içinizdeki o büyük adamı yenin

Çözüm önerileriniz..
Cevapla
Kullanıcı avatarı
tradewind
Mesajlar: 175
Kayıt: 23 Oca 2010, 14:24

içinizdeki o büyük adamı yenin

Mesaj gönderen tradewind »

öncelikle belitmek isterimki sf diye bir şey yok tamamen narsizm kapsamına giren bir olgudur.aslında işin temeline bakılırsa narsizminde çok kişilik kapsamında değerlendirlmesi gerektiğini görüyorum sf li biri neyi yapamıyor, niçin yapamıyor,buna etki eden faktör nedir soruların cavabına bakılırsa içinizdeki büyük birininin bunu engellediğini görürüz.aslında o içinizdeki büyük adam sizin mutluluğunuzu istemeyen başarınızın üstünü örterek engelliyen farkı,sinsi ,dost gibi görünerek bütün hayatınızı mahfeden sizden farklı biridir. siz o değilsiniz.gelin sizin için bu büyük adamı dinlemeyin bırakın utansız,bırakı yüzü kızarsın ,bırakın elleri titresin.topluluk önünde çıkın konuşun kendinizin kişilik bozukluğuna yakalandığını anlatın.ben fobiliyim deyin.bu arada o sizi engellemeye çalışacek rezil oluyorsun diyecek. deli derler diyecek fakat tam tersi insanlar sizin yürekli ve kimsenin cesaret edemediği bu davranışları karşısında asla büyük adamın dediği gibi yapmayacak diyelim ki birileri size güldü bırakın gülsün.gülün deyin içinizdeki dost sandığınız büyük adamadır bu gülmeler. halbuki normalin ölçüsünde hareket ediyorsunuz yani gerçek nedir onu anlatıyorsunuz.buna rağmen büyük adam sizi durdurmaya ve başarısızlaştırma çalışacak fakat narsistik kişilik bozukluğunun kronikleşmiş benliğin bunu yapması öylesine zorki yani büyük adamı dinleme o kadar zorki bazen empati kurarak başkalaşılarak büyük adamı dinlemiyebilir fakat burada dikkat edilmesi gereken bir yer var . başkasına empati kurulurken zaten kişi başkasıdır büyük adam buna müsade ediyor fakat kendi olmasına asla izin vermiyor anlamalıyız çok kişiliğe kaçmada farklı bir bozukluk dolayısıyla anlıyoruz büyük adam zararımıza olan her şeye izin verirken yararımıza özümüze yönelik hiç bir şeye izin vermemektedir içimizdeki büyük adamı yendiğiniz an tüm fobilerde geçerli emin olun ki normalleşecek ve kendiniz dahada anlatabilecek istediğiniz yerde konuşabileceksiniz bu çerçevede narsistik kişilik tedasiyle sf dediğiniz olgu da kalkacağı için sf nin narsizm kapasamında değerlendirilmesi gerekir ilaç tedavisyle de paxil'e erken cavap verir
sen ne güzel şeysin laleağacı!!
sigmund

Re: içinizdeki o büyük adamı yenin

Mesaj gönderen sigmund »

Böyle söyleyince insanların nasıl bir tepki vereceğini zannediyorsunuz ?
tradewind yazdı:..çtopluluk önünde çıkın konuşun kendinizin kişilik bozukluğuna yakalandığını anlatın.ben fobiliyim deyin...
Kullanıcı avatarı
antonio_montana
Mesajlar: 234
Kayıt: 13 Ara 2009, 19:28

Re: içinizdeki o büyük adamı yenin

Mesaj gönderen antonio_montana »

1-pskyatristlere söyle o zaman boşuna arştırma yapmışınız de. madem sf diye birşey yok.
2-bu büyük adamda komikmiş, büyük ayak gibi :D (öyle bizi vardı eskiden) rüyalarına filan girmiyordur umarım :D
3-senin tanımına göre sosyal fobisi olan herkes narsistik kişilik bozukluğu var. teşhisi koydun narsistik kişilik bozukluğu. tedaviyi belirledin paxil. allah razı olsun daha ne diyelim :D :D :D
Kullanıcı avatarı
antonio_montana
Mesajlar: 234
Kayıt: 13 Ara 2009, 19:28

Re: içinizdeki o büyük adamı yenin

Mesaj gönderen antonio_montana »

sigmund yazdı:Böyle söyleyince insanların nasıl bir tepki vereceğini zannediyorsunuz ?
tradewind yazdı:..çtopluluk önünde çıkın konuşun kendinizin kişilik bozukluğuna yakalandığını anlatın.ben fobiliyim deyin...
[smilie=rofl.gif] [smilie=rofl.gif] [smilie=rofl.gif] salak mı lan bu derler adama :D
Kullanıcı avatarı
manzara
Mesajlar: 1981
Kayıt: 08 Şub 2010, 21:58

Re: içinizdeki o büyük adamı yenin

Mesaj gönderen manzara »

o adam çok buyuk. ezer geçer. no war.
BEN BENİM
Kullanıcı avatarı
manzara
Mesajlar: 1981
Kayıt: 08 Şub 2010, 21:58

Re: içinizdeki o büyük adamı yenin

Mesaj gönderen manzara »

antonio_montana yazdı:
sigmund yazdı:Böyle söyleyince insanların nasıl bir tepki vereceğini zannediyorsunuz ?
tradewind yazdı:..çtopluluk önünde çıkın konuşun kendinizin kişilik bozukluğuna yakalandığını anlatın.ben fobiliyim deyin...
[smilie=rofl.gif] [smilie=rofl.gif] [smilie=rofl.gif] salak mı lan bu derler adama :D
bu mesajında çok kırıcı olmuşsun. bilmem farkındamısın.
BEN BENİM
Kullanıcı avatarı
antonio_montana
Mesajlar: 234
Kayıt: 13 Ara 2009, 19:28

Re: içinizdeki o büyük adamı yenin

Mesaj gönderen antonio_montana »

bnce büyütüyorsun, öyle derim demedim, gerçek hayatta söylenen sözü söyledim. bence bunda alınacak bişey yok
Kullanıcı avatarı
manzara
Mesajlar: 1981
Kayıt: 08 Şub 2010, 21:58

Re: içinizdeki o büyük adamı yenin

Mesaj gönderen manzara »

antonio_montana yazdı:bnce büyütüyorsun, öyle derim demedim, gerçek hayatta söylenen sözü söyledim. bence bunda alınacak bişey yok
mesajını yanlıs anlamısım. yeni farkettim.
BEN BENİM
Kullanıcı avatarı
gökyüzü570
Mesajlar: 15
Kayıt: 08 Şub 2010, 21:14

Re: içinizdeki o büyük adamı yenin

Mesaj gönderen gökyüzü570 »

tradewind yazdı:topluluk önünde çıkın konuşun kendinizin kişilik bozukluğuna yakalandığını anlatın.ben fobiliyim deyin.
Bunu asla yapamam. Zaten kızardığımda etrafımdakiler SF'li olduğumu anlayacaklar diye çok korkuyorum. Diğer insanlar gibi olmadığımın bilinmesini istemiyorum.[smilie=blush.gif]
DoğRuYu ßuLana KaDaR YanLış YapaCm HayaT .. !
sosyalfobik
Mesajlar: 20
Kayıt: 03 Tem 2011, 03:15

Re: içinizdeki o büyük adamı yenin

Mesaj gönderen sosyalfobik »

çok doğru bir yazı olmuş.narsist her zaman haklıyım der sizin bağımsız olmanızı istemez ve bunu çeşitli manipülasyonlarla utandırarak suçlayarak ayıplayarak yapar.burada önemli olan nokta sizin normal şeyleri(kendi kararkarınız düşüşnceleriniz eylemleriniz) yaparken narsist ebeveynin bu manipülasyonlarla sizi utandırması suçlaması vbdir.siz bunun anormalliğini farkedip bu narsist tavır ve kişiyi anlayıp anlamlandırıp nasıl karşı koyacağınızı bilmediğiniz farkedemediğiniz zaman normal şeyleri yaparken(yeme içme gülme eğlnme) bile utanır sıkılırsınız.dolayısıyla önce içinizdeki narsist ile yüzleşip sizden neyi nasıl çaldığını görmeniz gerek.
narsist ebeveyne sahip biri ya ebeveyni gibi narsist olur yada sosyal fobik.
içinizdeki sizi aşağılayan utandıran kendi gerçekliğinizi sorgulayan ses var ya o ses onunla hesaplaşmadan zaten toplum içinde sosyal fobili olmamak zor.
ekşi sözlükte demesi kolay nickli yazarın entrysini bırakıyorum:

narsisist aile olarak mı açsam diye bi tereddüt ettim ama narsist daha sık kullanıldığı için böyle devam etmeye karar verdim.

öncelikle kişisel yorumumu yapacağım: 30 yaşından sonra aydınlanma yaşıyorum. bunca senedir yaşadığım sıkıntıların ne olduğunu, neden kendimi kötü hissettiğimi, neden "diğerleri gibi" olamadığımı düşünüp kafayı yemekle meşguldüm. en sonunda; kötü bir evlat, kötü bir insan olduğuma; hadi en iyi ihtimalle deli olduğuma kanaat getirmiştim.

götümden element uydurduğumu filan düşünüyordum. "heralde ben manyağım ki böyle iyi insanlara bu şekilde çıkışıyorum" vs diyordum.

suçluluk hissi yakamı hiç bırakmadı.

artık çaresizlikten ve yılgınlıktan, çareyi internette aramaya karar verdim. daha önce de milyon tane makale okumuştum bununla ilgili ve yollar hep "ama o senin annen/baban; onlara karşı daha nazik olmalısın" cümlesine çıkıyordu.

dün, hangi kelimeyle, ne aradım; ne ettim de bu makaleleri buldum bilmiyorum. neticede buradayım. "narsist aile" adlı olguyla tanıştım.

dilerim birileri denk gelir ve rahatlar. ingilizce kaynak bol bol var ama türkçe yok denecek kadar azdı. (belki biz de milletçe narsist aile sendromundan muzdarip olduğumuz, hatayı kendimizde arayamadığımız içindir) (bizde? türklerde? aile sorunu? güldürmeyin canım?!! peh!!)

benden size, küçücük bir ayna...

dilerim iyileşmek için nefis, tertemiz ve kuvvetli bir enerjiniz vardır hala...

narsist ailede, ebeveynin biri ya da her ikisi birden narsist olabilir. teki bile yeterliyken, ikisi birden öyleyse allah kolaylık versin bebeğim.

kopi peyst değil alınteri diyicem de yalan olucak. ingilizcesini aynen yabıştırdım; ordan türkçeye çevirdim. aman! neticede alınteri işte:

sırlar:

aile sırrı şudur: çocuğun duygusal ihtiyaçları karşılanmaz ya da çocuk duygusal anlamda şiddet görür. narsist ailenin alametifarikasıdır bu. çocuğa şu mesaj verilir: "dışardakilere hiçbir şey çaktırma; her şey yolundaymış gibi davran"

imaj:

narsist aile, imaja odaklanmıştır. mesaj şudur: biz herkesten daha büyük, daha iyiyiz; hiçbir sorunumuz yok. ne olursa olsun, mükemmellik maskesiyle gezmemiz gerekir. çocuk mesajı alır: "komşular ne der? akrabalar ne der? eş dost ne der?" bunlar, ailedeki başlıca korkulardır. her zaman yüzüne bi gülümseme oturtarak gezmelisin.

negatif mesajlar:

çocuklara, içselleştirdikleri sözlü ve sözsüz mesajlar verilir. bunlar genelde "yeterince iyi değilsin" "tam olmuş sayılmazsın" "kim olduğundan ziyade, ne yaptığın önemlidir; buna göre değer görürsün"

aile içi hiyerarşi eksikliği:

sağlıklı ailelerde, kuvvetli bir hiyerarşik yapı vardır. kontrol, anne babadadır ve çocuğa sevgi, ışık, rehberlik ve yön gösterirler. narsist ailelerde bu mevcut değildir. aksine çocuk, anne ve babanın ihtiyaçlarını karşılar.

duygusal bağ eksikliği:

narist aileler, çocuklarıyla duygusal bağ kurma yetisine sahip değildir. empati kuramazlar ve koşulsuz sevgi gösteremezler genelde eleştirel ve yargılayıcı bir tavır sergilerler.

etkin iletişim eksikliği:

narsist ailedeki en sık görülen iletişim, üçgen biçimindedir. bir kişi, diğeriyle ilgili bilgileri, ötekine anlatır. bilgi, dolaylı iletilir. aile üyeleri, birbirlerinin arkasından, birbirleri hakkında konuşur. bu da aile içinde, pasif-agresif davranışlara, gerginliğe ve güven sorunlarına yol açar. doğrudan iletişim kurulduğundaysa içerik, genelikle, öfke ve sinirdir.

belirsiz sınırlar:

narsist ailede çok az sınır vardır. çocuğun duygularına önem verilmez. günlüğü okunur; fiziksel ve duygusal sınırlarına saygı duyulmaz. mahremiyet hakkı, bu ailenin geleneğinde pek yoktur.

ebeveynin biri narsist, diğeri onun yörüngesi:

ebeveynin biri narsist ise, diğeri, evlilik akdinin bozulmaması adına çoğunlukla onun yörüngesine girer. bu kişinin aslında çocuğa iyi gelecek özellikleri vardır ancak, narsist eşin ihtiyaçlarını karşılamak üzere eli kolu bağlanmıştır. bu da, çocuğun ihtiyaçlarının havada kalmasına neden olur. ona kim destek çıkacaktır?!

kardeşlerin yakınlaşmaları hoş karşılanmaz:

sağlıklı ailelerde, kardeşlerin birbiriyle sıcak, sevgi dolu ve yakın bir ilişki kurması desteklenir. narsist ailelerde ise çocuklar birbirlerine karşı gaza getirilir ve rekabet duygusu aşılanır. sürekli, kimin daha iyi ve daha kötü olduğu kıyaslaması yapılır. çocuklardan biri favori/altın çocuk bellenir; diğeri ise ebeveynin olumsuz duygularını yönelttiği, günah keçisi olur. narsist ailelerde büyüyen kardeşlerin, aralarında duygusal bağ hissederek büyümeleri nadirdir.

duygular:

duygular yok sayılır ve tartışılmaz. çocuklar, duygularını takdir etmeyi ve gerçekçi biçimde ele almayı öğrenmezler. bastırmayı, gizlemeyi ve fikirlerinin önemsiz olduğunu öğrenirler. narsist ebeveyn, kendi duygularının da pek farkında değildir; dolayısı ile bunu diğer aile üyelerine yansıtır. bu da ciddiye alınırlığını ve güvenilirliğini sarsar (diğer psikolojik sorunları saymaya bile gerek yok). eğer duyguları doğru biçimde dışa vurmazsak; başka/sağlıksız yollardan sızacaklardır.

"yeterince iyi değilsin" mesajları:

bu mesajlar, narsist ailede oldukça belirgindir. bazı anne babalar, bunu açık biçimde dile getirirler; bazıları ise çocuğa, kendileri örnek olarak, yansıtırlar. kibir ve baskın davranışlar; çocuk tarafından gözlenerek içselleştirilir.

bu bozukluklar, bariz veya gizli olabilir:

narsist ailenin bu dinamikleri, açıkça görünebilir ya da gözden kaçabilir. şiddetin ve sömürünün hüküm sürdüğü evlerde, bu dinamikler, aleni biçimdedir. duygusal ve psikolojik sömürü söz konusu olduğunda ise, bahsedilen dinamikler, gizlidir ve gözden kaçabilir. bu kötü durumlar, dış dünyaya açık biçimde gerçekleşmediğinden, çocuk çok daha fazla zarar görür.

-----------------

eveeeet! evet. eveeet. resmen daraldım yazarken. insan, anne babasına "canavar" demiş gibi hissediyor kendini. baya manyak olmuş olmam lazım şimdiye kadar. oysa, bu ailelerde büyümüş olan çocukların çoğu, sapıkça başarılılar. çünkü hayatları, ispat peşinde geçmiş. başarısızlıktan ödleri kopuyor. kendilerini hep yetersiz görüyorlar. 99 alsa, niye 100 almadığını sorguluyor. bu sorgu, eskiden anne babadan gelirken, o kadar içselleştiriliyor ki, artık çocuk kendi kendine neden 100 almadığını sorar hale geliyor.

ortaokulda 85 aldığı için ağlayan mallardan biri de bendim. şımarıklık yapmıyordum; gerçekten hep önümde bi havuç vardı. sürekli "daha iyi bi yer" vardı gitmem gereken. olabileceğim "daha iyi bir dkt" vardı. sırtımdaki sopayı fark edene kadar böyle yaşadım. sonrasında tamamen dibe vurmaya karar verdim; sınıfı zar zor geçen bi öğrenciye dönüşüp "intikam aldım".

başarısızlık, ölümcül bi korku gibi sinsice benimle yaşıyor hala. yerleşmiş; kemikleşmiş. saçma olduğunu bile bile, olmayana ergi peşindeyim. dahası ne, ötesi nerde? sormuyorum bile. düz yolda gidiyorsam mesela, "koşabiliyorsam yürümemem lazım" gibi saçma bi kafa.

bu ailenin diğer bir özelliği, size yaptıklarını onlara söylediğinizde, sizi delilikle suçlamaları. gerçekten böyleymiş. her şeyi uydurduğunuzu; belki de şizofren olduğunuzu ve bir doktora gitmenizi; zira asla böyle bir şey yapmadıklarını bile söyleyebiliyorlarmış.

ben, canım gibi sevdiğim ve beni canı gibi seven ailemle, yukardakilerin bir kısmını yaşadım, bir kısmına ise allah kurtarmış dedim. kendi kendine google'dan kanser teşhis koyan idiotlar gibiyim şu anda ama ne kadar ferahlasam kârdır.

belki biri okur ve "lan? yoksa?" der. belki bi gram daha iyi hisseder.

eveeeet. evet. oldu. neyse. haddd o zaman. öptüm. kib. bye.

-içim şişti yeminle-
Cevapla