Kuantum fiziğinin günümüzde günlük ve sosyal hayata yansımal

Cevapla
Kullanıcı avatarı
mavi ay
Mesajlar: 1114
Kayıt: 08 Eyl 2011, 01:35

Kuantum fiziğinin günümüzde günlük ve sosyal hayata yansımal

Mesaj gönderen mavi ay »

Kuantum fiziğinin günümüzde günlük ve sosyal hayata yansımaları



Fizik günümüzde iki temel alana ayrılır ve bu ayrım ilgilendikleri büyüklükle ilgilidir. İlki klasik fizik, Newton mekaniği ya da Newtonian fiziktir. Newton fiziği 1687’de ortaya çıkmıştır. Bu tür fizik maddeyi makroskobik olarak inceler. Klasik fizik 200 yıldan fazla egemenliğe sahiptir ve günümüze kadar evrenin kurallarını en iyi anlatan, hatta tapılacak kadar güvenilir hale gelmiştir. Bu güvenilirliğini sağlayan, önceden olayların nedenlerini ve değişkenleri bilme durumunda sağladığı kesin tahminden kaynaklanmaktaydı. Klasik (Newton) fiziğin bu belirlenimci kurallarından yararlanarak, gelecekteki Güneş, Ay tutulmalarının tarihlerini, galaksilerin, yıldızların ve gezegenlerin uydularının konumlarını tam olarak bilebiliyoruz. Ancak kuantum mekaniğinde durum bundan çok farklıdır.

İkinci fizik temel alt dalı ise kuantum mekaniği/fiziğidir ve nispeten yeni bir tarihi vardır. 20. yy başlarında, Newton’dan iki asır sonra, klasik fizik bazı olayları açıklayamadığından, yeni arayışlar doğmuş ve sonuçta kuantum mekaniğinin gebeliği başlamıştır. Kuantum fiziği temel parçacık fiziğinin tam merkezinde bulunur. Atom ve molekülleri doğru şekilde tanımlamak ve anlatmak bakımından mükemmel bir teori olmasına rağmen birçokları tarafından olasılıklar, belirsizlikler, kesin tanımlamaları engelleyen ve pek açık olmayan bir teori olarak da düşünülür. Kuantum fiziği olmaksızın DNA’nın yapısı ve işlevini, yıldızların renklerini, atomların kararlılığını, kimyasal bağları, diyotları, LED TV’leri, üstüniletken-akışkanların özelliklerini ve LASER’i anlayamaz, anlatamazdık.
Klasik Newtonian Fizik ve etkisi
Ancak bilim tarihine bakıldığında fizik günlük yaşamımızı ve hayat anlayışımızı biz fark etksek de etmesek de etkiler. Örneğin klasik (Newton) fiziğini ele alalım. 1687’de başlayan bu fizik çaktırmadan sosyal hayat, diğer bilim dalları ve hatta ekonomi üzerine bir çok etki yaptı. Mesela, dışarıya bir var olanları izleyen gözlemci yerleştirdi. Ardından liberal ekonomiye yansımaları oldu. İş hayatında herkesi uzman olarak yarattı ve insanları makine gibi çalışan, yaşam makinelerine dönüştürdü. Sosyal yaşamda ve bireyselliği ön plana çıkardı. Sanatta dadizm ve kübizme esin oldu. Dini yönden ise, bu fizikle birlikte “Tanrı öldü”, çünkü, Tanrıya her şeyin önceden belli olduğu evrende ihtiyaç yoktu. Aynı Newtonian fizik, nedenlerle-sonuçların sıkı bağlantılı olarak doğurduğu sonuçlarla Karl Marx’ın bakışını, Adam Smith’in liberal ekonomisi, Charles Darwin’in evrim teorisi ve Hitler’in soykırımını ortaya çıkardı.
Pavlov’un şartlı refleksini ve “Pavlov’un köpeği” deneyine esinleme yarattı. Deneyden önce köpeğin ağzının yan tarafı ameliyatla alınarak ağzındaki salya miktarı kolaylıkla ölçülebilecek duruma getirilmiştir. Daha sonra sesten yalıtılmış bir laboratuvarda kaçamayacak biçimde tespit edilmiş, ve bu duruma alıştıktan sonra deneye başlanmıştır. Köpeğin duyabileceği yerde bir zil çalmış ve zilden birkaç saniye sonra köpeğe et verilmiştir. Zil çaldığında köpek hiçbir salgılamada bulunmamıştır. Fakat et verildiğinde köpek normal salgılamasını yapmıştır. Bu düzen defalarca tekrar edildikten sonra yalnız zil çaldığında sanki kendisine et verilmiş gibi köpek salgılamada bulunmuştur. Bu etki-tepki, nedensel ilişkinin psikolojideki en bariz yansımasıdır.
Zeka dahil her şeyi ölçebildiğimize inanarak, 1912 yılında, IQ testleri gelişririldi ve insanları IQ puanlarına göre sınıflara ayırabileceğimize inandık. Bundan doğan esinlenme ile üstün ırk kavramına ve soykırımların yaşanmasına neden oldu. Aslında Hitler’in üstün ırk veya arı ırk yaratma çabasının arka planına, bilimin yarattığı IQ testlerinin de etkisi olmuştur. Bu nedenle Hitler’in girişimi sadece ideolojik ve siyasi bir çıkarım değildir.
Yine 1945’lerden sonra, devletler kesin hatlar ve çizgilerle, haritada cetvelle çizilerek ayrıldı. Bir çok bağımsız ve öne çıkan şirketler ortaya çıktı. Hem toplumsal olaylar, hem ekonomi, hem arz talep hemen herşey alt yapısına indirgendi. Ardından fizik bunu atomda da yaptı ve atomu değişik parçacıkalrdan oluşan alt parçacıklarına proton, nötron ve elektron olarak ayırdık. Newton fiziğinin eğemenliğini sürdürdüğü 400 yıl boyunca ve sonrasında hayat tam olarak gözlenebilir, ölçülebilir ve niceleştirilebilir kabul edildi.

Kuantum Fiziği Etkisi
1900’lerde doğan kuantum mekaniği ile artık bunların tam tersi bir etki altına girdi bilim ve bu da sosyal hayata, sanata, ekonomiye, dinsel inaçlarımıza kadar yansımaya başladı. Evrene artık ayrılamaz ve bölünemez olarak bakıyoruz. Bir şeyleri ölçtüğümüzde hata payımızın olabileceğini ve mutlak ölçüne ulaşamayacağımızı kabul ediyoruz. Ulusların sınırlarının kalkması gerektiğine daha çok inanıyoruz. Bu esinlenme ile birlikler kuruluyor. Görünen maddi evrenin ardında başka örtük bir düzen, örtük asıl/gerçek dünyanın olduğuna artık daha çok inanıyoruz. Ve bu bize mantıklı geliyor. Sadece kendimiz için değil, başkaları içinde çalışmamız gerektiğini ve başka bir yerdeki kelebek kanat çırpmasının bizi de nasıl etkileyebileceğini daha iyi anlıyoruz. Artık dünya üzerindeki bir ülkedeki ekonomik ve siyasi çalkantılar, 10 dakika sonra dünyadaki diğer tüm ekonomileri, borsaları ve de evdekilerin ekmek fiyatlarını etkiliyor. Evreni ve çevremizdeki dünyayı izleyen değil, onun bir parçası olduğumuzu kabul etmeye başladık. Bu nedenle daha çok çevreci olmaya, çevreyi korurken de kendimizinde o çevre içinde yaşadığımız bilincine vardık. Pavlov’un şartlı refleksindeki köpeğinin yerini şimdi Schrödinger’in kuantum kedisi aldı. Artık bu dönemde, şartlanmayan, nasıl davranacağı sadece belli oalsılıklar dahilince bilinebilen bir kedi ortaya çıktı. Bunun gibi bir çok alana yeni fizik etki etmeye başladı. En belirgin etkisi elbette mistik, metafizik ve felsefi alanda ortaya çıktı. Kuantum fiziği ile elle tutulabilen parçacıkların yerini önce dalgalar ve daha sorna da sadece “bilgi” aldı.

Nesnelliğin yerini öznellik, nesnelerin yerini süreçler, aklın yerini his, eylemin yerini düşünce, basitliğin yerini karmaşıklık aldı. Dilde kullandığımız kelimelerde bile buna uygun değişime uğradı. Klasik fizik dönemindeki “ya/ya da” yerine artık “her ikisi de” ifadesini daha çok kullanır olduk. Artık dışarıdan sadece gözleyen ve karar veren bir “beyin/bilinç” değil, insanın düşüncelerini de içeren dış dünyayı içerecek şekilde, “Orada ne oldu?” yerine kuantum fiziği ile “Burada ne oldu?” demeye başladık. Zihin/bilinç artık pasif olmaktan çıkarak aktif hale geldi.


http://www.kuantumbeyin.com
eski nick : triyandafilis
Kullanıcı avatarı
caferali
Mesajlar: 3210
Kayıt: 03 Oca 2006, 11:06
Konum: balıkesir&bursa

Re: Kuantum fiziğinin günümüzde günlük ve sosyal hayata yansımal

Mesaj gönderen caferali »

yine bir sözde-bilim vakası...
de te fabula narratur
Cevapla