Rüyalar ve Hayat
Gönderilme zamanı: 18 Haz 2010, 19:26
çok sık rüya görmeyen biri olarak rüyalarımda genelde çok huzurlu oluyorum..sfnin inatçı kaygılarından arınmış bir hayatın içerisinde buluveriyorum kendimi.bilmem tüm sflilerde benim gibi midir?..rüya bitince üzülüyorum nedense...
diyeceğim şu ki biz galiba bazı şeyleri tıpkı rüyadaki gibi belli bir akışa bırakamıyoruz..zira kendimizi hayatın akışına bırakmak yerine yaptıklarımızı sorgulamayı yeğliyoruz..işte farkta tam olarak burada galiba..yaptıklarını sorgulamak,karşı tarafın sorgulayacağını düşünmek...
oysa insan kendini okyanusun içindeki bir damla su gibi görmelidir ve herkesinde bu şekilde gördüğünü benimsemelidir..yaptığımız şeyleri değil,halihazırdaki durumları sorgulamak ve buna göre hareket etmek kuşkusuz ki hepimizin yapamadığı birşeydir..sosyal gelişimide olumsuz yönde etkileyen ve insanın kendisini dünyanın merkezi olarak kabul ettiği bir sendromun içinde bazı gerçekleri ne kadar iyi görebiliriz ki?..ama yinede gayret edilmeyince bir sonuca ulaşılamıyor..tabiki sırası gelince hatada yapacağız,potta kıracağız hatta bazı insanlar bizi sevmeyecek yaptıklarımızdan dolayı..hata yapa yapa doğrularıda daha iyi kavrayacağız..ne olursa olsun birşeyler yapmak gerekir bence...sevilmemek bile renksiz olmaktan iyidir..yeterki bir rengimiz olsun hayatta,ya bu da şöyle bir insan desinler..iyi yada kötü anlamda..
diğer tarafta gri bir renge sahip olmak yani aslında beyaz ama siyah bulaşmış bir beyazı kastetmek burada daha oturaklı olur,herzaman için etkisiz,hiçbirşeyden anlamayan,beceriksiz bir insan olarak değerlendirmelerine sebep olmaz mı?bu sizce daha mı iyidir?..hayattaki rolümüzün tam bir rolsüzlük olması durumu sizce kötü bir rolde bile oynamaktan daha mı iyidir?..
sfli arkadaşlarıma küçük ama önemli bir tavsiye..sesimiz biraz daha gür çıksın hayatta,unutmayalım ki hepmiz evren içerisinde bir noktayız ve birgün o nokta bile olamayacağız..
diyeceğim şu ki biz galiba bazı şeyleri tıpkı rüyadaki gibi belli bir akışa bırakamıyoruz..zira kendimizi hayatın akışına bırakmak yerine yaptıklarımızı sorgulamayı yeğliyoruz..işte farkta tam olarak burada galiba..yaptıklarını sorgulamak,karşı tarafın sorgulayacağını düşünmek...
oysa insan kendini okyanusun içindeki bir damla su gibi görmelidir ve herkesinde bu şekilde gördüğünü benimsemelidir..yaptığımız şeyleri değil,halihazırdaki durumları sorgulamak ve buna göre hareket etmek kuşkusuz ki hepimizin yapamadığı birşeydir..sosyal gelişimide olumsuz yönde etkileyen ve insanın kendisini dünyanın merkezi olarak kabul ettiği bir sendromun içinde bazı gerçekleri ne kadar iyi görebiliriz ki?..ama yinede gayret edilmeyince bir sonuca ulaşılamıyor..tabiki sırası gelince hatada yapacağız,potta kıracağız hatta bazı insanlar bizi sevmeyecek yaptıklarımızdan dolayı..hata yapa yapa doğrularıda daha iyi kavrayacağız..ne olursa olsun birşeyler yapmak gerekir bence...sevilmemek bile renksiz olmaktan iyidir..yeterki bir rengimiz olsun hayatta,ya bu da şöyle bir insan desinler..iyi yada kötü anlamda..
diğer tarafta gri bir renge sahip olmak yani aslında beyaz ama siyah bulaşmış bir beyazı kastetmek burada daha oturaklı olur,herzaman için etkisiz,hiçbirşeyden anlamayan,beceriksiz bir insan olarak değerlendirmelerine sebep olmaz mı?bu sizce daha mı iyidir?..hayattaki rolümüzün tam bir rolsüzlük olması durumu sizce kötü bir rolde bile oynamaktan daha mı iyidir?..
sfli arkadaşlarıma küçük ama önemli bir tavsiye..sesimiz biraz daha gür çıksın hayatta,unutmayalım ki hepmiz evren içerisinde bir noktayız ve birgün o nokta bile olamayacağız..