savunmaya geçmemek

[gunesedogru]

Savunmaya geçmek yağmurlu bir havada iklim şartlarını değiştirmeye ya da kaliteli bir yayın için radyonun frekansını ayarlamak varken radyonun donanımıyla, istasyonla ilgilenmek gibi bir şey. Halbuki yapmamız gereken bir şemsiye açmak ya da frekansı değiştirmek ufak bir düğmeyle. Savunmaya geçmek kendimiz hakkımızdaki onaylarımızı başkalarına kabul ettirme isteğinden, bir onay bağımlılığından ibaret bir durum. Gerçek şu ki asla insanların nasıl düşüneceklerini kontrol edemeyiz. Ama buna karşı bir şemsiye açabilir ya da bir kalkan yaratabiliriz. Frekansa gelince bu daha çok içsel seslerle alakalı bir durum. Bizler genelde olumsuz bir frekansa takılıp kalmışızdır. Ama zaman zaman iyi hissettiğimiz durumlarda yok değildir. Bu durumda frekansı nasıl değiştirebiliriz? Yine savunmaya geçmeyerek. Kimseye hiç bir şeye bir şeyleri savunmak zorunda değiliz. Değerli olduğumuzu savunmak zorunda değiliz mesela. Olumsuz bir bulutun içine girdiğimizde tek yapmamız gereken derin bir nefes almak göğsümüzü hafif kaldırıp acıyı kabul ediyorum, yaşamayı kabul ediyorum demek. Ve gelen düşüncelerin ruhumuza çarpıp erimelerini seyretmek..gelen düşüncelerin gelip gidişlerini seyretmek, izlemek, şahit olmak. Onların birer misafir olduğunu benliğim izin birer parçası olmadığını hissetmek. İkinci bir yol ise frekans değiştirrmede olaylara bakış açısını değiştirmek. Yaşadığımız olayları değiştiremeyiz ama nasıl baktığımız degistirebiliriz. Bir olaya birden fazla şekilde bakabiliyorsak neden en güzelini seçmeyelim ki, neden kendimize eziyet edelim ki..neden bunun adı kendini kandırmak olsun ki.....kendimizi kandırdığımız bir şey varsa o da kendimizi değişimin imkansız olduğuna inandırmaktırinandırmak tır.