II.Abdülhamit (vefatının 90.yılı)

Kullanıcı avatarı
jack nicholson
Mesajlar: 3488
Kayıt: 17 Eyl 2005, 00:30
Konum: 34

II.Abdülhamit (vefatının 90.yılı)

Mesaj gönderen jack nicholson »

En çok tartışılan Osmanlı padişahı
[img][img]http://img139.imageshack.us/img139/8692/abdlhamitpb5.th.jpg[/img][/img]


Bugün, Sultan II. Abdülhamid'in ölümünün 90. yıldönümü. O kimilerine göre 'Kızıl Sultan' kimilerine göre ise 'Ulu Hakan'... Peki 33 yıl Osmanlı'yı yöneten hükümdar nasıl biridir?

Bugün yazarı Erhan Afyoncu'nun Sultan ikinci Abdülhamit'le ilgili aktardıkları...

Bugün, Sultan İkinci Abdülhamid'in ölümünün 90. yıldönümü. İkinci Abdülhamid'i kimileri Kızıl Sultan diye aşağılarken kimileri de Ulu Hakan diyerek göklere çıkarırlar. Bu yüzden, İkinci Abdülhamid, en çok hakkı yenmiş ve en az anlaşılmış Türk hükümdarıdır.

En çok tartışılan Osmanlı padişahı İkinci Abbülhamid'in 33 yıllık hükümdarlık yılları tarihimizin en önemli dönemlerinden biridir. Türk tarihindeki en önemli örgüt olan İttihat ve Terakki bu dönemde kurulurken, hâlâ gündemimizden düşmeyen Ermeni meselesi ve Musul petrolleri meselesi de sultanın hükümdarlığında ortaya çıktı. Modernleşme tarihimizin en önemli adımlar sultan Abdülhamid döneminde atıldı.

BİR HÜKÜMDAR YETİŞİYOR

Sultan İkinci Abdülhamid 21 Eylül 1842'de doğdu. Babası Tanzimat Fermanı'nı ilân eden Sultan Abdülmecid (1839-1861), annesi ise Tir-i Müjgan Kadın Efendi'dir. İkinci Abdülhamid 11 yaşındayken annesini, 19 yaşındayken de babası Sultan Abdülmecid'i kaybetti. Amcası Sultan Abdülaziz'in (1861- 1876) hükümdarlık yıllarında Maslak'taki köşkü, Tarabya'daki yazlığı ve Kağıthane'deki çiftliği arasında, ailesiyle beraber kendi hâlinde bir hayat yaşadı.

Şehzadeliği döneminde, 1864'te Sultan Abdülaziz'in Mısır'a yaptığı seyahate, 1867'de de Fransa, İngiltere, Belçika, Almanya, Avusturya- Macaristan'ı içine alan Avrupa seyahatine katıldı. Sultan Abdülhamid, bu seyahatte Batılılar'ın hayat tarzını, gelenek ve göreneklerini, protokol yöntemlerini bütün ayrıntılarıyla görme fırsatı bulmuş, dünyanın en ileri tekniklerini, buluşlarını yerinde görmüş, Avrupa'nın hangi düzeye vardığını anlamıştı.

Sultan Abdülaziz'in son yıllarında ortaya çıkan gelişmeler, ülkenin kaderini derinden etkilediği gibi, Abdülhamid'in geleceğinin şekillenmesinde de önemli rol oynadı. Bir darbeyle 30 Mayıs 1876'da Sultan Abdülaziz tahttan indirilerek, öteden beri tahta geçmek için Meşrutiyetçilerle işbirliği içerisinde olan Beşinci Murad padişah yapıldı.

Ancak Beşinci Murad son dönemde yaşanan gelişmelerden olumsuz etkilenip, rahatsızlanmıştı. Meşrutiyet taraftarları, Beşinci Murad'ın hastalıklı hâliyle amaçlarına ulaşamayacaklarının farkındaydılar. Bu yüzden veliaht Abdülhamid'le Meşrutiyet'in ilânı hususunda anlaşıp, 31 Ağustos 1876'da tahta çıkardılar. İkinci Abdülhamid, tahta çıkar çıkmaz büyük meselelerle karşılaştı. Balkanlar'da istediği tavizleri alamayan Rusya, 24 Nisan 1877'de Osmanlı Devleti'ne savaş ilân etti.

Savaş büyük bir hezimetle sona erdi. Sultan Abdülhamid, savaşın sonunda meydana gelen gelişmeler üzerine 13 Şubat 1878'te Meclis'i süresiz tatil etti. Ancak anayasayı yürürlükten kaldırmamıştı.

DEVLET YILDIZ'DAN YÖNETİLİYOR
İkinci Abdülhamid'in Meclis'i kapatması, daha sonra girişeceği, iktidarı Bâbıâli'nin, yani hükümetin elinden alarak Saray'a taşıma hamlelerinin ilkini teşkil etmekteydi. İkinci Abdülhamid yavaş yavaş Saray'ın hakimiyetini arttırdı. İkinci Abdülhamid hükümeti devreden çıkartıp, Bâbıâli'de yapılması gereken işleri Saray'a aktarınca, buradaki bürokratik işlemler eskiye oranla çok arttı ve Saray bürokrasisi Bâbıâli'nin yerini aldı.

Sultan Abdülhamid'in, padişah olduktan sonra Dolmabahçe Sarayı yerine Yıldız'da ikamet etmeyi tercih etmişti. Sultan, padişahlığının ilk yılları hariç, Yıldız Sarayı'ndan fazla ayrılmadı. İkinci Abdülhamid, hükümdarlık yıllarında dış politikada ustaca bir siyaset güderek Osmanlı Devleti'ni ayakta tutmaya çalıştı.

Bunun için Avrupalı büyük güçlere karşı, sonradan büyük devletler arasına katılan Almanya'ya yakınlaşıp, çok sayıda Müslüman sömürgeye sahip olan Fransa, İngiltere ve Rusya gibi devletlere karşı da İslâmcılığı bir tehdit unsuru olarak kullandı. İkinci Abdülhamid, padişahlığı döneminde büyük devletler arasındaki rekabeti sürekli körükleyen, tarafsız, bağımsız, çoğu zaman barışçı, bazen tavizkâr fakat yeri geldiğinde de tehditkâr bir dış politika anlayışı izledi.

MODERNLEŞMENİN MİMARI

İkinci Abdülhamid, hükümdarlık döneminde Tanzimat Fermanı'yla başlayan modernleşme sürecini devam ettirdi. Tanzimat reformlarının öngördüğü modernleşmeye sıkı sıkıya bağlı kaldı. Günümüzde varlığını devam ettiren birçok kurum İkinci Abdülhamid döneminde kurulmuştur. Sultan, modernleşmenin en önemli unsuru olarak eğitimi görüyordu.

Bu yüzden döneminde ülkedeki modern eğitim veren okulların sayısı bir hayli artırdı. Eğitim yanında, maliye, ulaşım, haberleşme, sağlık, sanayi ve ticaret, ziraat, hayır kurumları vesaire gibi konularda önemli atılımların yapıp, birçok kurumu oluşturdu. Sultan Abdülhamid zamanında her vilayette mektepler, hastaneler, yollar, çeşmeler, yapıldı. Eğitimin ülke geneline yayılması İkinci Abdülhamid döneminde oldu.

SÜRGÜN VE GÖZALTI
İkinci Abdülhamid'in hükümdarlığının son yıllarında İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin faaliyetleri arttı. Bunun üzerine, uzun süren mücadeleli bir saltanat döneminden sonra, manen ve ruhen yorgun düşen İkinci Abdülhamid, "Suyun akışına gideceğim" diyerek 23 Temmuz 1908'de, Meclis'in tekrar açılmasına izin verdi. 13 Nisan 1909'da 31 Mart Vakası meydana geldi. İstanbul'da çıkan isyan Rumeli'den gelen Hareket Ordusu tarafından bastırıldı.

Aslında isyan çıkmasından hiç sorumlu olmadığı halde, Yeşilköy'de toplanan Meclis, 27 Nisan 1909'da İkinci Abdülhamid'in tahttan indirilip, Beşinci Mehmed Reşad'ın padişah yapılması kararını aldı. Sultan Abdülhamid, tahttan indirildikten sonra Selânik'e gönderilerek Alâtini köşkünde göz hapsinde tutuldu.

1912'de Balkan Savaşı'nın çıkınca İstanbul'a getirilerek, Beylerbeyi Sarayı'na yerleştirildi. Beylerbeyi Sarayı'ndaki gözaltı süresi devam ederken, 10 Şubat 1918'de hayatını kaybetti. Divanyolu'ndaki Sultan Mahmud türbesine, dedesi Sultan İkinci Mahmud ve amcası Sultan Abdülaziz'in yanlarına defnedildi. Cenazeye çok büyük bir kalabalık katılmış ve derin bir teessür içinde olan halk "bizi bırakıp nereye gidiyorsun" diye hıçkırıklarla Sultan Abdülhamid'i son yolculuğuna uğurlamıştı.

TARİHİN KAPISI SULTAN ABDÜLHAMİD'E AÇILIYOR

Üsküdar Belediyesi kültür ve sanat etkinlikleri çerçevesinde Dr. Coşkun Yılmaz ve birçok akademisyenin katılımıyla "Tarihin Kapısı" nı bu ay 13 Şubat'ta aralayacağız. İzleyicilerle karşılıklı iletişim esasına dayanan ve sıcak bir ortamda gerçekleşen Tarihin Kapısı programında günümüzdeki olayların tarihi arka planı ve tarihi olayların günümüze yansımaları minyatür, gravür, eski fotoğraf vb gibi görsel materyallar eşliğinde anlatılarak bir tür görsel tarih anlatımı gerçekleşiyor. Tartışmalı olarak İkinci Abdülhamid ve döneminin gerçeklerini öğrenmek isteyen tarih meraklısı herkesi 13 Şubat Çarşamba saat 20'de Altunizade Kültür Merkezi'ne (Capitol'ün arkasında) bekliyorum.

BİR KARIŞ TOPRAK

Abdülhamid taraftarları İkinci Abdülhamid döneminde bir karış toprak kaybedilmediği söylerler. Karşıtları ise imparatorluk döneminde en büyük kayıpların Sultan Hamid'in döneminde olduğunu ifade ederler. Aslında her iki görüş de doğru değildir. 1877-1878 Osmanlı Rus savaşı sonrasında Balkanlar'da ve Doğu Anadolu'da toprak kaybedilmiş, 1881'de Tunus Fransızlar, 1882'de Mısır İngilizler tarafından işgal edilmiş, Kıbrıs İngiltere'ye, Doğu Rumeli vilayeti Bulgaristan'a bırakılmıştı.

Ancak bu toprak kayıplarının İkinci Abdülhamid'in saltanatının ilk yıllarında olduğuna dikkat edilmelidir. İkinci Abdülhamid, devlet idaresine hakim olduktan sonra dikkatli bir dış politika izleyerek fazla bir kayıp vermemeye çalıştı. Sultan, 19. yüzyılda hiçbir devletin sadece kendi gücüne dayanarak politika oluşturmadığı, aralarında ittifaklar yapmak suretiyle daha güçlü olmaya çabaladıklarının farkındaydı.

Bu yüzden devletler arasındaki dengeleri kollayarak politika üretti. Bu uğurda zaman zaman tavizler vermek zorunda kaldığı anlar da oldu. Ama bu durum hiçbir zaman devletin aciz durumlara düşürülmesi pahasına gerçekleşmedi. İkinci Abdülhamid Doğu Anadolu'nun Ermenilere verilmesine, Filistin'e Yahudilerin yerleşmesine sürekli karşı çıkmış, kutsal toprakların, petrol bölgelerinin elde tutulmasına azami gayret göstermiş, bu alanlarda en ufak bir tavize yanaşmamıştı.

SON OSMANLI TÜRBESİ BAŞINDA ANILIYOR

Osmanlı Devleti'nin son padişahı 2. Abdülhamit, 90. ölüm yıldönümünde törenle anılıyor. Bugün saat 10.30'da Cağaloğlu'ndaki türbesinin başında düzenlenecek törene Osmanlı hanedanının torunları ve bazı fikir adamları da katılacak. Törende, 2. Abdülhamit'in torunu Harun Osmanoğlu, 5. Murat'ın torunu Selahattin Osmanoğlu, Abdülhamit Kayhan Osmanoğlu, Nurhan Osmanoğlu ve Ferizet Osmanoğlu'nun hazır bulunacak. Eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, Prof. Dr. Mehmet İpşirli ve bazı gazeteciler de Sultan 2. Abdülhamit Han hakkında görüşlerini aktaracaklar. Anma töreni Mehmet Tosun tarafından organize ediliyor.

Bugün

not: fatih ten sonra en sevdiğim 2.padişahtır. 33 yıl boyunca ülkesini her türlü kötülüğe karşı korumuştur. bugün ölümünün 90. yılıdır. Allah rahmet eylesin nur içinde yatsın..
Aryık yalnız değilim :)
sessiz gemi

Mesaj gönderen sessiz gemi »

Duyarlılığınız için teşekkürler adminim.
katre

Mesaj gönderen katre »

osmanlı nın son dönemlerindeki padişahların hepsini birbirine karıştırıyorum . son zamnalarında çok sık padişah değişiyor .baya karışık bi mevzu.benim en çok sevdiğim fatih sultan mehmet tir. 14 yaşındayken babasına söylediği bi söz vardı ama tam hatırlayamıyorum .hatırlayınca yazarım .
deagolbrandybuck

Mesaj gönderen deagolbrandybuck »

Allah rahmet eylesin
Kullanıcı avatarı
azimli
Moderatör
Mesajlar: 1645
Kayıt: 04 Tem 2006, 01:32

Mesaj gönderen azimli »

katre yazdı:osmanlı nın son dönemlerindeki padişahların hepsini birbirine karıştırıyorum . son zamnalarında çok sık padişah değişiyor .baya karışık bi mevzu.benim en çok sevdiğim fatih sultan mehmet tir. 14 yaşındayken babasına söylediği bi söz vardı ama tam hatırlayamıyorum .hatırlayınca yazarım .
patişah sensen gel orduna komutanlık yap yok eğer bensem sana emrediyorum ordunun başına geç demiş.
bende en çok kanuni sultan süleymanı seviyorum çok gösterişli bi padişahmış.
global

Mesaj gönderen global »

Sultan Abdulhamit'in ilkokulda kötülendiğini hayal meyal hatırlıyorum.
Geçen sene Abdulhamit'in Kurtlarla Dansı adlı kitabı okudum. Çok zeki. Tam bir lider, çok yönlü, sanata önem veriyor. Aklımda kalan özellikleri bunlar...Onun gibi bir şahsiyete hala Kızıl Sultan diyenler var. Çok üzücü. Mekanı cennet olsun. O hayatı okuyunca anladım ki O'nu tanımamak bir çeşit kayıp...
katre

Mesaj gönderen katre »

evet azimli o sözüydü sağol


istanbul un fethi sırasında da işler başta yolunda gitmemiş Fatih te "ya sen beni alırsın ,ya ben seni " deyip sürmüş atını boğaza .her şeyi göze alarak başladığı işini dünyanın en güzel şehirlerinden birini feth ederek de bitirmiş .elimizde böyle zengin bi tarihimiz var ama ne kendimiz tam olarak biliyoruz ne başkalrına anlatabiliyoruz.her şeyi bi kenara bırakalım en azından istanbul un fethiyle ,atatürkü ve kurtuluş savaşını anlatan uluslararası düzeyde kaliteli filmler çekilse bile çok şey .
katre

Mesaj gönderen katre »

global o kitabın yazarı kim ?
Kullanıcı avatarı
jack nicholson
Mesajlar: 3488
Kayıt: 17 Eyl 2005, 00:30
Konum: 34

Mesaj gönderen jack nicholson »

sessiz gemi yazdı:Duyarlılığınız için teşekkürler adminim.
rica ederim sessiz gemi. 8)
Aryık yalnız değilim :)
sessiz gemi

Mesaj gönderen sessiz gemi »

katre yazdı:global o kitabın yazarı kim ?
www.kitapyurdu.com buradan öğrenebilirsin.
katre

Mesaj gönderen katre »

aslında gogıl ın içinde kaybolmamak için direk globala sormuştum.:) neyse tamam.
sessiz gemi

Mesaj gönderen sessiz gemi »

Önemli değil :=)
katre

Mesaj gönderen katre »

sessiz gemi yazdı:Önemli değil :=)
bence de :)


kitabın yazarını buldum .Mustafa Armağanmış.İÜ edebiyattan mezunmuş Zaman da yazıyormuş.
Kullanıcı avatarı
LAYSOS
Mesajlar: 540
Kayıt: 20 Haz 2007, 20:30
Konum: Muğla, Merkez

Mesaj gönderen LAYSOS »

çöküş sürecinde bir denge politikası izleyerek en
az zararla çıkmıştır. yönetime geçen enver paşa ve ittihatçıların
osmanlıyı 1. dünya savaşına sokmuşlardı.
bu arada abdulhamid okadar yetenekliymiş ki aynı anda
iki bileğini birden kesip intihar etmiş :shock:
global

Mesaj gönderen global »

LAYSOS yazdı:iki bileğini birden kesip intihar etmiş :shock:
Abdulhamit intihar edecek biri değildi.
Ciğer rahatsızlığı ve kalp yetmezliğinden dolayı yatağında ölmüş. Necip Fazıl'ın Ulu Hakan adlı kitabında yazıyor. sf: 679

katre yazını ancak şimdi gördüm. Evet "Abdulhamit'in Kurtlarla Dansı" adlı kitabın yazarı Mustafa Armağan. Ufuk Kitap yayınlamış.
Cevapla