Fobi de bir korkudur. Korkuyla eş anlamlı olarak da kullanılıyor. Korkunun mantığı ve objesi var iken, fobide bir belirsizlik söz konusudur. Örneğin, açık alan fobisi, kapalı alan fobisi, köpek fobisi, hastalık fobisi, sosyal fobi gibi...
Bir çok kişi, ne anlama geldiğini bile bilmeden, bende bilmem ne fobisi var diyor. Fobi, moda bir terim, kullanana entel bir hava veriyor. Ancak, bir yandan da zarar veriyor. Neden zarar veriyor? Çünkü; içeriği ve anlamı tanımsız bir kavram hakkında, akıl ve mantık çözüm üretemiyor. Böylece de fobi, tedavi edilemeyen ya da tedavisi güç bir hastalık sınıfına giriyor. Eh, ne diyelim? Akılsız başın cezası, sıkıntı çekmekmiş. Fobi de sıkıntı olur kalır.
Çözüm: “Her şey, bozulduğu yerden düzelir” ilkesinden hareketle; biraz sağduyu, özgüven içinde anlayış ve arayış. Arayan bulur, Mevlasını da, sevdasını da...
Adı, sanı ne fobisi olursa olsun, fobiyi anlayınca yok olur. Anlamayınca sorun olur. Örneğin, sosyal fobi. Ne demek? Topluluk ve kalabalık içinde kendini huzursuz ve rahatsız hissetmeye sosyal fobi diyorlar. Özgüven eksikliği, yetersizlik duygusu, utanma, sıkılma, çekingenlik... gibi duyguların bir karışımıdır sosyal fobi. Sıraladığımız bu duyguların varlık nedenini ve mantığını anlarsak, çözüm kendiliğinden gelir ve sosyal fobi denen şey yok olur gider. Psikoterapi bunun için var.
Yalçın Kireççi(klinik psikolog)