Beyin Dalgaları ve EEG

Sosyal fobi ve psikoloji üzerine makaleler..(Lütfen yazının kaynağını belirtiniz)
Cevapla
selamsız

Beyin Dalgaları ve EEG

Mesaj gönderen selamsız »

Beynin Dili EEG (Elektroensefalograf) beyinde değişik frekanstaki beyin dalgalarını ölçer.
Elektrotlar deride spesifik yerlere, beyindeki elektriksel aktiviteyi ölçmek ve kaydetmek için yerleştirilir.

Frekans bir saniye içinde bir dalganın kaç defa tekrar ettiğidir. Radyonuzda istasyon değiştirdiğiniz andaki frekansla kıyaslayabilirsiniz. Bu frekanslar yetersiz, fazla ya da bulunması zor olduğu zaman zihinsel performansımız sıkıntı çekebilir.
Amplitude, beynin meydana getirdiği elektriksel aktivitenin gücünü temsil eder.

Beyin dalgası aktivitesinin volume ya da şiddeti mikrovoltla ölçülür.
Raw EEG çoğunlukla frekans bantlarıyla tanımlanır.GAMMA 30 Hz’den büyük, BETA (13-30 Hz) , ALPHA (8-12 Hz), THETA (4-8 Hz) VE DELTA (4 Hz’DEN küçük)

Örneğin : Beynimiz “etkin” zeka için 13 Hz (yüksek alpha ve düşük beta )kullanır. Sıklıkla, öğrenme güçlüğü ve dikkat problemleri gösteren bireylerde beynin belli bölgelerinde, birbirini izleyen işleri ve matematik hesaplarını yapmaktaki beceriyi etkileyen 13 Hz aktivitede eksiklik görülür.

BEYİN DALGA FREKANSLARI

Delta (0.1 –3 Hz)

En düşük frekanslar deltadır. 4 Hz’den düşüktür ve derin uykuda görülür ve bazı anormal süreçlerde aynı zamanda “empati hali” hissedildiğinde delta dalgaları bilinçaltı düşünceyi yansıtır. 1 yaşa kadar olan bebeklerde dominant ritimdir ve uykunun 3. ve 4. evresinde bulunur.

Amplitude en yüksek ve en yavaş dalgadır. Fiziksel dünyadaki farkındalığımızı azaltmak için delta dalgalarını arttırırız. Aynı zamanda bilinçaltı düşüncelerimize delta dalgaları vasıtasıyla ulaşırız.

Performans arttırmak isteyenler delta dalgalarını azaltır ve yüksek odaklanma ve peak performans (yüksek performans)elde edilir.

Ancak, Dikkat Eksikliği teşhisi konmuş bireyler odaklanmaya çalıştıklarında delta dalgalarını düşüreceklerine arttırırlar. Uygun olmayan delta dalgaları odaklanmayı ve dikkati ciddi bir şekilde kısıtlıyor. Sanki beyin sürekli uykulu bir devreye kilitlenmiş gibidir.

Başka bir açıdan delta dalgasını tanımlarsak; araba kullanıyorsunuz ve araba 1. viteste. Bu vitesle çok hızlı gidemezsiniz.Yani delta 1.vitesi temsil ediyor.

Delta (0.1-3 Hz) : Dağılım : Genellikle geniş ya da bilateral yayılmış olabilir, yaygın.

Subjektif duygu durumları : derin, rüyasız uyku, non-rem uyku, trans hali, bilinçsiz.

İlişkili iş ve davranışlar : uyuşukluk, hareketsizlik, dikkatsiz

Fizyolojik ilişki : hareketsiz, hemen harekete geçememe.

Eğitimin etkileri : Arttırılırsa uykuya, trans haline, derin gevşeme durumuna neden olur.

Theta (4-8 Hz)

Diğer bir beyin dalgası da thetadır. Theta 3.5 – 7.5 Hz arasında faaliyet gösterir ve “yavaş” aktivite olarak sınıflanır. Yaratıcılık, sezgi, hayal kurma, fantezi kurma ve hatıralar, duygular, heyecan uyandıran olaylar için bir çeşit mahzen gibidir.

Theta dalgaları içe dönük odaklanma, meditasyon, dua ve ruhani farkındalık sırasında kuvvetlidir. Uyanık olma ve uyku arasındaki durumu yansıtır. Bilinçaltıyla ilgilidir.

Uyanık haldeki yetişkinler için anormal ama uyku sırasında olması normaldir. Theta’nın hippocampal ve limbik sistem bölgesindeki aktiviteyi yansıttığına inanılır. Theta endişe, kuruntu, huzursuzluk ve çekingenlik sırasında gözlemlenir.

Theta dalgası normal fonksiyon ediyor göründüğü zaman, öğrenme ve hafıza gibi kompleks davranışları ilerletir. Olağandışı duygusal durumlarda, stres veya hastalık gibi, üç büyük vericide (transmitter) dengesizlik olabilir ve bu da normal dışı davranışlara neden olur.

Tekrar araba örneğimize geri dönecek olursak, thetayı 2. vites olarak düşünebiliriz. 1. vites (delta) kadar yavaş değil ama hala hızlı değil.

Dağılım : genellikle bölgesel, birçok lobu içerebilir, yanal ya da yayılmış olabilir.

Subjektif duygu durumları : Sezgileri güçlü, yaratıcı, anımsamak, hayal, düş, rüya gibi, değişken düşünceler, uykulu, “birlik, bir olma”, “açıkgöz”

İlişkili iş ve davranışlar : Yaratıcı, sezgisel; aynı zamanda dalgınlık ve odaklanamama olabilir.

Fizyolojik ilişki : Zihin/beden entegrasyonu, iyileşme.

Eğitimin etkileri : Arttırılırsa başı boş gezme, trans durumu. Düşürülürse, konsantrasyon artar, dikkat yoğunlaşabilir.

Alpha (8-12 Hz)

Alpha dalgaları 7.5 ve 13 Hz arasındadır. Alpha dalgalarının can alıcı noktası 10 Hz civarındadır. Sağlıklı alpha üretimi, zihinsel beceriyi arttırır, zihinsel ahenge yardımcı olur, rahatlama duygusunu arttırır. Bu durumda elinizdeki herhangi bir işi başarmak için hızlı ve etkili hareket edebilirsiniz. Alpha hakim olduğu zaman kişiler kendilerini rahat ve sakin hissederler. Alpha bilinç ile bilinçaltı arasında köprü gibidir. Gevşemiş, rahatlamış normal insanlarda görülen başlıca ritimdir. Hayatımızın büyük bir kısmında, özellikle 13 yaştan sonra mevcuttur.

Alpha ritimlerinin, beynin beyaz maddesinden çıktığı söylenir. Beyaz madde, beyinde bütün parçaları birbirine bağlayan bir kısım olarak görülür.

Alpha beyinde yaygındır ve kişi uyanık olduğu zaman ortaya çıkar. Occipital bölgede (kafanın arka tarafı) ve frontal kortekste yoğunluktadır. Alpha dışadönüklük (içe dönüklerde daha az), yaratıcılık ( yaratıcı kişilerde dinlerken ve yaratıcı bir problemin sonucuna ulaşırken alpha gözlemlenir) ve zihinsel aktivite sağlar.

Eğer alpha dalganız normal limitlerinde ise iyi bir ruh halinde olursunuz, dünyaya daha doğru bakarsınız ve sakin hissedersiniz. Alpha, sınıfta veya işte öğretilen bilgiyi öğrenme ve kullanma anlamında beynin en önemli frekanslarından biridir. Gözlerinizi kapatarak veya derin nefes alarak alphayı arttırabilirsiniz; düşünerek veya matematik işlemleri yaparak da düşürebilirsiniz.

Araba senaryomuzda, Alpha vitesin boşta olması anlamına gelmektedir. Alpha, bir işten başka bir işe kolayca geçmemizi sağlar.

Dağılım : Bölgesel, genellikle bütün lobu içerir, göz kapalıyken daha fazla occipital lobda bulunur.

Subjektif duygu durumları : relax(rahat), sıkıntılı değil, uykulu değil, sakin, bilinçli

İlişkili iş ve davranışlar : meditasyon, eylem yok.

Fizyolojik ilişki : rahatlamış, iyileşmiş.

Eğitimin etkileri : rahatlama sağlatır.

Düşük alpha : 8-10 : iç farkındalık, zihin/beden etkileşimi, denge

Yüksek alpha : 10-12 : merkezleme, iyileşme, zihin/beden bağlantısı.

Beta (12 Hz üstünde)

Beta aktivitesi hızlı bir aktivitedir. 14 ve üstü frekanstadır. Eş zamanlı olmayan aktif beyin dokusunu yansıtır. Simetrik dağılımda genellikle her iki tarafta görülür, önde daha fazladır. (frontal) Kortikal hasarda kaybolabilir ya da azalabilir.

Genellikle normal ritimdedir. Dışsal ve içsel uyarıcılara duyarlılık veya kaygılı olma durumunda veya gözler açıkken dominant ritimdir.

Gözlerimiz açıkken, dinlerken, düşünürken, analitik bir problem çözerken, karar verme veya yargıya varma durumunda, etrafımızda olan biten bilgiyi işleme sırasında aktiftir.

Beta araba senaryosunda, overdrive’ı temsil eder. Beta bandı oldukça geniş bir ranjdadır ve düşük, orta ranj ve yüksek olmak üzere üçe ayrılır:

Düşük beta (12-15 Hz), “SMR”

Dağılım : yan tarafta ve lobda lokalizedir ( frontal, occipital vb)

Subjektif duygu durumları : odaklanmış ama rahat, entegre

İlişkili iş ve davranışlar : düşük smr “Dikkat Eksikliği Hastalığına” yol açabilir, odaklanmış dikkatte eksiklik.

Fizyolojik ilişki : Hareketle ketlenir, vücudu sınırlandırmak smr’yi arttırabilir.

Eğitimin Etkileri : SMR’yi arttırmak rahat odaklanma sağlar, dikkat gerektiren yetenekler düzeltilebilir.

Orta ranj beta (15-18 Hz)

Dağılım : birçok alan üstünde lokalizedir. Bir elektrot üstünde odaklanılabilir.

Subjektif duygu durumları : düşünme, kendinin ve etrafın farkında olma.

İlişkili iş ve davranışlar : zihinsel aktivite

Fizyolojik ilişki : tetikte, aktif ama huzursuz değil.

Eğitimin Etkileri : zihinsel yeteneği arttırabilir, odak, tetikte olma, zeka

Yüksek beta (18 Hz üstünde)

Dağılım : lokalize, çok fazla odaklanmış.

Subjektif duygu durumları : tetikte olma, huzursuzluk

İlişkili iş ve davranışlar : zihinsel aktivite, örn: matematik, planlama vb...

Fizyolojik ilişki : zihin- beden fonksiyonlarının genel aktivasyonu.

Eğitimin Etkileri : çok artarsa, tetikte olmaya neden olur aynı zamanda huzursuzluk verir.

Referans : http://www.crossroadsinstitute.org/eeg
Kaynak: http://cocuknoroloji.com/index.php?news=5
___________________________________________________________

Daha önce paylaşıldı mı bilmiyorum. Görünce, forumda arama yapmadan hemen yapıştırdım. Burada dikkat çekmek istediğim nokta delta dalgaları. Bir uzmana danıştığımızda hep bir iki soru hatta genellikle onlar da olmadan bir ilaç yazıp sepetlerler. Bence şu eeg denen icadı keşfetselerdi şu sf.net sitesi kapanırdı. Karambole ilaç kullanıyoruz. Biri olmazsa diğeri, yapboz tahtasıyız sanki :!:
Kullanıcı avatarı
caferali
Mesajlar: 3210
Kayıt: 03 Oca 2006, 11:06
Konum: balıkesir&bursa

Mesaj gönderen caferali »

şöyle bir başlık açmıştım zamanında:
http://www.sosyal-fobi.net/forum/viewtopic.php?t=10862

yazıda EEG türleri ile duygular ve zeka arasındaki ilişki biraz daha karikatürize edilmiş,keskinleştirilmiş. reelde bu kadar net bir ayrım yok.

Patolojik EEG bulguları (kaynak geçen senenin ders notları - aynen yazıyorum)

EEG beynin fonksiyonel durumu hakkında bilgi verir. Patolojik olarak değerlendirilen bazı elektrografik özellikler, istatiksel bilgilere dayanır. EEG'de patalojik bulgular beynin fonksiyon bozukluğunu gösterse de genellikle etiyoloji ve patoloji hakkında spesifik bilgi vermez. Normal patternlerin değişmesi veya anormal patternlerin görülmesi halinde EEG patolojik olarak değerlendirilir.
de te fabula narratur
Kullanıcı avatarı
çatlakyumurta
Mesajlar: 90
Kayıt: 15 Ağu 2008, 20:48

Mesaj gönderen çatlakyumurta »

selamsız ben eeg çektirdim bana dalgaların normal olmadığını ve günde 4 prozac almamı söyledi,4 taneyi duyunca tırstım ve hiç başlamadım,sonra üni hast.de bi dr a gittim,eeg me şöle bi göz atmakla yetindi ve bunun çok bi önemi ve geçerliliği yoktur dedi,hangisine inanmak lazım?
selamsız

Mesaj gönderen selamsız »

çatlakyumurta yazdı:selamsız ben eeg çektirdim bana dalgaların normal olmadığını ve günde 4 prozac almamı söyledi,4 taneyi duyunca tırstım ve hiç başlamadım,sonra üni hast.de bi dr a gittim,eeg me şöle bi göz atmakla yetindi ve bunun çok bi önemi ve geçerliliği yoktur dedi,hangisine inanmak lazım?
seninkisi de çok uç noktalar olmuş. prozac'da günde önerilen en fazla doz 4 kapsüldür. ama prospektüsünde okb için 20-60 mg yani 1-3/günde kapsül önerilmiş. bence iyi ki o ilacı kullanmamışsın. naçizane fikrim, tıp falan okuduğum yok :)


caferali sen sf'limisin, yoksa psi. veya psi. adayımısın?
Kullanıcı avatarı
caferali
Mesajlar: 3210
Kayıt: 03 Oca 2006, 11:06
Konum: balıkesir&bursa

Mesaj gönderen caferali »

ben ağır derecede sf'liyim. mühendislik okuyorum. okuduğum bölümü tam olarak özel mesajla yazıcam :-)
de te fabula narratur
morlavanta

Mesaj gönderen morlavanta »

güzel de çok uzun...Ve yararsız bence.Çünkü beyin dalgamızı evde ölçemeyeceğimize göre, bilen birisine gittiğimizde zaten biz bilmesek de o tedaviyi gerçekleştirecektir...

Bir beyin ameliyatına gireceksek, prosedürü bilmemiz yararımıza değil, zararımıza da olabilir,çünkü hakikaten çok korkunç...Bazen bilmemek daha iyi...
morlavanta

Mesaj gönderen morlavanta »

SİZ DOKTOR MUSUNUZ CANIM, DOKTOR 4 TANE DE DER, 4 TANE PROZACI BAŞKA İLAÇLARLA DA DESTEKLER...PROZAC 20 MG OLD. İÇİN ÜST DOZU SANIRIM GÜNDE 4 TANE, YETMEZSE BAŞKA İLÇALARLA DA DESTEKLENİR.

HEM EEG YAPTIRIYORSUNUZ, HEM DE TAVSİYELERE UYMUYORSUNUZ...SONRA DA BİRBİRİNİZDEN İLAÇ TAVSİYESİ İSTİYORSUNUZ.İLGİNÇ BİR DURUM VE HİÇ ANLAŞILASI DEĞİL...

HADİ DİYELİM DOKTORA GÜVENMEDİM, EEG RAPORUNLA BAŞKA BİR DOKTORA GİTSEYDİN...

TEDAVİ OLMAK İSTİYORSANIZ Bİ ŞEKİLDE GÜVENMEK ZORUNDASINIZ YA DA GÜVENECEK BİRİNİ BULMAK...
Kullanıcı avatarı
caferali
Mesajlar: 3210
Kayıt: 03 Oca 2006, 11:06
Konum: balıkesir&bursa

Mesaj gönderen caferali »

tıp kendilerine doktor denen insan üstü yaratıklar haricindeki insanlar tarafından asla ne olduğu anlaşılamaz, bilinemez bi şey değil. bilinçli, meraklı ve genel kültürü olan birisi EEG'yi, sssri yi, mao inhibitörünü, nevrozu, psikozu, Freud'u araştırabilir,bunlar hakkında az çok bilgi sahibi olabilir. :D

aman biz bilmeyiz, doktor bilir demek doğru bir yaklaşım değil. doktorlar da sonuçta bunları belli bir eğitim ile sonradan öğreniyorlar.

ama tabi ki iki kitap okuyup ben doktordan daha iyi biliyorum diyen arkadaşlar varsa da onları da uyaralım toplumsal mesajımızı verelim :)

bu arada şu yazıyı sanırım biraz türkçeleştirmek gerekiyor ;)
Patolojik EEG bulguları (kaynak geçen senenin ders notları - aynen yazıyorum)

EEG beynin fonksiyonel durumu hakkında bilgi verir. Patolojik olarak değerlendirilen bazı elektrografik özellikler, istatiksel bilgilere dayanır. EEG'de patalojik bulgular beynin fonksiyon bozukluğunu gösterse de genellikle etiyoloji ve patoloji hakkında spesifik bilgi vermez. Normal patternlerin değişmesi veya anormal patternlerin görülmesi halinde EEG patolojik olarak değerlendirilir.
Sorunlu EEG bulguları

EEG beynin fonksiyonel durumu (yani yapısal değil, daha da yani sadece o andaki işlemsel süreç) hakkında bilgi verir. Hatalı olarak değerlendirilen bazı elektrografik özellikler, istatiksel bilgilere dayanır. (burası önemli)
EEG'de hatalı bulgular beynin fonksiyon bozukluğunu gösterse de genellikle sorunun nedeni ve hastalık hakkında özel bir bilgi vermez. Normal örüntülerin değişmesi veya anormal örüntülerin görülmesi halinde EEG 'sorunlu' olarak değerlendirilir.


So olarak şunu da söyliyim. Kendi EEG'mi boş bir an ve yeterli motivasyon bulabilirsem evde çekip kendi bilgisayarımda işlemeyi planlıyorum ;)
de te fabula narratur
Kullanıcı avatarı
çatlakyumurta
Mesajlar: 90
Kayıt: 15 Ağu 2008, 20:48

Mesaj gönderen çatlakyumurta »

hepsini okumadın galiba morlavanta,o dr a güvenmedim,üni hast çalıan bi profa gittim eeg yi gösterdim,boşver bunların bi bilimsel dayanağı yoktur dedi,bi anafranil verdi,bi işe de yaramadı,birbirimizden deneyimlerimizi anlatmamızı istemenin bir zararı olmaz kendi başına başkasının kulandığı ilacı alıp bilinçsizce kendine zarar vermedikçe
morlavanta

Mesaj gönderen morlavanta »

caferali yazdı:tıp kendilerine doktor denen insan üstü yaratıklar haricindeki insanlar tarafından asla ne olduğu anlaşılamaz, bilinemez bi şey değil. bilinçli, meraklı ve genel kültürü olan birisi EEG'yi, sssri yi, mao inhibitörünü, nevrozu, psikozu, Freud'u araştırabilir,bunlar hakkında az çok bilgi sahibi olabilir. :D

aman biz bilmeyiz, doktor bilir demek doğru bir yaklaşım değil. doktorlar da sonuçta bunları belli bir eğitim ile sonradan öğreniyorlar.

ama tabi ki iki kitap okuyup ben doktordan daha iyi biliyorum diyen arkadaşlar varsa da onları da uyaralım toplumsal mesajımızı verelim :)

bu arada şu yazıyı sanırım biraz türkçeleştirmek gerekiyor ;)
Patolojik EEG bulguları (kaynak geçen senenin ders notları - aynen yazıyorum)

elimizde EEG makinası var mı ki ya da bize ne!

EEG beynin fonksiyonel durumu hakkında bilgi verir. Patolojik olarak değerlendirilen bazı elektrografik özellikler, istatiksel bilgilere dayanır. EEG'de patalojik bulgular beynin fonksiyon bozukluğunu gösterse de genellikle etiyoloji ve patoloji hakkında spesifik bilgi vermez. Normal patternlerin değişmesi veya anormal patternlerin görülmesi halinde EEG patolojik olarak değerlendirilir.
Sorunlu EEG bulguları

EEG beynin fonksiyonel durumu (yani yapısal değil, daha da yani sadece o andaki işlemsel süreç) hakkında bilgi verir. Hatalı olarak değerlendirilen bazı elektrografik özellikler, istatiksel bilgilere dayanır. (burası önemli)
EEG'de hatalı bulgular beynin fonksiyon bozukluğunu gösterse de genellikle sorunun nedeni ve hastalık hakkında özel bir bilgi vermez. Normal örüntülerin değişmesi veya anormal örüntülerin görülmesi halinde EEG 'sorunlu' olarak değerlendirilir.


So olarak şunu da söyliyim. Kendi EEG'mi boş bir an ve yeterli motivasyon bulabilirsem evde çekip kendi bilgisayarımda işlemeyi planlıyorum ;)
Cevapla