1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Kendi yazdığınız şiiriniz varmı

Gönderilme zamanı: 17 Mar 2022, 11:07
gönderen Fobidurbi
Kendi yazdığınız,şiirleriniz varsa yazabilirirsiniz,
Hastalıkla alakalı olursa daha iyi olur tabiki.
1-2 kişiden fazlası görmeyecek ama olsun.


Dur bir tane yazayım:

Lisedeydim,sessizdim,asosyaldim,öyle sandım,
Derslere giderdim çileyle,oysa önemlimi,ha yoktum ha vardım,
Sonra araştırdım,karar verdim,bu sonuca vardım,
Ben sosyal fobiliyim,sizde öyle,ben...ben çok yandım.

Re: Kendi yazdığınız şiiriniz varmı

Gönderilme zamanı: 18 Mar 2022, 15:02
gönderen sigmund
Kardeş, bu forumda kimse kalmadı

Re: Kendi yazdığınız şiiriniz varmı

Gönderilme zamanı: 20 Mar 2022, 14:15
gönderen Fobidurbi
sigmund yazdı: 18 Mar 2022, 15:02 Kardeş, bu forumda kimse kalmadı
Zaten 1-2 kişi görecek dedimya,
Biliyorum farkındayım kimsenin olmadığının,
Birileri olsa ben olmazdım,
Sen ne arıyorsun burda,
Ben hayatımı burda yaşamayı seviyorum

Re: Kendi yazdığınız şiiriniz varmı

Gönderilme zamanı: 27 Mar 2022, 16:06
gönderen MirageTank
yoktu şimdi yazdım

ışığın arkasına saklanmış gölgeler
korku içinde arkamdan geldiler
üflesem kaçacak kadar güçsüz, ürkek
ama bir o kadar da istekliydiler
benimle iletişime geçmeye.

ancak bilmezlerdi ki
karşılarında kendi gölgesinden korkan ben
yaşadım bir tarla sıçanı gibi
ve korkaktım bir tarla sıçanı kadar.
yüreğim de yoktu bir zavallı gölge kadar
olsaydı korkar mıydım gölgelerden?

gölgelerden habersiz gezmekteydim
gençliğin saf ve bakir topraklarını
derken iki gölge arkadan yaklaşıp pişt dedi ve
kendiyle iletişemeyen bu zayıf kul
anlık bir tepkiyle arkasına baktı
bakmaz olaydı.
arkasına bakınca gördüğü şey
iki kocaman gölgeydi
başka bir şey görünmeyecek kadar büyük
ileriyi göstermeyecek kadar sonsuz.
yarattığı infiali gören gölgeler
kaçma gel buraya diyemeden
topuklarımı vura vura kaçtım

kaçtım kaçmasına ama
bir iken bin geldiler
göğün yüzünden, yerin dibinden
kömür kokusundan
siyah poşetlerin içinden
verdiğim nefesten bile çıktılar.
kâh yerin dibine girdim
kâh göklere çıktım
kâh kuş gibi uçtum
kâh ördek gibi daldım
nereye gitsem oradaydılar
nereye baksam hep onlar vardı
arkamda bırakamadım

gölgelerden kaçarken
tutuldum bir çembere
kendim çemberin içinde
gölgelerle tuzağa düşmüş, döğüşmekte
kafam ise çemberin dışında
yerdeki zavallıyı çaresizce izlemekte
çemberi belirleyen çizgi
tepedeki giyotinin yerdeki izi

yıllarca öyle yattım bu garip tuzağın içinde
düşünerek bu tuzağın idam mahkemesi olduğunu
kesin cezanın idam, itirazın faydasız olduğunu
ve son dileğimi sormalarını bile beklemeden
gördüğüm son yüz mahkeme heyetinin yüzü olmasın diye
-aslında jüriye bakmaya korktuğum için-
gözümü kapayıp bekledim beni bekleyen sonu.
---1.bölüm---

Re: Kendi yazdığınız şiiriniz varmı

Gönderilme zamanı: 27 Mar 2022, 17:06
gönderen MirageTank
yaşamak kendimce destan gibi olabilmekti
ben yaşadım ulan diyebilmekti.
gerçek bir komutan gibi
at üstünde ordu yönetmesem de;
kendi nefsimi kumanda edip de
hayat denilen en büyük savaşın
emir bekleyen en önemli cephelerinde
"vurun ha yiğitler, namus günüdür!" diyebilmekti
karayılan olmadan karayılan olabilmekti

"ne duruyorsun be, at kendini denize!" demesi gerekirken
zavallı zihnim yaşamın anlamını unutmuş
dümdüz giyotin nasıl çemberden gölge yapar diye düşünmekten
soyut gölgeye salladığım somut yumruklardan
uyuşan ve yorulan bedenim
bırakmış boşluğa kendini
en acısı da kabullenmiş benliğim
o kapalı gözlerle,
çaresizliğin bitmezliğini
jürinin gerçekliğini
gölgelerin gitmediğini.
ansızın hızır aleyhisselam gelip de
kulağıma çilenin bittiğini söylese bile
ne çıkar, nafile.
açılmayı unutmuş gözlerim
açsam bile aydınlıktan kör olacağım belki
gözleri açmaya da başka mucize gerek
kırılan umudumu onarmaya
bir sinan bir de süleyman gerek

her şey tamam olsa bile
açılınca o pas tutmuş gözün sfinkter kasları
görsem korkunç bir manzara:
belki de karşımda kocaman bir ayna
hem yargıç, hem cellat, hem de izleyenler benim
giyotin kendime olan kızgınlık,
arkamdaki gölge korku,
kömür kokusundaki gölge keder,
verdiğim nefesteki gölge öfke,
erdal bakkal ise tuzlukmuş:
o an gelecek hayatımın en büyük pişmanlığı
ve aynı zamanda dertten kurtuluş.

bu hayati gerçekten sonra
tek tecrübesi gölge dövmek üzerine olan
bu zavallı gönlüm alacak mı ibret?
diyecek mi karayılan gibi:
"demir sandıkta saklansan bulur seni,
ak taş altında kara yılanı bulan ölüm"
ve oturacak mı hayat denilen harbe,
getirecek mi kilis yollarından kelle;

yahut yaşamaya devam mı edecek
kendi gölgesinin bile ardında
gölgelerin kendi yüreğinin aynası olduğunu bilerek
ve buna rağmen böyle yaşamaya devam mı edecek
dünyanın en tuhaf mahluku olarak
hâlâ yaşayacak mı bir tarla sıçanı gibi, ve bir tarla sıçanı kadar korkak.

Re: Kendi yazdığınız şiiriniz varmı

Gönderilme zamanı: 28 Mar 2022, 19:35
gönderen Fobidurbi
MirageTank yazdı: 27 Mar 2022, 17:06 yaşamak kendimce destan gibi olabilmekti
ben yaşadım ulan diyebilmekti.
gerçek bir komutan gibi
at üstünde ordu yönetmesem de;
kendi nefsimi kumanda edip de
hayat denilen en büyük savaşın
emir bekleyen en önemli cephelerinde
"vurun ha yiğitler, namus günüdür!" diyebilmekti
karayılan olmadan karayılan olabilmekti

"ne duruyorsun be, at kendini denize!" demesi gerekirken
zavallı zihnim yaşamın anlamını unutmuş
dümdüz giyotin nasıl çemberden gölge yapar diye düşünmekten
soyut gölgeye salladığım somut yumruklardan
uyuşan ve yorulan bedenim
bırakmış boşluğa kendini
en acısı da kabullenmiş benliğim
o kapalı gözlerle,
çaresizliğin bitmezliğini
jürinin gerçekliğini
gölgelerin gitmediğini.
ansızın hızır aleyhisselam gelip de
kulağıma çilenin bittiğini söylese bile
ne çıkar, nafile.
açılmayı unutmuş gözlerim
açsam bile aydınlıktan kör olacağım belki
gözleri açmaya da başka mucize gerek
kırılan umudumu onarmaya
bir sinan bir de süleyman gerek

her şey tamam olsa bile
açılınca o pas tutmuş gözün sfinkter kasları
görsem korkunç bir manzara:
belki de karşımda kocaman bir ayna
hem yargıç, hem cellat, hem de izleyenler benim
giyotin kendime olan kızgınlık,
arkamdaki gölge korku,
kömür kokusundaki gölge keder,
verdiğim nefesteki gölge öfke,
erdal bakkal ise tuzlukmuş:
o an gelecek hayatımın en büyük pişmanlığı
ve aynı zamanda dertten kurtuluş.

bu hayati gerçekten sonra
tek tecrübesi gölge dövmek üzerine olan
bu zavallı gönlüm alacak mı ibret?
diyecek mi karayılan gibi:
"demir sandıkta saklansan bulur seni,
ak taş altında kara yılanı bulan ölüm"
ve oturacak mı hayat denilen harbe,
getirecek mi kilis yollarından kelle;

yahut yaşamaya devam mı edecek
kendi gölgesinin bile ardında
gölgelerin kendi yüreğinin aynası olduğunu bilerek
ve buna rağmen böyle yaşamaya devam mı edecek
dünyanın en tuhaf mahluku olarak
hâlâ yaşayacak mı bir tarla sıçanı gibi, ve bir tarla sıçanı kadar korkak.
Haccet senmi yazdın

Re: Kendi yazdığınız şiiriniz varmı

Gönderilme zamanı: 01 Nis 2022, 16:42
gönderen MirageTank
Fobidurbi yazdı: 28 Mar 2022, 19:35
Haccet senmi yazdın
Evet ben yazdım ama bayağı kopya çektim:

Nazım Hikmet'in Kuvayımilliye Destanı'nın birinci bölümü olan Karayılan Destanı'ndan esinlendim açıkçası. Korkak bir insan olan Karayılan'ın nasıl Karayılan olduğunu, bir kahramana nasıl dönüştüğünü anlatan bu destan beni çok etkiledi.

"Ne duruyorsun be, at kendini denize" dizesi Orhan Veli'nin Hürriyete Doğru isimli şiirinden.

"Dünyanın en tuhaf mahluku", sevdiğim bir Nazım Hikmet şiirinin adı.

Çember metaforu; Murathan Mungan'ın yazdığı ve Yeni Türkü'nün şarkı haline getirdiği Çember şiirine ait.

"Bir Sinan, bir Süleyman gerek" ifadesi Mehmet Akif Ersoy'a ait:
“Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye'yi desen, iki kazma kürek, iki de ırgat gerek. Ancak, hadi gel yapalım şunu geri desen, Bir Sinan, bir de Süleyman gerek.”

Ana hikayeyi oluştururken Leyla ve Mecnun dizisinin finali ve Shutter Island isimli filmden etkilendim. Bunu söylemem biraz spoiler olmuş olabilir kusura bakmayın :D

Re: Kendi yazdığınız şiiriniz varmı

Gönderilme zamanı: 02 Nis 2022, 11:40
gönderen Fobidurbi
MirageTank yazdı: 01 Nis 2022, 16:42
Fobidurbi yazdı: 28 Mar 2022, 19:35
Haccet senmi yazdın
Evet ben yazdım ama bayağı kopya çektim:

Nazım Hikmet'in Kuvayımilliye Destanı'nın birinci bölümü olan Karayılan Destanı'ndan esinlendim açıkçası. Korkak bir insan olan Karayılan'ın nasıl Karayılan olduğunu, bir kahramana nasıl dönüştüğünü anlatan bu destan beni çok etkiledi.

"Ne duruyorsun be, at kendini denize" dizesi Orhan Veli'nin Hürriyete Doğru isimli şiirinden.

"Dünyanın en tuhaf mahluku", sevdiğim bir Nazım Hikmet şiirinin adı.

Çember metaforu; Murathan Mungan'ın yazdığı ve Yeni Türkü'nün şarkı haline getirdiği Çember şiirine ait.

"Bir Sinan, bir Süleyman gerek" ifadesi Mehmet Akif Ersoy'a ait:
“Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye'yi desen, iki kazma kürek, iki de ırgat gerek. Ancak, hadi gel yapalım şunu geri desen, Bir Sinan, bir de Süleyman gerek.”

Ana hikayeyi oluştururken Leyla ve Mecnun dizisinin finali ve Shutter Island isimli filmden etkilendim. Bunu söylemem biraz spoiler olmuş olabilir kusura bakmayın :D
Vay be çok kültürlüsün valla ne diyeyim,şaşırdım ben direk kopyala yapıştır sandım,
Neyse senin hikayen ne,nasıl düştün buralara,
Buraya düşenler ya ölmüştür,ya da öldürmüş,anlat bakalım,tabiki istersen,şair arkadaş

Re: Kendi yazdığınız şiiriniz varmı

Gönderilme zamanı: 03 Nis 2022, 23:06
gönderen MirageTank
Memleketten ayrılmam ve 2-3 ay dönemeyecek olmam, stajdan kaldığım için anormal bir çalışma düzenine geçmek zorunda kalmam bünyede büyük bir anksiyeteye neden oldu. Bu sıkıcı durum ve sosyal fobinin getirdiği yılların birikimi ile yaklaşık 1,5 saatte, dönüş yolundayken yazdım şiirimi. Şiir çok da güzel olmadı diye düşünüyorum, içimi dökmek istedim sadece.

Çok kültürlü olduğum söylenemez, sıradan bir vatandaşım. Duygusallığım biraz fazla, bu yüzden edebiyattan etkileniyorum ve etkilendiğim eserler aklımda kalıyor. Yukarıdaki eserlerde kısmen kendimi görüyorum.

Buraya gelme sebebim böyle bir ortamı aramış olmam. Psikolojik sorunlarla ilgili forum benzeri bir ortam arıyordum, buradan başka internet sitesi bulamadım. Ancak maalesef ki burası ölmüş. Bir haftada giren üye sayısı iki elin parmaklarını geçmiyordur muhtemelen. Yine de kendimi rahatlatmak için ara sıra giriyorum ama faydalı mı zararlı mı oluyor anlayamıyorum.

Yaşım oldukça genç, ancak hayatımın büyük bir kısmını bu rahatsızlıkla geçirdim. Bunu gidermek için psikiyatriye gitmem lazım ama ders programım her hafta değişiyor ve 3 haftadan önceye randevu alamıyorum, alırsam ders kaçıracağıma eminim ve ders kaçırma lüksüm yok.

Hastaneye gidip hocalarla direkt konuşursam sorunu çözebilirim ama Ağustos'tan beri erteliyorum. Neden ertelediğini bilmiyorum; tembellik mi, üşengeçlik mi, yüzleşme korkusu mu, ilaç yazarsa ilacın beni ters yönde olumsuz etkileyeceği korkusu mu, hocalara ne kadar kötü durumda olduğumu anlatmayı istememek mi, kötü durumumu hatırlamaktan kaçmaya çalışmam mı bilmiyorum. Hayatımda yapmam gereken en önemli şeylere olan eylemsizliğim beni üzüyor. Kendimi geliştirmek yerine saçma sapan şeylerle uğraşıyorum. Kendim için faydalı bir şeyler yapma motivasyonumu veren en büyük etken anksiyete.

Sosyal fobim ne zaman başladı bilmiyorum. O kadar önce başladı ki neden oldu bilmiyorum. Bendeki bu tuhaflığın adını koymam 15-16 yaşımı buldu. Küçükken kendimi üstün görmem, yanlış hareketlerimde ailemden, öğretmenlerden yediğim dayaklar, küçükken fazla dışarı çıkmamış olmam, zaten tek başına kalmayı çok sevmem ve biraz asosyal olmam, beceriksizliğim yüzünden anne babamın kızması gibi birçok şey sosyal fobiyi başlatmış olabilir.

Kendiliğinden geçer diye düşündüğüm bu hastalık geçmedi. İki kez psikiyatriye gittim ama oradaki hekim bana "olur öyle şeyler" gibi bir şeyler söyledi. İlaç kullanırsam sınıfta kalma ihtimalimin yüksek olduğunu söyledi ve bana ilaç yazmadı. Ben de bıraktım gitmeyi. Zamanla biraz düzelir gibi oldum ama pandemi çıktı, izole kalmak ve uzaktan dersler travma yarattı; en başa döndüm. Özetle sıradan ve sıkıcı bir hayat hikayem var diyebilirim.

Siz nasılsınız, neden, nasıl geldiniz buraya ve neden bu ölü ortamda takılıyorsunuz? Psikiyatrik yardım/tedavi aldınız mı, aldıysanız işe yaradı mı? Almadıysanız almayı düşündünüz mü?

Re: Kendi yazdığınız şiiriniz varmı

Gönderilme zamanı: 05 Nis 2022, 18:43
gönderen Fobidurbi
MirageTank yazdı: 03 Nis 2022, 23:06 Memleketten ayrılmam ve 2-3 ay dönemeyecek olmam, stajdan kaldığım için anormal bir çalışma düzenine geçmek zorunda kalmam bünyede büyük bir anksiyeteye neden oldu. Bu sıkıcı durum ve sosyal fobinin getirdiği yılların birikimi ile yaklaşık 1,5 saatte, dönüş yolundayken yazdım şiirimi. Şiir çok da güzel olmadı diye düşünüyorum, içimi dökmek istedim sadece.

Çok kültürlü olduğum söylenemez, sıradan bir vatandaşım. Duygusallığım biraz fazla, bu yüzden edebiyattan etkileniyorum ve etkilendiğim eserler aklımda kalıyor. Yukarıdaki eserlerde kısmen kendimi görüyorum.

Buraya gelme sebebim böyle bir ortamı aramış olmam. Psikolojik sorunlarla ilgili forum benzeri bir ortam arıyordum, buradan başka internet sitesi bulamadım. Ancak maalesef ki burası ölmüş. Bir haftada giren üye sayısı iki elin parmaklarını geçmiyordur muhtemelen. Yine de kendimi rahatlatmak için ara sıra giriyorum ama faydalı mı zararlı mı oluyor anlayamıyorum.

Yaşım oldukça genç, ancak hayatımın büyük bir kısmını bu rahatsızlıkla geçirdim. Bunu gidermek için psikiyatriye gitmem lazım ama ders programım her hafta değişiyor ve 3 haftadan önceye randevu alamıyorum, alırsam ders kaçıracağıma eminim ve ders kaçırma lüksüm yok.

Hastaneye gidip hocalarla direkt konuşursam sorunu çözebilirim ama Ağustos'tan beri erteliyorum. Neden ertelediğini bilmiyorum; tembellik mi, üşengeçlik mi, yüzleşme korkusu mu, ilaç yazarsa ilacın beni ters yönde olumsuz etkileyeceği korkusu mu, hocalara ne kadar kötü durumda olduğumu anlatmayı istememek mi, kötü durumumu hatırlamaktan kaçmaya çalışmam mı bilmiyorum. Hayatımda yapmam gereken en önemli şeylere olan eylemsizliğim beni üzüyor. Kendimi geliştirmek yerine saçma sapan şeylerle uğraşıyorum. Kendim için faydalı bir şeyler yapma motivasyonumu veren en büyük etken anksiyete.

Sosyal fobim ne zaman başladı bilmiyorum. O kadar önce başladı ki neden oldu bilmiyorum. Bendeki bu tuhaflığın adını koymam 15-16 yaşımı buldu. Küçükken kendimi üstün görmem, yanlış hareketlerimde ailemden, öğretmenlerden yediğim dayaklar, küçükken fazla dışarı çıkmamış olmam, zaten tek başına kalmayı çok sevmem ve biraz asosyal olmam, beceriksizliğim yüzünden anne babamın kızması gibi birçok şey sosyal fobiyi başlatmış olabilir.

Kendiliğinden geçer diye düşündüğüm bu hastalık geçmedi. İki kez psikiyatriye gittim ama oradaki hekim bana "olur öyle şeyler" gibi bir şeyler söyledi. İlaç kullanırsam sınıfta kalma ihtimalimin yüksek olduğunu söyledi ve bana ilaç yazmadı. Ben de bıraktım gitmeyi. Zamanla biraz düzelir gibi oldum ama pandemi çıktı, izole kalmak ve uzaktan dersler travma yarattı; en başa döndüm. Özetle sıradan ve sıkıcı bir hayat hikayem var diyebilirim.

Siz nasılsınız, neden, nasıl geldiniz buraya ve neden bu ölü ortamda takılıyorsunuz? Psikiyatrik yardım/tedavi aldınız mı, aldıysanız işe yaradı mı? Almadıysanız almayı düşündünüz mü?

Ben ortaokulda çokta kötü değildim,yine de böyle olaylar yaşadım,kaçınma gibi,hatta ortaokulun sebep olduğunu düşünüyorum.
Lisede oturduğum sandalyeden kalkmadan 4 yıl,
Koskoca 4 yıl geçirdim,az dalga geçilmedim,
Yok bitkisel hayat,yok sessiz,
Çile çeke çeke bitirdim,
Hatırlamak istemiyorum,
Sonra üniversite,kendimi sosyal tanıtayım dedim,
İlk gün kendimi çok küçük hissettim,çok korktum,terledim,sanki cehenneme atılmış kadar sıcaklıyordum.
Bıraktım,yeniden denedim,yine bıraktım,
Sonra bir kez daha denedim,inatla bu sefer iki üç sene geçirdik,devam ediyoruz,ilaç üniversiteyi bıraktığım günden beri kullanırım,ara sıra bıraksamda,
Fazla bir şey değiştirmiyor,gereken cesaretin birazını karşılıyor,
Eğer çok kötü durumda değilsen başlama bence,
İlaç yazdırmak için arada uğruyorum psikolağa,
Böyle aynı şekil devam,tek farkım tecrübeli olmak,hangi durumda nasıl kaçılır onu biliyorum,
İyi yalan söylerim,
Ve inanıyorumki hepimiz iyi insanlarız,
Normal olan bizleriz,
İki üç aptalın bize yaptıklarını ödüyoruz.
Öderizde sıkıntı yok

Re: Kendi yazdığınız şiiriniz varmı

Gönderilme zamanı: 05 Nis 2022, 18:45
gönderen Fobidurbi
Neden erteliyorsun,iletişim korkumuz var,
Lisede neden oturuyordum sıramda,ağzımdan az kelime çıksın,az kişiyle konuşayım,az sorun çıksın,böyleyiz maalesef.
Dışarıdan bazen umursamaz(oysa çok umursuyoruz) bazen asosyal,bazen deli,soğuk,uzak,beceriksiz görünüyoruz ama değiliz.Beni deli eden bu

Re: Kendi yazdığınız şiiriniz varmı

Gönderilme zamanı: 06 Nis 2022, 21:06
gönderen MirageTank
Fobidurbi yazdı: 05 Nis 2022, 18:43

Ben ortaokulda çokta kötü değildim,yine de böyle olaylar yaşadım,kaçınma gibi,hatta ortaokulun sebep olduğunu düşünüyorum.
Lisede oturduğum sandalyeden kalkmadan 4 yıl,
Koskoca 4 yıl geçirdim,az dalga geçilmedim,
Yok bitkisel hayat,yok sessiz,
Çile çeke çeke bitirdim,
Hatırlamak istemiyorum,
Sonra üniversite,kendimi sosyal tanıtayım dedim,
İlk gün kendimi çok küçük hissettim,çok korktum,terledim,sanki cehenneme atılmış kadar sıcaklıyordum.
Bıraktım,yeniden denedim,yine bıraktım,
Sonra bir kez daha denedim,inatla bu sefer iki üç sene geçirdik,devam ediyoruz,ilaç üniversiteyi bıraktığım günden beri kullanırım,ara sıra bıraksamda,
Fazla bir şey değiştirmiyor,gereken cesaretin birazını karşılıyor,
Eğer çok kötü durumda değilsen başlama bence,
İlaç yazdırmak için arada uğruyorum psikolağa,
Böyle aynı şekil devam,tek farkım tecrübeli olmak,hangi durumda nasıl kaçılır onu biliyorum,
İyi yalan söylerim,
Ve inanıyorumki hepimiz iyi insanlarız,
Normal olan bizleriz,
İki üç aptalın bize yaptıklarını ödüyoruz.
Öderizde sıkıntı yok
Çok iyi değilim ama çok kötü de değilim sanırım. Bilmiyorum, omuzlarım kendimi kasmaktan ağrıyor ama alıştığım için hissetmiyorum. Yüzümde ders stresinden ekzema çıktı. Her şeye karşı tetikte hissediyorum, dışarıda çok rahat olamıyorum. Sosyal anksiyete üstüne eklenen ders stresinin etkileri diyip geçmeli miyim bilmiyorum. Odaklanmada biraz sorunum var, bazen bir yere kilitlenip kalıyorum ya da hiç odaklanamıyorum. İnsanların yüzüne bakmada da sorunum var. Ancak konfor alanına, eve girdiğim zaman rahat oluyorum.

Psikiyatriye gidersem muhtemelen uzun etkili, bırakınca adamı aptala çeviren bir ilaç yazacaklar. Bu ilacı/ilaçları ders stresinin ortasında kullanıp kullanamayacağımı soracağım. Psikiyatrist yerine psikoloğa gitme lüksüm ise yok maalesef, çok pahalı diyorlar, o paraları veremem...

Re: Kendi yazdığınız şiiriniz varmı

Gönderilme zamanı: 07 Nis 2022, 09:56
gönderen Fobidurbi
MirageTank yazdı: 06 Nis 2022, 21:06
Fobidurbi yazdı: 05 Nis 2022, 18:43

Ben ortaokulda çokta kötü değildim,yine de böyle olaylar yaşadım,kaçınma gibi,hatta ortaokulun sebep olduğunu düşünüyorum.
Lisede oturduğum sandalyeden kalkmadan 4 yıl,
Koskoca 4 yıl geçirdim,az dalga geçilmedim,
Yok bitkisel hayat,yok sessiz,
Çile çeke çeke bitirdim,
Hatırlamak istemiyorum,
Sonra üniversite,kendimi sosyal tanıtayım dedim,
İlk gün kendimi çok küçük hissettim,çok korktum,terledim,sanki cehenneme atılmış kadar sıcaklıyordum.
Bıraktım,yeniden denedim,yine bıraktım,
Sonra bir kez daha denedim,inatla bu sefer iki üç sene geçirdik,devam ediyoruz,ilaç üniversiteyi bıraktığım günden beri kullanırım,ara sıra bıraksamda,
Fazla bir şey değiştirmiyor,gereken cesaretin birazını karşılıyor,
Eğer çok kötü durumda değilsen başlama bence,
İlaç yazdırmak için arada uğruyorum psikolağa,
Böyle aynı şekil devam,tek farkım tecrübeli olmak,hangi durumda nasıl kaçılır onu biliyorum,
İyi yalan söylerim,
Ve inanıyorumki hepimiz iyi insanlarız,
Normal olan bizleriz,
İki üç aptalın bize yaptıklarını ödüyoruz.
Öderizde sıkıntı yok
Çok iyi değilim ama çok kötü de değilim sanırım. Bilmiyorum, omuzlarım kendimi kasmaktan ağrıyor ama alıştığım için hissetmiyorum. Yüzümde ders stresinden ekzema çıktı. Her şeye karşı tetikte hissediyorum, dışarıda çok rahat olamıyorum. Sosyal anksiyete üstüne eklenen ders stresinin etkileri diyip geçmeli miyim bilmiyorum. Odaklanmada biraz sorunum var, bazen bir yere kilitlenip kalıyorum ya da hiç odaklanamıyorum. İnsanların yüzüne bakmada da sorunum var. Ancak konfor alanına, eve girdiğim zaman rahat oluyorum.

Psikiyatriye gidersem muhtemelen uzun etkili, bırakınca adamı aptala çeviren bir ilaç yazacaklar. Bu ilacı/ilaçları ders stresinin ortasında kullanıp kullanamayacağımı soracağım. Psikiyatrist yerine psikoloğa gitme lüksüm ise yok maalesef, çok pahalı diyorlar, o paraları veremem...
Gitme zaten,
Sana tavsiye veremem,çünkü ben hala aynıyım,sadece daha tecrübeliyim,
Geçmiş olsun