Hiperaktivite nedir, ne değildir?

Sosyal fobi ve psikoloji üzerine makaleler..(Lütfen yazının kaynağını belirtiniz)
Cevapla
var

Hiperaktivite nedir, ne değildir?

Mesaj gönderen var »

Hiperaktivite nedir, ne değildir?
Hiperaktivite son zamanlarda yaygınlaşmış bir kavramdır. Türkçe karşılığı "aşırı hareketlilik" anlamına gelse de, psikoloji ve tıp bilimindeki yorumu farklı anlamlar içermektedir. "Bu çocuk hiperaktif" gibi sözler duyulduğu zaman iki anlamdan birine atıfta bulunuluyor olabilir. Bu sorun "Dikkat Eksikliği Sendromu" veya "Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Sendromu" olarak tanımlanmaktadır.

Dikkat Eksikliği Sendromu'ndan söz edildiği zaman üç temel davranış belirtisi vardır;
  • Dikkat bozukluğu
  • Dürtüsel davranma
  • Aşırı hareketlilik
Bunlara ek olarak beraber görülebilen diğer belirtiler;
  • Organize olamama
  • Yaşıtlar ve kardeşlerle ilişki sorunları
  • Saldırgan davranışlar
  • Düşük benlik algısı
  • Heyecan arayan davranışlar
  • Hayallere dalma
  • Koordinasyon eksikliği
  • Bellek sorunları
  • Tekrarlayıcı düşüncelere takılmak
Hiperaktivitenin bildiğimiz yaramazlıktan farkı nedir?
Halk arasında "yaramaz" diye tanımlanan bazı davranışlar gerçekten de Dikkat Eksikliği Sendromunun belirtileri olabilir. Ayrıca, Öğrenme Temelli Davranış Sorunu diye tanımlanan ve sosyal ortamlarda kazanılmış, istenmedik davranışların gösterilmesi olarak ortaya konan Davranış Bozukluğu da, gözlendiği pek çok durumda Dikkat Eksikliği sendromu ile karıştırılmaktadır.

Ne sıklıkta görülür?
Ülkemizde bu konuda yapılmış sağlıklı bir çalışma olmasa da, dünyanın pek çok kültüründe yapılan çalışmalar bu Sendromun okul çağında çocuk nüfusunun %3- ila %5 inde gözlendiğini göstermektedir. Erkek çocuklarda kızlara oranla 5 kat fazla sıklıkta görülür. Son günlerde çok moda olduğundan "Hiperaktivite" tanısına pek sık rastlanmaktadır. Yukarıdaki oranları unutmazsanız, çocuğunuzun %95 ihtimalle "yaramaz" ya da davranış ya da öğrenme sorunundan dolayı "hiperaktif" olarak tanımlanan davranışları yaptığını düşünebilirsiniz.

Hiperaktivite zeka belirtisi midir?
Araştırmalar bu düşünceyi doğrulanmamaktadır. Aşırı hareket ve dikkat eksikliği ve zekâ arasında bir bağ gözlenmemektedir. Hatta Dikkat Yoğunluğu zekânın önemli bir parçasıdır. Ancak, araştırıcılık ve merak yüksek zekânın önemli göstergeleridir ve bunların yansıması, özellikle okul öncesi dönemde, aşırı hareketlilik olarak da algılanabilir.

Nedeni nedir?
Bu sendromun biyolojik bir temeli olduğu düşünülmektedir. Hem genetik hem de nöropsikolojik çalışmalar bu düşünceyi desteklemektedir.

Nasıl tanınır?
Dikkat Eksikliği Sendromu tanısı mutlaka uzman bir Psikolog tarafından, öğretmen/ebeveyn gözlemlerin taranmasına, psikolojik testlere, davranışsal gözlemlere dayanarak yapılmalıdır.

Büyüyünce geçer mi?
Çalışmalar yardım almayan Dikkat Eksikliği sendromlu çocukların, yetişkinlikte de bu belirtileri gösterdiklerine işaret eder. Üstelik okul deneyiminden de yararlanamayıp ikincil sorunlar da eklenmektedir.

Ne yapılabilir?
Önerilen yöntemler şunlardır;
  • İlaç: Bir Çocuk psikiyatristinin gözetiminde ilaç kullanımının bu sendromun temel özelliklerini kontrolde başarılı olduğu görülmektedir. Ancak, sadece dikkati ve aşırı hareketliliği kontrol altına almak öğrenilmemiş olan becerilerin kendiliğinden kazanılmazsına yeterli olmamaktadır. Onun için ilacın yanı sıra,
  • Anne Baba Aileye yönelik davranışsal yaklaşımlar
  • Çocuğa yönelik beceri geliştirme çalışmaları
  • Okula yönelik davranış kontrolü çalışmaları,
  • Varsa beraber giden diğer sorunlara (Davranış bozukluğu, kaygı, olumsuz benlik, ÖÖG) yönelik yaklaşımlar.
Bu şekilde birkaç koldan yapılan yardım çalışmaları sonunda Dikkat Eksikliği sendromu tanısı almış çocukların %80'inde başarıya ulaşıldığını gösteren çalışmalar vardır.

Ebeveynler için önemli başa çıkma yöntemleri:

Çocuğunuzu kabul edin.
DEBH nörobiyolojik bir sorundur. Astım veya epilepsi gibi uygun ilaçlar ve davranışsal uygulamalarla %80 oranında başa çıkılabilir hale gelir ama yok olmaz. "Büyür geçer" veya "O hiperaktif onun için anlayış göstermeliyiz" anlayışları uygun değildir ve çocuğa ve çevresine zarar verebilir.

DEBH'ın ne olduğunu anlamak önemli bir ilk adımdır. Hangi davranışsal tekniklerin, tutarlı bir biçimde kullanıldığında etkin olduğunun öğrenilmesi önemlidir. İlaç tedavisi ilk başta ani ve önemli değişiklik yapar ancak bir süre sonra sorun davranışlar tekrar kendini gösterir. "İlaç alıyor, tamam artık her sorun çözülecek" diye beklemek büyük hayal kırıklığına neden olabilir. Çocuğunuza "yeni bir davranış" repertuvarı vermenin önemi unutulmamalıdır. Uzun vadeli çalışmalar ilaçla beraber davranışsal tekniklerin uygulanmasının en etkin tedavi yöntemi olduğunu göstermektedir.

Kriz anlarında sakin kalmayı öğrenin. Ebeveynin de gevşeme ve stresle başa çıkma yöntemleri öğrenmesi ve bunları uygulaması önem taşımaktadır. Sakin ve kontrollü olmak çocuğun ihtiyaç duyduğu ilişki ve ortamı kurmaya yarar.

Bir düzeni sürdürün. Okulda ve evde belirgin bir düzenin olması çok önemlidir. Ne zaman-neyin bekleneceğinin bilinmesi ve alışkanlıkların geliştirilmesi de aynı derecede önemlidir. Ancak düzen aynılık demek olmamalıdır. Düzeninin içindeki öğelerde değişiklikler yapılması ilgisini uyanık tutma açısından gereklidir. Geçişlerin zor olduğu bilinip bunlar önceden planlanmalıdır.
İletişimlerde her zaman net ve açık olun. Bu basit gibi görünür ama sıklıkla evde ve sınıftaki sorunların kaynağıdır. İletişim evde ve sınıftaki düzenin temelidir. İletişim belirsiz olunca çocuğun kafası karışır. Yönerge verirken açık ve net, adım adım ve kısa olmaya özen gösterin. Gerektiği zaman yazılı olarak beklentileri, istekleri vermekten kaçınmayın. Kendi kendine söylenmek, dırdır etmek, tartışmak, bağırmak, gürültülü şekilde konuşmak etkin olmayacaktır.

Krizleri başlatan olaylara dikkat edin.
Öğretmenler olsun, ebeveynler olsun davranış sorunlarını başlatan durumları genelde tahmin ederler. Bu tür durumları önceden planlamak ve iletişime, beklentiye ve sonuca önem vermek sorunu olmadan önleyebilir.

Olumlu kalmaya dikkat edin.
Bu öneri okul ve evde sükûnetin devamı için en önemli faktör olabilir. Olumsuz ilgi verildiği zaman çocuğunuz gerginleşebilir. Davranış arttıkça, ilişkiler gerilebilir ve şiddete dönüşene kadar artabilir.

Uygun davranış tekniklerini kullanın.
Veliler ve ebeveynler bir takım kanallar yolu ile davranışsal tekniklerle karşılaşmaktadırlar. Ancak bunlar hakkında zaman zaman yanılgılı sonuçlara varılmaktadır.

"Okulda ödül denendi, buna işlemiyor" gibi sonuçlar yanılgılıdır. Davranış programı yanlış planlanmış olabilir; yani çocuk için aslında etkin olmayan ödüller veya sonuçlar seçilmiş ya da tutarsız veya çok kısa uygulanmıştır. Ne yapılacağı, ne zaman yapılacağını bilmek önemli olduğu gibi davranış değişikliğinin çok yavaş olacağını da akılda tutmak gerekmektedir.

Olanak varsa okulda aynı sorunları yaşayan velilerle beraber bir gruba katılın.
Başa çıkılan sorunlarda yalnız olmadığınızı bilmek, yöntem öğrenmek ve nelerin çalıştığını duymak sizin için yararlı olabilir.

Yazar: Psk. Hacerhan Sarsmaz
Kaynak: CafeRuj
boritta
Mesajlar: 7
Kayıt: 06 Kas 2012, 14:56

Re: Hiperaktivite nedir, ne değildir?

Mesaj gönderen boritta »

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu hakkında Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzm. Dr. Gökçe Küçükyazıcı'nın bir makalesini buldum:

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu - DEHB

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, bireyin akademik başarısı, aile hayatı, sosyal ilişkileri ve benlik saygısı üzerine çeşitli olumsuz etkileri olan ve oldukça sık görülen psikiyatrik bir bozukluktur. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun çocuk ve ergenlerde görülme sıklığı %5-10 , erişkinlikte %4 civarındadır.


Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun en sık gözlenen temel belirtileri şunlardır:

- Hareketlilik
- Dikkat eksikliği
- Dürtüsellik

Bozulukta her üç belirti birada görülebileceği gibi, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) özellikle dikkatsizliğin ön planda olduğu ve hiperaktivite ve dürtüselliğin ön planda olduğu alt tipler şeklinde kendisini gösterebilir.

Bir kişide Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ( DEHB ) varlığından söz edebilmek için, bu belirtilerin 7 yaştan önce başlamış olması, birden fazla ortamda görülüyor olması, sürekli olması ve kişinin günlük yaşamını etkileyecek boyutta olması gerekir.

DİKKAT EKSİKLİĞİ

Dikkat Eksikliği ifadesinden kastedilen aslında dikkatin olmaması değil daha ziyade dikkati belli bir süreyle özellikle zihinsel uğraşı gerektiren ders çalışma, problem çözme veya çocuk için çok da eğlenceli olmayan bir görev esnasında kendisini gösteren bir konsantre olamama durumudur. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar tam tersi eğlenceli, ilgilerini çeken, renkli ve canlı görüntülerin olduğu televizyon ve bilgisayar oyunları karşısında saatlerce sıkılmadan durabilmektedirler.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna (DEHB) sahip çocukların dikkatlerinin dış uyaranlarca kolayca çelinebilmesi nedeniyle, sıklıkla bizlerin farketmedikleri ayrıntıları farkedebilir bu nedenle yanlışlıkla fazlaca dikkatli olarak değerlendirilebilirler. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan öğrencilerin öğretmenleri sıklıkla öğrencinin derste dalgın olduğunu, kendisini dinlemiyormuş göründüğü veya kalemi silgisi veya etrafıyla ilgilendiğinden şikayetçidirler.

Kaynak: http://cocukvegenc.com/icerikdetay-16/d ... -dehb.html
Cevapla