full metal jacket
ikinci kez izliyor olusuma ragmen, vuruculugundan hicbir sey kaybetmedigini gordum filmin. zaten daha acilis sahnesiyle, kocaman bir 'ohaa ne oluyor' dedirtiyor insana. :roll: stanley kubrick'in a clockwork orangela birlikte en sevdigim filmi. ;)
En son izlediğiniz film + yorumlarınız
-
eren_lakers
- Mesajlar: 49
- Kayıt: 03 Eyl 2006, 22:15
esaretin bedeli
dün akşam ilk defa esaretin bedelini izledim.çok beğendim izlemenizi tavsiye derim.parlak bir bankacı suçsuz hapse düşer burada iyi arkadaşlar edinir .burada hapishane müdürünün ve oradaki insanların banka işlerini yapar.hükümete her hafta bir mektup yazarak bir kütüphane oluşturulmasını ister.ve sonunda kütüphaneyi oluşturur.hapishane müdürünün kayıtlarını tutarken sahte bir kişi oluşturur.müdürün bütün yasadışı kazandığı paraları o hayali kişinin hesabında toplar.tabi burada duvara yapıştırdığı güzel posterin ardından sürekli tünel kazar.19 yıl içinde tüneli bitirir.tüneli kazmak için kullandığı keskiyi incilin içinde saklar.kaçmadan önceki gece müdürün ayakkabılarını ve gizli evraklarını alır.kaçtıktan sonra müdür ihbar eder.ayrıca hayali hesapta toplanan bütün parayı alır.meksikaya gider.hapishane de tanıştığı yakın arkadaşını yanına davet eder.orada buluşurlar.
-
aurelia
İnci Küpeli Kız ~
Nihayet vcd'sini alıp izledim!!! Mükemmel bir film hiç abartmıyorum
her sahnesi bir tablo.
Aslında sadece bir tablonun yapılışının hikayesi (elbette kurgu) amd aslında bir çok şeyn hikayesi ayrıca oyuncular filmin çoğu kısımında sessiz olmalarına rağmen bakışlarıyla pek çok şey anlatıyorlar... Sanatseverlere şiddetle önerilir...
Nihayet vcd'sini alıp izledim!!! Mükemmel bir film hiç abartmıyorum
her sahnesi bir tablo.
Aslında sadece bir tablonun yapılışının hikayesi (elbette kurgu) amd aslında bir çok şeyn hikayesi ayrıca oyuncular filmin çoğu kısımında sessiz olmalarına rağmen bakışlarıyla pek çok şey anlatıyorlar... Sanatseverlere şiddetle önerilir...
-
jack nicholson
- Mesajlar: 3488
- Kayıt: 17 Eyl 2005, 00:30
- Konum: 34
benim en çok haşuma giden yerli sinemada 10 senedir favorim değişmedi hep aynı film :EŞKIYA benim için bazı sahneleri müthiş etkileyiciydi mesala: sen yapabilirmiydin ha ama ben yaptım seni en yakın arkadaşımı ihbar ettim aşkım için ulan şimdi söyle hangimizizn aşkı daha büyük...
anlaşılmaz bir manayım şimdi bilmem kim çözer beni...
-
n/a
biraz önce cnbc-e'de ''peki ya bob? - what about bob?'' u izledim...keyifli bi komedi olmasının yanında obsesyon ve psikolog-hasta ilişkisi üzerine güzel tespitlerde de bulunuyor...filmin beyazperde.com'daki tanıtımı şöyle:
''Bob Wiley, hat safhada takıntılı ve bu takıntıları yüzünden hayatını tam bir cehennem azabına çevirmiş olan bir adamdır. Artık daha fazla bu şekilde yaşayamayacağına, bu soruna bir çözüm bulması gerektiğine karar verir. Yapması gereken tek şey bir psikolog bulmaktır.
Fakat bulduğu psikologlar da kendisinin bu takıntılı ve obsesif haline dayanamamakta ve doktoru olmayı bırakmaktadırlar. En son psikoloğu da Bob'a tahammül edemez ve onu bir başka doktora, Dr. Leo Marvin'e gönderir.
Başına geleceklerden habersiz, Bob'u kabul eden Marvin, ona kendisinin ailesi ile birlikte tatilde olacağı süre boyunca okuması için kendi yazdığı bir psikoloji kitabını verir. Fakat kitapla birlikte Bob'un bütün tatil boyunca peşinden ayrılmayağından habersizdir. Tam bir kovalamaca şeklinde geçecek olan bu tatil, Marvin için kabusa dönüşecektir.
Yönetmenlik ve oyunculuk kariyerinde başarılı işlere imza atmış olan Frank Oz'un bu eğlenceli komedisi, Bill Murray ve Richard Dreyfuss'un unutulmaz oyunculukları ile akıllara kazınıyor.''
''Bob Wiley, hat safhada takıntılı ve bu takıntıları yüzünden hayatını tam bir cehennem azabına çevirmiş olan bir adamdır. Artık daha fazla bu şekilde yaşayamayacağına, bu soruna bir çözüm bulması gerektiğine karar verir. Yapması gereken tek şey bir psikolog bulmaktır.
Fakat bulduğu psikologlar da kendisinin bu takıntılı ve obsesif haline dayanamamakta ve doktoru olmayı bırakmaktadırlar. En son psikoloğu da Bob'a tahammül edemez ve onu bir başka doktora, Dr. Leo Marvin'e gönderir.
Başına geleceklerden habersiz, Bob'u kabul eden Marvin, ona kendisinin ailesi ile birlikte tatilde olacağı süre boyunca okuması için kendi yazdığı bir psikoloji kitabını verir. Fakat kitapla birlikte Bob'un bütün tatil boyunca peşinden ayrılmayağından habersizdir. Tam bir kovalamaca şeklinde geçecek olan bu tatil, Marvin için kabusa dönüşecektir.
Yönetmenlik ve oyunculuk kariyerinde başarılı işlere imza atmış olan Frank Oz'un bu eğlenceli komedisi, Bill Murray ve Richard Dreyfuss'un unutulmaz oyunculukları ile akıllara kazınıyor.''
prestij-the prestige
ben filmi çok beendim...gerçekten zekice yazılmış, yönetilmiş ve kurgulanmış...oyunculuk da çok iyi...michael caine, christian bale ve scarlett johansson'u zaten severim...hugh jackman ise sanırım en iyi oyunculuunu bu filmde sergilemiş...
sihirbazların dünyasından kendi dünyamıza aktarabileceimiz o kadar mesaj var ki filmde...ancak yine de filmle ilgili büük sorunlarım var...aslında tek bi sorunum var...o da holivudun yıllardır süregelen, biçok filmde alttan alta hatta bazen açıkça hissettirdii bilim karşıtı tutumuna yeni katkılarda bulunması...filmdeki bütün karakterler kurgusalken, gerçek dünyadan sadece 'thomas edison'a yer verilmiş hem de çok aşaılık bi nedenle...anlatırsam filmi izlemeyenler için haksızlık olur, o yüzden sadece thomas edison 'isminin' nasıl bir tehdit olarak kullanıldıına, ve karşıtı konumundaki kurgusal karakterin ne denli yüceltildiine dikkat edin demekle yetinmem gerekiyo...
herşeye raamen mutlaka izlenmesi gereken bi film bence...halen vizyonda...
ben filmi çok beendim...gerçekten zekice yazılmış, yönetilmiş ve kurgulanmış...oyunculuk da çok iyi...michael caine, christian bale ve scarlett johansson'u zaten severim...hugh jackman ise sanırım en iyi oyunculuunu bu filmde sergilemiş...
sihirbazların dünyasından kendi dünyamıza aktarabileceimiz o kadar mesaj var ki filmde...ancak yine de filmle ilgili büük sorunlarım var...aslında tek bi sorunum var...o da holivudun yıllardır süregelen, biçok filmde alttan alta hatta bazen açıkça hissettirdii bilim karşıtı tutumuna yeni katkılarda bulunması...filmdeki bütün karakterler kurgusalken, gerçek dünyadan sadece 'thomas edison'a yer verilmiş hem de çok aşaılık bi nedenle...anlatırsam filmi izlemeyenler için haksızlık olur, o yüzden sadece thomas edison 'isminin' nasıl bir tehdit olarak kullanıldıına, ve karşıtı konumundaki kurgusal karakterin ne denli yüceltildiine dikkat edin demekle yetinmem gerekiyo...
herşeye raamen mutlaka izlenmesi gereken bi film bence...halen vizyonda...