yeteneklerimi ve yapabileceklerimi yeniden keşfetmiştim adeta.çok mutlu ve huzurluydum. sanki tek başıma dünyaya meydan okuyabilirdim.pısırıklığım gitmişti.
4. seansta hipnozdan önce psikoterapi de gerçekleştiriyorduk ve bir önceki seanstan sonraki gelişmeleri gözden geçiriyorduk.bu psikoterapilerde bana çok çok iyi geliyordu.Sonunda seanslar bitti ve ben şu anda tarifini yapamayacak derecede mutluyum keşke daha önce gitseydim diye düşünüyorum.şimdi ben yeni yeni kendimi keşfediyorum ve her keşifde daha da mutluluk ve huzur duyuyorum.Bir derenin suyunun akabilmesi için önünün açık olması gerekir.işte bizde hocamla tıkalı olan dere ağzının önünü açtık ve normal olmamı engelleyen setleri ortadan kaldırdık.
UFUK MAVİENGİN HOCAM ÇOK ÇOK TEŞEKKÜRLER.
Merhaba ben selim. Arkadaşlarım içinde istenmediğim, kabul görmiyeceğim duygusu ile okulda kendimi dışarıya tamamen kapamıştım.Ufuk beyle yaptığımız ilk görüşme sonrasında birşeylerin düzeleceğine inanmaya başladım. 2. ve 3. seanslarda istemeden hipnoza direndiğimi farkettim. Sonraki 3 seansta ise hızlanan bir ivme ile düzelme kaydetmeye başladım.
Çok sağolsun ufuk bey sayesinde kendimdeki gücü gördüm ve yaşamımı olumlu yönde kontrol etmeye başladım...
__Ben 59 yaşında bir bayanım , depresyonun ve ağrıların kaderim olduğunu düşünüyordum. Denemediğim ilaç kalmamıştı. Yanlızlık duyguları ve bedensel ağrılarla yaşamım çekilmez hale gelmişti. 6 seans hipnoterapi gördüm. İlk seansta daha moralim yükselmeye ağrılarımın geliş sıklığı azalmaya başladı.
Herşeyden önemlisi ağrılarımı hipnoz altında kendim başlatıyor, sonrasında ise kendim durduruyordum. Evet artık ben ağrıların değil ağrılar benim kontrolümdeydi.
Şimdi ise çocuklarım ve yakınlarımla daha sevecen ilşkiler içerisindeyim. Çevrem yüzümdeki kasvetin yerini bir aydınlığın , ışığın aldığını söylüyor. Teşekürler.
__Ben 26 yaşında bir panikatak hastasıydım. Ufuk beyle yaptığımız ilk görüşmede bu kırizi hipnoz altında ufuk bey yeniden başlattı. Kalp atışlarım ve nabzım yükseldi, hemen sonrasında ise rahatlıyacağımı söyledi ve elini anlıma koydu. Birsüre sonra tamamen yatıştım.
Ufuk bey bu krizleri artık kendi başıma atlatabileceğimi söyledi. Basit bir el sıkma hareketi ile bu kırizleri kontrol altına almayı başardım. Sonrasında yaptığımız görüşmelerde ise olayın nedenlerine inildi.
Şimdi hayata karşı daha umutluyum.
:::HİPNOZ:::
'Hipnoz insanları uyutma değil uyandırma sanatıdır.'
Hipnoz, sanılanın aksine bir baygınlık veya kendinden geçme hali değildir.Bilinç açıktır ve seansta olup bitenler genellikle hatırlanır.
Bilimsel bir uygulama olmasına ramen, hala ne olduğu tam olarak aydınlatılabilmiş değildir hipnozun. Dünyada yaygın bir kullanımı vardır. Tıp literatürüne geçmiş,hipnoz altında yapılan birçok ağrısız cerrahi operasyonlar vardır. Bu tür operasyonlar ülkemizde de büyük başarılarla yapılmıştır.
En çok kabul gören anlayışa göre farklı bir bilinç ve algılama durumudur. Bilinç kaybolmaz, tam aksine yüksek bir algılama kapasitesi ile zihnin değişik
katmanlarında dolaşır. Zihni bir okyanusa benzetirsek bilinç, suyun üstünde duran bir denizaltı gibidir. Hipnoz işte bu denizaltının yani bilincin keşif için bu sonsuz okyanusa dalmasıdır.
Hipnoz aslında bizim gündelik yaşantımızda zaman zaman yaşadığımız bir durumdur. Araba kullanırken, kitap okurken veya film seyrederken kimi zaman tüm çevreden koparız. Bu bizlerin gün içerisinde hipnoza en yakın olduğumuz anlardır.
Hipnoz yapmak için bir takım doğa üstü yeteneklere sahip olmak gerekmez. Uygulayacak kişi için gerekli olan şey sezgi, hissetme ,analitik zeka ve empatik yetenektir.
Herkes hipnoz yapabilir, ancak hipnozla tedavi yapamaz. Bunu şuna benzetebiliriz, eline neşter alan herkes kesebilir, ancak ameliyat yapamaz.
HİPNOZ VE VAROLUŞ
Gündelik yaşama ayak uydurmak için gün boyu değişik maskeler takarız. Evde ayrı, alışverişte ayrı, iş veya okulda ayrı bir maske. Yaşamın sahnesinde farklı farklı birçok role girer çıkarız. Bu bizi yorar, tüketir bazen. Hipnoz esnasında ise bu sahneden iner, oyuncusu olmayı bırakır, seyrcisi oluruz yaşamımızın.
Hipnoz esnasında kişi, çağdaş yaşamın dayattığı maskelerden kurtulur, öz benliğine biraz daha yaklaşır. Sınırlı bir ömürün yanısıra sonzuz bir iç zenginliğin olduğunu farkeder. Kendine ,doğasına yabancılaşmış bir bireyin ,kenidini tanımasında eşsiz bir araçtır hipnoz. Hipnozla bilinçdışı içeriklerini keşfeden birey, hapsolduğu maskelerden sıyrılıp bilinçdışı içeriklere doğru genişler. Biliç dışına doğru genişleyen bilinç, kişinin varoluş yolunda bir basamak daha yukarı evrilmesine neden olur.
Hipnoz deneyimi yaşıyan kişilerde gözlemlediğim ortak yön, sezgi ,hissetme ve empatik yeteneklerindeki artıştır. Gözlemlediğim başka bir yön ise ,bu yeteneleri gelişen bireylerin sorunlarını kendiliğinden bulmakla kalmayıp, çözümlerini de üretebiliyor olmalarıdır.
İnsan zihni okadar karmaşık ve hayranlık uyandıran bir yapı ki , biryandan sorunları üretirken, diğer yandan çözümleride bir yerlerde barındırıyor.
Zihnin önce sorun üretip sonrada çözüm üretmesi saçma gibi görünebilir. Ancak insanın sürekli değişen dış dünyaya uyum sağlayabilmesi için bu gereklidir. Zihin, değişim için gerekli itici gücü, bu karşıtlık ve dialektik süreçten alır. Yani bu karşıtlık zihinsel evrimin temel dinamiğini oluşturur.
Nevrozların temelinde de yatan budur zaten. Mevcut durumla ,zihinin içinde bulunduğu durum arasındaki çelişki ,nevrozların temelini oluşturur.Ancak, bu ruhsal sorunlara doğru yaklaşıldığında, sorunlarla belkide dibe vurmuş olan birey, çok daha hızlı bir ivmeyle yukarı doğru sıçrayabilir. Bu, bireyde yeni bir varoluşun ,değişimin gereğidir. Tabii ki her değişim gibi biraz sancılı olur.
HİPNOZLA İLGİLİ ÇOK SORULAN SORULAR
SOR:Hipnozdan çıkamama diye bir durum var mı?
CEV:Hayır böyle bir durum yok. Hipnozda bırakılan bir kişi ya bir süre uyur yada kendiliğinden hipnozdan çıkar. Literatürde böyle bir durum yoktur.
SOR:Herkes hipnoza girebilirmi?
CEV: Bu konuda %95 ile % 20 arasında değişik görüşler mevcuttur. Ancak genel düşünce %70 -80 gibi bir rakamın hipnozla tedaviye uygun olduğu yolundadır. Zeki ,hayal gücü ve empatik yeteneği yüksek , öz güvenli kişiler derin seviyelerde hipnoza girebilir. Şüpheci, antisosyal ,narsis ve sınır kişilikler içinse hipnoz uygun değildir.
SOR:Hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır?
CEV:Ders veya iş motivasyonunu artırmada,uyku ve yeme bozukluklarında,sigara ve alkol bağımlılık terapisinde,fobiler ve panik bozukluklarda,disosyatif kimlik ve konversiyon bozukluklarında,cinsel problemlerde,günlük sıkıntıların giderilmaesinde,ağrıyla başetmede,ve tabii ki varoluşsal problemlerde.
SOR:Kimler hipnoz uygulayabilir?
CEV:Psikologlar ,psikiyatristler ,diş hekimleri ve doktorlar, kendi alanları ile ilgili hipnoz uygulayabilirler.
SOR: Hipnozda kişi neler yaşar , görür.
CEV: Hipnozu yaşıyan kişiye bağlıdır, hipnozda yaşanan mucizeler, hipnozun veya terapistin değil, kişinin mucizeleridir.
SOR:Hipnozdaki kişiye herşey yaptırılabilir mi?
CEV: Hipnoz da kişinin ahlak anlayışına dünya görüşüne ters telkinler geri teper. Çok derin hipnozlarda bile kişinin ahlak anlayışına ters telkinlerde, kişi hipnozdan kendiliğinden çıkar.
SOR:Reankarnasyon varmıdır hipnozda ortaya çıkar mı?
CEV:Bu soru pisikolojinin alan sınırlarından çıkar , din ve felsefenin alanına girer. Konu ile ilgili ortaya çıkan fenomenlerin ,genetik yolla atalarımızdan aktarılan bilgi şifrelerinden mi, yoksa ikinci hayatlar mı olduğuna (şimdilik) bunlar karar verebilir.
SOR:Bilinçdışı sadece hipnozda mı iletişim kurar bizle?
CEV:Hayır, bilinçdışı her an bizle iletişim ve etki halindedir. Örneğin bir arkadaşımızla konuşurken,bilinç sözcükleri kullanırken, bilinçdışı içerikler de kendi aralarında alışverişe başlar.
SOR:Tedavi olmak için nekadar derin bir hipnoz deneyimi yaşamalıyım?
CEV:Tedavi için çok derin seviyelerde hipnoza gerek yoktur.Danışanın tedaviye ve uygulayıcıya olan inancı derinlikten çok daha önemlidir.
SOR:Nekadar bir sürede tedavi olabilirim?
CEV:Hipnoz psikoterapi süresini kısaltan ve psikoterapiyi derinleştiren bir araçtır.Tedavi süresi hastalığa ve danışanın tutumuna göre değişir.
SOSYAL FOBİ
Toplum içinde otururken,konuşurken ya da herhangi bir eylem yaparken kızarma,terleme ellerin titremesi,kendini küçük düşürecek yanlış birşey yapma korkusu olarak tanımlanır.
Sosyal fobi kader değildir. Aşılabilir.
Kişi bu sorunu yüzünden hayatta birçok fırsatı kaçırır. Kaçan iyi bir iş fırsatının bu sorun yüzünden kaçtığını düşünecek olursak, sorunun kişiye ne kadar yüksek bir maliyeti olduğunu anlarız.
Başka bir sorunun eşlik etmediği durumlarda, hipnoz, imgelem ve davranışçı tekniklerle 6 sensta çözülebilecek bir sorun.
İLGİNÇ ANILARIM
--Danışanlarımdan biri ile yaptığım hipnoterapi seansı esnasında, danışanım bana,ısrarla hipnoza girmediğini söyledi. Hatta bunu göstermek için gözlerini açıp kapadı. Seans sonunda yaptığımız görüşmede 1 saatlik hipnoz seansının tamamını hatırlayıp anlatırken, hipnoz olmadığına dair benle yaptığı konuşmaların hiçbirini hatırlamıyordu.
--Bir hipnoz seansı sırasında danışanım birden arapça konuşmaya başladı.Kasılıyor ağlıyor ve panikle birşeyler anlatıyordu. Kendi kendine çocukluğuna dönüş yaşamıştı. Sonradan yaptığımız konuşmada ,5 yaşına döndüğünü söyledi bana. Türkçeyi ise 12 yaşında iken öğrenmiş.
Danışanım sadece o anıyı hatırlamakla kalmamış adeta zamanda yolculuk yaparak o anı tüm gerçekliği ile yaşamıştı.
--Danışanım bir rüya anlatıyordu bana, çamurlu bir denizin kıyıya vurduğunu ve ona ait ne varsa aldığını söyledi. Bu rüyayı analiz etmesini söylediğimde kendiliğinden hipnoza girip ağlamaya ve rüyasını analiz etmeye başladı.Annesi idi o deniz. Ve terapideki bu keşif tamamen onun başarısı idi.
Değişim yolunda atığı bu büyük adım sadece gündelik sorunlarda değil kişiliğinin her alanında onu etkiledi, değiştirdi.
--Panikatak yüzünden bana müracat eden bir danışanım 2 hafta sonra iyileşmeye başladı. Ancak son sensta ilginç bir şekilde hipnoza direndi. Sanki başa dönmüşüz gibi bir panikatak geçiriyordu. Ancak bir farkla, bu sefer gülüyor durumuna pek aldırmıyordu.Bana gülerek ''-Ne yapayım ufuk bey durduramıyorum'' dedi.
burada ilginç olan kırizden hoşnut olmasıydı. Yaptığımız bir yarım saatlik görüşmede bunu ağzıyla söyledi.
Burada danışana yaklaşım, hipnozdan ziyade ikincil kazançların ortadan kaldırılmasıydı. Buna yönelik bir terapi başlattık. Bundan sonrasında danışanım düzelme kaydetti.
--Üniversitede öğrencilik yıllarımda ders esnasında konu hipnoza gelmişti. Bir arkadaşım kesinlikle giremiyeceğini söyledi. Bende deniyelim dedim ve sabit bakmasını söyledim. O sırada herkes dersi bırakmış bizi seyrediyordu. 10 saniye gibi bir sürede arkadaşımın bakışları donuklaştı ve yüzü aşşağıya doğru sarkmaya başladı. Kızarmış bir şekilde kendini toparladı. Ve daha kararlı bir şekilde, bidaha bidaha bu sayılmaz dedi. Tekrar denediğimde ise 3-4 saniye gibi bir sürede hipnoza girdi. Ve pes ederek benden ders sonuna kadar kendisine bakmamamı rica etti.
--30 Yaşında bir bayan danışanım. Birkaç terapist gezmesine rağmen, bir sonuç alamamış birşekilde bana geldi. Ön sensa başladık seans sonunda söylediği ilginç bir cümle çok hoşuma gitti. ''Diğerler terapistler beni sanki iki parmağı ile tutuyordu, siz ise kavrıyorsunuz.''
bu benzetme çok hoşuma gitmişti. Danışanım o an adeta düşüncelerimi bilinçdışı sembol dili ile özetleyivermişti...
DEPRESYON
Genetik yatkınla beraber,erken çocuklukta yaşanan travmatik olayların,sonraki yıllarda riski artırdığı biliniyor. Depresyon, kendini ümitsizlik,yaşamdan zevk alamama,,iştahsızlık,hareketlerde yavaşlama,uyku ve yeme bozuklukları,suçluluk duyguları ve bazende ölüm düşüncesiyle gösteriyor.Yapılan araştırmalara göre her dört kişiden birisi, psikolojik bozukluk tanısı alabilecek durumda. Bunların ise hemen hemen yarısı depresyon hastaları.
Sanaileşmiş ülkelerde daha sık görülüyor. Bazen yaşamına son vermeye kadar gidebililiyor.Bunların oranı ıse Almanyada 100.000'de 30 Filipinlerde ise100.000'de 1 gibi bir rakam.
Depresyonun önemli özelliklerinden biri de,dışarıya yönelik öfkenin bireyin kendisine yönelmesidir.Bu öfkeye suçluluk duyguları ve pişmanlık da eşlik eder.
Depresyondaki çarpık algılama sonucu,birey olayları hatalı bir şekilde geneller. Ve negatif otomatik düşüncelerin etkisiyle daha hatalı çıkarımlara yönelir.Bu birey için bir kısır döngüdür.katlandıkça dahada dibe vuran bir süreç yaşanır.Birey dünyaya adeta kara gözlüklerin arkasından bakmaktadır.
Depresyonun tedavisinde bu kısır döngünün kırılması ve bireye yeni bir bakış açısı kazandırılması önemlidir. Bu negatif olumsuz düşüncelerin durdurulmasında bireye kazandırılan oto hipnoz yeteneği çok büyük fayda sağlar
İLETİŞİM
Randevu talepleriniz için aşağıda bana ulaşabileceğiniz telefon numaraları bulunmaktadır. Sağlık ve sevgi sizlerle olsun...
ÜCRET
(KDV HARİÇ)
- İlk görüşme ve değlendirme 150 YTL.
- 60 dakika için seans ücreti 100 YTL
- 90 dakika için seans ücreti 150 YTL.
- 120 Dakika blok seans için 200 YTL.
-İlk seans danışan, sorunu ve uygulanacak teknik hakkında bilgilendirilir. Kabul ederse terapiye başlanır.
-Terapi süresi ve sıklığı danışanın durumuna göre düzenlenir.
- Toplu ödemelerinizi kredi kartıyla yapabilirsiniz.
RANDEVU İÇİN ADRESLER
PSİKOLOG UFUK MAVİENGİN
TEL:0216 373 55 39 cep:0532 477 13 72
Bostancı / İstanbul
ufukmaviengin@analitikpsikoloji.com
hipnoterapist@msn.com
aslında çok daha uzundu kısalta bildiğim kadar kısalttım
psk.ufuk maviengin ne bir tanıdığım nede bir yakınım kimsenin reklamını yapma gibi bir niyetim yok
hipnozun etkilerinin bu kadar büyük olduğunu bende okumadan önce bu kadar çok bilmiyordum
ilaçsız tedavi veya ilaçlardan bıkanlar için belkide bir çözüm
www.psikoterapist.org
