Bedelini ödemek

Sosyal fobi ve psikoloji üzerine makaleler..(Lütfen yazının kaynağını belirtiniz)
Cevapla
Kullanıcı avatarı
SILVERHORSE
Mesajlar: 224
Kayıt: 21 Şub 2006, 01:43
Konum: İZMİR

Bedelini ödemek

Mesaj gönderen SILVERHORSE »

Harun'un babası Miras Bey oldukça zengindi. Varlıklı bir aile oldukları için Harun'a özel ders aldırıyorlardı. Üstelik bilinen en iyi ve en pahalı hocalardan. Ne var ki Harun'un derslerinde herhangi bir ilerleme olmuyordu.
Babası oldukça endişeleniyordu. Acaba oğlunun zekâsında mı bir problem vardı? Çünkü en iyi hocalar ders veriyor ve bir taraftan da bilinen en iyi okula gidiyordu. Okuldaki kaliteli olduğu varsayılan eğitime ve en iyi özel hocaların verdiği derslere rağmen dersler aynı gidiyordu. Babası gibi Harun da bu işe şaşkındı. Babası, "Senin üstün zekâlı olabileceğini tahmin ediyorum, bir ölçtürelim." diyerek zekâ testi yaptırdı. Ancak testin sonuçları şaşırtıcıydı: Harun'un zekâsı normaldi, ne üstün zekâlıydı ne de düşük zekâlıydı. Peki okuldaki sıradan performansının kaynağı neydi? Miras Bey, üniversitede hoca olan arkadaşı Bilge Bey ile sohbet ederken durumu anlattı. Bilge Bey de Miras Bey'e "Yeterince ödeme yapmıyorsunuz da ondan." dedi. Miras Bey, "Ne diyorsunuz? Çocuğu en pahalı okula gönderiyoruz, en iyi hocalardan ders aldırıyoruz. Bir de rüşvet mi vereceğiz?" diye sitem etti. Bilge Bey ise iddiasında ısrar etti: "Hayır, Miras Bey. Siz parayla ödeme yapıyorsunuz; ama oğlunuz zaman bedelini ödemiyor. İstediğimiz sonuçlara ulaşmak için "zaman" cinsinden ödeme yapmak gerekiyor."

**

Eski iki mahalle arkadaşı yıllar sonra sohbet ediyordu. Vezir ile Vaat sohbet ederken söz kendilerine geldi. Vaat dedi ki: "Ya yıllarca seninle aynı okullara ve hatta aynı sınıflara gittik. Hocalarımız aynıydı, ama sen üniversite sınavında birden arayı açtın. Sen ülkemizin en fiyakalı üniversitesine gittin, bense İstanbul'da sıradan bir üniversiteye gittim. Sonra iş hayatında da senin önün açıldı. 30 yaşıma geldiğimiz günlerde, biraz seni ve kendimi analiz ettim. Okul yıllarında belki ben de senin gittiğin üniversiteye gidebilirdim; ikimiz de kapasite olarak çok farklı değildik gibi geliyor bana. Ama ne var ki, aramızdaki en önemli fark şuydu: Sen okulun zaman bedelini ödemiştin. Bense ödememiştim. Sen günde 300 soru çözerken, ben ancak okulda ve dershanede gördüğüme hiçbir şey eklemeden geziyordum."

**

Baz bir bisiklet ustasıydı. Bisiklete ters binebiliyor; bisikletle merdiven inebiliyor; bisikletle giderken bir elinde içecek, diğer elinde bir sandviç karnını doyurabiliyordu. Bazen bisikletin önünü kaldırıp sadece arka tekerleği üstünde yüzlerce metre gidebiliyordu. Mahallede onun bu hünerlerine hayran küçük bir çocuk vardı. "Baz ağabey, ben de senin gibi bisiklete binmek ve senin yaptığın bu numaraları yapmak istiyorum." dedi. Baz cevap verdi: "Bedelini zaman cinsinden ödemen gerekiyor. Yani bisikletin üstünde o kadar çok zaman geçireceksin ve bu hareketleri yapabilmek için çalışacaksın ki, sonunda bisiklet vücudunun bir parçası gibi olacak; o zaman bisiklete ters de binersin, bisiklet sürerken üç top da çevirirsin."

**

Ünlü bir yazar bir özel okulda konuşma yapıyordu. Özgeçmişi okunduktan sonra sıra dışı bir şey yaptı: "Konuşma yapmak yerine, sorularınıza cevap vermek istiyorum. Böylesi daha yararlı oluyor. Merak ettiklerinizi öğreniyorsunuz." Öndeki öğrencilerden biri hiç beklemeden elini kaldırdı: "Özgeçmişinizi dinledik. Hayatınız özel okullarda geçmiş. Liseniz, üniversiteniz, lisans dereceniz ve hatta doktoranız dahi özel okullarda. Sizin başarınızı bu okullarla açıklayabilir miyiz? Yani ben de sizin gittiğiniz okullara gitsem, ben de sizin gibi ünlü ve başarılı bir yazar olabilir miyim?" Yazar şöyle cevap verdi: "Sizin için yorum yapmam zor. Ama kendim için söylemek isterim ki, bu okullar ve bu okullardaki eğitimcilerimin bana çok faydası olmuştur. Ne var ki, bu okullarda arkadaşlık ettiğim arkadaşlarım benim gibi yazar olmadılar. Ben bir yazar olmak için on binlerce kitap okudum, binlerce sayfa yazdım ve bunların çoğu da yayımlanmadan çöp kutusunu boyladı. Bu iş için zaman harcadım. Üç dört yıl yatağa bile gitmeden sandalye üstünde uyuklayarak çalıştım. Diğer bir deyişle yazar olmak için ödemem gereken bir bedel vardı ve bu, özel okulların bedeli değil. Bu bedel zaman cinsinden bir bedeldi ve sanırım bu bedeli ben hâlâ ödüyorum."

MELİH ARAT ;)
EN MUTLU KİŞİ ,RUHUNDA KÖTÜLÜĞÜN HİÇBİR İZİNİ TAŞIMAYANDIR.
Üzerinde pek çok meyveler bulunan bir dalı, meyvalar aşağı doğru çeker. Meyvasız bir dalın ucu ise, servi ağacı gibi havada olur.
deagolbrandybuck

Mesaj gönderen deagolbrandybuck »

Güzel bir yazı sagol silverhorse
Kullanıcı avatarı
hayal-et
Mesajlar: 1174
Kayıt: 24 Mar 2008, 00:21
Konum: İSTANBUL

Mesaj gönderen hayal-et »

paylaşım için teşekkürler....sılverhorse
Kullanıcı avatarı
KAF_KEF_06
Mesajlar: 233
Kayıt: 31 Oca 2008, 15:11
Konum: ANKARA-İZMİR

Mesaj gönderen KAF_KEF_06 »

çok güzel teşekkürler =D>
NASIL BİTTİYSE BUNDAN ÖNCEKİLER,BU DA BİTER.BİTE BİTE SONUNDA BEN DE BİTERİM OLUR BİTER.../AZİZ NESİN
Kullanıcı avatarı
troya2
Mesajlar: 209
Kayıt: 20 Şub 2008, 23:19

Mesaj gönderen troya2 »

sf nin bedeli nedir.

sf li ahmet ile sf li ayşe varmış ahmet keşke sf den kurtulsam diyerek hep sf forumuna girip yazı yazarmış şikayet edermiş. çok kötüyüm berbatım. karamsarım . elimden birşey gelmiyor. terliyorum kızarıyorum yazarmış foruma.. ayşe ise foruma girip forumdan alacağını alınca ve evde tv internette çözüm olmayacağını anlayınca dr piskiyatrist piskolog demeden boyuna tedavi için koşturmuş. dr lara piskiyatristlere küsmeden bu dr olmadı öteki piskologu deneyeyim bu ilaç olmadı ötekini deneyeyim demiş. sürekli çözüm peşinde koşturmuş.. ve iki arkadaş üniversiteyi kazanmışlar .. ahmet üniversitede daha da zorlanmış çünkü kendi başına sosyalolması gereken okulda yurtta iyice zorlanmış yapayalnız kalmış ve sonunda okulu bırakmış..

ayşe ise okulda bile tedavisi için sızlannak yerine uğraşmış dr piskiyatrist piskolog bu olmadı ötekinden çözeceğim diyerek sürekli uğraşmış ve okulunu ilaçların da faydasıyla bitirmiş. sf de bir adım öne atmış... okulunu bitirmiş...
Mal sahibi Mülk sahibi hani bunun ilk sahibi ,Malda yalan mülkte yalan gel birazda sen oyalan. ...herkes kendi hayatının kahramanıdır..tırmanmak istediğimiz bi dağ,kurtarmak zorunda olduğumuz bi hayat vardır,bu kendimizinki bile olsa..
burali

Mesaj gönderen burali »

Güzel paylaşımlar...
Zaman cinsinden bedel ödemek...
Kullanıcı avatarı
BiR UMUT VAR
Mesajlar: 2312
Kayıt: 23 Ara 2006, 15:08
Konum: kendini unuttuğu yerden

Mesaj gönderen BiR UMUT VAR »

hayalle yaşarken gerçek dünyada
zamanı içmişiz haberimiz yok
gözlerden süzülen gözyaşlarıyla
harcanıp bitmişiz haberimiz yok...
BİR UMUTLA BAŞLAR HERŞEY...
kyle35
Mesajlar: 509
Kayıt: 29 May 2008, 09:10

Mesaj gönderen kyle35 »

bence saçma olmuş.eğer bir insan yaptığı işi vakit kaybı bedel ödemek olarak görüyorsa o işte başarılı olması pek beklenemez.sevmek lazım dimi yane.
Kullanıcı avatarı
naribeyza
Mesajlar: 2287
Kayıt: 16 Nis 2006, 14:31

Mesaj gönderen naribeyza »

kyle35 yazdı:bence saçma olmuş.eğer bir insan yaptığı işi vakit kaybı bedel ödemek olarak görüyorsa o işte başarılı olması pek beklenemez.sevmek lazım dimi yane.
Yukardaki yazıda bundan böyle bahsedilmiyor ki.Zaten bir insan zevk almadığı şeye vakit ayıramaz ki.Kendine bir çeşit kendini güdüleyici kurallar koyar ve hedefine ulaşır ve bu bedelleri ödemeyen insanın da ondan sonra kalkıp neden ben değil de o demeye hakkı yoktur.Bunu demek istemiş ana fikir olarak.Netekim :P bu dünyada herşeyin bir bedeli var.
Suya yazı yazmak gibi birşey zaman ve tutamazsın ömür bir nehir gibi akıp gider avuçlarından...
Naribeyza
katre

Mesaj gönderen katre »

zaman ayırmanın yanında yetenekde olması gerekir.yalnızca zaman ayırmak yeterli olmayabilir. en azından yazar ve bisikletçi örneğinde..
Kullanıcı avatarı
naribeyza
Mesajlar: 2287
Kayıt: 16 Nis 2006, 14:31

Mesaj gönderen naribeyza »

katre yazdı:zaman ayırmanın yanında yetenekde olması gerekir.yalnızca zaman ayırmak yeterli olmayabilir. en azından yazar ve bisikletçi örneğinde..
katrecim yetenek de çok belirsiz bir kavram bana göre.Geçende kardeşimle konuşuyoduk.Avrupa da ne kadar çok yetenekli insan var bir çok dalda görünüşde değil mi?Ama dünyanın en iyi tenisçisinin eline 3-4 yaşlarında tenis raketi vermeye başlamışlar dedik hayatını izlerken.En iyi yüzücüler de yine o yaşlarda yüzmeye başlamışlar ve yine bir çocuk görmüşdüm tvde.Daha 8 yaşına gelmeden babası düzenli piyano,keman vs. enstürümanları çalabilmesi için dersler aldırmış oğluna.Şimdi çocuk neye yönlendirilir ve zamanı onunla geçirmesi sağlanırsa o çocuk ona eğilim gösterip ona göre yetenekli diye etiketleniyor.Çocuklarını küçük yaşda neye yönlendirirlerse aileler ay benim çocuğum bu konuda çok yetenekli o yüzden diyor halbuki erken yaşlarda eğitim almaya ve ona zaman ayrımaya başlamak önemli bana göre.Belki hepimiz de küçük yaşlarda birşeylere yönlendirilseydik ve bunları öğrenerek bu yaşlara gelseydik yani zaman ve emek (tabii para en önemlisi de) ayrılmış olsaydı belki bizler de bugün çok başarılı sanatçı veya sporcular olabilirdik.
Suya yazı yazmak gibi birşey zaman ve tutamazsın ömür bir nehir gibi akıp gider avuçlarından...
Naribeyza
Cevapla