Öze Dönüş

Sosyal fobi ve psikoloji üzerine makaleler..(Lütfen yazının kaynağını belirtiniz)
Cevapla
Kullanıcı avatarı
SILVERHORSE
Mesajlar: 224
Kayıt: 21 Şub 2006, 01:43
Konum: İZMİR

Öze Dönüş

Mesaj gönderen SILVERHORSE »

Sevgili dostum Mevlüt Aksan ile telefonda sohbet ediyoruz. Dünyada ve Türkiye'de bir öze dönüş olduğunu söylüyor.
Kalıcı Olmak ve İyiden Mükemmele başlıklı süper kitapların yazarı Jim Collins'ten örnekler veriyor. Collins, İyiden Mükemmele isimli kitapta liderliğe yepyeni bir tanım getiriyor. Lider, tevazu içinde ekibine ve müşterilerine hizmet eden bir hamaldır. Collins'in kitabında konuşmalarından alıntılar verilen dünya çapında şirketleri başarıya taşıyan genel müdürlerin bazıları, tamı tamına kendilerini "hamal" olarak tanımlıyorlar. Bu ifade, bazılarının cümlelerinde "ben bir yük hayvanıyım"a dahi dönüşüyor. Ortada bir başarı olduğunda "ben yaptım" demiyorlar; "Arkadaşlarımın çabaları olmasaydı başaramazdık" diyorlar. Mevlüt, bu tarzda bir liderlik anlayışının, hizmetle bezenmiş tevazu dolu yol göstericiliğin tasavvufta olduğunu belirtiyor. Onun sözlerini doğrulayan Hz. Muhammed'e ilişkin anekdotlar da var. Hz. Muhammed, bir meclisteyken aynı zamanda hizmet ediyor. İçeriye giren bir adam, "Bu meclisin lideri kim?" diye sorunca, Hz. Muhammed, "Ben bu meclisin hem hizmetkârıyım hem de lideriyim." diye cevap veriyor. Bir anekdot olarak dinlediğim için aktarımda hata varsa affedin. Gösterişli karizmatik liderlikten tasavvufî liderliğe bir dönüş var. Son zamanların en popüler konusu koçluk da aslında bu dönüşün bir başka yansıması. Batı dünyası kendine has terimlerle, kültürümüzde ve dinimizde olan değerlere dönüyor.

İnsanların daha doğal ürünlere dönmesi de öze ve sadeliğe dönüşün bir başka göstergesi. Eskiden işlenmiş ürünler en pahalı ürünler olurdu; artık dokunulmamış organik ürünler en pahalı ürünler oldu. Yani doğaya dokunmadan korumak ve onun ürünlerinden yararlanmak, doğayı işleyerek onun ürünlerinden yararlanmaktan daha ucuz. Katkı ve koruyucu maddesi olmayan doğal ve çabuk bozulabilen ürünlere talep giderek artıyor. Gün içinde çay yerine su içmeye başlayan profesyoneller dahi görüyoruz. Bizim seminer salonumuza gelenlerin neredeyse hiçbiri kola içmiyor. Onun yerine su, meyve suyu tercih ediliyor.

Popüler kültürün yıldızlarında da manevi bir arayış, bir öze dönüş arayışı var. Ünlü mankenlerden bazıları artık gece kulüplerinin çıkışında değil, Eyüp'te sabah namazı çıkışında fotoğraflanıyor. Eyüpsultan Camii'nin çevresindeki kafeteryalarda ünlü iş insanları sabah namazından sonra sohbet ediyorlar.

Ekip arkadaşım Nur Eda Sertkaya "Öze Dönüş" diye bir kitap hazırlıyor. Ankara'da kahvaltı ederken yaptığımız sohbet sırasında, "Öze dönüş ne ile başlıyor?" diye soruyorum. "Farkındalıkla başlar. En önce insan özden uzaklaştığını fark etmeli ki, bir sorgulama sürecinin sonucunda öze dönmeyi düşünebilsin." Sohbet ederken "İnsanın özü nedir ki?" diye soruyorum ve kendi kendime cevaplıyorum. "İnsanın özü, ana rahmidir. Hiçliktir. Biraz ileriye gittiğimizde günahsız, muhtaç ve iyi bir çocukla karşılaşırız. Bu da tevazu değil, tevazu içinde olma zorunluluğudur."

Mevlüt ile sohbet ederken, "Bütün bu öze dönüşün ipuçlarını görüyoruz; ama dünyada çok sınırlı sayıda insan öze dönüyor." diyorum. İnsanların yaşlarının ilerlemesiyle bir olgunlaşma, bilgeleşme, sadeleşme ve öze dönüş bekliyoruz. Ne var ki, insanlar yaşlarıyla paralel olarak bilgeleşmiyorlar. Yaşadığımız tecrübeler ve bu tecrübelerden ders çıkarabilme düzeyimiz bizi bilgeleştiriyor. Allah insana ruh üflemiş. Bu, insanları yücelten ve onun potansiyelini ortaya koyan bir özellik. Sanat ile konuşuyoruz. "İnsanın hayvanlardan yukarıya çıkması peygamber özelliklerini; dürüstlük, iyilik, hizmetkârlık, çalışkanlık ve daha birçoklarına sahip olmasına bağlı." diyor.

Bütün bunlarla Türkiye gerçeğine baktığımızda, öze dönüşten çok, özden uzaklaşma görüyoruz: Toplum içi kamplaşma ve düşmanlık, hoşgörüsüzlük, anlayışsızlık, yapıcılık yerine yıkıcılık... Kalplerimizin yumuşaması ve gönül gözlerimizin açılması dileğiyle...

MELİH ARAT ;)
EN MUTLU KİŞİ ,RUHUNDA KÖTÜLÜĞÜN HİÇBİR İZİNİ TAŞIMAYANDIR.
Üzerinde pek çok meyveler bulunan bir dalı, meyvalar aşağı doğru çeker. Meyvasız bir dalın ucu ise, servi ağacı gibi havada olur.
Cevapla