kişisel gelişim kitapları
kişisel gelişim kitapları
geçenlerde tvde sabah gazetesinin reklamına rastladım...küçük bi ücret karşılıında yanında bi kitap verdini müjdeliyodu…keşke adını hatırlayabilseydim, ama ‘nasıl aşık olunur’ gibisinden bi ismi vardı kitabın!…
bu abartılı örneklerin (bkz. ajdar) bize bazı şeyleri daha rahat görme fırsatı vermesi açısından son derece işlevsel olduunu düşünüyorum…’kişisel gelişim kitabı’ diye yeni bi tür ortaya çıkarıldı…yanılıyosam düzeltin, son bikaç yılda parlayan bi sektörden söz ediyoruz…bunun nedenlerine ayrıntılı olarak deinecek altyapıyı kendimde pek hissedemediim için klasik bi söyleme baalı kalarak, ana kent hayatına uyum saalamaya çalışan ve başarılı olamayan günümüz ‘modern’ insanının içine düştüü büük çıkmazla ilgili olabileceini düşünüyorum…ve tabi bu çıkmazın yine ‘modern’ yöntemler kullanılarak sömürülmesiyle…
her sorunun bi kitabı var artık…iletişim becerimizin yetersiz olduunu hissediyosak, az dostumuz varsa ya da hiç yoksa, hala gerçek aşkı yakalayamadıysak, vs. vs. , gidip ilgili kitabı alır ve bize verilen yönergelere harfiyen uyarak kişiliimizi şekillendirmeye çalışırız…ya da en azından bu kitapları yazan ve yayımlayanların bizden beklentileri budur…ama bu beklenti, gerçekten bizim çıkarlarımızı gözeterek, içten bi şekilde ortaya konsaydı, zaten bu tip ‘maddeleştirilmiş davranış listeleri’ çıkmazdı ortaya…olabildiince çok para kazanmak bi yana, ‘tek tip insan’ ülküsünü gerçekleştirmek için sistematik olarak oynanan oyunların son şekline bürünmesidir bu…neden? ‘olabildiince’den de çok para kazanmak için…hükmetmek için…bu tip düşünceleri paranoyakça bulanlar ise, heralde gidip ‘paranoyayı yenmenin binbir yolu’nu okumamızı salık verir…
bunların dışında, bu tip kitapların (ve aynı çizgideki seminerlerin) ‘kişisel aydınlanma çağı’nı yaşamak yerine, ‘bencil bir devrim’e yönelmek isteyenlere hitap ettiini düşünüyorum…yakın bir zamana kadar, bu tip kitaplar raflarda yer bulamazken, insanlar neyle geliştiriyordu acaba kendilerini…merak konusudur…
bu abartılı örneklerin (bkz. ajdar) bize bazı şeyleri daha rahat görme fırsatı vermesi açısından son derece işlevsel olduunu düşünüyorum…’kişisel gelişim kitabı’ diye yeni bi tür ortaya çıkarıldı…yanılıyosam düzeltin, son bikaç yılda parlayan bi sektörden söz ediyoruz…bunun nedenlerine ayrıntılı olarak deinecek altyapıyı kendimde pek hissedemediim için klasik bi söyleme baalı kalarak, ana kent hayatına uyum saalamaya çalışan ve başarılı olamayan günümüz ‘modern’ insanının içine düştüü büük çıkmazla ilgili olabileceini düşünüyorum…ve tabi bu çıkmazın yine ‘modern’ yöntemler kullanılarak sömürülmesiyle…
her sorunun bi kitabı var artık…iletişim becerimizin yetersiz olduunu hissediyosak, az dostumuz varsa ya da hiç yoksa, hala gerçek aşkı yakalayamadıysak, vs. vs. , gidip ilgili kitabı alır ve bize verilen yönergelere harfiyen uyarak kişiliimizi şekillendirmeye çalışırız…ya da en azından bu kitapları yazan ve yayımlayanların bizden beklentileri budur…ama bu beklenti, gerçekten bizim çıkarlarımızı gözeterek, içten bi şekilde ortaya konsaydı, zaten bu tip ‘maddeleştirilmiş davranış listeleri’ çıkmazdı ortaya…olabildiince çok para kazanmak bi yana, ‘tek tip insan’ ülküsünü gerçekleştirmek için sistematik olarak oynanan oyunların son şekline bürünmesidir bu…neden? ‘olabildiince’den de çok para kazanmak için…hükmetmek için…bu tip düşünceleri paranoyakça bulanlar ise, heralde gidip ‘paranoyayı yenmenin binbir yolu’nu okumamızı salık verir…
bunların dışında, bu tip kitapların (ve aynı çizgideki seminerlerin) ‘kişisel aydınlanma çağı’nı yaşamak yerine, ‘bencil bir devrim’e yönelmek isteyenlere hitap ettiini düşünüyorum…yakın bir zamana kadar, bu tip kitaplar raflarda yer bulamazken, insanlar neyle geliştiriyordu acaba kendilerini…merak konusudur…
yaa ben kişisel gelişim kitaplarında pek kendime uygun bişey bulamıyorum.. böyle kafalarında aktif bi tip çizmişler bütün kişisel kitapları sanki o aktif insan modelini baskılamak, uysallaştırmak, insancıllaştırmak için yazılmış... hiç benim gibilere uygun kitap yok valla...
mesela ottonun yazdığı türden ‘"nasıl aşık olunur" kitabını yazacaklarına "nasıl aşık olunulur" diye kitap yazsalar yaaa ))))))))))
mesela ottonun yazdığı türden ‘"nasıl aşık olunur" kitabını yazacaklarına "nasıl aşık olunulur" diye kitap yazsalar yaaa ))))))))))
Eskiden çok eskiden çok okudum kişisel gelişim kitaplarını. Birkaç büyüğüm bu kitaplardan bişey kazanmazsın diyordu. Ben de hayır çok yararlı deyip savunmasını yapardım. Ama etkisini göremedim. Şu açıdan etkisi oldu. Çocukların gördükleri ufacık bir davranıştan çok fazla etkileneceklerini, ve kendilerinde zehirli bir tohum ekili kalacağını anladım. Yani olursa eğer çocuklarıma yarayacak ancak. İşaallah
biz eskiden eskiden su içerdik testiden diye bi şarkı vardı ne alaka işte aklıma geldi yazdım ))global yazdı:Eskiden çok eskiden çok okudum kişisel gelişim kitaplarını. Birkaç büyüğüm bu kitaplardan bişey kazanmazsın diyordu. Ben de hayır çok yararlı deyip savunmasını yapardım. Ama etkisini göremedim. Şu açıdan etkisi oldu. Çocukların gördükleri ufacık bir davranıştan çok fazla etkileneceklerini, ve kendilerinde zehirli bir tohum ekili kalacağını anladım. Yani olursa eğer çocuklarıma yarayacak ancak. İşaallah
- alanparsson
- Mesajlar: 49
- Kayıt: 20 Mar 2005, 17:58
zülfü livanelinin kızı söylüyordo..neyse.... ben"evet dedirtebilme" diye bi kitap okumuştum ama o çok güzeldi. bugün piyasadaki kişisel gelişim kitaplarına hiç benzemiyordu, gene yapılacaklar yapılmayacakları söylüyor ama benim daha önce düşünemediğim şeyler olduğundan heralde, ilginçti. örneğin, tartışırken ben tamamen kazançlı çıkayım o herşeyini kaybetsin diye düşünmeyin. tartışmanın birinde tümüyle kaybeden taraf, bunu unutmayacak, daha sonra size zorluk olarak geri dönecektir. bir toplantıda bir taraf tamamen kaybeder diğer taraf da tamamen kazanan olursa, o toplantı başarısız geçmiş sayılır" falan diyordu.
- alanparsson
- Mesajlar: 49
- Kayıt: 20 Mar 2005, 17:58
bak bi kitap daha buldum. "ceo olmanın yolları" adı komik geliyor ama içinde yazanlar ilginç
-yanınızda çalışanları destekleyin, yöneticilik iş yapma değil iş yaprtırabilme becerisidir,
-eve iş götürmeyin, işyerinde gece geç saatlere kadar çalışmayın, dizüstünüzü eve götürmeyin, yeterince dinlenmezseniz ertesi gün yeterince verimli çalışamazsınız
-yanınızda çalışanların ailelerine önem verin,
-iyi giyinin, enerjik olun, siz diğerlerinin gözünde firmayı temsil ediyorsunuz
-eğer genel müdürle aynı uçakta yolculuk yapıyorsanız sohbet etmek için uğraşmayın,
bence yüzeysel olsa da hem iyi gaz veren hem de ilginç detaylar. mesela 2. madde. ben hep tersinin iyi olacağını düşünürdüm. gerçi bu kitabı iki üç ay önce okumuştum, söylediklerini çoktan unutmuşum hiçbirini de uygulamadım.
-yanınızda çalışanları destekleyin, yöneticilik iş yapma değil iş yaprtırabilme becerisidir,
-eve iş götürmeyin, işyerinde gece geç saatlere kadar çalışmayın, dizüstünüzü eve götürmeyin, yeterince dinlenmezseniz ertesi gün yeterince verimli çalışamazsınız
-yanınızda çalışanların ailelerine önem verin,
-iyi giyinin, enerjik olun, siz diğerlerinin gözünde firmayı temsil ediyorsunuz
-eğer genel müdürle aynı uçakta yolculuk yapıyorsanız sohbet etmek için uğraşmayın,
bence yüzeysel olsa da hem iyi gaz veren hem de ilginç detaylar. mesela 2. madde. ben hep tersinin iyi olacağını düşünürdüm. gerçi bu kitabı iki üç ay önce okumuştum, söylediklerini çoktan unutmuşum hiçbirini de uygulamadım.
bende siyo olmak istiyorummmmalanparsson yazdı:bak bi kitap daha buldum. "ceo olmanın yolları" adı komik geliyor ama içinde yazanlar ilginç
-yanınızda çalışanları destekleyin, yöneticilik iş yapma değil iş yaprtırabilme becerisidir,
-eve iş götürmeyin, işyerinde gece geç saatlere kadar çalışmayın, dizüstünüzü eve götürmeyin, yeterince dinlenmezseniz ertesi gün yeterince verimli çalışamazsınız
-yanınızda çalışanların ailelerine önem verin,
-iyi giyinin, enerjik olun, siz diğerlerinin gözünde firmayı temsil ediyorsunuz
-eğer genel müdürle aynı uçakta yolculuk yapıyorsanız sohbet etmek için uğraşmayın,
bence yüzeysel olsa da hem iyi gaz veren hem de ilginç detaylar. mesela 2. madde. ben hep tersinin iyi olacağını düşünürdüm. gerçi bu kitabı iki üç ay önce okumuştum, söylediklerini çoktan unutmuşum hiçbirini de uygulamadım.
bence bi yandan dooru bi yandan yanlış olmuş...bu tip kitapların var olandan diil de olması gerekenden bahsetmeye çalıştıını düşünürsek, sadece var olandan bahsettii için eksik...olması gereken ise, tartışmayı tümüyle kaybeden tarafın (aslında kazanan tarafın da) bu durumdan ders çıkarabilecek olgunlua sahip olabilmesi...tartışma dediimiz şey taraflar mutlu olsun diye tavizler verilen bi barış antlaşması falan diil...argümanlar ortaya serilir, serilme amacı karşıt görüşü yıpratarak haklılıını ispatlamak, ve böylece doorulara ulaşmaktır...bunun sonucu olarak 'tümüyle kaybeden taraf' diye bişey ortaya çıkarsa buna yapılacak herhangi bi müdahale zaten ilgili konunun tartışılmış olmasını manasız kılar...bundan, kısaca 'tartışmayıverin gitsin' gibi bi anlam çıkar ki tartışmanın gücünü ve getirilerini yoksayar...başarısız geçen toplantı, herkes birbirini kolladıı için istenen sonucun alınamadıı toplantıdır...naçizane görüşüm...alanparsson yazdı:örneğin, tartışırken ben tamamen kazançlı çıkayım o herşeyini kaybetsin diye düşünmeyin. tartışmanın birinde tümüyle kaybeden taraf, bunu unutmayacak, daha sonra size zorluk olarak geri dönecektir. bir toplantıda bir taraf tamamen kaybeder diğer taraf da tamamen kazanan olursa, o toplantı başarısız geçmiş sayılır" falan diyordu.
- alanparsson
- Mesajlar: 49
- Kayıt: 20 Mar 2005, 17:58
yok bi de şöyle bişey var."eğer bir anlaşmazlık varsa mesala bi kavga varsa, her iki tarafta da mutlaka hatalı birşey vardır." herkes bir miktar gridir. az veya çok.
bence kişisel gelişim kitaplarının eksiği, olması gerekenden bahsetmesi dediğin gibi..okurken gerçekten yürekten katılıyorsun, evet ben de bundan sonra böyle yapmalıyım diyorsun. ama o hataların nedenlerini araştırmadığından, 2 gün sonra başladığın noktaya dönüyorsun. örneğin tartışmalarda sana yöneltilen eleştirileri kişisel algılıyorsun, duygularını dinliyorsun. bu yüzden karşı tarafın da haklı noktaları olduğunu görmek istemiyorsun. çözüm evet ben de böyle tartışacağım demek değil eleştirileri neden kişiliğine yöneltilmiş gibi algıladığını anlamaya çalışmak.
bence kişisel gelişim kitaplarının eksiği, olması gerekenden bahsetmesi dediğin gibi..okurken gerçekten yürekten katılıyorsun, evet ben de bundan sonra böyle yapmalıyım diyorsun. ama o hataların nedenlerini araştırmadığından, 2 gün sonra başladığın noktaya dönüyorsun. örneğin tartışmalarda sana yöneltilen eleştirileri kişisel algılıyorsun, duygularını dinliyorsun. bu yüzden karşı tarafın da haklı noktaları olduğunu görmek istemiyorsun. çözüm evet ben de böyle tartışacağım demek değil eleştirileri neden kişiliğine yöneltilmiş gibi algıladığını anlamaya çalışmak.
alanparsson yazdı:yok bi de şöyle bişey var."eğer bir anlaşmazlık varsa mesala bi kavga varsa, her iki tarafta da mutlaka hatalı birşey vardır." herkes bir miktar gridir. az veya çok.
kabul görmüş şekliyle, beyaz’a olumlu, siyah’a olumsuz anlam yüklersek ve herkesi gri’de buluşturursak, mutlak gerçee ulaşamayacaımız anlamı çıkar ki bence son derece dooru…grinin tonu ne kadar açıksa gerçee o denli yaklaşmış olur ancak beyaz olduunu iddia edemez yani kendini mutlak gerçek olarak niteleyemez…her an çürütülme ihtimalini göz önünde bulundurması gerekir ve yapması gereken çürütülmeye karşı iddiasını destekleyecek yeni kanıtlar sunmak olmalıdır…kabaca bahsettiim bu süreç ‘bilimsel yöntem’in temeli zaten…ve bu yöntem bilim adamlarının tapulu malı diil, bence, herkesin hayata karşı bakış açısını şekillendirmesine yardım edebilecek nihai yöntem, hatta elden geldiince günlük hayatın bile bi parçası olması saalanmalı…mümkün olduu kadar açık tonlara ulaşabilmek için…
kisisel yerin dibine girisim
kitap okumak genel olarak faydali ve gelistiricidir ama kisisel gelisim kitaplarinin hic bir faydasi olduguna inanmiyorum,belki biraz motivasyon kazandiriyor ama o da cok uzun surmuyor..100 gunde nasil basarili olursun,basarili olmanin bilmem kac sirri,bilmem kac dakikada nasil evet deditirsin,kendi fikrini nasil kabul ettirirsin bir suru boyle sacma sapan kitap var..bunlari okuyanlarin paralarina ve zamanina yazik..