kibrin lekelerini şarap gönülden siler;
neşesinden çözülür en çözülemez düğümler.
önünde on bin kere secde ederdi adem'in
şeytan bir iki yudum şarap içseydi eğer.
ölmek" madem kaçınılmaz, öyleyse "olmak" neden?
hırsın bitmez yolunda koşmak yanılmak neden?
madem ki yoktur kalmamızın bir imkanı,
minderi suya salıp oturma, yahut boğulmak neden
bir su, bir damla suymuşuz, bele düşmüşüz
şehvet ateşiyle dışarı savrulmuşuz
yarın yel savuracak toprağımızı
içelim, hoş geçsin üç nefeslik ömrümüz
cennette huriler varmış, kara gözlü
içkinin de ordaymış en güzeli
desene biz çoktan cennetlik olmuşuz
bak bir yanda şarap, bir yanda sevgili
niceleri geldi, neler istediler;
sonunda dunyayi birakip gittiler;
sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler.
Ömer Hayyam