Hayatınızda SF'siz ve çok rahat olduğunuz bir dönem oldu mu?

Aklınıza gelen her türlü soruyu burada paylaşabilirsiniz..
Kullanıcı avatarı
lord@
Mesajlar: 951
Kayıt: 22 Ara 2006, 03:12
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen lord@ »

Vaay be UNUTTUM, hikayen cok ilgincmis...
Her sey dusuncede bitiyor ama iste onu degistirmek da "atomu parcalamaktan daha zor" (Einstein`in boyle bir lafi vardir).

O kadar rahat olabilmeyi isterdim... Hic bir zaman oyle rahat olmadim sanirim. Ilkokulda rahattim belki (tahtaya kalkip taklitler, saklabanlik falan yapardim hatirliyorum da) ama o zaman da zaten sen sen degilsen, ufacik cocuksun henuz. Ortaokulda, lisede, hep tahtaya kalkmaktan, soru sormaktan hoslanmayan bir adamdim... Universitede bir nebze daha iyiydi. Hic de cok fena kacma durumlarim olmadi neyse ki, buradaki cogu arkadastan daha hafif SF`m... Yabanilik, cekingenlik seviyesinde :)... Medeniyetsiz cesaretsiz durumlari :).

Cok rahat oldugum ortamlar da oldu... Yani bilemiyorum... Zaman zaman cok kasildigim da oluyor, dayanilmayacak hallere geliyor zaman zaman. Bir de psikilojim cok dengesiz... Fazla mi duyarliyiz (gereksiz yere) nedir, havadan nem kapiyoruz, pozitif ve negatif anlamda cok kolay gaza geliyorum... Ufacik bir esinti moralimi dusurebiliyor...

Dolayisiyla oyle ozledigim bir zaman da yok... Arkadas ortamlarinda cogu zaman eglenceli, komik, neseli bir adamim zaten de... Sap sap nereye kadar ulan... Yetti ulaaaan, soyunup sokaga firlayacam yakinda :lol: :lol:

Bazen de dusunuyor insan, ulan 2 kelime etmeye korkuyoruz, golgemizden korkuyoruz be! Biz de adam miyiz, diye... ADAM MIYIZ HAKIKATEN? bilemiyorum...

Bilemiyorum yani... Bir arayis icindeyiz herhalde de ne aradigimizi dahi bilmiyoruz. Belki de biliyoruz ama o kadar uzun sure seyirci kalmisiz ki bu "hayattan zevk alma" oyununa, sanki gercek degilmis gibi geliyor belki...
Insanlarin arasinda dolasiyoruz ama gorunmez adami oynuyoruz belki. Sanki dokunsak bozulacak insanlar... Yoo yoo yoo, onlar gibi olamayiz... this is matrix sanki!

Garip... icim sIkIlmIs benim galiba yine :)...
Bana düşman bir ben yaratmışım ben, benliğimin derinliklerinde...
Kullanıcı avatarı
UNUTTUM
Mesajlar: 1955
Kayıt: 08 Ara 2006, 20:45

Mesaj gönderen UNUTTUM »

lord@ yazdı:Bazen de dusunuyor insan, ulan 2 kelime etmeye korkuyoruz, golgemizden korkuyoruz be! Biz de adam miyiz, diye... ADAM MIYIZ HAKIKATEN? bilemiyorum...

yok ya bu kadarı da kendinize haksızlık etmek... böyle düşünmemek lazım..yok yok nıck..
Her hayal gerçek,her istek emir oldu hayata...
Mutluluk sen hissettiğin her an yanında :)
Kullanıcı avatarı
UNUTTUM
Mesajlar: 1955
Kayıt: 08 Ara 2006, 20:45

Mesaj gönderen UNUTTUM »

:roll: baktım ama bulamadım , geçen bi yazıda 'sorunsuz sandığımız insanların bizden daha sorunlu' olduğunu yazmıştın lord@. bu gayet doğru bi tesbit bencede... ee böyle bi tesbitin ardından da yaşadığın sorunları adam değilize kadar getirmen hoş olmamış ki sen genelde cevaplarından anladığım kadarıyla çok olumlu yaklaşan birisin.kendine haksızlık etme.
Her hayal gerçek,her istek emir oldu hayata...
Mutluluk sen hissettiğin her an yanında :)
Kullanıcı avatarı
lord@
Mesajlar: 951
Kayıt: 22 Ara 2006, 03:12
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen lord@ »

Evet, herkesin birkac tahtasi eksik de bizim eksik tahtalar gunese bakan kisimlarda... Gunes aliyoruz arada ama icerisi fazla isiniyor gereksiz yere ayni zamanda :)... fazla gunes de, herseyin fazlasini oldugu gibi zarar malum.

Yani ilginc bir durum, bir cok acidan herkesin korktugu seylerden korkmamak, bir acidan da kimsenin korkmadigi seylerden korkarak yasamak... Hakkini veremeden, yazik yani...
Bana düşman bir ben yaratmışım ben, benliğimin derinliklerinde...
freezee
Mesajlar: 196
Kayıt: 29 Mar 2007, 13:27

Mesaj gönderen freezee »

Pozitif düşünce ve kendi kendine telkin yöntemlerinin insan üzerinde çok büyük etkisi olduğuna inanıyorum. Bu konuda herhangi bilimsel bir araştırma yapıldı mı bilmiyorum ama pozitif düşündüğümüzde beynimizin farklı kısımlarını kullanıyor olabiliriz. Ardarda yaşadığımız olumsuz tecrübeler beynimizin bu kısımlarını kullanma yetimizi elimizden alıyor olabilir. O yüzden bir çoğumuz çocukken gayet rahat oluyor. Yaşlandıkça ön yargılarla ve bize dayatılan düşünce sistemleriyle donatılıyoruz. Bize düşen tekrar pozitif düşünebilmeyi öğrenmek ve ön yargılarımızdan sıyrılmak.
SF sanal, dünya gerçek!
Kullanıcı avatarı
lord@
Mesajlar: 951
Kayıt: 22 Ara 2006, 03:12
Konum: İstanbul

Mesaj gönderen lord@ »

Oyle... tum korkular ogreniliyor, insanlar 0 geliyor dunyaya, yavas yavas zehirleniyorlar sinirlamalarla, korkularla. Ana baba ister istemez korkularini onlara yansitiyor, cocuk da sunger misali ne gorduyse cekiyor belli bir yasa kadar...
Bana düşman bir ben yaratmışım ben, benliğimin derinliklerinde...
Kullanıcı avatarı
usengec
Mesajlar: 334
Kayıt: 20 May 2006, 07:57
Konum: far far away

Mesaj gönderen usengec »

UNUTTUM yazdı:ben 23 yaşındayım,tam 22 senedir bu gibi duygulardan habersizdim... hatta heyecan gibi konularda soğukkanlılığı geçelim ruhsuzdum bile denebilir... hiç bir konuda hiç bir kimse karşısında bu tip bişey yaşamadım... benim hep söylediğim bişey vardır insanın başına bilmediği hiç bişey gelmez. ne demek istedim? aslında bunu izah etmek zor belki... mesela insanlarla iletişim kurmanın çaba gerektiren veya heyecan veren bişey olduğunu bilmezseniz bu tip durumlar doğal ve rutindir...ben karşımdaki insanları hiç bu açıdan değerlendirmemiştim ta ki başıma gelene kadar.her zaman insanları hiç bir sorunu yok yanılgısıyla net eleştirdim ; aman ne kaba , konuşmuyorsa ne soğuk vs vs.. yıllar boyu kendime dönüp baktığımda doğal gelen iletişimimin aldığım övgüler ve sorularla ne kadar zedelendiğini ve doğallığını yitirdiğini gördüm... size ilginç gelebilir,belki anlatmak istediklerim anlaşılmayabilir bilemiyorum ama örnek vererek anlatmaya çalışıyım mesela ünvde sunum yapmayı çok severdim 4 senenin son dönemine kadar zevkle arkadaşlarımın sunumlarını da üstlendim fakat benim bu tavrım o zaman nedenini anlayamadığım şekilde dikkat çekti ve bu konuda samimi arkadaşlarım kendilerine yardım sağlamak amaçlı sorular yönelttiler bana.. ''nasıl bu kadar rahatsın'',''herkes seni izlerken heyecanlanmıyor musun'' vs vs.. bu soruları takiben kendi düşünce tarzlarını da ortaya koydular ki bu kötü bir amaç içermeksizin yalnızca onları anlayabilmem içindi.'' ben olsam ellerim titrer,kıpkırmızı olurum,konuşamam'' vs vs... tüm bunları 4 yıl boyunca her sunum öncesi ve sonrası konuştuk.. bu konuşmalarımızla bazıları aşama kaydederken ben de durum aksine işlemiş ve 4. yılın son döneminde farkettim ki bu konu artık o kadar konuşulmuştu ki doğallığını,rutinliğini çoktan yitirmişti.bir gün bölüm başkanımız bir konferans düzenledi tamamen bölümümüzün sorunlarına yönelik... önce sunucu olmam teklif edildi halbuki bu tip şeyleri ilköğretim ve lisede yapmışlığım vardı ve ünvde de sunum yapmayı çok severdim ama bişeyler değişmişti ki eskiden koşarak bunu kabul edecek olan ben bu sefer bu fikirden bile korkuyordum... onca kişi ve ben... mümkün değildi , inanılmaz bir korku duyuyordum bana 4 yıl boyunca ne anlatıldıysa aynılarını hissediyordum.. o kadar çok düşünmüştüm ki bu konu hakkında , o kadar çok odaklanmıştım ki,bunca düşüncem de beni oraya sürüklemişti.(esasen imzamdaki yazıda bu yaşanandan kaynaklanmaktadır) neyse sunuculuğu kabul etmedim ama konferansa katıldık dinleyici olarak bu kez sıra geldi bizim sorunlarımızın anlatılmasına ve sorulara.... hayatımda ilk kez içimden aman allahım beni sakın temsilci olarak seçmesinler ağzımı bile açamam diyordum. arkadaşlar bana bakıyor şunu da sor bunu da sor diyordu... oysa ben o kadar pasif bir hal almıştım ki konuşmak ne mümkün... neyse konferans bitti bir kaç arkadaş gelip ''ya sen bugün neden hiç konuşmadın senden bi sürü soru filan bekliyorduk,... hocayı sıkıştırırsın kenara diye bekledik ne oldu?'' demesinler mi :( yok dedim uğraşamam keyfim yok... neyse bu benim için ciddi ağır bir durumdu eve gittiğimde direkt uyumaya çalıştım kendimi ilk kez aciz hissediyordum ve kendimi tanımakta güçlük çekiyordum... sürekli içimden yıllarca kendimi güçlü sandığımı ama böyle olmadığımı söylüyordum ve bu düşünceler beynimi kemiriyordu.neyse aynı hafta bir sunumum vardı.. korkudan ölebilirdim çünkü konferansta ağzımı açamamıştım oysa şimdi bir konuyu ben anlatıcaktım... içimden ya yaparsın şimdiye kadar nasıl yaptın diye kendimi avuturken aslında yapamayacağımı biliyordum... sunum için kalktım anfinin kürsüsüne gittim ve ilk defa bana buranın bu kadar kötü göründüğünü farkettim,cıvıl cıvıl konu anlattığım yer şuanda korkunçtu, kalbim hiç bu kadar hızlı çarpmamıştı ve ben hocadan müsaade isteyip yerime oturdum... hiç unutmam herkes şaşkın hoca şaşkın.. bir uğultu... arkadaşlar bir sorun var sanıyor keza hocada... kimse heyecanlandı diye düşünmedi bile herhalde gününde değil dendi , bir sorunu mu var.... kimse bilmese de ben kendi içimde küçük düşmüş,rezil olmuştum,sanırım o gün yer yarılsa içine girer bir daha çıkmazdım.. en garip olanda amacım kendimde kaçmaktı,kimseden değil... kendimi o kadar güçsüz o kadar kötü hissediyordum ki anlatamam :cry: kendimi böyle görmektense gerçekten de ölmeyi tercih ederdim.tüm bu olanlarla artık kendimin eski ben olmadığıma inanmaya başladım böyle oldukça sorunlar yaşadım,bu sorunları düşünüp kendimi suçladıkça da daha geriye gittim. biliyordum ki hepsi zihinsel bişeydi... çok odaklanmıştım bu konuya... hani ayaklarınıza dikkat edersniz de ayaklarınız dolanır oysa siz hiç dikkat etmesenizde onlar yürürlerya öyle bişey... anlatabildim mi bilmiyorum ama benim hikayem bu şekilde yani rahat olduğum koskoca bir 22 sene var arkamda aynı zamanda cehennem gibi geçen bir kaç ay ! daha anlatsam neler yazılır sonradan yaşamak daha beter bişey sonuçta sizi tanıyan bir çevreniz var,sürekli onlardan kaçmak çok zor.. neyse o ara araştırdım araştırdım ve şimdilerde aştım bu sorunu nerdeyse eski ben var şimdi ama eksilerim ve artılarımla... eksilerim var çünkü eskiden aklıma hiç gelmiyecek kaygıları biliyorum , artılarım var çünkü insanları daha iyi analiz edip daha iyi anlıyorum ve en önemli artım rutin birşeyi(insanlarla iletişim) şimdi mutluluk duyarak yapıyorum :roll:
benim surekli anlatmaya calıstıgım seyi cok guzel anlatmışsın. ben de o ayaklarına bakınca yuruyememek gibi ornekleri kullanırım anlatırken, dusunerek yurumeye calısırsan yuruyemezsin diye. bazı seylerde beynimizi dusuncelerimizi on plana almadan daha başarılı oluyoruz ama beyin girince devreye işin içine kaygı, heyecan, olumsuzluk ihtimalleri giriyor. cok sey bilmek bazen bilmemekten daha kotu. ben yine anlatamadım tabi istedigimi :)
---
Büyümeye özenme çocuk
İnsanlar büyüdükçe küçülürler
Üstleri temizlendikçe içleri kirlenir
Büyümeye özenme çocuk
Bir büyürsen küçülemezsin
Büyüme çocuk..
Kullanıcı avatarı
UNUTTUM
Mesajlar: 1955
Kayıt: 08 Ara 2006, 20:45

Mesaj gönderen UNUTTUM »

hayır hayır anlatabildin,ben anladım... kesinlikle anlatmak istediğim bu.
Her hayal gerçek,her istek emir oldu hayata...
Mutluluk sen hissettiğin her an yanında :)
rengin99
Mesajlar: 8
Kayıt: 11 Oca 2007, 17:41
Konum: Kahramanmaraş

Mesaj gönderen rengin99 »

Evet arkadaşım bir gün pardon öğleden sonra iyileştim.Ogün yatağıma mutlu bir şekilde yattım.Tamamen geçmişti.Yatağıma yattığımda Allaha şükr ediyordum.Sabahleyin uyandığımda
.............................................................................................................................................................................................................
faber-castell
Mesajlar: 35
Kayıt: 28 Haz 2007, 01:23

Mesaj gönderen faber-castell »

freezee ve sawaskingcole. yazdıklarınız bana ilginç geldi.
bence sosyal fobili bir insan çocukluğundan beri öyledir. belki şiddeti daha düşüktür veya sizi pek etkilemiyordur. tabii 4-5 yaşındaki çocukları saymazsak. onlarda sosyal fobinin olacağını sanmıyorum. Hatırlıyorumda çocukluğumda eve misafir geldiğinde salona çıkıp hoşgeldiniz diyerek ellerini öpmek ağbimede banada çok zor gelirdi. Odada önce sen çık diye birbirimizi itelerdik.işte tipik bir sosyal fobi. tabii o zamanlar bunun böyle olduğunu bilmezdik. bence biraz daha derin düşünün daha önceleride fobik davranışlarınızın olduğunu görürsünüz.
Kullanıcı avatarı
LAYSOS
Mesajlar: 540
Kayıt: 20 Haz 2007, 20:30
Konum: Muğla, Merkez

Mesaj gönderen LAYSOS »

olmadı :cry:
Kullanıcı avatarı
bidenesen
Mesajlar: 124
Kayıt: 14 Şub 2007, 19:03

Mesaj gönderen bidenesen »

ne güzel ya sfsiz geçirdiğiniz günler olmuş yani ben kendimi bildim bileli böyleyim bir yıl sf siz yaşayıp öleceğimi bilsem hiç üzülmem hani bi anlaşma olsa sana bir yıl sf siz yaşama hakkı vercez sonra ölüceksin deseler hiç düşünmem hemen kabul ederim hatta pazarlığa açığım altı aya kadar kabul ;) :)
düşmek hiç ayıp değil kalkmasını bil ve acele et şu gözyaşını sil!!!
wiillam
Mesajlar: 136
Kayıt: 28 Haz 2007, 22:56

Mesaj gönderen wiillam »

dunyaları verseler sf sız bı gune degışmem
TIPIK BI SF LIDEN SELAMLAR
Kullanıcı avatarı
sawas
Mesajlar: 860
Kayıt: 22 Nis 2007, 03:38
Konum: Evden

Mesaj gönderen sawas »

faber-castell yazdı:freezee ve sawaskingcole. yazdıklarınız bana ilginç geldi.
bence sosyal fobili bir insan çocukluğundan beri öyledir. belki şiddeti daha düşüktür veya sizi pek etkilemiyordur. tabii 4-5 yaşındaki çocukları saymazsak. onlarda sosyal fobinin olacağını sanmıyorum. Hatırlıyorumda çocukluğumda eve misafir geldiğinde salona çıkıp hoşgeldiniz diyerek ellerini öpmek ağbimede banada çok zor gelirdi. Odada önce sen çık diye birbirimizi itelerdik.işte tipik bir sosyal fobi. tabii o zamanlar bunun böyle olduğunu bilmezdik. bence biraz daha derin düşünün daha önceleride fobik davranışlarınızın olduğunu görürsünüz.
Söylediğin belirtliler bende de vardı bende misafirlere hoşgeldiniz diyemezdim.Ama eve hapsedecek duruma getirmemişti hiçbir zaman.Çok sosyal olduğum zamanlar da oldu hayatımda.Belirtileri tabikide vardı yoktu diyemem.
Delilik Aynı Şeyleri Yaparak Farklı Sonuçlar Beklemektir
Kullanıcı avatarı
crvena_zvezda
Mesajlar: 4035
Kayıt: 20 Ara 2006, 20:02

Mesaj gönderen crvena_zvezda »

Malesef olmadı... Ben şiddet ortamında büyüdüm... Çocukğum berbat geçti... Annem babam ayrıldıkları zamanlarda annemle kaldım... Berbat bir hayat yaşadım... Bir sürü travma geçirdim... Sonuç olarak Depresyon, SF, OKB falan filan....................
Cevapla