“Ebeveynlerimizin çoğu çocuklarına –çoğunlukla istemeden ve bilmeden- duygusal zarar verebilmektedir. Onların davranış ve tutumları yeni baş gösteren çocuk benliklerimize karşı olduğunda ve bize has olan, ancak onların hoşlanmadıkları bir yönümüzü ifade ettiğimiz zaman bizi geri çevirdiklerinde veya aşağıladıklarında kendimizi yenilmiş, yıldırılmış ve reddedilmiş hissederiz. Kendi öz benliğimizin yanlış ve hatalı olduğu mesajını ediniriz. Ebeveynlerimize tamamen bağımlı olduğumuzdan ve onların sevgisine, onayına ve korumasına çok ihtiyaç duyduğumuzdan onlardan yabancılaşmaya gücümüz yetmez. Reddedilme veya cezalandırılma travmalarına neden olan duyguları, ihtiyaçları ve dürtüleri saklamayı öğreniriz. Bu parçalarımız kendilerini ifade edemedikleri için içimizde derinlerde bir yerlerde yuvalanır ve bilincimizde gözden kaybolur.
Ancak reddettiğimiz parçalarımız kilit altında tutulamaz. Kendi etraflarında enerji biriktirirler. Baskılar, takıntılar, bağımlılıklar ve arazlar yaratırlar. Yansıtılmış bir şekilde onların enerjileriyle karşılaşmamızı sağlayan insanları ve durumları çekerler. Neyi bir kenara itmeye çalışıyorsak, bize kılık değiştirmiş bir şekilde geri döner, bizi tehdit eder ve ilgimizi ister. Biz onlara karşı düşmanca davrandığımız için düşmanca davranışlara giren içimizdeki kişilikler, dikkatimizi çekmek amacıyla rüyalarımızda istilacılar ve saldırganlar olarak ortaya çıkarlar. Onları görmezden gelmiş, küçümsemiş, usandırmış ve aşağılayarak bir kenara itmişizdir. Ailelerimizin küçükken savunmasız, yeni yeni kendilerini gösteren benliklerimize yaptıkları şeyi kendimize yapmışızdır ki, ailelerimizin yapmayı bildikleri tek şey budur, zira onların da benlikleri kendilerine aynı şekilde davranan ebeveynler tarafından şekillendirilmiştir.
Geçmişin modelleri tarafından sürüklenerek, özlem duyduğumuz şekilde değişim ve kazanımları yaratma konusunda güçsüz kalarak, önceden belirlediğimiz yollardan hareket ederiz. Genellikle neyin eksik olduğunu ve ne aradığımızı bile bilmeyiz. Acılarımızın ve hayal kırıklıklarımızın varlığına o kadar alışmışızdır ki sahip olduklarımızdan fazlasını umut etmeye dahi cesaret edemeyiz.
Kendimizde sahiplenilmemiş parçalar taşıdığımızda benliğimizin merkezinde bir boşluk hisseder, canlılık ve yaşam enerjisinin eksikliğini yaşarız. Yaşam tutkusundan mahrum bir şekilde depresyonla mücadele ederiz veya tutkumuzu, içsel yoksunluğumuzu ancak bir anlığına doldurabilecek insanlara veya deneyimlere yönlendiririz. O zaman her türde yükümlülükler, saplantılar, kötü alışkanlıklar –alkol, ..., aşırı iş, para harcama, aşırı ev temizliği vs.- bizi ele geçirir. Bizi gerçek ihtiyaçlarımızı, korkularımızı, arzularımızı ve acılarımızı hissetmekten uzak tutan ve günü tamamlamamıza yarayan anlık zevkleri sağlayan faaliyetlere bağımlı hale geliriz.
Çocukluğumuzda kabul görmeyen ve bugün de kabul edilmeyeceğinden korktuğumuz duyguları, dürtüleri, arzuları ve düşünceleri bastırırız. Bizim için önemli olan ve bağımlı olduğumuz ilişkileri tehdit edebilecek yönlerimizi bastırırız. Kimliğimiz veya öz imgemiz için tehlike oluşturan, dayanılmaz korkular veya acılar veren ya da utanç veya aşağılanmayla sonuçlanabilecek şeyleri bastırırız. Dürtülerimizi kontrol etmekte zayıfsak, zapt edilemez dürtüler haline gelebilecek ve kontrolümüzü tamamen kaybetmemize neden olabilecek arzularımızı bastırırız. Ayrıca tahammül edemediğimiz içsel karmaşalar yaratan, diğer yönlerimizle fazlasıyla zıtlaşan parçalarımızı da bastırırız.”
Not: Birkaç kaynaktan derlenmiştir. Toplam 3 bölüm. ileriki bölümlerde kaynakları sırasıyla yazacağım. ne yazık ki şimdi yanımda değiller :?
Korku ve Kaygı Üzerine -Bölüm:1- (Bastırma)
- Guess_What
- Mesajlar: 366
- Kayıt: 15 Oca 2006, 20:35
zannetmiyorum.çünkü sen çektiğin sıkıntıların farkındasın.onun için çocuklarınla müthiş bir şekilde ilgilenip onların sorunsuz büyümelerini sağlıyacaksın diye düşünüyorumgc yazdı: bende mi ilgisiz ve anlayışsız bir anne olcam yoksa?
eğer bende baba olursam.babam gibi olmayacağım çünkü
-YAŞANMADAN ÇÖZÜLMEYEN SIR BENİM-
evet hatta abartıp çok şımarık bile yatiştirebilirim.böyle benim gibi olmasından iyidir :roll:turgut_87 yazdı:zannetmiyorum.çünkü sen çektiğin sıkıntıların farkındasın.onun için çocuklarınla müthiş bir şekilde ilgilenip onların sorunsuz büyümelerini sağlıyacaksın diye düşünüyorumgc yazdı: bende mi ilgisiz ve anlayışsız bir anne olcam yoksa?
eğer bende baba olursam.babam gibi olmayacağım çünkü
bizim kendi ailelerimizden farkımız yaptıklarının yanlış olduğunu bilmemiz sanırım.. biz nasıl gördüysek öyle yapcaz demiyoruz. :roll:
sosyal fobi;
bir varmış,
bir yokmuş..
bir varmış,
bir yokmuş..