MELANKOLİ
MELANKOLİ
insanın kendi kişisel yazgısının gene kendisinin belirleme istemi... melankolide sorun genellikle bu temel noktada yoğunlaşmaktadır. karşılığını yaşam pahasına ödemek koşuluyla da olsa melankolik insan kendi yaşamına kendisinin bir anlam verebilmesini istemekte, çoğu kez bunu başaramadığı için de herbir şeyden vazgeçip kuşku, düşkırıklığı ve hüzünle kendi içine çekilmektedir. bu bağlamda melankoli sıradan bir varoluşa karşı bireysel ve tek kişilik de olsa vazgeçen, geriçekilen, yadsıyan*, öldürten ya da sıklıkla intihar eden anlamlı bir başkaldırıdır. burada öldürülen ve intihar ettirilen de düşüncelerdir! intihar eden melankolik kişilikler elbette vardır, hayatına nokta koymayı* başarmış bu insanların intiharı, kendi canını alma şeklinde yorumlamasına karşılık sadece saygı duyulur ve onların davranış biçimleri hiçbir şekilde diğer melankoliklere mal edilemez!
melankolikler de homojen bir şekilde varolagelmemiştir;
- imgelem gücünün yüksek olduğu "melancholia imaginations" grubu sanata, ressamlığa, mimarlığa, teknik alandaki yaratıcı etkinliklere yönelme eğilimindedirler.
- "melancholia rationis" grubuna girenlerin doğa bilimine, biyolojiye, tıbba, politikaya eğilim gösterdikleri görülmüştür.
- sezgi gücünün yüksek olduğu düşünülen 3. grup da "melancholia mentis" dir, tanrısal gizemi anlamaya, sezinlemeye başlamış büyük din bilgelerinden oluşan son derece az sayıdaki yetkin vasıflı kişiyi kapsar.
doğaları gereği melankolik olanlar mizaçta hasta değildirler! bunlar özgün bir ahlak ve özünde haklı çıkmış tutkulu bir güçle heyecanlanabilme yeteneğindeki insanlardır!
italya’da fonomiralı johannes (1329-1396) karasevdadan ölen insanların otopsilerini yapmış. bunların beyinlerinde 3. karıncığın kuruduğunu tespit etmiştir. bu yüzden düşünme, imgelem bozukluklarının, hezeyanlarının ve sanrılarının beynin bu bölgesinin kurumasından kaynaklandığı düşünülmüştür. melankoli, insanların narsistik yaralanmalara karşı gösterdikleri bir tepkidir.
dışa vuran belirtileri nasıl olursa olsun, insanın varoluşunu, diğer insanlarla ilişkilerini irdeleyen* antropolojik bir yaklaşımdır. dünyaya gelmesine, fırlatıp atılmışlığına bir türlü anlam veremeyen dünya ve diğer insanlarla ilişkilerini sürekli sorgulayan ve bütün bunlardan acı çeken*, korkan, varoluş konumundan sürekli güvensizlik duyan, bir türlü kendisi olamadığını duyumsayan ve düşünen insanın durumudur. insanin,dünyada varoluşunun özel bir durumu, özgün bir psişik yaşantidir!
melankolik insan, yaralı ve yanlış bir yaşamın yadsınması olarak, sonsuzluk/geçicilik, ilerleme/tahrip, umut/umutsuzluk, dağılma/yoğunlaşma, yapıcı/yıkıcı, düş-uyku/uyanıklık, gerçek/fiksiyon gerilimleri arasındaki bu alegorik dünyada suskun bir bekleyiş içinde, kendi hüznü* ve çelişkileri içinde yaşamayı kendisine yaşam tarzı ve haz kaynağı edinmiş gibidir.
daha fazla bilgi edinmek isteyenler serol teber’in melankoli kitabını okuyabilir...
melankolikler de homojen bir şekilde varolagelmemiştir;
- imgelem gücünün yüksek olduğu "melancholia imaginations" grubu sanata, ressamlığa, mimarlığa, teknik alandaki yaratıcı etkinliklere yönelme eğilimindedirler.
- "melancholia rationis" grubuna girenlerin doğa bilimine, biyolojiye, tıbba, politikaya eğilim gösterdikleri görülmüştür.
- sezgi gücünün yüksek olduğu düşünülen 3. grup da "melancholia mentis" dir, tanrısal gizemi anlamaya, sezinlemeye başlamış büyük din bilgelerinden oluşan son derece az sayıdaki yetkin vasıflı kişiyi kapsar.
doğaları gereği melankolik olanlar mizaçta hasta değildirler! bunlar özgün bir ahlak ve özünde haklı çıkmış tutkulu bir güçle heyecanlanabilme yeteneğindeki insanlardır!
italya’da fonomiralı johannes (1329-1396) karasevdadan ölen insanların otopsilerini yapmış. bunların beyinlerinde 3. karıncığın kuruduğunu tespit etmiştir. bu yüzden düşünme, imgelem bozukluklarının, hezeyanlarının ve sanrılarının beynin bu bölgesinin kurumasından kaynaklandığı düşünülmüştür. melankoli, insanların narsistik yaralanmalara karşı gösterdikleri bir tepkidir.
dışa vuran belirtileri nasıl olursa olsun, insanın varoluşunu, diğer insanlarla ilişkilerini irdeleyen* antropolojik bir yaklaşımdır. dünyaya gelmesine, fırlatıp atılmışlığına bir türlü anlam veremeyen dünya ve diğer insanlarla ilişkilerini sürekli sorgulayan ve bütün bunlardan acı çeken*, korkan, varoluş konumundan sürekli güvensizlik duyan, bir türlü kendisi olamadığını duyumsayan ve düşünen insanın durumudur. insanin,dünyada varoluşunun özel bir durumu, özgün bir psişik yaşantidir!
melankolik insan, yaralı ve yanlış bir yaşamın yadsınması olarak, sonsuzluk/geçicilik, ilerleme/tahrip, umut/umutsuzluk, dağılma/yoğunlaşma, yapıcı/yıkıcı, düş-uyku/uyanıklık, gerçek/fiksiyon gerilimleri arasındaki bu alegorik dünyada suskun bir bekleyiş içinde, kendi hüznü* ve çelişkileri içinde yaşamayı kendisine yaşam tarzı ve haz kaynağı edinmiş gibidir.
daha fazla bilgi edinmek isteyenler serol teber’in melankoli kitabını okuyabilir...
Re: MELANKOLİ
doğaları gereği melankolik olanlar mizaçta hasta değildirler! bunlar özgün bir ahlak ve özünde haklı çıkmış tutkulu bir güçle heyecanlanabilme yeteneğindeki insanlardır!
+1
+1
Re: MELANKOLİ
bazı kısımlara katılıyorum..
hayatına nokta koymayı başarabilmek ...intihar edebilmek cesaretmidir başarımıdır övünülecek bişeymidir..ancak bir korkağın işi olabilir hereşeyden korkup isyan eden ve yokluğa sığınan korkakça bir kaçıştır..saygı filan duymam sadece acırım..intihar eden kişinin hayatına kendi kadar sevdikleri emek vermiştir ..bunu nasıl gözardı eder.işin inanç boyutuna hiç girmiyorum zaten..böyle insanların zekasından şüphe ederimintihar eden melankolik kişilikler elbette vardır, hayatına nokta koymayı* başarmış bu insanların intiharı, kendi canını alma şeklinde yorumlamasına karşılık sadece saygı duyulur ve onların davranış biçimleri hiçbir şekilde diğer melankoliklere mal edilemez!
Re: MELANKOLİ
melankoli, rahatsız edici bir rahatsızlık. güzel tanımlanmış yazıda.
mesleklere göre gruplaması da dikkat çekici. güzel yazı, paylaşım için teşekkürler...
melankolik kişiler yaşamlarına son verecek gücü ve cesareti kendinde bulurlar çoğu kez. ya da gözümüze görülenler böyledir. ingiliz şair sylvia plath'in de melankolik olduğunu düşünüyorum. söylenecek çok şey var aslında bu konuda, ilgi alanıma girmiştir hep melankoli konusu...karşılığını yaşam pahasına ödemek koşuluyla da olsa melankolik insan kendi yaşa-mına kendisinin bir anlam verebilmesini istemekte, çoğu kez bunu başaramadığı için de herbir şeyden vazgeçip kuşku, düşkırıklığı ve hüzünle kendi içine çekilmektedir.
mesleklere göre gruplaması da dikkat çekici. güzel yazı, paylaşım için teşekkürler...
Re: MELANKOLİ
işin kötüsü eğer yapacağım bir şey yoksa ben böyle melankoliyi severim, aslında mazoşistlik midir nedir, insan acı çekiyor ama acından mutlu oluyorsun...
Re: MELANKOLİ
selam:)acı çekmeyi sevmek aslında ben melankolik olarak hoşuma gider ama bu bir düşünce bozukluğu gibi geliyor çünkü bixe zarar veren bi şey nasıl sevilir anlamıyorum her şeye rağmen sevmesekte mutlu olmak için uğraşmalıyız çok bilmiş gibi :)konuştum bence melenkoli sadece hüzünlü anlarda hüzünlenmemisi sağlayan faktör devamlı hüzün hali bence düşünce bozukluğu yada değil her neyse kafam karıştı ince konular bunlar familyam melankoliği seviyorum:)morlavanta yazdı:işin kötüsü eğer yapacağım bir şey yoksa ben böyle melankoliyi severim, aslında mazoşistlik midir nedir, insan acı çekiyor ama acından mutlu oluyorsun...
Re: MELANKOLİ
-( sezgi gücünün yüksek olduğu düşünülen 3. grup da "melancholia mentis" dir, tanrısal gizemi anlamaya, sezinlemeye başlamış büyük din bilgelerinden oluşan son derece az sayıdaki yetkin vasıflı kişiyi kapsar.)
grubum bu olmalı bi ara böle tuhaf şeyler yaşamıştım ilahi konularla ilahi aşk gibi ...
birde at yarışında sezgilerim çok güçlüydü bi aralar şimdi bıraktım sıyırmamak için:)
grubum bu olmalı bi ara böle tuhaf şeyler yaşamıştım ilahi konularla ilahi aşk gibi ...
birde at yarışında sezgilerim çok güçlüydü bi aralar şimdi bıraktım sıyırmamak için:)
Re: MELANKOLİ
Melankoli sanat için itici güçtür. Melankolikler hastalıklı değillerdir. Ne köklerimizi biliyoruz ne dünyaya geliş amacımızı. Hayat mücadelesinde birileri fırlatmış atmış bizi sanki. Ben niye melankolik olmayayım ?
BEN IRMAK
mutluyum-mutluyum-mutuyum-mutluyum-mutluyum-mutluyum-mutuyum-mutluyum-
mutluyum-mutluyum-mutuyum-mutluyum-mutluyum-mutluyum-mutuyum-mutluyum-
Re: MELANKOLİ
çile yazdı:Melankoli sanat için itici güçtür. Melankolikler hastalıklı değillerdir. Ne köklerimizi biliyoruz ne dünyaya geliş amacımızı. Hayat mücadelesinde birileri fırlatmış atmış bizi sanki. Ben niye melankolik olmayayım ?
:shock:
...............................~~
Re: MELANKOLİ
ne kadar uzun yazı, eminim çok güzeldir fakat beynim artık böle uzun girdaplı konuları okumak istemiyor.. ince düşünmekten bıkmışım..
Re: MELANKOLİ
günlük hayatta melankoliyi tanımlamak adına herkes farklı şeyler söylüyor ..
beni mutlu edecek herşeye sahip olduğum zamanlar olurdu..bütün sevdiğim insanlar dostlarım yanıbaşımda ve ben hala birşeyleri arıyorum ..eksik olan birşeyler var hala eksik olan birileri var ve o birileri sanki o an yanımda olsalar ferahlayacağım..tamam işte oldu şimdi eksik hiçbirşey yok diyeceğim..ama öyle birisi yokki gelsin gelmeyeceğinden de eminim..bunun sebebi ; aklım,,, olmadığını bildiği halde bu insanı varmış kabul ediyor ve hep gelmesini bekliyor ,bu bekleyiş ve asla gelmeyeceğini bilmesi akla ızdırap veriyor..ama bu ızdırap birçeşit haz veriyor beyne..bu hazzın devamı için de akıl bu imkansız bekleyişi hep sürdürüyor ve kısır döngü devam ediyor..benim melankoli tanımım budur
...eminim birçok kişinin hiç gelmeyeceğini bildiği halde beklediği birileri vardır veya imkansız olduğunu bile bile olmasını umduğu şeyler...bu ızdırabı kendilerine reva görürler çünkü çok garip birşekilde haz duyarlar bundan
beni mutlu edecek herşeye sahip olduğum zamanlar olurdu..bütün sevdiğim insanlar dostlarım yanıbaşımda ve ben hala birşeyleri arıyorum ..eksik olan birşeyler var hala eksik olan birileri var ve o birileri sanki o an yanımda olsalar ferahlayacağım..tamam işte oldu şimdi eksik hiçbirşey yok diyeceğim..ama öyle birisi yokki gelsin gelmeyeceğinden de eminim..bunun sebebi ; aklım,,, olmadığını bildiği halde bu insanı varmış kabul ediyor ve hep gelmesini bekliyor ,bu bekleyiş ve asla gelmeyeceğini bilmesi akla ızdırap veriyor..ama bu ızdırap birçeşit haz veriyor beyne..bu hazzın devamı için de akıl bu imkansız bekleyişi hep sürdürüyor ve kısır döngü devam ediyor..benim melankoli tanımım budur
...eminim birçok kişinin hiç gelmeyeceğini bildiği halde beklediği birileri vardır veya imkansız olduğunu bile bile olmasını umduğu şeyler...bu ızdırabı kendilerine reva görürler çünkü çok garip birşekilde haz duyarlar bundan
Re: MELANKOLİ
kaşif yazdı:günlük hayatta melankoliyi tanımlamak adına herkes farklı şeyler söylüyor ..
beni mutlu edecek herşeye sahip olduğum zamanlar olurdu..bütün sevdiğim insanlar dostlarım yanıbaşımda ve ben hala birşeyleri arıyorum ..eksik olan birşeyler var hala eksik olan birileri var ve o birileri sanki o an yanımda olsalar ferahlayacağım..tamam işte oldu şimdi eksik hiçbirşey yok diyeceğim..ama öyle birisi yokki gelsin gelmeyeceğinden de eminim..bunun sebebi ; aklım,,, olmadığını bildiği halde bu insanı varmış kabul ediyor ve hep gelmesini bekliyor ,bu bekleyiş ve asla gelmeyeceğini bilmesi akla ızdırap veriyor..ama bu ızdırap birçeşit haz veriyor beyne..bu hazzın devamı için de akıl bu imkansız bekleyişi hep sürdürüyor ve kısır döngü devam ediyor..benim melankoli tanımım budur
...eminim birçok kişinin hiç gelmeyeceğini bildiği halde beklediği birileri vardır veya imkansız olduğunu bile bile olmasını umduğu şeyler...bu ızdırabı kendilerine reva görürler çünkü çok garip birşekilde haz duyarlar bundan
bu istek bendede var nedenini buldum ulaşılmayanı aramak sadece ve sadece tanrı olarak görüyorum bilmiyorum herkesi bi ulaşılmazı varsa bu da kim olabilirki?
Re: MELANKOLİ
hımm demek melankoli buymuş. ve ben de melankolikmişim..hem de "melancholia rationis" türünden :shock:
dışa vuran belirtileri nasıl olursa olsun, insanın varoluşunu, diğer insanlarla ilişkilerini irdeleyen* antropolojik bir yaklaşımdır. dünyaya gelmesine, fırlatıp atılmışlığına bir türlü anlam veremeyen dünya ve diğer insanlarla ilişkilerini sürekli sorgulayan ve bütün bunlardan acı çeken*, korkan, varoluş konumundan sürekli güvensizlik duyan, bir türlü kendisi olamadığını duyumsayan ve düşünen insanın durumudur. insanin,dünyada varoluşunun özel bir durumu, özgün bir psişik yaşantidir!
de te fabula narratur
Re: MELANKOLİ
herkesin ulaşılamayanını bilemiyorum..ama biz melankoliklerin ulaşılamayanı öyle biri ki..ona ulaşılması hem imkansız hemde son derece elzem..bu kayıp varlık öyle bişeyki onu aradıkça acı çekiyor acı çektikçe haz alıyor haz aldıkçada onu aramaya (bulamayacağımızı bile bile) devam ediyoruz..bu kısır döngü duygusal yıkımdan beslenen mazoşistliğimizin temelini oluşturuyor.Bronzat yazdı:kaşif yazdı:günlük hayatta melankoliyi tanımlamak adına herkes farklı şeyler söylüyor ..
beni mutlu edecek herşeye sahip olduğum zamanlar olurdu..bütün sevdiğim insanlar dostlarım yanıbaşımda ve ben hala birşeyleri arıyorum ..eksik olan birşeyler var hala eksik olan birileri var ve o birileri sanki o an yanımda olsalar ferahlayacağım..tamam işte oldu şimdi eksik hiçbirşey yok diyeceğim..ama öyle birisi yokki gelsin gelmeyeceğinden de eminim..bunun sebebi ; aklım,,, olmadığını bildiği halde bu insanı varmış kabul ediyor ve hep gelmesini bekliyor ,bu bekleyiş ve asla gelmeyeceğini bilmesi akla ızdırap veriyor..ama bu ızdırap birçeşit haz veriyor beyne..bu hazzın devamı için de akıl bu imkansız bekleyişi hep sürdürüyor ve kısır döngü devam ediyor..benim melankoli tanımım budur
...eminim birçok kişinin hiç gelmeyeceğini bildiği halde beklediği birileri vardır veya imkansız olduğunu bile bile olmasını umduğu şeyler...bu ızdırabı kendilerine reva görürler çünkü çok garip birşekilde haz duyarlar bundan
bu istek bendede var nedenini buldum ulaşılmayanı aramak sadece ve sadece tanrı olarak görüyorum bilmiyorum herkesi bi ulaşılmazı varsa bu da kim olabilirki?