RUHSAL PRANGALARINIZDAN KURTULUN

Sosyal fobiyi yenmek için uyguladıklarınız..
psıko_rehber_danısman
Mesajlar: 60
Kayıt: 29 Oca 2006, 02:06

RUHSAL PRANGALARINIZDAN KURTULUN

Mesaj gönderen psıko_rehber_danısman »

YAŞAM KALIPLARINI DÖNÜŞTÜRMEK

Yaşamımızdaki olumsuz kalıplar,bizi engelleyen,kısıtlayan ve daraltan kalıplardır. Özbenliğimizin enerjisinin özgürce akmasını engeller.Bu kalıpları temizlemek,özgür kalmamız ve içimizin ışığının yaşamımıza serbestçe akması anlamına gelir.Bir kalıp,yaşamın içinde çeşitli olayların aynı tema üzerinde birbirine eklenmesidir.Sonuçta bir olumsuz bütün oluşur.Sosyal Fobideki temel özelliklerden biri de erken yaşlarda edinilen olumsuz kalıpların ilerleyen yaşlara transferidir.Bu kalıp, yansıyan bir dokudur.Yaşamın çeşitli alanlarına yansır.Kişi bu yansıtma ile yeni olaylar yaratır ve aynı temada benzer olaylardır bunlar.

Ana kalıbı bulunca tüm olumsuz kalıp çöker.Yani o TEMA ile ilgili ders te ortadan kalkar.Kişinin artık aynı konudaki olumsuz olayları tekrar yaşaması gerekmez.Sosyal Fobi dediğimiz durumlar veya davranışlar, geçmişe dair olumsuz kalıpların etkisinde düşünmemizden başka birşey değildir.Bu kalıplardan kurtulmadan hayatı veya diğer insanları suçlamamızın bir mantığı yoktur.Olumsuz kalıpları güçlendirmekten başka bir işe yaramazlar.

İşte bir Sosyal Fobilinin hayatını yavaşlatan olumsuz düşünce kalıplarından bazıları:

-değersizlik kalıbı -güvensizlik kalıbı
-güçsüzlük kalıbı -cesaretsizlik kalıbı
-önemsizlik kalıbı -yetersizlik kalıbı
-kuşku kalıbı -olumsuzluk kalıbı
-başarısızlık kalıbı -korku kalıbı
-öfke kalıbı -endişe kalıbı
-huzursuzluk kalıbı -beklenti kalıbı
-rekabet kalıbı -kıskançlık kalıbı
-yargılama kalıbı -kimlik korkusu kalıbı
-sorumsuzluk kalıbı -para kalıbı
-iş hayatı kalıbı -bağlılık korkusu kalıbı
-eleştirme kalıbı -eleştirilme kalıbı
-onaylama kalıbı -kendini ifade kalıbı
-yoksulluk kalıbı -bitmek kalıbı
-inatçılık kalıbı -borçlu olma kalıbı
-müdahale kalıbı -tembellik kalıbı
-üşenme kalıbı -almak/vermek kalıbı
-yargılama kalıbı -baskalarını suçlama kalıbı
-dayak kalıbı
(küçüklüğe bakılabilir,çevrede görmüş olmak bile kalıp oluşturmaya yetebilir)

İyi güzel de bu kalıplardan nasıl kurtulacağım?

Arkadaşlar yaşam kalıplarını özgürlüğe dönüştürürken, bunları iki başlık altında toplayabiliriz.

1-Her insanda bulunabilen temel kalıplar
Yaşamın her alanına yayılmış olabilen temel insani kodlamalardır (değersizlik duygusu,güçsüzlük korkusu,güvensizlik duygusu gibi)
2-Her bireyin kendi yaşamında,kendi aile ve yaşam şartlarında oluşturduğu kendine özgü kalıplardır.Bunlar başkalarınınkinden çok farklı temalar oabilir (yabancı dil öğrenememe korkusu,reddedilme korkusu vb.)

! Aşağıdaki uygulamaları yaparken sessiz bir odada ve tek başınıza olmanız gerekiyor

İLK ADIM: BAĞIŞLAMA NİYETİ ( bunu sesli olarak hergün birkaç defa tekrarlayabilirsiniz )

Bugüne kadarki yaşantımda affedemediğim ve bende iz bırakan her olayı,herkesi ve kendimi bağışlamaya niyet ediyorum.Her olayı,herkesi ve kendimi bağışlıyorum.Bu niyetim için tanrıdan yardım istiyorum ve ona teşekkür ediyorum.

Bu paragraf bilinçaltınıza verdiğiniz "affet" telkininin sesli onayıdır.Bu sayede libidomuzun enerjisini boş yere öfke ve kin uğruna harcamamış olacağız ve yaşamımızı daha kaliteli sürdürmek için ilk adımı atmış olacağız.

Bu niyetin bitiminde 5 dak bekleyelim (gözler kapalı şekilde ve düşüncelere dalmadan)

İKİNCİ ADIM: KALIP DÖNÜŞÜM NİYETİ

Ben Tanrıya dua ediyorum. önemsizlik kalıbımı sevgiye dönüştürmeye niyet ediyorum.Bu kalıbım sevgiye dönüşüyor. Bu niyetim için Tanrıdan yardım istiyorum ve ona teşekkür ediyorum.

Yukarıda verdiğimiz "güçsüzlük,eleştirilme,cesaret vb." kalıp örnekleri vardı ya işte onların hepsi için yukarıdaki kalıp dönüşüm niyeti uygulanabilir. Yukarıdaki altı çizili kısım istenilen kalıpla değiştirilebilir.Diğer kısımlar aynı kalmalıdır.

! Birinci ve ikinci adımı bir dosya kağıdına yazarak yanınızda taşıyabilirsiniz.Sürekli niyet tekrarı yaparsanız bir süre sonra bu olumsuz kalıpların koşullanmalarından tamamen kurtulmuş olacaksınız. Ayırca, bu niyetleri yaparken samimi olmanız gerekiyor.S-O-S FOBİ den kurtulmak için bu iki adımı attıktan sonra kafanızda oluşan değişimi kalabalık ortamlarda pratik yapmalısınız.Yani bizzat zorlandığınız durumların içine dalmalısınız.Eyleme geçmedikten sonra hiçbir değişim beklemeyin.

Bu uygulamayı yapan arkadaşlar tecrübelerini burada paylaşabilir. Yani kendinizdeki değişiklikleri ve uyguladığınız yöntemleri anlatabilirsiniz. Bu konu haricindeki sorularınızı ve görüşlerinizi lütfen "sorular" linkine yazınız.


psıko_rehber_danısman
ahbenniidem
Mesajlar: 41
Kayıt: 27 Eki 2005, 15:33
Konum: ankara

Mesaj gönderen ahbenniidem »

ya tamam da benm yaşadığım bunca zorluğun sebebi olanları hiç ama hiç affedemiyorum ve affetmekte çok zorlanıyorum... bunun başka yolu var mı
inanıyorum ki hakkettiğimi bir gün elde edeceğim!iyi niyete devam...
psıko_rehber_danısman
Mesajlar: 60
Kayıt: 29 Oca 2006, 02:06

Mesaj gönderen psıko_rehber_danısman »

Nasıl affedeceğinizin yöntemi yukarıda yazıyor bu uygulamayı tam anlamıyla yapmadan değişim beklemek mantıklı değil. Çalışma bittikten sonra gerçek yaşamın içinde uygulamamız gerekiyor. Hepimizin hikayesi farklı yukarıdaki ortak yöntemi herkes kendi hikayesine adapte edebilir. Malesef elimde sihirli değnek yok.Bütün kesin cevapları verme imkanım olsaydı emin olun bunu sizin için mutlaka yapardım.İrade ve cesaret bu ikisi yeter de artar bile...Bu bireysel çalışmaları sadece kendi iyiliğiniz ve akıl sağlığınız için yaptığınızı düşünün.

ANA FİKİR: Hatalarından dolayı bazı insanları affedemezseniz gelecekte büyük yanlışlar yaptığınızda kendinizi de bağışlayamazsınız.
Kullanıcı avatarı
gkce
Mesajlar: 260
Kayıt: 23 Ara 2005, 00:28

Mesaj gönderen gkce »

ahbenniidem yazdı:ya tamam da benm yaşadığım bunca zorluğun sebebi olanları hiç ama hiç affedemiyorum ve affetmekte çok zorlanıyorum... bunun başka yolu var mı
bende de aynı sorun var ama sanırım yavaş yavaş yenmeye başladım.
Belki şu yazı az da olsa yardımcı olur:
('Koza Kelebeği Bilmez' adlı kitaptan)
"
...
Bağışlamak kendin için yapacağın bir şeydir. Birini bağışlamadığın zaman, o kişiyi sırtında taşıyormuş gibi olursun. Bir kere bağıladın mı artık kurtulursun. Sonunda kendi hayatına devam edebilirsin. O kişi seni aşağıya çekmez olur, sen de insan olarak ondan özgürleşirsin. Ancak, BİRİNİ BAĞIŞLAMAK, O KİŞİNİN DAVRANIŞINI ONAYLAMAKTAN ÇOK FARKLIDIR. Bağışlamak yalnızca acı çeken insanların acı verecek şeyler yaptığını anlamaktır.
... "

İste, inan, sahip ol
Kullanıcı avatarı
gkce
Mesajlar: 260
Kayıt: 23 Ara 2005, 00:28

Mesaj gönderen gkce »

psıko_rehber_danısman yazdı:
ANA FİKİR: Hatalarından dolayı bazı insanları affedemezseniz gelecekte büyük yanlışlar yaptığınızda kendinizi de bağışlayamazsınız.
Çok haklısınız, bizlerin en büyük sorunu da bu zaten.
İste, inan, sahip ol
alkanemir
Mesajlar: 19
Kayıt: 04 Mar 2006, 21:31

Forgive

Mesaj gönderen alkanemir »

Yani bizlerin bağışlama yönümüzün yeterince gelişmediğinimi işaret ediyorsunuz.
Sanki bağışladıkca kullanılıyormuşuz hissine kapılıyoruz.
Bu bağışlama duygusunu engelliyor.
Hakkatende bazı insanlar biz "bağışlayınca" "kerizmisin" diyorlar.
Bağışlamak korkaklık gibi algılanıyor.
Şunu kesin kes gördüm insanların gözlerinde-sözlerinde-davranışlarında çok araştırdım, çok kişiyi denedim.Çok zor kabullendim ama bizler " düşük benlikli" insanlar olarak görülmekteyiz.
Duruşumuzun zayıf olduğunu ve yöneten değil hep yönetilen olabileceğimizi söylüyorlarve istiyorlar.
Onlara göre ve yaptığım pratiklere göre Sosyal fobili bir insan ancak birilerinin çok uyumlu bir arkadaşı olabilir.
Onların amiri, öğretmeni, patronu, başkanı, lideri olamıyor. Belki teoride olabilir. Ama insanların gerçek düşüncelerinde hiç bir zaman değer vermiyorlar. Zaten astları onları çabucak satarlar.
Çünkü kırması en kolay insanlar sf lilerdir.
Ne yazıkki iyi kalpli olmak yetmiyor. Belki iyi kalplide değiiz.
Bilgili olmamızda yetmiyor. Belkide bilgiide değiliz.
Ama kesin olan şu "Düşük ve Kararsız benliğimiz" var.
Tüm insanlar bu pasif enerjiyi ancak çiğniyorlar. Uyumlu yardımsever arkadaş olursanız farklı oluyor durum.
"No" demeyi becemiyoruz.
"No" demek yerine "YaLAN" söylemeyi tercih ediyoruz.
Kendimiz istemek yerine
Başkasının istemesini bekliyoruz.
Kendimizi kendimiz savunmak yerine
başkasının bizi savunmasını bekliyoruz.
Birinin ağzından duymuştum.
Bunlar;
"Kukla İnsanlar"

Gerçekler işte...........
Kullanıcı avatarı
gkce
Mesajlar: 260
Kayıt: 23 Ara 2005, 00:28

Re: Forgive

Mesaj gönderen gkce »

alkanemir yazdı: Sanki bağışladıkca kullanılıyormuşuz hissine kapılıyoruz.
Bu bağışlama duygusunu engelliyor.
Bak bu çok doğru bir saptama! Bunun için bağışlamak zor zaten!
İste, inan, sahip ol
aurelia

Mesaj gönderen aurelia »

Once kendini affetmeyi dene. Bos laf degil zaman zaman kendimizi affedemedigimiz seyler vardir ve bunlar nadiren suyuzune cikarlar. O zaman kendine kendini affettiğini soyle once buna karar ver.

Psiko Danışmanımız kusura bakmasın, insan kendini her durumda affetmeyi bilmelidir bence...


ahbenniidem yazdı:ya tamam da benm yaşadığım bunca zorluğun sebebi olanları hiç ama hiç affedemiyorum ve affetmekte çok zorlanıyorum... bunun başka yolu var mı
psıko_rehber_danısman
Mesajlar: 60
Kayıt: 29 Oca 2006, 02:06

Mesaj gönderen psıko_rehber_danısman »

Birşeyin ayrımını iyi yapmamız lazım bağışlamak derken kin duyduğunuz kişinin veya durumun zihninizdeki izlerinden kurtulmayı kastediyorum Farzedelim ki hayatta olmayan bir insana karşı içinizde hala bir öfke var

Bu kişi hortlayıp iskelet halinde yanınıza gelip "ya senden özür dilerim mezardayken farkettim de sana ayıp etmişim nolur beni affet yoksa işim çok zor ya" demeyeceğine göre Mesele zihninizdeki negatif izlenimlerden kurtulmak

Aşağıdaki çalışmayı samimi bir şekilde sürekli yaparsanız bir süre sonra gerçek anlamda mutluluğa ulaşırsınız:

İLK ADIM: BAĞIŞLAMA NİYETİ ( bunu sesli olarak hergün birkaç defa tekrarlayabilirsiniz )

Bugüne kadarki yaşantımda affedemediğim ve bende iz bırakan her olayı,herkesi ve kendimi bağışlamaya niyet ediyorum.Her olayı,herkesi ve kendimi bağışlıyorum.Bu niyetim için tanrıdan yardım istiyorum ve ona teşekkür ediyorum.







Sevgiyle kalın
aurelia

Mesaj gönderen aurelia »

psıko_rehber_danısman yazdı: Bu kişi hortlayıp iskelet halinde yanınıza gelip...
:lol:
Kullanıcı avatarı
azimli
Moderatör
Mesajlar: 1645
Kayıt: 04 Tem 2006, 01:32

Mesaj gönderen azimli »

Ya ben sorumu olarak ailemi görüyorum. ama onları ve kızdığım herkesi çoktan affettim.

2.olarak hangi altı çizili kelime :) güçsüzlük, önesizlik mi?
deneyeceğim.
Kullanıcı avatarı
sunlight
Mesajlar: 452
Kayıt: 30 Haz 2006, 21:27

Mesaj gönderen sunlight »

Herkesi bağışlıyorum.Kalıplarımı kafamda değiştirmeye çalışıyorum ama kusura bakmayın.Ben sizin fikirlerinizi hep destekldim ama arkadaşıma katılıyorum.Galiba bizde değişmesi gereken psikolojik kalıplar olduğu kadar fiziksel kalıplar da var.Yani bu titremeler,kasılmalar,terlemeler ve engellenemez kalp atışları bana daha farklı birşeymiş gibi geliyor.Ve bunları sürekli yaşamanın ruhsal kalıplarla ilişkisini kurmakta zorlandım.Birisi bunu bana açıklayabilirse çok sevineceğim.
werther
Mesajlar: 280
Kayıt: 07 Tem 2006, 18:58

Mesaj gönderen werther »

psıko_rehber_danısman yazdı: ANA FİKİR: Hatalarından dolayı bazı insanları affedemezseniz gelecekte büyük yanlışlar yaptığınızda kendinizi de bağışlayamazsınız.
1. Birisi bize bir kötülük yapıyor, sessiz kalıyoruz, hakkımızı arayamıyoruz.
Bu olaydan dolayı o kişiyi bağışlayamıyoruz, bağışlamanın da ötesinde beslediğimiz nefret kar topu yumağı gibi günden güne çoğalıyor.

2. Birisi bize bir kötülük yapıyor, sessiz kalıyoruz, hakkımızı arayamıyoruz.
Bu olaydan dolayı kendimizi de bağışlayamıyoruz.

3. Gelecekte büyük yanlışlar yaptığımızda, hayatta kalabilmemiz için şimdiden kendimizi ve bize kötülük yapanları bağışlamamız gerekiyor.
Ama nasıl?
asi

Mesaj gönderen asi »

sevgili psiko_rehber_danışman.yazdıklarınızın hepsine tamamen katılıyorum.bu illetten kurtulmak için bu işin oluşumunu sorgulamamız ve ordaki sorunları çözmemiz gerekiyor...arkadaşlar ayrıca kimseye kin gütmeyelim.unutmayalım ki kin gütmenin kin güdenden başka kimseye zararı yoktur.kin beslediğimiz kişiye belki de iyilik yapıyoruz bu şekilde.eğer yaşadıklarımızı gözden geçirirsek göreceğiz ki bize zarar verdiğini düşündüğümüz kişi bizim iyiliğimizi düşündüğü için kendince öyle davranıyor.en doğru yolun affetmek olduğunu biliyorum ama ....ama......ne yazık ki ben affedecek kıvama gelmedim,affedemiyorum henüz....affedebilmemiz dileğiyle.....
wasp
Mesajlar: 72
Kayıt: 11 Şub 2008, 13:00

Mesaj gönderen wasp »

ben babamı bağışlayamıyorum. bağışlamış gibi olsamda gün geliyo yine aynı hareketleri yapıyo. saçma nedenlerden tartışma çıkıyo evde. o zaman anlıyorum ta çocukken benzer şeyleri yaşadığımı. en basit olayın bile gerginlik oluşturduğunu. tek çözüm var uzaklaşmak. öyle affetmek:)
Cevapla