beğenilme isteği

Sosyal fobiyi yenenler..Hastalığı yenme sürecinde yaşadıklarınız..Söylemek istedikleriniz..
Kullanıcı avatarı
juanpr
Mesajlar: 473
Kayıt: 30 Ara 2010, 15:26

Re: beğenilme isteği

Mesaj gönderen juanpr »

belgin yazdı:çekingenliğin veya sfnin en önemli nedeni beğenilme isteği dolayısıyla beğenilmeme korkusudur. korku kaygı boyutuna ulaşır ve kişi kendi olmaktan kaçınır. kendini varedemez. saklanır.... toplantılarda sınıfta arka sıralarda görünmeyeceği köşelere oturur. 20 li yaşlar beğenilme arzusunun hat safhada olduğu yaşlardır. yaş ilerledikçe beğenilmekten daha önemli olaylar ve sorunlar olduğunu öğrenir. beğenilme takdir edilme egonun bir oyunudur. ego insanın içindeki şeytandır daima yapılması gerekenin tersini söyler ve sizi yoldan çıkarır.

sizce arkadaşlar,,beğenilme isteğini yok etmek ya da kendimizle ilgili beğenilmeyeceğemize dair yalnış düşüncelerimizi ortadan kaldırabilmenin yolları nelerdir?
bunun yolu baskalarının düşüncelerine gereginden fazla önem vermemek ve özgüveni sağlamak..
özgüven herseyin temeli işte heryerde karşımıza cıkıyorrrr
bi de mükemmeliyetçilik var tabi,
herseyimle begenileyim ve herkes begensin!! oldu baska bir istegimiz var mı :p
kimse kimseyi sevmek ve begenmek zorunda degil,bizim de begenmedimiz insanlar var sonucta..
begenilmemek normal bişeydir yani kabullenmek zor olsa da ..:/
aslında bizi seven ve begenen insan cok ama biz mükemmeliyetçi yani bi nevi doyumsuz oldugmz için yetmiyo
ya da göremıyoruz bizi sevenleri,belki de kendimizi layık görmüyoruz buna..böyle düşünüyorum.
beğenilmek güzel evet ama begenilmezsek de cok kötü bişey olmayacak bunu öğrenmemiz gerek!
bazı insanlar nasıl göründüklerini pek önemsemez,konuşmalarına da dikkat etmez..
ablam mesela gevezedir,bazen şebeklikler yapar,sacmalar,alakasız espriler yapar,bana cok tuhaf gelir mesela oyüzden de sürekli eleştiririm sacmalama sus yeter falan,cok mantıksız konuşuyosun vs.
bazende kendini rezil eder ama hiçbişey olmaz aslında aksine ortamı neşelendirir,kimse de ne kadar aptal göründügünü falan düşünmez..
bense agzımdan cıkan her kelimeyi ölçer tartarım,begenilmezse rezil olurum dıye..
halbuki ne geregi var bırak gitsin özgür ol,konuş,sacmala,komik duruma düş,çirkin görün..
en fazla ne olur yani?
ama yok illa cok iyi olcaz,en iyi olcaz,biz asla komik duruma düşemeyiz,düşmemeliyiz,rezil olursak,pot falan kırarsak dünyanın sonu!!!

bir de aşırı begenilme istegi,kimseyi begenmemeye de yol açıyo:)
insan kendini sevmeyince baska insanları sevemıyo,çünkü kendimizi sevmiyoruz buna laıyk bulmuyoruz oyüzden karşımızdaki insanların da bizi sevmeyecegini düşünüyoruz dogal olarak bizi sevmeyeni biz de sevmiyoruz..

virüs gibi bulaşmış bu takıntılı düşünceler zihnimize,nedir bunun antivirüsüüü??? :)
Tahterevallinin diğer ucuna oturarak sayemde yükselen insanlara;
canımın sıkıldığında kalkabileceğimi söyleyin..
[ Neyzen Teyfik ]
rüzgar

Re: beğenilme isteği

Mesaj gönderen rüzgar »

bense agzımdan cıkan her kelimeyi ölçer tartarım,begenilmezse rezil olurum dıye..
halbuki ne geregi var bırak gitsin özgür ol,konuş,sacmala,komik duruma düş,çirkin görün..
en fazla ne olur yani?

ama yok illa cok iyi olcaz,en iyi olcaz,biz asla komik duruma düşemeyiz,düşmemeliyiz,rezil olursak,pot falan kırarsak dünyanın sonu!!!

bir de aşırı begenilme istegi,kimseyi begenmemeye de yol açıyo:)
insan kendini sevmeyince baska insanları sevemıyo,çünkü kendimizi sevmiyoruz buna laıyk bulmuyoruz oyüzden karşımızdaki insanların da bizi sevmeyecegini düşünüyoruz dogal olarak bizi sevmeyeni biz de sevmiyoruz..

virüs gibi bulaşmış bu takıntılı düşünceler zihnimize,nedir bunun antivirüsüüü??? :)[/quote]




artık beni beğenmesinler diye yola çıkıyorum böylece daha doğal ve rahat davranabiliyorum.
katmandu
Mesajlar: 126
Kayıt: 04 Ara 2010, 08:10

Re: beğenilme isteği

Mesaj gönderen katmandu »

Kişinin kendini tümden sevmemesi değil de belli bir özelliğini sevmemesi daha doğru yani kişi kendinde boyunu, kepçe kulaklarını, koca burnunu, göbeğini vs vs beğenmeyebilir. Elbette beğenmediği özelliklerinde sonuna kadar haklıdır, gerçektende boyu kısa, şişman vs vs’ dir. Aslında her insanda var olan böyle bir beğenmeme durumu soruna yol açıyorsa takıntılı bir durumdan bahsedebiliriz. Takıntılı durumu bir bakalım benim gördüğüm iki farklı şekilde düşünülüyor
Birincisi: Kişi olmasaydı… olurdu. Kalıbıyla yani boyum uzun olsaydı daha başarılı olurdum ya da kulaklarım kepçe olmasaydı kimse benimle alay etmezdi vs vs gibi… İkincisi ise farkındalıkla alakalıdır. Bu farkındalığın ne olduğunu söylemeye çalışayım. İlkel kavimlerin totemlerimde dikkat edilirse bazı uzuvlar simetriyi bozar ve düpedüz çirkindir. Afrika ya da güney Amerika totemlerinde abartılı büyük burunlar ya da kulaklar görürüz, benzerleri çoktur bedenin yapısına aykırı kocaman göbekler gibi… Günümüzde de punk akımından ya da en basitinden lady gagadan bahsedebiliriz. İhsan Oktay Anarın’ da dediği gibi kusurumuz imzamızdır. Kusurlarımızla hatırlanırız ve kusurlarımızla fark ediliriz. Kişi hem fark edilmek ister hem de kendisinin kusurlu bulduğu yanlarıyla anılmasına tahammül edemez.
Kişi bu kusurları değiştirme imkanına sahip olsa bile değiştiremeyecektir ( defalarca estetik olanları düşünün). Çünkü kişiliğini tamda değiştirmek istediği şeyin-şeylerin- üzerine kurmuştur. Yani yalnızca yapamadıklarına bir kılıf olarak kullanmaz kusurlarını aynı zamanda kendisine bir kalkanda yapar (Nietzsche de benzer mantığı topluma uygular ve hınç kavramına ulaşır)
Peki kişi neden böylesi bir kılıfa/kalkana ihtiyaç duyar. Psikanalizin açıklamasına bakalım. Filmlerde hep terapistin biraz da dalga geçilerek “çocukluğunu anlat bakalım” dediğini biliriz gerçektende bugün insanın kişisel özelliklerinin %60dan fazlasının henüz iki yaşına gelmeden oluştuğu biliniyor. Çokta uzatmamak adına sadece Fransız psikanalist Lacan’ı teorisinin bir kısmını özetleyim Lacan bir ayna metaforu kullanır. Ana kucağında bir bebeği aynada kendisine bakarken düşünün bu bebek annesini kendisinden ayrı olarak algılamayacaktır annesi bebek için kendisinin doğal bir uzantısıdır. Fakat zamanla anneden kopuş gerçekleşir ve bebek büyür artık aynaya baktığında annesi ve kendisini iki ayrı birey olarak görür ve bir tepki gerçekleştirir örneğin kusurlu olan annemdi ve annemden kurtuldum(narsisizm) yada kusurlarım yüzünden annemden yarı düştüm. Vs vs … (tabi benim yaptığım çok kaba bir özet oldu. Sonrasında kastrasyon sorunu vs vs gibi dallanıp budaklanıyor konu). İşte psikanaliz burada şunu söyler bunalar bilinçaltının temelinde yer alır ve her yaşantı deneyimi bunların üzerine eklenir öte yandan bu en temele ulaşılamaz bu yüzden insan kişiliği değiştirilemez. eğer dışardan etkenlerle kendinizi değiştirmek isterseniz ancak kendinizi kandırırsınız. örneğin ilaç kullanımı/ya da uyuşturucu size geçici bir mutluluk alanı sağlasa da temelde ki yaşantı aynı kaldığı için sizi korkunç bir düşüş bekler( gül bahçelerinde otururken aniden bir fırtına gelir ve her yeri yakıp yıkar). Peki o zaman psikanaliz size ne vaat etmektedir. Size sadece neyi neden yaptığınızı bulmanıza yardım edeceğini ve size bir seçim şansı vereceğini söyler yani size bir farkındalık vaat eder
Seçim derken neyi kast ediliyor. Öncelikle bilinç nasıl çalışıyor ona bakalım aslında göz görmez. Aldığı sinyalleri beyne yollar ve beyinde dışarıda ki görüntünün üç boyutlu şekli oluşur. Yapılan deneyler bazı durumlarda beynin bir kısım görüntüyü hepten elediği ya da yeniden yorumladığını kanıtlamıştır. Öte yandan beyin belli durumlarda belli hormonsal düzenlemeler de yapmaktadır. Ve belli karışımlar sürekli yinelenir durur ve bağımlılık yapar. İşte eğer bu durum farkına varılırsa değiştirilebilir örneğin bugün işinizi yapamamanızın nedeni, okulda hocanın size söylediği bir söz, okulda bu duruma düşmenizin nedeni, ayakkabılarınızı bağlayamadığınız için annenizin ettiği bir söz ve çok daha eski hatırlayamadığınız bir şey olabilir. Ve beyin her durumda benzer tepkiler vermiş belli hormonları karıştırmış sizi içinizde bulunduğunuz ruh haline sürüklemiştir ve bugünde ne hissediyorsanız aslında dünde hemen hemen aynı şeyi hissetmişsinizdir. Ve bilinciniz size durumun sizden kaynaklanmadığına ikna etmek için( çünkü bilinç sizi korumak için vardır) bunu dışsal bir etkiye bağlar. Ve fısıldar eğer o kusurun olmasaydı her şey farklı olurdu ( kusur bize aitse buna neden dışsal etki dedim çünkü göz her şeyi görebilse de kendisini göremez- kişinin kendisini görebilmesi için bir yansıtıcıya ihtiyacı vardır)
Aslında yazılacak çok şey var ama bu bile yetirince uzun oldu son olarak şunu söyleyeyim psikanalizden, Yahudi İslam mistizmine yada felsefi önermelere kadar hemen her şey en öenmli şeyin kişinin kendisinin farkına varmasının en önemli şey olduğunu söyler ezik olduğunuzu düşünürseniz eziksinizdir, çirkin olduğunuzu düşünürseniz çirkinsinizdir. Kendinizde ne görüyor ne buluyorsanız dış dünyada da tam olarak onu bulacaksınız.
Kaynakça vermedim ama merak eden varsa kitap ismi verebilirim
ne yersen ye asit yapar ağzında
gece

Re: beğenilme isteği

Mesaj gönderen gece »

off...bu bilgiler pratikte işine yarıyor mu? psikiyatriye inancımı yitirdim artık bu tip kitaplar okuyamıyorum. çok sıkılıyorum. skiden faydalanırdım. şimdiyse okuduklarım saçma anlamsız faydasız geliyor.
loivart
Mesajlar: 55
Kayıt: 20 Ara 2010, 22:53

Re: beğenilme isteği

Mesaj gönderen loivart »

Yeni bi ortama giriyorsam, birileriyle tanışıcaksam kesinlikle herkes tarafından beğenilmeliyim.
"Ne iyi kız, çok da güzel, hoş, nazik vs" denmeli hakkımda.

Bu düşüncemi bi türlü yenemedim, bi türlü "aman beğenmesinler sanki nolcak" diyemedim.
Bi sohbet açıldığında ne desem acaba, şunu desem nolur, hangi olayı anlatsam eğlenirler, hakkımda ne düşünürler gibi bir çok düşünce geçiyor aklımdan.
Bunları düşünmeme engel olamıyorum, olmuyor, yapamıyorum.
* Utangaçlığın içinde kendini beğenmişlik vardır; görüntümüzün ve tavırlarımızın başkaları için çok önemli olduğunu düşünürüz.
katmandu
Mesajlar: 126
Kayıt: 04 Ara 2010, 08:10

Re: beğenilme isteği

Mesaj gönderen katmandu »

Psikoterapistlere güvenmemekte haklısın bu yalnızca aldıkları eğitimin kalitesizliğinden ve kendilerini yetiştirememiş olmalarından kaynaklanmıyor aynı zamanda güdülen amaçla da ilgili
Bugüne dair tanımlanan agarofobi, sf’den anaroksiya’ya kadar hemen her türlü fobi modern ve modernlik sonrası( post-modern) toplumda tanımlanmıştır. Örneğin filmlerden bildiğimiz newyork’ ta bütün caddeler birbirine paralel gider ve şehir içinde yaşayanların kaybolamayacağı şekilde tasarlanmıştır(kartezyen ) . Kişi yalnızca ara sokaklarda kaybolmayı unutmuş değildir (artık arka-geride kalan sokaklar vardır ve bunlar tehlikeyle ilişkilendirilir) , aynı zamanda modern toplum hıza da dayanır. Kişi gelip-geçen insanları görecek ama hiç biriyle iletişimde bulunamayacaktır. Alışveriş merkezlerinde sürekli alma- tüketen durumundadır Bulunduğu her yerde sürekli gözlenecek her hareketi izlenecektir. Kişinin bu durumun farkında olup olmaması önemli değildir çünkü pasif olarak izlenmez ve elbette kişi yerle olan ilişkisini kaybetmiştir( zaten yükseklik korkusuyla bu fobi türleri arasındaki benzerlik oldukça belirgindir),kişi evinde dahi bundan kaçamaz ve her şeye yabancılaşır. işte içinde bulunduğunuz toplumun amacı da bu toplum için insan yetiştirmektir. Aristo’ya göre tüm kahramanlar, dahiler melankolik insanlardan çıkar. Hâlbuki terapist’ten beklenen şey artık sizi pırıl pırıl bir insan haline getirip şehre salmaktır. Prozac reklamından herhangi bir reklama kadar her şeyde gülen pırıl pırıl insanlar görürsünüz ve aslında hiç olamayacağınız bir şekilde mutlu olmaya çalışırsınız. A nın B den B nin C den hiçbir farkı olamayacaktır, neyi igerçekten istediğiniz için yapıyorsunuz
Kendinizi beğenmemekte haklısınız boyunuz kısa, burnunuz büyük, kulaklarınız kepçe olabilir elbette bunların olumsuzluklarını yaşamışsınızdır psikanalist bu durumda daha acımasız davranır ve istediğiniz hayal ettiğiniz kişi bile olsanız mutsuz olacağınızı söyler çünkü sizi mutsuz eden şeyler bunlar değildir kendini sevmekte: kendinizde beğenmeyecek hiçbir özelliğinizin olmaması değildir. Çirkinlik aynı zamanda derinliktir de…
Özelinde sorduğun soruyu psikanalist üzerine kitaplar için cevaplarsam evet çok faydasını gördüm…
ne yersen ye asit yapar ağzında
rüzgar

Re: beğenilme isteği

Mesaj gönderen rüzgar »

evet yazdıklarına tamamen katılıyorum katmandu. psikyatrinin en önemli işlevi kişiyi yabancılaşmaya adapte edebilmek, düzenin sürekliliğine katkıda bulunuyor hepsi bu.
catatonic20

Re: beğenilme isteği

Mesaj gönderen catatonic20 »

beğenilme isteği,beğenilmeme kaygısından kaynaklanır......(bence)
Kullanıcı avatarı
mahsunkul
Mesajlar: 6009
Kayıt: 22 Nis 2008, 21:04
Konum: _İStAnBuL_

Re: beğenilme isteği

Mesaj gönderen mahsunkul »

beğenilme isteği az çok herkeste vardır. Benimde narsist ve megoman olduğum söylenir..
..............Resim.................~~Resim
rüzgar

Re: beğenilme isteği

Mesaj gönderen rüzgar »

ben seni her halinle seviyorum mahsun...
bemiks
Mesajlar: 50
Kayıt: 28 Nis 2010, 17:35

Re: beğenilme isteği

Mesaj gönderen bemiks »

temelde her insan begenilmek ister sf li insan begenilirken bile rahatsız olur cünkü ilgi odagı haline gelmek üzeredir sf deki esas sorun begenilmeden cok eleştirilmedir
Kullanıcı avatarı
tomwaits
Mesajlar: 469
Kayıt: 18 Haz 2007, 21:40

Re: beğenilme isteği

Mesaj gönderen tomwaits »

narsizmin ileri boyutları hiç çekilmiyor geçen hafta buna tanık oldum açıkçası ,toplumda %1 oranında görülüyormuş...
rüzgar

Re: beğenilme isteği

Mesaj gönderen rüzgar »

insan en çok anne babası tarafından beğenilmek ister. onların takdiri kazanmak için çabalar. onların takdirini göremediğinde yaşadığı hayal kırıklığı tüm ilişkilerine yansımaktadır.
Kullanıcı avatarı
manzara
Mesajlar: 1981
Kayıt: 08 Şub 2010, 21:58

Re: beğenilme isteği

Mesaj gönderen manzara »

beğenilmek beğenilmek..ah şu on harfli kelime..ben anlamıyorum..ben genelde çok beğenilirim..pek çok alanda üstün yetenekliyimdir..üstüne bir de muthis zekam eklenince tadımdan yenmez..çok iyi resim çizerim..vucudum adeta butun spor dallarını harika yapabilecek sekilde dizayn edilmistir..son gunlerde oldukça iyi cumleler kurabildigimi de farketmis bulunmaktayım..oldukça duygusal biriyim, nasıl derler tam aşk adamıyımdır..mizah ise benden sorulur..bunları elbette uzatabilirim..lakin buna gerek duymuyorum..bu kadarı elbette yeterli..konuya dönüyorum..ben anlamıyorum..ben begeniliyorum..yalnız buyuk bir sorun var..yüz adet eylemim muthis begeni toplasın, ardından özensizce yaptıgım bir eylem begenilmesin..ne var bunda dediğinizi duyar gibiyim..önce bi dinleyin sonra yorum yapın..bir kere de aceleci olmayın arkadaşım..söz konusu durumda ben kötü hissediyorum..begenilen eylemlerim aklımdan çıkıp gidiyolar..o lanet olası basarısız eylemim dusuncelerimi isgal ediyor..ben anlamıyorum..boyle bir saçmalık olamaz..kimi kınamam gerekiyor..bilemiyorum..bu özelliğim benim mukemmel olmamı saglayan önemli avantajlarımdan biri..peki neden şikayet ediyorum..bunu da siz bulun..herşeyi ben söyleyecek değilim..neyse..
BEN BENİM
Kullanıcı avatarı
kaşif
Mesajlar: 2064
Kayıt: 03 Oca 2006, 00:00

Re: beğenilme isteği

Mesaj gönderen kaşif »

var ın dediği gibi her canlıda mutlaka ve cokça olan birşey bu.. mahsunkul "kimilerinde az kimilerinde çok olur" gibi bişey söylemiş..beğenilme isteği az olan aslında zamanında beğenilme isteği tatmin olmuş kiişiler bence..beğenilme isteği çok olan ise belginin yazısında belirttiği, anne baba ilgisizliği içinde büyümüş ilgiye aç insanlar..birçoğumuz bilinçsizçe büyütüldük..nasıl ki, iyi beslenmesi gereken küçük çocuklar aç bırakılır ve yeterince beslenmezlerse ne zekaları, beyinleri nede ffizikleri gelişir..işte bizimde psikilojimiz aç ve yaralı..bunlarla savaşıyoruz biz

küçükken beğenildiğimiz bize gösterilmeye gösterilmeye, öylesine bastırmışız ki bu duyguyu utanç sayıyoruz şimdi, hani ayna da kendine bakarken, birden "kendini beğenirken yakalarsın" kendini.. utanırsın resmen.."kendi kendini beğenmekten" utanırsın..çünkü herzaman öylesine bastırmışsın ve içine gömmüşsündür ki bu ihtiyacını.. öylesine yok sayılmıştır ki bu ihtiyacın

benim inandığım değerler sisteminde; "yaratılan herşey, yaratıcıyı beğenmesi için var" ..tabiri caizse Allah bilinmek sevilmek ve ilgi görmek isteyen bir varlık, tek farkı; varlıkların en büyüğü olması..O böyleyken sen niye utanıyorsun ki beğenilmekten..
Cevapla