1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Majik Takıntılar

Gönderilme zamanı: 20 Ağu 2007, 16:30
gönderen fade to black
Büyüsel Takıntılar
Büyüsel (majik) takıntıları olanlar, sadece akıllarından geçen düşünceler yüzünden uzakta olan olayların değişebileceğinden, genellikle de insanların zarar görebileceğinden korkarlar. Mesela elektrik düğmesini kapatırken otobüsle İstanbul'dan Ankara'ya gitmekte olan oğlunun kaza geçirme ihtimali aklına gelirse, şöyle düşünebilir takıntılı bir kişi:

-'Işığı kapatıp şehir cereyanının odaya girmesini önledim. Ya aynı anda oğlumun da hayatla bağlantısı kesilirse?' Ve oğlunu kurtarmak için ışığı tekrar açabilir. Bu düşünceden kurtulana kadar da ışığı defalarca açıp kapayabilir.

Bir hastamız da çorap giyerken Amerika'daki oğlunu düşünürse onun başına çoraplar örülebileceğinden korkuyor, müthiş bir sıkıntıya kapılıyordu. Üstelik oğlunun başına örülecek çoraplardan kendisini sorumlu tutuyordu. Oğlunu kurtarmak için de çorabını çıkarıp tekrar giyiyordu.

Bir başka hastamız yeni bir eşya aldığı gün cenaze arabası görürse, mezarlık kenarından geçmek mecburiyetinde kalırsa veya bir vefat haberi alırsa, o eşyanın ölüm getirebileceği düşüncesini kafasından atamıyordu. Mutlaka o eşyadan kurtulmak zorundaydı. Ya birine vermeli ya atmalıydı. Böyle bir muhakemenin çok mantıksız olduğunu biliyor, ama eşyayla ölüm arasında kurduğu bağlantı bir türlü kafasını rahat bırakmıyordu. Bize geliş sebebi, her ay yüz milyonlarca liralık eşyayı atmak veya dağıtmak zorunda kalması, bu yüzden uğradığı maddi zarardı.

Genç bir hanım odadan içeri girerken babasının hasta olabileceğini düşünürse kapıdan çıkıp tekrar tekrar içeri giriyordu. Ta ki hastalığı düşünmeden içeri girene kadar.

Görüldüğü gibi birbiriyle hiç ilişkisi olmayan iki olay arasında bağlantı kurulmaktadır. İşte bu yüzden bu tür takıntılara 'büyüsel' veya 'majik (magical)' takıntı adı verilir.

Halk arasında yaygın olan çeşitli hurafeler, büyüsel takıntıları andırır. Tehlikeden kaçınmak için tahtaya vurmak gibi. Tahtaya vurmakla hiçbir zararı önlemenin mümkün olmadığını herhalde herkes kabul eder. Ancak yine de tahtaya vurmaktan kendilerini alamaz insanlar. Zararı önlemenin başka bir popüler yolu da kurşun döktürmektir. Dini bir temeli olmayan kurşun döktürme töreni de, büyüsel düşüncenin yaygın olduğu asırlardan kalma bir uygulamadır. Hıristiyanların beladan uzak durmak için 13 rakamıyla temaslarını asgariye indirdikleri de malumdur. Cansız varlıklara uğur veya uğursuzluk atfetmek de büyüsel düşünceye örnek gösterilebilir.

Uzm. Dr. Oğuz Tan


Kaynak: obsesifkompulsif.com

Gönderilme zamanı: 20 Ağu 2007, 16:33
gönderen fade to black
Sanirim bu sinifa giriyor ama 17 Ağustos depremi olduktan sonra kendimi suçlamıştım. Çünkü her gece uzun uzun dua ediyordum ve bu dualarda deprem olmaması dileği de bulunuyordu. Deprem olduktan sonra "ben dua etmediğim için olduğuna" epey bir süre inandim.

Kontrol ve düzen takintisi ile kendini herseyden sorumlu görme/sürekli aşağılık ve suçluluk duygusu/bir şeyler ters giderse dışlanmaktan korktuğun için asla sorumluluk alamamak/dolayısıyla bir işte başarılı olamamak/kısır döngü olarak stresin artması. Bence hastalığın kısa bir özeti bu olabilir.

Gönderilme zamanı: 20 Ağu 2007, 16:37
gönderen fade to black
Bir de hani kötü bir şeyden bahsedilince üç kere tahtaya vurma olayı vardır ya. Ben söylemeyip yalnızca aklımdan bile geçirince tahtaya vururum. Ve bir türlü rahatlayamam doğru vurmadım elim kaydı parmağım tahtaya değmedi gibi vesveseler aklımdan geçer. Sonunda takıntılar yüzünden 999 kere tahtaya vurmuş olurum :P Bir de sürekli ama sürekli içimden takıntılı olarak dilekte bulunurum. Çünkü aklıma sürekli endişeler ve vesveseler gelir. Bunlardan kurtulmak için tekrar tekrar dua ederim ama tabii beyin takıntılı ve hasta olunca bir iki kere dua etmek kesmiyor bir çok defa ediyorsunuz bu sefer de ay acaba fazla mı dua ettim diye içinize kurt düşüyor şimdi fazla dua ettim diye acaba tersi olur mu vs :P aklınıza her türlü saçma düşünce, vesvese geliyor...

Gönderilme zamanı: 20 Ağu 2007, 18:10
gönderen sessiz gemi
Violet bu takıntıların seni rahatsız etse de güzeldir ya En azından zihnini meşgul edecek birşeyler bulabiliyorsundur Canın sıkılmaz yani yoksa saçmalıyor muyum :P

Gönderilme zamanı: 20 Ağu 2007, 20:46
gönderen crvena_zvezda
Majik takıntılar kesinlikle bende de var... :?

Mesela bir tanıdığımı gördüm diyeyim aklımdan şöyle şöyle yapmazsam başına bişey gelir diyorum ve yapıyorum...

Buna benzer örnekler işte... :|

Gönderilme zamanı: 21 Ağu 2007, 09:10
gönderen fade to black
picahontas yazdı:Violet bu takıntıların seni rahatsız etse de güzeldir ya En azından zihnini meşgul edecek birşeyler bulabiliyorsundur Canın sıkılmaz yani yoksa saçmalıyor muyum :P
evet :P

Gönderilme zamanı: 22 Ağu 2007, 13:49
gönderen BiR UMUT VAR
takıntı ister istemez herkesde az çok vardır

Gönderilme zamanı: 22 Ağu 2007, 14:17
gönderen fade to black
BiR UMUT VAR yazdı:takıntı ister istemez herkesde az çok vardır
Bizim bahsettiğimiz herkeste görülen tip ve seviyede takıntı değil. Takıntı ve zorlantı sürekli ve had seviyede.

Gönderilme zamanı: 22 Ağu 2007, 17:53
gönderen BiR UMUT VAR
violet yazdı:
BiR UMUT VAR yazdı:takıntı ister istemez herkesde az çok vardır
Bizim bahsettiğimiz herkeste görülen tip ve seviyede takıntı değil. Takıntı ve zorlantı sürekli ve had seviyede.
anladım

Gönderilme zamanı: 23 Ağu 2007, 23:55
gönderen crvena_zvezda
violet yazdı:
BiR UMUT VAR yazdı:takıntı ister istemez herkesde az çok vardır
Bizim bahsettiğimiz herkeste görülen tip ve seviyede takıntı değil. Takıntı ve zorlantı sürekli ve had seviyede.
Kesinlikle... :(

Gönderilme zamanı: 07 Tem 2008, 17:25
gönderen busra
fade to black yazdı:Bir de hani kötü bir şeyden bahsedilince üç kere tahtaya vurma olayı vardır ya. Ben söylemeyip yalnızca aklımdan bile geçirince tahtaya vururum. Ve bir türlü rahatlayamam doğru vurmadım elim kaydı parmağım tahtaya değmedi gibi vesveseler aklımdan geçer. Sonunda takıntılar yüzünden 999 kere tahtaya vurmuş olurum :P Bir de sürekli ama sürekli içimden takıntılı olarak dilekte bulunurum. Çünkü aklıma sürekli endişeler ve vesveseler gelir. Bunlardan kurtulmak için tekrar tekrar dua ederim ama tabii beyin takıntılı ve hasta olunca bir iki kere dua etmek kesmiyor bir çok defa ediyorsunuz bu sefer de ay acaba fazla mı dua ettim diye içinize kurt düşüyor şimdi fazla dua ettim diye acaba tersi olur mu vs :P aklınıza her türlü saçma düşünce, vesvese geliyor...
aynıları bende de var günümün büyük bir çoğunluğunu bu düşüncelerle geçiriyorum :?

Gönderilme zamanı: 07 Tem 2008, 18:11
gönderen troya2
obsesyon yani sabit fikir.... o fikri kafanızdan atmak isteyip sürekli onla meşgul olmak ....... obsesyondan kaçmayın diyen de bu dr du zaten... o fikir aklına gelmesin diye neler yaparsınız o ysa bırakın onu düşünün uzun uzun yazı yazın size tabu olmasın.... kaçmayın yaklaşın diyordu... takıntılar oğuz tan kitabını geniş bilgi için satın alın.....

Gönderilme zamanı: 15 Eki 2008, 11:16
gönderen athena
fade to black yazdı:Bir de hani kötü bir şeyden bahsedilince üç kere tahtaya vurma olayı vardır ya. Ben söylemeyip yalnızca aklımdan bile geçirince tahtaya vururum. Ve bir türlü rahatlayamam doğru vurmadım elim kaydı parmağım tahtaya değmedi gibi vesveseler aklımdan geçer. Sonunda takıntılar yüzünden 999 kere tahtaya vurmuş olurum :P Bir de sürekli ama sürekli içimden takıntılı olarak dilekte bulunurum. Çünkü aklıma sürekli endişeler ve vesveseler gelir. Bunlardan kurtulmak için tekrar tekrar dua ederim ama tabii beyin takıntılı ve hasta olunca bir iki kere dua etmek kesmiyor bir çok defa ediyorsunuz bu sefer de ay acaba fazla mı dua ettim diye içinize kurt düşüyor şimdi fazla dua ettim diye acaba tersi olur mu vs :P aklınıza her türlü saçma düşünce, vesvese geliyor...
Bu olay zaten spontane bir adet haline gelmiş hani mantıklı düşünürsek ne alaka ama işte illaki tahtaya vur,tahta yok duvara vur gerçi biz kolayını bulduk kötü bir şeyden bahsederken genelde arkadaşlarla kafamıza vururuz ikimizde güya negatif enerji,kötülüğü nötr hale getiriyoruz böylece 8) (saçma mı saçma aslında ama alışkanlık oldu :) ) birde hani derler ya gün içinde mutlu neşeli vakit geçirdin aman fazla sevinme kesin arkasından üzücü bir şey olur :shock: yani bu korkuyla zaten sevinmeyede korkar oluyorsun saçma gibi gelsede bilinçaltında yer buluyor yinede bu korkular :roll: