otto ile masal saati...

Kullanıcı avatarı
otto_rino
Mesajlar: 325
Kayıt: 15 Eki 2008, 19:24
Konum: izmir

otto ile masal saati...

Mesaj gönderen otto_rino »

cimi çok tatlı bi insandı...tadından yenmezdi...zaten yemek isteyen de yoktu...etrafına gülücükler saçar, saçtığı gülücükler için para bilem talep etmezdi...o bulunduğu konumdan gayet memnundu...ta ki timi dünyaya gelene kadar...
timi ciminin kardeşiydi...çok kötüydü...sürekli somurtur, etrafa saçtığı somurtular için para bilem talep ederdi...leş gibi de kokardı...
timiyle ciminin odaları yan yanaydı...ikisi de aynı evi paylaşmaktan nefret ediyordu...ama işte, cimi gülerek nefret ediyordu timiden...somurtursa imajı zedelenecek, güler yüzlü şeker çocuk olma yolundaki onca yıllık emek, timi yüzünden ıslanacaktı...ne gereği vardı...ama timi için böyle bi problem yoktu...o özgürce nefretini yansıtmanın keyfini sürüyordu...hem de otobanda...
ciminin bu olgunluğu insanların gözlerini yaşartıyordu...nasıl olur da kendisinden bu kadar nefret eden somurtgaç kardeşine sonsuz gülücüklerle yaklaşabiliyordu...bu inanılmaz bi durumdu...bu durum karşısında duygulanan insanlar artık cimiyi gördükçe gözyaşlarını tutamıyordu...
cimi şaşkındı...böyle bişey nasıl olurdu...o kadar güler yüze rağmen neden insanları ağlatıyordu...acaba insanlar gülücüklerine karşı bağışıklık mı kazanmıştı artık...evet kesin öyle olmalıydı...cimi sadece gülmenin artık etkili olmadığına ikna oldu…kahkaha atacaktı...sürekli kahkaha atıp tüm neşesini ve iyimserliğini haykıracaktı...yaptı da...yolda yürürken, alışveriş yaparken, okulda, her zaman her yerde kahkaha attı...tımarhanedeki koğuşuna alışması uzun sürmedi...
timi artık özgürdü evde...hem de hiçbir şey yapmak zorunda kalmadan...buna kendisi de şaşırmıştı...her şeyi cimi halletmişti...timi bir süre sonra kimi diye bi kızla evlendi...çocukları oldu...her hafta ailece cimiyi tımarhanede ziyarete gittiler...ziyaret saatleri sabah 10 dan akşam 4 e kadardı...
timi artık o kadar mutluydu ki gülmeyi 40 yaşında söktü...artık yüz kaslarına hükmedebiliyordu...çocukken geçirdiği yüz felcinden eser kalmamıştı...aslında bu ciminin suçuydu...buz gibi havada kartopu oynarken bütün iyimserliğiyle 'aaa bak timi hava ne güzel' diyip kendini bu iyimserlik yalanına kaptırmasaydı, timiyi sıcak plaj kumuna değil de karın altına gömdüğünü fark edebilirdi...neyse aradan çok zaman geçmişti...timi her şeye rağmen tekrar onun sayesinde gülebiliyordu...kim bilir belki bi gün kahkaha da atabilirdi...kim bilir...kim bilir...
ßilqe88

Re: otto ile masal saati...

Mesaj gönderen ßilqe88 »

tüm gece uyumadın heralde :)
Kullanıcı avatarı
mahsunkul
Mesajlar: 6009
Kayıt: 22 Nis 2008, 21:04
Konum: _İStAnBuL_

Re: otto ile masal saati...

Mesaj gönderen mahsunkul »

bilse bilse kimi bilir dimi?, timinin karısı..
..............Resim.................~~Resim
Kullanıcı avatarı
yamukprenses
Mesajlar: 57
Kayıt: 19 Mar 2009, 16:38

Re: otto ile masal saati...

Mesaj gönderen yamukprenses »

ben de tam divan edebiyatına çalışıyodum.sinan paşanın taarruznamesinden sonraki inşa örneği bu olsa gerek...
Kaçıp gitsem uzaklara,bilirim beni bulur.Ne benle mutlu olur ne bensiz huzuru bulur...
Kullanıcı avatarı
otto_rino
Mesajlar: 325
Kayıt: 15 Eki 2008, 19:24
Konum: izmir

Re: otto ile masal saati...

Mesaj gönderen otto_rino »

kıssadan hisse senedi…

eskimonun teki haddinden fazla bilgeydi...o kadar bilgeydi ki üff…mütevazi iglusu her gün merakına yenik düşen penguenlerle dolardı...kimi hayatın anlamını, kimi de yemek tarifi sorar, ama aynı ölçüde ciddiyetle cevap alırdı...bilge karşılığında para bilem talep etmezdi...o mevcut konumundan gayet memnundu...ta ki kasabaya bi kızılderili gelene kadar...
kızılderili daha da bilgeydi...daha bilge olması çok da garip bi durum sayılmazdı zira görmüş geçirmiş, çeşitli savaşlar atlatmış, barış çubukları tüttürerek uçmuş, her şeyin tadına öyle ya da böyle bakmıştı...dolayısıyla ilgi birden ona kaydı...eskimonun iglusuna uğrayan penguen kalmamıştı...yeni bi bakış açısı artık daha cazipti onlar için...kızılderilinin şanı aldı yürüdü...ta ki kasabaya bi hint fakiri gelene kadar...
hint fakiri fakirdi ama kutupların gördüğü en bilge yaratık olmalıydı...çünkü kafası diğer bilgelerden iki kat büyüktü...bunu gören penguenlerin gagası açık kalmıştı...hemen hint fakirinin çevresini sardılar...gerçekten de hiç bilmedikleri şeyler öğrendiler...entelektüel altyapıları gelişti...aralarında artık gözlük takanlar bile vardı...hint fakiri ise ilgiden sarhoş olmuş, hindistana dönmekten vazgeçmişti...ta ki kasabaya bi türk gelene kadar...
türk insan, adadaki göçmenler arasında en mütevazisiydi...hem diğerleri gibi yalnız ve cool görünme derdi de yoktu...yanında akranlarını da getirmişti ve hep beraber etrafa alık alık bakıyolardı...penguenlerin meraklı bakışları altında yanlarındaki malzemeyle garip düzenekler kurmaya başladılar...penguenler şaşkındı...düzenekler kurulduktan sonra penguenlere dönen türk insan sordu...”hocam siz burdaki balıkları iyi tanırsınız, var mı tavsiye ettiğiniz bi tür...mangal partisi yapacağıdık da...”
penguenler o zaman anladı ki, kendileri de yabana atılacak türden yaratıklar değillerdi...biri onlardan fikir almak bile istemişti...kasabada ayaklanma çıktı...eskimolar kızılderililer denize döküldü...kendi ayakları üzerinde duran penguenler, bu nedenle ayak işlerinde türkleri kullanıp sürekli mangalda balık hizmetine zorladılar...
artık hayatın anlamını da, yemek tarifi sorununu da çözmüşlerdi...kimse onlardan daha bilge olamazdı...
Kullanıcı avatarı
mahsunkul
Mesajlar: 6009
Kayıt: 22 Nis 2008, 21:04
Konum: _İStAnBuL_

Re: otto ile masal saati...

Mesaj gönderen mahsunkul »

tebrikler :). güzelmiş....

Resim

alkışş..
..............Resim.................~~Resim
Kullanıcı avatarı
AYTUTKUNU
Mesajlar: 203
Kayıt: 07 Ara 2008, 02:40

Re: otto ile masal saati...

Mesaj gönderen AYTUTKUNU »

:) bazı başlıklar altında yazdığın pesimistik yazılara bakarak gayette güzel bi gülümseme oturtuyor bu masallar insanın dudağına otto.tebrik ederim.masal adı altında anlayana güzel mesajlarda mevcut.her ne kadar önceki bi yazında sfli birine aşık olan birinin ciddi sorunları vardır gibisinden bişey söleyip aşkın mantığını tamamen reddedip bireyselleştirsen ve beni azıcık sinirlendirsende...burası yeri deil ama şunu sölemeliyim;aşık olunca sflimi deilmi die bakmıosun olaya,aşık oluoveriosun.mantık kalmıo.zaten onun sıkıntılarıda senin sıkıntın oluverio bian.herşeyi beraber çözümleyebilirsin zannediosun.ama itiraf etmeliyimki.sfli birine aşık olmak zor.hele sende sefeli olunca katmerli zor.neyse işte böle arkadaşım.sevgiler...güldüren,düşündüren yazılarının devamını dilerim.hatta burayla sınırlı kalmasa hiç fena olmazdı:) [smilie=crazy_pilot.gif]
O zaman bu zamandır dostlar ne ister neyi özleriz
Denizini arıyan akarsulara benzeriz
Pencereler bırak açık kalsın geceleri yağmurlar yağsın
Günebakan düşlerimiz yağmur sesiyle çoğalsın
Kullanıcı avatarı
otto_rino
Mesajlar: 325
Kayıt: 15 Eki 2008, 19:24
Konum: izmir

Re: otto ile masal saati...

Mesaj gönderen otto_rino »

bi hatadır oldu işte...ben yine nefret küpü narsist manyak kimliğimle yoluma devam edicem...
ceyhansuyu

Re: otto ile masal saati...

Mesaj gönderen ceyhansuyu »

Ya otto gel şu avatarınla imzanı değiştir yerine şöle iç açıcı bişeyler koy ben de sana bi keman

hediye edem olma mı?
Kullanıcı avatarı
otto_rino
Mesajlar: 325
Kayıt: 15 Eki 2008, 19:24
Konum: izmir

Re: otto ile masal saati...

Mesaj gönderen otto_rino »

el yapımı mı?
akinci
Mesajlar: 267
Kayıt: 21 Mar 2009, 13:56

Re: otto ile masal saati...

Mesaj gönderen akinci »

Beni müthiş güldürüyon ya pesimist yazılar yazmayı sana yasaklayalım mı nedelim???
İnsanın tüm evrende kesin olarak düzeltebileceği tek bir şey vardır: kendisi.
''Aldous Huxley''
Kullanıcı avatarı
otto_rino
Mesajlar: 325
Kayıt: 15 Eki 2008, 19:24
Konum: izmir

Re: otto ile masal saati...

Mesaj gönderen otto_rino »

hmm, sen de sevdiysen bi daha hayatta böyle şeyler yazmam zaten...
akinci
Mesajlar: 267
Kayıt: 21 Mar 2009, 13:56

Re: otto ile masal saati...

Mesaj gönderen akinci »

otto_rino yazdı:hmm, sen de sevdiysen bi daha hayatta böyle şeyler yazmam zaten...
Niçin???
İnsanın tüm evrende kesin olarak düzeltebileceği tek bir şey vardır: kendisi.
''Aldous Huxley''
Kullanıcı avatarı
mahsunkul
Mesajlar: 6009
Kayıt: 22 Nis 2008, 21:04
Konum: _İStAnBuL_

Re: otto ile masal saati...

Mesaj gönderen mahsunkul »

abi adam yazıyo ama, yiğidi vur hakkını ver..
..............Resim.................~~Resim
Kullanıcı avatarı
otto_rino
Mesajlar: 325
Kayıt: 15 Eki 2008, 19:24
Konum: izmir

Re: otto ile masal saati...

Mesaj gönderen otto_rino »

otto ile yaratıcı yazım dersleri...bölüm 1...


kelimenin dörtte üç anlamıyla berbat bir havaydı...

tabi insanına göre değişir...kimi böyle havaları çok sever...ben sevmem...bu yazıyı klavyeye alan ben olduğum için, havanın nasıl olduğunu benim bakış açımdan yola çıkarak hayalinizde canlandıracaksınız...başka bir seçeneğiniz yok...işte insanlar bunu yazarla okuyucu arasındaki eşsiz bağ olarak tanımlyor...alakası yok...ben buna yazar ve okuyucu arasındaki dikta rejimsel etkileşim diyorum...iyi de ediyorum...havalı oluyo...

şehrin ıssız sokaklarına karanlık çökeli çok olmamıştı...

ki bunu belirtmiş olmam aslında hiçbir anlam ifade etmiyor...önemli olan karanlığın çöküp çökmemiş olduğu...karanlık çökeli ne kadar olmuş kim takar...bunun mevcut olay örgüsüne katkısı nedir...tabi aslında mevcut olay örgüsü diye bişey de yok ortada...daha giriş yapıyoruz hikayeye...atmosfer yaratmamız lazım...berbat hava, ıssız, karanlık sokaklar...hocam atmosfer temiz...olaya geçelim...oynat uğurcum...

sessizliğe alışmış sokaklar, yükselen ayak sesleriyle irkildi...

"sokak niye irkilsin kardeşim" diyenleri duyuyorum oturduğum yerde...yok yalan söyledim böyle tanrısal güçlerim yok, belki ileride...ama içime doğdu birden...hani olur ya bazen...oldu işte...çok basit bir cevabım var buna...benim hikayelerimde mekan, madde, uzay, karakter ayrımı yoktur...benim için bir sokak da gayet tabii, bir karakterin derinliğine sahip olabilir...bu hikaye de onlardan biri işte...gerçi sokakla derinlik karşılaştırmasına tabi tutacağımız bir karakter yok daha ortada...evet...ben de bunu yazınca farkettim durumu...buyrun...insan yazarken çözüyor hayatı...

uzun siyah pardesüsünün etekleri yeri ağır çekim süpürürken, karanlık bir silüet köşeyi dönerek girdi sokağa...

tabi silüetin karanlık olduğu gerçeğini vurgulamak, ne kadar da esrarengiz bir karakterle karşı karşıya olduğumuzu daha iyi anlatmak içindir, zira aydınlık silüet diye bişey zaten mevcut olamaz...ancak fantastik öğeler içeren hikayelerde bu tür ifadeler üzerinde fazla düşünülmeden rahatlıkla kullanılabilir...fantastik hikayelerde ne kadar saçmalarsanız saçmalayın, sonuçta karşılaşacağınız tepki, ne kadar yaratıcı bir zekaya sahip olduğunuzla ilgili olacaktır...insanların bu zaafından yararlanın...ben bu tür kolay hilelere başvurmam...hile yapıcaksan zorunu yapıcaksın...tabi zor hileler kullanmak her babayiğidin harcı değildir...kendi hilenize yenik düşmek gibi durumlarla karşılaşabilirsiniz...ki insanlar bunu ilham perisinin yıllık iznini kullanmasıyla ilişkilendirir...yalan!!...kendi bulmacasının içinde kaybolan yazarlar, bunu bir paravan olarak kullanır...neden mi...yaratıcılığını kaybetmiş bir yazar çok karizmatik olabilir de ondan!!...hemen depresif triplere girer...evin içinde ordan oraya mekik dokur...gözleri belirli bir noktaya odaklanamaz...sakal bırakır...sigara üstüne sigara yakar...ve sevgilisine karşı "tıkandım...yazamıyorum..." şeklinde cümlelerin eşlik ettiği agresif tavırlarda bulunur...ve işin en güzel yanı, bu onun en doðal hakkıdır...kendini ifade edebilme ve dolayısıyla duygusal boşalım sağlama kanalı tıkanmıştır...anlayışla karşılanması gerekir...o artık dokunulmazdır...kendisi bu durumun getirilerine karşı bağışıklık kazanana kadar da böyle sürecektir...

evet...kendini ifade etme yolları tıkanmış, ilham perisinin yolunu gözleyen, depresif, karizmatik, potansiyel deha!!...bunları bi düşün bakalım...gelecek derse iyi hazırlan...
Cevapla