NECİP FAZIL KISAKÜREK
ÇOCUK
Annesi gül koklasa,ağzı gül kokan çocuk;
Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk...
Çocukta,uçurtmayla göğe çıkmaya gayret;
Karıncaya göz atsa 'niçin,nasıl?' ve hayret...
Fatihlik nimetinden yüzü bir nurlu mühür;
Biz akıl tutsağıyız,çocuktur ki asıl hür.
Allah diyor ki:'Geçti gazabımı rahmetim!'
Bir merhamet heykeli mahzun bakışlı yetim...
Bugün ağla çocuğum,yarın ağlayamazsın!
Şimdi anladığını,sonra anlayamazsın!
İnsanlık zincirinin ebediyet halkası;
Çocukların kalbinde işler zaman rakkası...
Annesi gül koklasa,ağzı gül kokan çocuk;
Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk...
Çocukta,uçurtmayla göğe çıkmaya gayret;
Karıncaya göz atsa 'niçin,nasıl?' ve hayret...
Fatihlik nimetinden yüzü bir nurlu mühür;
Biz akıl tutsağıyız,çocuktur ki asıl hür.
Allah diyor ki:'Geçti gazabımı rahmetim!'
Bir merhamet heykeli mahzun bakışlı yetim...
Bugün ağla çocuğum,yarın ağlayamazsın!
Şimdi anladığını,sonra anlayamazsın!
İnsanlık zincirinin ebediyet halkası;
Çocukların kalbinde işler zaman rakkası...
Allah'ın on pulunu bekleyedursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Destan şiirindeki bu dizeler de beni bitirir. Zindandan Mehmet'e Mektup şiiri de bir başka güzeldir. Şu şiiri bilseniz de bir daha okuyun lütfen
Zindan iki hece Mehmed'im lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de geri adam boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed' im!
Kavuşmak mı? ... Belki... Daha ölmedim!
Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yolda tutuktur hapse düşeli...
Git vegel... yüz adım... Bin yıllık konak.
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak
Bir alem ki, gökler boru içinde!
Akıl olmazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu sus mu unut mu,,?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?
Bir idamlık Ali vardı, asıldı
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, Bir kaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...
Müdür bey dert dinler bu gün 'maruzat'!
Çatık kaş... hükümet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz dilekçem...
Anlamaz ruhuma geçti bilekçem!
Saat beş dedi mi, Bir yırtıcı zil;
Sayım var, Maltada hizaya dizil!
Tek yekün içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemiyet
Urbalarla kemik, Mintanlarla et.
Somurtuş ki bıçak, Nara ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccademin yüzünde şevkat;
Beni kimsecikler okşamaz madem;
Öp beni anlımdan, Sen öp seccadem!
Çaycı, getir ilaç kokulu çaydan!
Dakika düşelim senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, Duman duman erisin!
Peykeler duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
gömülmüş duvara, baş baş gölgeler
Duvar katil duvar, yolumu biçtin!
kanla dolu sünger... beynimi içtin!
sükut... kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez Dünyadan nazar.
Yerinde mi acep ölü ve mezar
yer yüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç varda kalan biz miyiz?
Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir elden kader bu emir...
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünya ya kapalı, Allah'a açık.
Dua dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...
Bir soluk, Bir tütsü Bir uçan buğu
İplik ki incecik, örer boşluğu.
Ana rahmi zahir şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa dim dik doğrul ve sevin!
Mehmed'im sevinin başlar yüksekte!
Ölsekte sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Destan şiirindeki bu dizeler de beni bitirir. Zindandan Mehmet'e Mektup şiiri de bir başka güzeldir. Şu şiiri bilseniz de bir daha okuyun lütfen
Zindan iki hece Mehmed'im lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de geri adam boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed' im!
Kavuşmak mı? ... Belki... Daha ölmedim!
Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yolda tutuktur hapse düşeli...
Git vegel... yüz adım... Bin yıllık konak.
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak
Bir alem ki, gökler boru içinde!
Akıl olmazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu sus mu unut mu,,?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?
Bir idamlık Ali vardı, asıldı
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, Bir kaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...
Müdür bey dert dinler bu gün 'maruzat'!
Çatık kaş... hükümet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz dilekçem...
Anlamaz ruhuma geçti bilekçem!
Saat beş dedi mi, Bir yırtıcı zil;
Sayım var, Maltada hizaya dizil!
Tek yekün içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemiyet
Urbalarla kemik, Mintanlarla et.
Somurtuş ki bıçak, Nara ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccademin yüzünde şevkat;
Beni kimsecikler okşamaz madem;
Öp beni anlımdan, Sen öp seccadem!
Çaycı, getir ilaç kokulu çaydan!
Dakika düşelim senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, Duman duman erisin!
Peykeler duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
gömülmüş duvara, baş baş gölgeler
Duvar katil duvar, yolumu biçtin!
kanla dolu sünger... beynimi içtin!
sükut... kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez Dünyadan nazar.
Yerinde mi acep ölü ve mezar
yer yüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç varda kalan biz miyiz?
Ses demir, su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir elden kader bu emir...
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünya ya kapalı, Allah'a açık.
Dua dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...
Bir soluk, Bir tütsü Bir uçan buğu
İplik ki incecik, örer boşluğu.
Ana rahmi zahir şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş...
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa dim dik doğrul ve sevin!
Mehmed'im sevinin başlar yüksekte!
Ölsekte sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
sosyalfobi : geçici çekingen zar
benim de en sevdiğim şiiri şudur üstadın 8)
Kadın Bacakları
Her kadının bastığı yerde sanki kalbim var
Kalbim ki zevk alır ezilişinden
Ömrümüzün geçtiği yolda bana sorsalar
Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden
Bir kadının, içinden ağlayışı, gülüşü
Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın
Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü
Kadınlar, onlar varken konuşmayınız sakın
ince sütunlardaki ilahi güzelliğe
Bacakların ruhudur şekil veren, diyorum
Bacakları bir kalın örtüde saklı diye
Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum
Boynuma doladığım güzel putu görseler
insanlar öğrenirdi neye tapacağını
Kör olsam da açılır gözüm ona sürseler
isa'nın eli diye, bir kadın bacağını
Kadın Bacakları
Her kadının bastığı yerde sanki kalbim var
Kalbim ki zevk alır ezilişinden
Ömrümüzün geçtiği yolda bana sorsalar
Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden
Bir kadının, içinden ağlayışı, gülüşü
Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın
Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü
Kadınlar, onlar varken konuşmayınız sakın
ince sütunlardaki ilahi güzelliğe
Bacakların ruhudur şekil veren, diyorum
Bacakları bir kalın örtüde saklı diye
Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum
Boynuma doladığım güzel putu görseler
insanlar öğrenirdi neye tapacağını
Kör olsam da açılır gözüm ona sürseler
isa'nın eli diye, bir kadın bacağını
n.fazıl kısakürek geçmiş dönemine ait şiirleri hakkında "bunlar benim şiirlerim değil,sahibi ben olduğum için ben bunları şiirlerim olarak kabul etmiyorum,yazılmasından ve yayınlanmasından ben mesul değilim" diyor ve bu konuda Allahı şahit tutuyor.sizin yazdığınız şiirde üstadın tabiriyle geçmiş dönemine ait bir şiirdir,onun için bu vasiyeti yerine getirip bundan sonra şiirlerini yazarken hangi döneme ait olduğuna dikkat edelim lütfen.kyle35 yazdı:benim de en sevdiğim şiiri şudur üstadın 8)
Kadın Bacakları
Her kadının bastığı yerde sanki kalbim var
Kalbim ki zevk alır ezilişinden
Ömrümüzün geçtiği yolda bana sorsalar
Gidiyorum bir kadın bacağının peşinden
Bir kadının, içinden ağlayışı, gülüşü
Gözlerinden ziyade bacaklarına yakın
Bir lisandır onların duruşu, bükülüşü
Kadınlar, onlar varken konuşmayınız sakın
ince sütunlardaki ilahi güzelliğe
Bacakların ruhudur şekil veren, diyorum
Bacakları bir kalın örtüde saklı diye
Mermerde kalbi çarpan Venüs'ü sevmiyorum
Boynuma doladığım güzel putu görseler
insanlar öğrenirdi neye tapacağını
Kör olsam da açılır gözüm ona sürseler
isa'nın eli diye, bir kadın bacağını
TABUT
Tahtadan yapılmış bir uzun kutu:
Baş tarafı geniş ayak ucu dar.
Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu,
Yarın kendileri dolduracaklar.
Her yandan küçülen bir oda gibi,
Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.
Sanki bir taş bebek kutuda gibi,
Hayalim içinde uzanmış kalmış.
Cılız vücuduma tam görünse de,
İçim bu dar yere sığmaz diyor.
Geride kalanlar hep dövünse de,
İnsan birer birer yine giriyor.
Ölenler yeniden doğarmış; gerçek!
Tabut değildir bu bir tahta kundak.
Bu ağır hediye kime gidecek.
Çakılır çakılmaz üstüne kapak ?
Tahtadan yapılmış bir uzun kutu:
Baş tarafı geniş ayak ucu dar.
Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu,
Yarın kendileri dolduracaklar.
Her yandan küçülen bir oda gibi,
Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.
Sanki bir taş bebek kutuda gibi,
Hayalim içinde uzanmış kalmış.
Cılız vücuduma tam görünse de,
İçim bu dar yere sığmaz diyor.
Geride kalanlar hep dövünse de,
İnsan birer birer yine giriyor.
Ölenler yeniden doğarmış; gerçek!
Tabut değildir bu bir tahta kundak.
Bu ağır hediye kime gidecek.
Çakılır çakılmaz üstüne kapak ?
necip fazıl büyük bir şair hakkını vermek lazım.ideolojisi ne olursa olsun.bohemkende dinciykende güzel şiirler yazmış.kendisinin kabul etmemeye hakkı yok halkındır tüm şiirleri.beyaban85 yazdı:
n.fazıl kısakürek geçmiş dönemine ait şiirleri hakkında "bunlar benim şiirlerim değil,sahibi ben olduğum için ben bunları şiirlerim olarak kabul etmiyorum,yazılmasından ve yayınlanmasından ben mesul değilim" diyor ve bu konuda Allahı şahit tutuyor.sizin yazdığınız şiirde üstadın tabiriyle geçmiş dönemine ait bir şiirdir,onun için bu vasiyeti yerine getirip bundan sonra şiirlerini yazarken hangi döneme ait olduğuna dikkat edelim lütfen.
kişilik olarak bir mehmet akif değil ama şiirlerini severim sadece kendini değil.
bence hiçbir şairin hiçbir şiiri halkın kendi malı olamaz.şiirler şairlerin çocuklarıdır,biri çıksa bu senin olduğu kadar benimde çocuğumdur dese doğru olmaz elbette.şair sadece şiirlerini halkla paylaşmıştır,bu paylaşım şiirlerin hakkının bir kısmının paylaşılana verilmesi değil,duyguların paylaşımıdır.şair aslında şunu demektedir,"bu şiir benim özelim ancak sizinle duygularımı ve özelimi paylaşmak istiyorum"kyle35 yazdı:necip fazıl büyük bir şair hakkını vermek lazım.ideolojisi ne olursa olsun.bohemkende dinciykende güzel şiirler yazmış.kendisinin kabul etmemeye hakkı yok halkındır tüm şiirleri.beyaban85 yazdı:
n.fazıl kısakürek geçmiş dönemine ait şiirleri hakkında "bunlar benim şiirlerim değil,sahibi ben olduğum için ben bunları şiirlerim olarak kabul etmiyorum,yazılmasından ve yayınlanmasından ben mesul değilim" diyor ve bu konuda Allahı şahit tutuyor.sizin yazdığınız şiirde üstadın tabiriyle geçmiş dönemine ait bir şiirdir,onun için bu vasiyeti yerine getirip bundan sonra şiirlerini yazarken hangi döneme ait olduğuna dikkat edelim lütfen.
kişilik olarak bir mehmet akif değil ama şiirlerini severim sadece kendini değil.
şimdi bir şair şiirlerinin bir kısmını hiç yayınlamamış olsa biz bu senin değil bizimde hakkımız yayınlamak zorundasın diyebilir miyiz?elbette hayır...
işte üstad da vakti zamanında bu şiirleri yayınlamış ancak yayınlandıktan sonra bir dönüş yaşamış ve bu yazdığı şiirlerini (kendi eseri olduğu için,telifi tamamiyle kendine ait olduğu için ve şiirleri üzerinde tamamen kendisi yetkili olduğu için) kabul etmiyor.tabi şiirler bir kere piyasaya sürüldüğü ve yaygınlaştığı için geride alamamış, en azından bundan sonra yayınlanmasını ve herhangi bir yerde neşredilmesini istemiyor.ve bu konuda vasiyeti var,tabiki şiirlerinin hepsi güzel ama vasiyeti hatırlatmak isterim...
yalnız üstadın oğlu telif konusunda zorluk çıkarıyormuş,hatta kitaplarının bu kadar pahalı olmasının nedeni oğlunun tutumuymuş,güvenilir bir kaynaktan öyle duydum.social_angry yazdı:Bende Necip Fazıl'ın kendi sesinden şiirlerinin olduğu dvd var. Hatta Üstadın son zamanlarında çekilmiş ve belgesel niteliğinde siyah-beyaz (15 dak.lık) video çekimi de var. Üstad'ın oğlu İstanbul'da ve hala hayatta. Bir gün sırf onunla tanışmak için gideceğim. Yalnız asabi birisiymiş.
Doğrudur. Zaten Necip Fazıl'ın eserlerinin pahalı olması normaldir. Yalnız oğlu da edebiyat adına birşeyler üretse eserlere zam yapılması daha manidar olabilirdi. Belki de yapıyordur ama benim bilgim yoktur. Şimdi adamın hakkını yemeyim ama dini yayınlarda B.Said Nursi'nin yeri neyse Türk edebiyatında da Necip Fazıl'ınki aynıdır. Her yazarın ve eserin hitap ettiği belli bir kültürel çevre vardır. O yüzden belli yazarlar iyidir;diğerleri kötüdür gibisinden yaklaşımlar hoş olmaz.
Bu sözleri edebi bir camiada söylersen insanlar sana gülerler. Zaten büyük harfle yazman gereken "Necip Fazıl";"Mehmet Akif" gibi özel isimlerin baş harflerini de küçük harfle yazmışsın. Necip Fazıl Kısakürek,Cahit Sıtkı tarancı, Mehmet Akif Ersoy, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Sait Faik Abasıyanık, Nazım Hikmet Ran,Yahya Kemal Beyatlı ve Orhan Veli Kanık vs. her şairin ve yazarın ideolojileri farklı olsa da Türk edebiyatında kendine has bir konumu vardır.
kyle35 yazdı: necip fazıl büyük bir şair hakkını vermek lazım.ideolojisi ne olursa olsun.bohemkende dinciykende güzel şiirler yazmış.kendisinin kabul etmemeye hakkı yok halkındır tüm şiirleri.
kişilik olarak bir mehmet akif değil ama şiirlerini severim sadece kendini değil.
ideolojilerin yazarları,şairleri sahiplenmelerinden hiç hoşnut değilim..yazar ve şairler öldükten sonra,mezardan çıkıp hakkını savunamayacagı halde,arkalarından aslı olmayan haberler çıkarılmasından hoşnut değilim..bazı ideolojilerin sahiplendiği yazarları sırf hoşunuza gitti diye okudugunuz için,o ideolojiye sahip olunmakla suçlanılmaktan hoşnut değilim..
daha hoşnut olmadığım o kadar şey var ki..ayrıca bunu necip fazılla ilgili olarak söylemedim..genel olarak bir rahatsızlıgım bu..başlıgın içerigini okuyunca aklıma geldi ve söylemek istedim.
daha hoşnut olmadığım o kadar şey var ki..ayrıca bunu necip fazılla ilgili olarak söylemedim..genel olarak bir rahatsızlıgım bu..başlıgın içerigini okuyunca aklıma geldi ve söylemek istedim.
şair kendi ideolojisine göre,kendi fikir yapısına göre yazacak, zaten yazmamak gibi bir lüksü yok.biz şurada iki cümle yazınca bile kendimizi fikirlerimiz yönünden ele veriyoruz,onlar 10 larca kitap ve şiir yazmış tabiki ideolojilerini savunacak,istesede istemesede.ki zaten çoğu istiyor ve bilinçli yapıyor..çünkü şair içindeki en derin hisleri oraya döküyor,yani kağıda.fikirlerini yansıtmasıda normal.bu nedenden dolayı şairin belli bir tarafın daha çok sempatisini kazanmasıda normal.problem olan, şairleri aşırı sahiplememiz veya aşırı uzak görmemiz.halbuki her şair aslında bizden birşeyler taşıyordur.dolayısıyla şairin şiirini okurken tabiki kendimize yakın gördüğümüz şairlere daha çok önem vereceğiz,ancak bu diğer şairlerin ve fikir adamlarının tamamiyle bizim için gerekmez ve okunamaz olmaması demek değildir.bu taassuptan kurtulmak gerekiyor.