Lütfen beynimizi kandıralım !!!
dünyanın en ünlü sosyal fobi ile başa çıkma kitabı, burada senin gibi dertdaş olduğum fobik bir arkadaşımın bana vereceği samimi tavsiye ve düşüncelerinin yanında halt etmiş 8) ...bahsettiğin kitabı merak etmedim değil..ettim..alır okurum o da ayrı mesele ..
o kitapta tabiki biz sfobiklerin burada yazdıklarımızdan daha kapsamlı ve profesyonelce şeyler yazabilir..ama bu asla senin herhangi boş bir yorumuna bile o kitaptan daha az dikkat ve değer vereceğim/iz demek değildir..çünkü samimi olmak önemlidir ve samimi olarak yazılan iki satır bile benzersiz bir özgünlük taşır..
bunları niye söyledim .. çünkü içtenlikle yazdığın yorumunun son iki satırında güvensizlik hissettim..yorumuna değer verilmeme korkusu..-yanlış anladıysam kusura bakma- peki birşeyin değeri sahip olduğu değerle miyoksa insanların ona verdiği değerle mi ölçülür ?
öncelikle biz sfobikler içeriden kendimizi çok iyi bildiğimiz halde dışarıdan çok kolay yanlış anlaşılabilen tipleriz..hele ben ayrı bivakayım yanlış anlaşılma konusunda mesela yazdıklarımı insanlar ya bilgiçlik taslama olarak algılar..ya da karşıdaki bayansa bir çeşit asılma gibi algılanır :| ben kendimce doğruları dobra dobra söylüyorum dışarıdan ne anlaşılıyor ..trajikomik..ironik..
amma yazmışız sebebi, mükemmelliyetçilik, herşeyi incelikleriyle anlatma arzusu ve yanlış anlaşılma endişesi...
o kitapta tabiki biz sfobiklerin burada yazdıklarımızdan daha kapsamlı ve profesyonelce şeyler yazabilir..ama bu asla senin herhangi boş bir yorumuna bile o kitaptan daha az dikkat ve değer vereceğim/iz demek değildir..çünkü samimi olmak önemlidir ve samimi olarak yazılan iki satır bile benzersiz bir özgünlük taşır..
bunları niye söyledim .. çünkü içtenlikle yazdığın yorumunun son iki satırında güvensizlik hissettim..yorumuna değer verilmeme korkusu..-yanlış anladıysam kusura bakma- peki birşeyin değeri sahip olduğu değerle miyoksa insanların ona verdiği değerle mi ölçülür ?
öncelikle biz sfobikler içeriden kendimizi çok iyi bildiğimiz halde dışarıdan çok kolay yanlış anlaşılabilen tipleriz..hele ben ayrı bivakayım yanlış anlaşılma konusunda mesela yazdıklarımı insanlar ya bilgiçlik taslama olarak algılar..ya da karşıdaki bayansa bir çeşit asılma gibi algılanır :| ben kendimce doğruları dobra dobra söylüyorum dışarıdan ne anlaşılıyor ..trajikomik..ironik..
amma yazmışız sebebi, mükemmelliyetçilik, herşeyi incelikleriyle anlatma arzusu ve yanlış anlaşılma endişesi...
anlık başaçıkmalar ve üstesinden gelmeler oluyor ancak direncimiz az olduğu için genelde kalıcı olamıyoruz.bu da büyük bir problem olarak karşımıza çıkıyor.
beyinimizi kandırma konsuna gelince,onu kandırmamız için öncelikle ona hükmetmemiz gerekiyor.zaten ona hükmetseydik şu anda bu durumda olmazdık.hiçbirimiz sessizce bir köşeye oturup telkinlerle mükemmelliyetçilik fikrinden sıyrılamayız.yani bu iş bu kadar kolay değil...en azından benim için.daha derinde yatan ve kişilik+aile eğitimi+olaylara bakış açımız...problemlerinin birikiminden kaynaklanan sorunlarımız var.dolayısıyla beynimize birçok yönden hükmedemediğimiz için zaten bu durumdayız.beynimize hükmetmemiz,benliğimize hükmetmemiz,kendimize hükmetmemiz için bu bedenin,bu zihnin,bu benliğin bizim olduğunu bilmemiz ve onu kabullenerek kontrolünü ele almamız gerkiyor.hani "at sahibine göre kişner" diye bir söz vardır.biz bedenimize ve beynimize ne kadar patronluk yapabiliyorsak o da bize o kadar işçilik yapacaktır...
beyinimizi kandırma konsuna gelince,onu kandırmamız için öncelikle ona hükmetmemiz gerekiyor.zaten ona hükmetseydik şu anda bu durumda olmazdık.hiçbirimiz sessizce bir köşeye oturup telkinlerle mükemmelliyetçilik fikrinden sıyrılamayız.yani bu iş bu kadar kolay değil...en azından benim için.daha derinde yatan ve kişilik+aile eğitimi+olaylara bakış açımız...problemlerinin birikiminden kaynaklanan sorunlarımız var.dolayısıyla beynimize birçok yönden hükmedemediğimiz için zaten bu durumdayız.beynimize hükmetmemiz,benliğimize hükmetmemiz,kendimize hükmetmemiz için bu bedenin,bu zihnin,bu benliğin bizim olduğunu bilmemiz ve onu kabullenerek kontrolünü ele almamız gerkiyor.hani "at sahibine göre kişner" diye bir söz vardır.biz bedenimize ve beynimize ne kadar patronluk yapabiliyorsak o da bize o kadar işçilik yapacaktır...
ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
gürünür kişinin rütbe-i aklı eserinde
demişti galiba Ziya Paşa. Lafla olmuyor, eylem eylem eylem.
Erdal Demirkıran diye biri çıkmıştı hatırlarsınız. Hani "Yalnızca Aptallar 8 saat uyur" kitabının yazarı. Kendini dünyanın en akıllı adamı zannediyor. Kendini inandırmış demek, ne diyim. Ama herkes öyle olmadığını biliyor.
Yani istediğiniz kadar kandıralım, neysek oyuz. Ne kadar dönersen dön, arkan arkandadır
gürünür kişinin rütbe-i aklı eserinde
demişti galiba Ziya Paşa. Lafla olmuyor, eylem eylem eylem.
Erdal Demirkıran diye biri çıkmıştı hatırlarsınız. Hani "Yalnızca Aptallar 8 saat uyur" kitabının yazarı. Kendini dünyanın en akıllı adamı zannediyor. Kendini inandırmış demek, ne diyim. Ama herkes öyle olmadığını biliyor.
Yani istediğiniz kadar kandıralım, neysek oyuz. Ne kadar dönersen dön, arkan arkandadır
sosyalfobi : geçici çekingen zar
bazen "zannetmek" gerekiyor.en azından etraftakiler ne düşünürse düşünsün biz kendimizi öyle görüyoruz.mutlu oluyoruz...domates yazdı:ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
gürünür kişinin rütbe-i aklı eserinde
demişti galiba Ziya Paşa. Lafla olmuyor, eylem eylem eylem.
Erdal Demirkıran diye biri çıkmıştı hatırlarsınız. Hani "Yalnızca Aptallar 8 saat uyur" kitabının yazarı. Kendini dünyanın en akıllı adamı zannediyor. Kendini inandırmış demek, ne diyim. Ama herkes öyle olmadığını biliyor.
Yani istediğiniz kadar kandıralım, neysek oyuz. Ne kadar dönersen dön, arkan arkandadır
haklısın , elbette bu telkinler tek çözüm değil ama en azından çözüme giden yolda aşılması gereken bir adım..
zaten benim hep savunduğum şey şudur.. çözüm asla tek başına yapılan birşey değildir..olamaz yani ..sihirli değnek gibi yap olsun bitsin yok böyle bişey..o konuda haklısın.. bence bir sfli kendi kurtuluşuna giden yolda zorlandığı birçok şeyi ya yapacak yada yapmak zorunda kalacaktır.herksin kurtuluş formülü kendine özgü olacaktır kanaatindeyim.ve bu formül kiminde 3 kiminde 5 kiminde 11 bilinmeyenli olabilir
zaten benim hep savunduğum şey şudur.. çözüm asla tek başına yapılan birşey değildir..olamaz yani ..sihirli değnek gibi yap olsun bitsin yok böyle bişey..o konuda haklısın.. bence bir sfli kendi kurtuluşuna giden yolda zorlandığı birçok şeyi ya yapacak yada yapmak zorunda kalacaktır.herksin kurtuluş formülü kendine özgü olacaktır kanaatindeyim.ve bu formül kiminde 3 kiminde 5 kiminde 11 bilinmeyenli olabilir
sevgili kırmızı sebze ..kendini kandırmak derken başka bir kişiliğe bürünmek veya güçlü karakterleri taklit etmek değildir kastettiğim şey.telkin inanmayla ilgilidir..domates yazdı:ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
gürünür kişinin rütbe-i aklı eserinde
demişti galiba Ziya Paşa. Lafla olmuyor, eylem eylem eylem.
Erdal Demirkıran diye biri çıkmıştı hatırlarsınız. Hani "Yalnızca Aptallar 8 saat uyur" kitabının yazarı. Kendini dünyanın en akıllı adamı zannediyor. Kendini inandırmış demek, ne diyim. Ama herkes öyle olmadığını biliyor.
Yani istediğiniz kadar kandıralım, neysek oyuz. Ne kadar dönersen dön, arkan arkandadır
ve şunu altını çizerek sölim..olmayan birşeyi kendimize telkin etmiyoruz..biz zaten sfnin yok gibigöstermeye çalıştığıo değere saygınlığa sahibiz vekendimize bunu telkinliyoruz ..bakın bu çok önemli..telkin bizim aslında sahip olduğumuz şeyleri bize tekrar hatırlatıyor..ve busayede biz bizde olmadığını zannettiğimiz şeylerin farkına varır, onlara yeniden sahip oluruz..yani telkin şişirmece laf değildir [/u][/i]
neüü kırmızı sebze mikaşif yazdı:sevgili kırmızı sebzedomates yazdı:ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
gürünür kişinin rütbe-i aklı eserinde
demişti galiba Ziya Paşa. Lafla olmuyor, eylem eylem eylem.
Erdal Demirkıran diye biri çıkmıştı hatırlarsınız. Hani "Yalnızca Aptallar 8 saat uyur" kitabının yazarı. Kendini dünyanın en akıllı adamı zannediyor. Kendini inandırmış demek, ne diyim. Ama herkes öyle olmadığını biliyor.
Yani istediğiniz kadar kandıralım, neysek oyuz. Ne kadar dönersen dön, arkan arkandadır
Dear kaşif,
katılıyorum ben de o şeye.
Ben kimlik bunalımı yaşıyorum desem uygun olur mu? Olur herhalde. Yani nasıl biriyim bilmiyorum. Sinirli mi, sevecen mi ciddi mi vs...
Kendimi bilmediğim için kendim olamıyorum. "Kendini inandırmak" tan anlayacağımız da zaten, gerçekten içimizde olan kendi özelliklerimize dönüş çabası olmalıdır. Yoksa ben zevzeğin tekiyim, ama ciddi olmak için "ben ciddiyim, ben ciddiyim, bışırıcığım olicek" demeyle kimlik çatışmasına döner bu iş. Son söz güç içinde ;)
sosyalfobi : geçici çekingen zar
Teşekkür ederim. Haklısın ben çoğu konuda güvensizlik hissederim. Yazmış olmak için yazmadığımı bil yeter. bazı noktalara dikkatini çekmek istedim sadece. Eğer yardım edebildiysem ne mutlu bana.kaşif yazdı:dünyanın en ünlü sosyal fobi ile başa çıkma kitabı, burada senin gibi dertdaş olduğum fobik bir arkadaşımın bana vereceği samimi tavsiye ve düşüncelerinin yanında halt etmiş 8) ...bahsettiğin kitabı merak etmedim değil..ettim..alır okurum o da ayrı mesele ..
o kitapta tabiki biz sfobiklerin burada yazdıklarımızdan daha kapsamlı ve profesyonelce şeyler yazabilir..ama bu asla senin herhangi boş bir yorumuna bile o kitaptan daha az dikkat ve değer vereceğim/iz demek değildir..çünkü samimi olmak önemlidir ve samimi olarak yazılan iki satır bile benzersiz bir özgünlük taşır..
bunları niye söyledim .. çünkü içtenlikle yazdığın yorumunun son iki satırında güvensizlik hissettim..yorumuna değer verilmeme korkusu..-yanlış anladıysam kusura bakma- peki birşeyin değeri sahip olduğu değerle miyoksa insanların ona verdiği değerle mi ölçülür ?
öncelikle biz sfobikler içeriden kendimizi çok iyi bildiğimiz halde dışarıdan çok kolay yanlış anlaşılabilen tipleriz..hele ben ayrı bivakayım yanlış anlaşılma konusunda mesela yazdıklarımı insanlar ya bilgiçlik taslama olarak algılar..ya da karşıdaki bayansa bir çeşit asılma gibi algılanır :| ben kendimce doğruları dobra dobra söylüyorum dışarıdan ne anlaşılıyor ..trajikomik..ironik..
amma yazmışız sebebi, mükemmelliyetçilik, herşeyi incelikleriyle anlatma arzusu ve yanlış anlaşılma endişesi...
*Toplumun %10 unda SF görülüyormuş ama ben göremiyorum ve sadece birkaç talihsiz insandan biri olduğumdan korkuyorum.
dometes , aynı şeyi farklı yoldan söylüyormuşuz ...kimlik bunalımı ve kimlik arayışı köşeye sıkışan herkeste var bildiğim kadarıyla ..ben zaten sf yi ve onun getirdiği bütün rezaletten zerre kadar üstüme alınmıyorum ..evet rezil olabilirim ama bu rezalet benim karakterimden kişiliğimden değil bana illet olan adi bir hastalıktan gelmektedir..
nezle olup burnu akan birini düşünün..sf yi burun akıntısı gibi düşünüyorum evet rezil bir durum ..fakat bizim bir parçamız mı bizemi ait ..hayır ..bize ait olan kısmı sadece rezaleti..ve öyle olmadığımızı biliyoruz bu bir hastalık ve her hastalık gibi bununda kendine göre tahribatı var ..
bence beyin kimyasını düzeltmenin tek yolu ilaç değil..
eyvallah
nezle olup burnu akan birini düşünün..sf yi burun akıntısı gibi düşünüyorum evet rezil bir durum ..fakat bizim bir parçamız mı bizemi ait ..hayır ..bize ait olan kısmı sadece rezaleti..ve öyle olmadığımızı biliyoruz bu bir hastalık ve her hastalık gibi bununda kendine göre tahribatı var ..
arkadaşlar nederseniz deyin beyin kimyamız bozuk işte.Türlü güzel olaylar yaşayıp atlatanlar zaten sf değildir.Bu bu kadar basite indirgenecek bir hastalık değil sf ile beraber kaç türlü psikolojik rahatsızlık yaşıyoruz bilemeyiz tedavi şart.
bence beyin kimyasını düzeltmenin tek yolu ilaç değil..
Teşekkür ederim. Haklısın ben çoğu konuda güvensizlik hissederim. Yazmış olmak için yazmadığımı bil yeter. bazı noktalara dikkatini çekmek istedim sadece. Eğer yardım edebildiysem ne mutlu bana.
eyvallah
Feedback yani geri bildirim mekanizması bence yararlı olabilen bişey. Kişinin kendi kendisini telkin etmesi, gerçekçi düşünme gibi şeylerin de yararı yadsınamaz. Ama dediğin gibi tedaviyle beraber destekleyici olmalı. Kendi başına çözüm değil.sevim yazdı:arkadaşlar nederseniz deyin beyin kimyamız bozuk işte.Türlü güzel olaylar yaşayıp atlatanlar zaten sf değildir.Bu bu kadar basite indirgenecek bir hastalık değil sf ile beraber kaç türlü psikolojik rahatsızlık yaşıyoruz bilemeyiz tedavi şart.
*Toplumun %10 unda SF görülüyormuş ama ben göremiyorum ve sadece birkaç talihsiz insandan biri olduğumdan korkuyorum.