BEETHOVEN'IN VASİYETNAMESİ

Cevapla
suna2006
Mesajlar: 39
Kayıt: 24 Oca 2006, 13:46
Konum: İstanbul

BEETHOVEN'IN VASİYETNAMESİ

Mesaj gönderen suna2006 »

Ludwig Van Beethoven'ın "sağırlık" gerçeği ile yüzleştikten sonra kaleme aldığı vasiyetnamesi.

üstadın sağırlık engelini kabullenebilmesi o kadar güç olmuşki, başlangıçta intihar etmeyi, hayatına son vermeyi düşünmüş. heiligenstadt'ın sessiz, sakin kırlarında yazdığı vasiyet bir bakıma niyet ettiği intiharın iç hesaplaşması.

sadece tarihsel bir belge olduğu, beethoven'ın iç dünyasına ışık tuttuğu için değil; en zor ve umutsuz günlerimizde bizden çok daha büyük sıkıntı çeken büyük insanların, yaşama bağlılıklarını, hayatın zorluklarına karşı savaşlarını anımsatmak anlamında da, mutlaka okunması gerekli bir yazı.

bin tane leo buscaglia kitabına bedel ve intihar etmeyi düşünenler bir kerecik okusunlar, lütfen.:

""heiligenstadt vasiyetnamesi

--- ey sizler ki beni içi zehir dolu, hınç dolu bir adam sanıyorsunuz, insandan kaçar bir yaratık sayıyorsunuz, bilseniz bana ne büyük haksızlık ediyorsunuz! bana bu cansıkıcı, kötü gürünüşü veren gizli nedenleri bilmiyorsunuz.

çocukluğumun en tatlı yıllarından beri kalbim, ruhum beni iyi duygulara doğru yöneltmiştir; ben daima büyük, yüce işler görmek isteğiyle yanıp tutuşmuşumdur. düşünün ki, altı yıldan beri çaresiz bir hastalığa tutulmuş bulunuyorum. hastalığım hekimlerin bilgisizliği yüzünden büsbütün ağırlaştı. yıllar geçtikçe, umutlarımın birer birer suya düştüğünü gördüm. hastalığımın gidermek, hatta hafifletmek şöyle dursun, her gün biraz daha arttığını, umutsuz bir sakatlık haline geldiğini görüyorum. iyi edilebilecek olsa bile, bu iş en aşağı yıllar alacak.

ateşli bir ruhla, duygulu bir yaradılışla dünyaya gelmişim; toplumla sıkı ilişkiler kurmak üzere yaradılmışım. öyleyken, ne yazık ki genç yaşta bir köşeye çekilmek, hayatımı yalnızlık, sessizlik içinde geçirmek zorunda kalmış bulunuyorum.

bir ara, içinde buluduğum durumun yarattığı zorluklara karşı savaşmak istedim. ne çare ki bu güç işte gene sakatlığımdan ileri gelen engellerle karşılaştım. öyleyken, gene de kimseye: "daha yüksek sesle konuşsun, ben sağırım!". diyemedim. herkesten çok bende kusursuz olması gereken bir duyudan yoksun olduğumu nasıl açıkça söyleyebilirdim... ben ki vaktiyle pek az sanatkara nasip olan ince, derin, üstün bir işitme duyum olmasıyla övünürdüm! hayır, hayır, yapamazdım bunu! onun için, bir köşeye çekildimse bağışlayın beni. ben de isterdim aranıza katılıp zevkle yaşamayı. iki bakımdan acı çekiyorum: biri yalnızlık içinde yaşamaktan; bir de bu davranışımın kötüye yorumlandığını görmekten.

bu zavallı artık insanlar arasına karışamaz, onların konuşmalarına, eğlencelerine katılamaz. tek başına yaşayacaktır, hep tek başına! bir ihtiyacın baskısı olmadıkça, çekidiğim kuytu köşeden dışarı çıkmıyorum, hayatımı bir mahkum gibi yalnızlık içinde geçiriyorum. tesadüfen kalabalık arasına düşecek olursam, sağırlığımın sırlarını açığa vuracağım korkusuyla ölüm terleri döküyorum.

bilgin doktorumun tavsiyesi üzerine, altı aydır kırlık bir yerdeyim. doktorum bana kulakları mı yormamamı söylemişti. onun bu emri benim içinde bulunduğum ruh haline çok iyi uyuyordu.

öyleyken, gene de içimde doğuştan bulunan duyguya, toplumdan zevk alma duygusuna uyarak, bu kararımdan ayrıldığım oldu. her seferinde de nasıl pişman oldum! mesela, başkalarının iyice işttikleri bir kaval sesini, çoban türküsünü ben duymuyordum. bu ne öldürücü bir üzüntü, ne cesaret kırıcı bir umutsuzluktur benim için! bu gibi olaylar beni derin bir karamsarlığa gömüyordu. az daha, canıma kıyacaktım. bu ölüm uçurumuna yuvarlanmaktan beni ancak sanat aşkım kurtardı. üzerime verilmiş olan görevi yerine getirmeden bu dünyadan ayrılmak bana bir cinayet gibi göründü. bu acıklı hayata işte ancak böyle tutulunabiliyordu.

evet çok acıklı, çok acınacak bir hayat! öyle de bir duygulu yaradılışım var ki, şimdi sakin bir ruh hali içinde bulunurken, bir dakika sonra birden pek perişan bir hale düşüyorum.

sabır... bana kalan tekgüç kaynağı işte ancak bu. sabrediyorum, umarım ki o acımasız ölüm lütfedip de günlerimin ipini kesinceye dek sabredeceğim. durumum belki düzelecek, belki de düzelmeyecek; ne önemi var! bir kere kadere boyun eğmişim artık. yalnız, yirmisekiz yaşında bir adamın böyle feylosofça bir boşvermeye sığınması kolay iş değil, hele bir sanatkar için.

ey Tanrı'm yükseklerden ta ruhumun derinliklerine dek görüyorsun; kalbimi biliyorsun. bu kalbin de, ancak insan sevgisiyle, iyilik isteğiyle yaşyabileceğini de biliyorsun, değil mi?

ey sizler, bir gün bu satıları okuyacak olanlar, siz de beni haksız yere suçlamış olduğunuzu göreceksiniz. o gün bu yapraklar benim gibi bir başka zavallının eline geçecek olursa, doğa'nın karşıma diktiği bütün engellere,acımasızlıklara rağmen, üstün ruhlar, seçme sanatkarlar sırasına yükselebilrnek için benim harcadığım çabayı görür de belki avunur.

iki kardeşim, size gelince; ben ölür ölmez dr. schmidt'e rica edin - benden önce ölmediyse - hastalığımı anlatsın size. bu yazdıklarımla bilrlikte, onun anlatacaklarını da yayınlayın. bunlan okuyunca, belki dünya o anda mezarda olan suçsuzu bağışlar. öte yandan, burada açıkça bildiriyorum: bıraktığım küçük servet sizin olacak, elimde bulunanlara servet denirse. bu önemsiz şeyleri aranızda eşitçe paylaşın, aranızda anlaşmaya bakın, birbirinize yardım edin.

bana gelince; bana verdiğiniz bütün sıkıntıları ben size çoktan bağışladım, bunu biliyorsunuz. karl'ın son zamanlarda bana karşı gösterdiği sevgiyi unutmayacağım. sizler için tek dileğim hayatınızın benimkinden daha mutlu olmasıdır. çoçuklarınıza dürüst olmayı öğretin; mutluluğu yaratan, para değil, dürüstlüktür. bunu kendimde denediğim için söylüyorum. düştüğüm perişan hali, çektiğim acılan hep bu hafifletmiştir. canıma kıymayı düşündüğüm zamanlar beni bundan hep, sanat aşkıyla birlikte, bu dürüstlük aşkı alıkoymuştur. mutlu olun, birbirinizi sevin, bütün dostlarıma şükranlarımı bildirin, özellikle prens lichnowsky ile prof. schmidt'e. prens'in bana hediye ettiği çalgıları ikinizden biri saklasın. sakın bunlar aranızda kavga konusu olmasın. sıkıntıya düşerseniz satın. mezardan da size bir yadımım dokunursa çok sevinirim.

şimdi hazırım artık. kaderin bana karşı böylesine sert davranmış olmasına rağmen, ölüm' e doğru seve seve uçabilirim. yalnız, isterim ki ölüm bütün sanat yeteneğim kendini tam gücüyle göstermeden önce gelmesin. gene de, ne zaman gelirse gelsin, sevinçle karşılayacağım; çünkü beni umutsuz bir acıdan kurtaracak. evet, ne zaman istersen gel, ey ölüm! korkusuzca bekliyorum seni.

allahaısmarladık! beni unutmayın. bu dünyadan çekilip gittikten sonra ara sıra beni hatırlayın, düşünün; çünkü ben bütün ömrümce sizleri mutlu kılmanın yollarını aradım. mutlu olun!

Ludwig Van Beethoveen (mühür) ---

Heiligenstadt, 6 ekim 1802

zarfın üzerinde "ben öldükten sonra okunmak, yerine getirilmek üzere" diye yazılmıştı, altında da şu satırlar okunuyordu:

--- işte böyle, size allahaısmarladık diyorum, ne yazık ki üzgün bir kaple! bugüne dek beslediğim umut -hastalığı bir dereceye kadar atlatmak umudu- da sonbahar yapraklarıyla birlikte uçup gitti. geldim, gidiyorum. yazın o güzel günlerinde bana gene de destek olan cesaretim bile beni bıraktı artık. ey kader! başımın üzerine son bir mutlu günün ışığını saç! uzun zamandan beri gerçek bir sevinç duymadım. ne zaman, ey tann'm, ne zaman doğa ortasında, insan toplumu içinde kendimi mutlu göreceğim? hiçbir zaman belki! ah! ne acı şey! ---

Heiligenstadt 10 ekim 1802 """
prizma

Mesaj gönderen prizma »

vasiyeti okuduktan sonra biras da dinlemek isterseniz;
http://www.beethovenlives.net/index5000.asp
suna2006
Mesajlar: 39
Kayıt: 24 Oca 2006, 13:46
Konum: İstanbul

çok sağol

Mesaj gönderen suna2006 »

Çok teşekkürler gerçekten,prizma.Muhteşem bir site.Sevgilerimle:)
aurelia

Mesaj gönderen aurelia »

İnce ruhlu bir insan hakikaten. Teşekkürler paylaştığın için.
Kullanıcı avatarı
tylersayssmoke
Mesajlar: 33
Kayıt: 01 Şub 2006, 06:20
Konum: Istanbulll

Mesaj gönderen tylersayssmoke »

http://www.beethovenlives.net/index5000.asp

site süpperr, spanish guitar ilk parça ve download all by using flashget ;)
epsilon

..

Mesaj gönderen epsilon »

Beethoven
Moonlight Sonata
epsilon

Mesaj gönderen epsilon »

Bach
Ave Maria (4.7 Mb.)


YA NOLURRRRRRRR SUNU DİNLEYİNN
Cevapla