2. sayfa (Toplam 3 sayfa)

Gönderilme zamanı: 01 Oca 2007, 00:12
gönderen _L_N_
cahit berkayın "hülya" sının üstüne okunmuş..

çok güzel..

teşekkür ederim..

Gönderilme zamanı: 01 Oca 2007, 00:34
gönderen gayda
rica ederim,beğendiğinize sevindim

Gönderilme zamanı: 02 Oca 2007, 19:02
gönderen BiR UMUT VAR
turgut kardeş şiir iyiydi...gerçek olmuş olayda etkili...

Gönderilme zamanı: 08 Oca 2007, 22:12
gönderen robin25
arkadaslar muazzez akkaya hayatta yasıyor intihar etmemistir.bu intihar hikayesi birilerinin uydurmasıdır.

Gönderilme zamanı: 09 Oca 2007, 21:39
gönderen yavas
çok güzel bir şiir senin sayende ögrenmiş olduk teşekkürler

Gönderilme zamanı: 09 Oca 2007, 21:50
gönderen turgut_87
yavas yazdı:çok güzel bir şiir senin sayende ögrenmiş olduk teşekkürler
bişey diil :)

Gönderilme zamanı: 14 Oca 2007, 00:10
gönderen gayda
MUAZZEZ AKKAYA'YI BULDUM
Ahmet Hakan
Hürriyet 13 kasım 2006

ŞAİR Sezai Karakoç’un meşhur "Mona Roza" şiirinde, Türk edebiyatının en mahrem akrostişi gizlidir.

Şiirin her kıtasının başındaki harfleri yan yana getirdiğinizde "Muazzez Akkayam" çıkar.
Karakoç, 1950’de Mülkiye’de öğrenciyken yazmıştır bu şiiri.
Ancak 2002 yılına kadar hiç yayınlamamıştır.
Buna karşın tam 50 yıl kuşaktan kuşağa aktarılmıştır bu etkileyici şiir.
60’larda daktiloyla, 70’lerde teksirle, 80’lerde fotokopiyle çoğaltılmıştır.
Bu efsane şiir, bir aşk acısının yürek burkan sesidir.
Şöyle başlar:
"Mona Roza siyah güller ak güller / Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak / Kanadı kırık kuş merhamet ister / Ah senin yüzünden kana batacak / Mona roza siyah güller ak güller."
* * *

Ketumluğu, vakarı, onuruna düşkünlüğü, içe kapanıklığı, aşırı kırılganlığı ve küskün bir çiçek oluşuyla tanınan Sezai Karakoç’un, tam 50 yıl Muazzez Akkaya hakkında tek bir kelime etmesi tabii ki beklenemezdi.
Herhangi bir babayiğidin de Muazzez Akkaya konusunu Sezai Karakoç’a sormaya cüret etmesi de düşünülemezdi.

Bundan dolayı Muazzez Akkaya, Türk edebiyatının bir büyük gizi olarak kaldı.
Giz devam ettikçe de, efsane üretmeye meyilli tipler girdi devreye.
Neler neler anlatılmadı ki...
En meşhur hikáye şudur:
Güya Sezai Karakoç, Mülkiye’de okuyan Muazzez Akkaya’ya aşkını itiraf etmiş ama karşılık bulamamış, bunun üzerine "Mona Roza" şiirini yazmış, şiiri okuyan Muazzez Akkaya intihar etmiş.

Bu rivayet, "Sezai Karakoç da bu nedenle hiç evlenmemeyi tercih etmiş" diye bitiyor.
* * *

Dikkat! Dikkat!
Edebiyatımızın büyük sırrı çözüldü.
Nasıl mı?
Anlatayım:
Bundan bir süre önce bir yazımda Sezai Karakoç’un "Mona Roza" şiirine ve Muazzez Akkaya’ya şöyle bir değinmiştim.
O yazının yayınlanmasının ardından New York’tan bir e-posta aldım.
Şunlar yazılıydı e-postada...
"Selam Ahmet Bey... Ben New York’ta doktorluk yapıyorum. Muazzez Akkaya’nın kızıyım. Yazınız ailecek çok hoşumuza gitti. Annemin adını yazınızda geçirdiğiniz için çok teşekkürler. Ayşe."

Okuyunca "Vay be" diye haykırdım. Muazzez Akkaya’nın izini bulmuştum.
Hemen bir yanıt yazdım: "Lütfen anneniz hakkında biraz daha bilgi verebilir misiniz?"
Yanıt şöyleydi:
"Annem Mülkiye’de okumuş. Öğrenciliğinde çok güzel bir kadınmış. Grace Kelly tipinde. Pingpong şampiyonu olmuş okulda. Bugün anneme Sezai Karakoç’un aşkını ve şiirini sordum. Annemin bu aşktan ve şiirden haberi olmamış. Ama şunu anımsıyor: Paltosunun cebinde şairi meçhul aşk şiirleri bulurmuş! Babamla evlenirken babama bu şiirlerden söz etmiş, babam da şiir yazmaya kalkışmış annem için ama tabii ki çocukça şiirler olmuş bunlar. Annem Hazine avukatlığından emekli oldu. Maliye Bakanlığı’nda çalışırken babamla tanışıp aşk evliliği yapmışlar. 48 sene harika bir evlilikleri oldu. Maalesef geçen hafta babamı kaybettik."
* * *

Muazzez Hanım’ın Mülkiye’de okurken "pingpong şampiyonu" olduğunu öğrenince...
Hemen aklıma Sezai Karakoç’un "Ping-Pong Masası" adlı başka bir şiiri geldi.
Şiiri bulup okudum...
Şu dizelere dikkat kesildim:
"Ha Sezai ha ping-pong masası / Ha ping-pong masası ha boş tüfek / Bir el işareti eyvallah ve tak tak / Gözlerin ne kadar güzel ne kadar iyi / Ne kadar güzel ne kadar sıcak / Tak tak tak tak tak."

Gözümün önüne şöyle bir görüntü geldi:
Ezik ama onurlu Ergani çocuğu Sezai, uzak bir köşeden Muazzez’in pingpong oynamasını izlemektedir. Muazzez topa şımarık bir edayla vurdukça "Ha Sezai ha ping-pong masası" diye içlenmektedir.
Ne dokunaklı değil mi?
* * *

Hadi girin internete ve bu çok eski devirlere aitmiş gibi gözüken dokunaklı aşka nüfuz etmek için "Mona Roza" şiirini bulup okuyun.
50 yıllık büyük gizin aydınlanmasının hatırına...
Bir parça kederlenip aşka olan imanınızı tazeleyin.

Okuyun ve içinizi ısıtın:
"Yağmurlardan sonra büyürmüş başak / Meyveler sabırla olgunlaşırmış / Bir gün gözlerimin ta içine bak / Anlarsın ölüler niçin yaşarmış / Yağmurlardan sonra büyürmüş başak."

Gönderilme zamanı: 14 Oca 2007, 00:19
gönderen _L_N_
vay be :shock:

Gönderilme zamanı: 14 Oca 2007, 02:42
gönderen turgut_87
aşkın bir sır gibi saklı kalbimde
seviyorum seni senden habersiz
böyle bir başıma ben bu alemde
yaşıyorum sensiz senden habersiz

kötü kaderime boyun bükerek
herşeye boşverip gülüp geçerek
hergün gözlerimden yaşlar dökerek
ağlıyorum sensiz senden habersiz

bir muazzez akkayam benimde var

::

g öçmen bir kıza sevdalandım neyleyim

a dın ayrılık mı yoksa yalnızlık mı sevgilim

m ahvettin ömrümü çaldın yıllarımı

z aten birgün gelipde saracağın yok kollarımı

e smerim kara gözlüm deyip ağlasamda

ç ekerim ben derdi kendi kendime

o kuldaki kız senmisin yoksa hayalin mi

r azıydım ben seninle ölüme bile gitmeye

u ykularım kaçar gecekeri ağlarım

k açsam bile senden hayaline yakalanırım

:( :cry: :( :cry: :( :cry: :(
:cry: :( :cry: :( :cry: :( :cry:

Gönderilme zamanı: 14 Oca 2007, 12:34
gönderen _L_N_
:(

Gönderilme zamanı: 15 Oca 2007, 15:42
gönderen BiR UMUT VAR
turgut_87 yazdı:aşkın bir sır gibi saklı kalbimde
seviyorum seni senden habersiz
böyle bir başıma ben bu alemde
yaşıyorum sensiz senden habersiz

kötü kaderime boyun bükerek
herşeye boşverip gülüp geçerek
hergün gözlerimden yaşlar dökerek
ağlıyorum sensiz senden habersiz

bir muazzez akkayam benimde var

::

g öçmen bir kıza sevdalandım neyleyim

a dın ayrılık mı yoksa yalnızlık mı sevgilim

m ahvettin ömrümü çaldın yıllarımı

z aten birgün gelipde saracağın yok kollarımı

e smerim kara gözlüm deyip ağlasamda

ç ekerim ben derdi kendi kendime

o kuldaki kız senmisin yoksa hayalin mi

r azıydım ben seninle ölüme bile gitmeye

u ykularım kaçar gecekeri ağlarım

k açsam bile senden hayaline yakalanırım

:( :cry: :( :cry: :( :cry: :(
:cry: :( :cry: :( :cry: :( :cry:
çok güzel olmuş dostum yüreğine sağlık...

Gönderilme zamanı: 15 Oca 2007, 23:24
gönderen turgut_87
:) sağol can dostum başaramadım :arrow:

Gönderilme zamanı: 15 Oca 2007, 23:32
gönderen naribeyza
turgut_87 yazdı:aşkın bir sır gibi saklı kalbimde
seviyorum seni senden habersiz
böyle bir başıma ben bu alemde
yaşıyorum sensiz senden habersiz

kötü kaderime boyun bükerek
herşeye boşverip gülüp geçerek
hergün gözlerimden yaşlar dökerek
ağlıyorum sensiz senden habersiz

bir muazzez akkayam benimde var

::

g öçmen bir kıza sevdalandım neyleyim

a dın ayrılık mı yoksa yalnızlık mı sevgilim

m ahvettin ömrümü çaldın yıllarımı

z aten birgün gelipde saracağın yok kollarımı

e smerim kara gözlüm deyip ağlasamda

ç ekerim ben derdi kendi kendime

o kuldaki kız senmisin yoksa hayalin mi

r azıydım ben seninle ölüme bile gitmeye

u ykularım kaçar gecekeri ağlarım

k açsam bile senden hayaline yakalanırım

:( :cry: :( :cry: :( :cry: :(
:cry: :( :cry: :( :cry: :( :cry:

:(

Gönderilme zamanı: 15 Oca 2007, 23:38
gönderen naribeyza
Of yahu :( Önce monarozanın hikayesi.Sezai Karakoç'un pinpon masalı şiiri bile içime oturdu :cry:Sonra Turgut'un derdi :( İçime biyerlere tıkıştırıp hapsettiğim o garip duygular, o kalp burkuntusu yine çıktı ortaya :( :(

Gönderilme zamanı: 16 Oca 2007, 09:56
gönderen turgut_87
naribeyza yazdı:Of yahu :( Önce monarozanın hikayesi.Sezai Karakoç'un pinpon masalı şiiri bile içime oturdu :cry:Sonra Turgut'un derdi :( İçime biyerlere tıkıştırıp hapsettiğim o garip duygular, o kalp burkuntusu yine çıktı ortaya :( :(
üzülme narıbeyza.

üzüntü iyi bişey diil.

hayatta hiç bişeye üzülmemek gerek. hele benim için hiç üzülme