Sosyal Fobi ile Mücadele
Sosyal Fobi ile Mücadele
Arkadaşlar sosyal fobi'yi geliştiren ya da çözümüne engel olan durum teşhisin kendisidir.
Sosyal fobi diye bir şey yoktur. Bu teşhis ilaç tekellerinin ve tekellerin eline geçmiş psikiyatri '' biliminin" , önce ''hasta'' ettiği ve daha sonra gel tedavi edelim dediği durumun adıdır.
Sosyal fobim diyen arkadaşların öncelikle Karen Horney'in
Çağımızın nevrotik kişiliği
Kendi kendine psikanaliz
Nevrozlar ve İnsan Gelişimi
kitaplarını detaylı ve derinlemesine okumasını tavsiye ediyorum.
Sosyal fobi diye bir şey yoktur. Bu teşhis ilaç tekellerinin ve tekellerin eline geçmiş psikiyatri '' biliminin" , önce ''hasta'' ettiği ve daha sonra gel tedavi edelim dediği durumun adıdır.
Sosyal fobim diyen arkadaşların öncelikle Karen Horney'in
Çağımızın nevrotik kişiliği
Kendi kendine psikanaliz
Nevrozlar ve İnsan Gelişimi
kitaplarını detaylı ve derinlemesine okumasını tavsiye ediyorum.
- beyazbulut
- Mesajlar: 848
- Kayıt: 26 Eyl 2006, 10:12
- Konum: Kayseri
Re: Sosyal Fobi ile Mücadele
bence vardır.insana hayatı zehir eder.PSG yazdı:Sosyal fobi diye bir şey yoktur.
Re: Sosyal Fobi ile Mücadele
Bu tüme varıma anlattıklarınıza göre varamazsınız.Keşke haklı olsaydınız.Bunu gerçekten isterdim.Ama yok diyince yok olmuyor maalesef. :?PSG yazdı:Sosyal fobi diye bir şey yoktur.
Suya yazı yazmak gibi birşey zaman ve tutamazsın ömür bir nehir gibi akıp gider avuçlarından...
Naribeyza
Naribeyza
Fobi olarak geliştirilen şeyin sosyal durumlara karşı olması durumunu kabul ediyorum. Ancak ''yok'' derken tekil olarak böyle bir durumun mevcut olamayacağını, insanda gelişen nevrozun dışa vurumu olarak gelişen ve aslında size kuracağım cümle ne kadar tuhaf gelsede buz dağının sadece görünen yüzü olabileceğini kastediyorum
Teşhis şayet sosyal fobi ise zaten tedavi yoktur. Çünkü sosyal fobi diye bir teşhis olamaz. İşte tekeller burada devreye girer.
İnsan da gelişen nevrotik eğilimler vardır ve insandaki nevrotik eğilimlerin dışa vurumlarından sadece biri fobidir.
Şayet problemi sosyal durumlarda karşılaşılan kaygı yı aşmak olarak değerlendirirseniz, kuyruğunu yakalamaya çalışan kedi misali uğraşır durursunuz.Aurorix ten Lustrala oradan noradrenaline geçer durursunuz.
Teşhis şayet sosyal fobi ise zaten tedavi yoktur. Çünkü sosyal fobi diye bir teşhis olamaz. İşte tekeller burada devreye girer.
İnsan da gelişen nevrotik eğilimler vardır ve insandaki nevrotik eğilimlerin dışa vurumlarından sadece biri fobidir.
Şayet problemi sosyal durumlarda karşılaşılan kaygı yı aşmak olarak değerlendirirseniz, kuyruğunu yakalamaya çalışan kedi misali uğraşır durursunuz.Aurorix ten Lustrala oradan noradrenaline geçer durursunuz.
- WillBeGood
- Mesajlar: 226
- Kayıt: 19 Ara 2006, 23:49
- Konum: yalova
PGS ben de anlattıklarına inanmak isterim ama inanamıyorum çünkü yaşadım-denedim-farkına vardım artık adına ne derseniz deyin insanı, yaşaması gereken gerçek yaşam çizgisinden apayrı biz çizgide yaşamaya mahkum eden bir haleti ruhiyeye büründüren bu anlamsız, olumsuz durumun adına ister sf ister utangaçlık deyin adı çok önemli değil ama bu var ve yaşayanlar biliyor.
ben de ilaçların bir işe yaramadığını düşünüyordum ama kullandım farkını anladım belki plesebo etkisi yaptı diyebiliriz bir nebze olsun buna olanak vardır elbette ama gerçekte ilaçların faydalarını ve faydalarının zararlarından daha fazla olduğunu söylemem minnet borcumdur diyebilirim.
burada şunu da itiraf edeyim; ilaçları belli bir dozda kullandığım sürece belli bir zaman sorunlarımı yendim zaman ilerledikçe ilaçlar etkisini daha az göstermeye başladı buna da şükür derken artık nezamana kadar ilaç kullanacağım diyerek ilacı bıraktım ve şimdi eskimeye yüz tutan ruhumun karamsar ve kötümser olmaya meyleden yüzü yavaş yavaş hortluyor ama bunu da artık kendi irademle baskılamam gerektiğini sanıyorum
bu mücadelede herkese başarılar dilerim
ben de ilaçların bir işe yaramadığını düşünüyordum ama kullandım farkını anladım belki plesebo etkisi yaptı diyebiliriz bir nebze olsun buna olanak vardır elbette ama gerçekte ilaçların faydalarını ve faydalarının zararlarından daha fazla olduğunu söylemem minnet borcumdur diyebilirim.
burada şunu da itiraf edeyim; ilaçları belli bir dozda kullandığım sürece belli bir zaman sorunlarımı yendim zaman ilerledikçe ilaçlar etkisini daha az göstermeye başladı buna da şükür derken artık nezamana kadar ilaç kullanacağım diyerek ilacı bıraktım ve şimdi eskimeye yüz tutan ruhumun karamsar ve kötümser olmaya meyleden yüzü yavaş yavaş hortluyor ama bunu da artık kendi irademle baskılamam gerektiğini sanıyorum
bu mücadelede herkese başarılar dilerim
insanlar kelimelerden çok
kelimeleri ifade şekilleri ve
niyetleriyle konuşurlar
kelimeleri ifade şekilleri ve
niyetleriyle konuşurlar
WillBeGood yazdı:PGS ben de anlattıklarına inanmak isterim ama inanamıyorum çünkü yaşadım-denedim-farkına vardım artık adına ne derseniz deyin insanı, yaşaması gereken gerçek yaşam çizgisinden apayrı biz çizgide yaşamaya mahkum eden bir haleti ruhiyeye büründüren bu anlamsız, olumsuz durumun adına ister sf ister utangaçlık deyin adı çok önemli değil ama bu var ve yaşayanlar biliyor.
ben de ilaçların bir işe yaramadığını düşünüyordum ama kullandım farkını anladım belki plesebo etkisi yaptı diyebiliriz bir nebze olsun buna olanak vardır elbette ama gerçekte ilaçların faydalarını ve faydalarının zararlarından daha fazla olduğunu söylemem minnet borcumdur diyebilirim.
burada şunu da itiraf edeyim; ilaçları belli bir dozda kullandığım sürece belli bir zaman sorunlarımı yendim zaman ilerledikçe ilaçlar etkisini daha az göstermeye başladı buna da şükür derken artık nezamana kadar ilaç kullanacağım diyerek ilacı bıraktım ve şimdi eskimeye yüz tutan ruhumun karamsar ve kötümser olmaya meyleden yüzü yavaş yavaş hortluyor ama bunu da artık kendi irademle baskılamam gerektiğini sanıyorum
bu mücadelede herkese başarılar dilerim
Aynen katılıyorum.Ayrıca PSG madem bu konuya değinmek istediniz biraz daha kapsamlı bilgi verirseniz hepimiz adına çok memnun olurum.Mesela buzdağının kendisi neler olabilir.Örnek verebilir misiniz en azından?
Suya yazı yazmak gibi birşey zaman ve tutamazsın ömür bir nehir gibi akıp gider avuçlarından...
Naribeyza
Naribeyza
İlaçlar kaygı düşüncelerini,
kafada dönen saçma soruların ve cevapların sesini kısıyor.
İşte bu kısıklık zamanlarında biraz kendimizi sınırları zorlayarak,
önceden yapamadıklarımızı gıdım gıdım da olsa yapabilerek "aa ben konuşabiliyormuşum" şartlanmışlığını zihnimize yerleştirmek amacımız olmalı.
Yoksa kişisel hafiften zorlama, deneme faaliyetleri olmazsa ilaçlar geçici iyileşme sağlar.
kafada dönen saçma soruların ve cevapların sesini kısıyor.
İşte bu kısıklık zamanlarında biraz kendimizi sınırları zorlayarak,
önceden yapamadıklarımızı gıdım gıdım da olsa yapabilerek "aa ben konuşabiliyormuşum" şartlanmışlığını zihnimize yerleştirmek amacımız olmalı.
Yoksa kişisel hafiften zorlama, deneme faaliyetleri olmazsa ilaçlar geçici iyileşme sağlar.
hürriyet gazetesinden haberler ve düşüncelerim
İngiltere'de 400 bin kişi bıraktı
İngiltere’de kamuya açık yerlerde sigara içilmesinin önüne geçen yasak, birinci yılını doldururken, 400 bin kişinin sigarayı bıraktığı ve geçen bir yıl içinde tüketilen sigara sayısının 2 milyar azaldığı açıklandı.
Yasağın İngiltere tarihinde sigara tüketimindeki en büyük düşüşün kaydedilmesine yol açtığını belirten uzmanlar, 400 bin kişinin sigaraya veda etmesiyle birlikte, 40 bin kişinin sigara tüketiminden doğan hastalıklar yüzünden ölmesinin de önüne geçileceği tahmininde bulundu. 1 Temmuz 2007’de başlayan yasakla birlikte bütün pub, bar ve restoranlar ile üstü tenteyle örtülmüş yerlerde uygulanmaya başlayan yasak, İngiliz siyasetinde tartışmalara yol açmış, ancak kamuoyu dörtte üçlük çoğunlukla yasağı desteklemişti.
Yasaktan bu yana ortaya çıkan gelişmelerle ilgili araştırmayı yapan Londra Üniversitesi Sağlıkta Davranış Araştırmaları Merkezi Direktörü Robert West, "Araştırmamız sigara içenlerin sayısında İngiltere tarihinde kaydedilmiş en büyük düşüşü gösteriyor. Bu etki, toplumun zengin, fakir, eğitimli, eğitimsiz ayırt etmeksizin bütün katmanlarında hissediliyor. Biz yasağın bu kadar etki yaratmasını beklemiyorduk" dedi.
Bu sınıf ve öğretmeni henüz tatile girmedi 1 Temmuz 2008
Mehmet AYDIN/DHA
Muş’un Gökyazı Köyü İlköğretim Okulu’nun 5/A sınıfının öğrencileri ve öğretmeni Erol Kurban, henüz yaz tatiline girmedi. Arkadaşları tatil yaparken, her sabah okula giderek ders çalışan 24 öğrenci, 2007-2008 eğitim yılında, Türkiye genelinde yapılan başarı değerlendirme sınavında da 5’inci sınıflar arasında Türkiye birincisi oldu. Öğrenciler, "Bir gün çok iyi makamlara gelip, öğretmenimize olan borcumuzu ödeyeceğiz" dediler.
İSTANBUL Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunu olan, Marmara Üniversitesi’nde de sınıf öğretmenliği formasyonu eğitimi aldıktan sonra 2000 yılında Gökyazı Köyü’ne sınıf öğretmeni olarak atanan Erol Kurban, özverili çalışması ile kısa sürede adından söz ettirdi. 18 öğretmenin görev yaptığı, 420 öğrencisi bulunan 11 derslikli okulda görev yapan Kurban, Eski Muş Valisi İbrahim Özçimen tarafından merkeze alınmak istendi. Birkaç özel okuldan öğretmenlik teklifi de alan, ancak kabul etmeyen Kurban, "Öğrencilerimi yarı yolda bırakamazdım. Hepsinin yüreği eğitim aşkıyla yanıyor. Geçtiğimiz yıl okullardan bir ay önce derse başlamıştık. Şimdi de geç bitiriyoruz" dedi.
Bol bol test çözüyorlar
Yıl içinde her öğrencinin 29 bin 800 test sorusu çözdüğünü söyleyen Kurban, "Tek isteğim ilköğretim okulunun ikinci kademesine geçen öğrencilerimin bilgi temellerinin sağlam olması" diye konuştu.
Bu yıl tayini memleketi Malatya’ya çıkan Erol Kurban’ın örnek bir öğretmen olduğunu belirten Hasköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Cevdet Çelik, "Böyle bir öğretmene sahip olmanın gururunu yaşadık. Yeni görev yerinde de çok başarılı olacağına inanıyorum. Kendisinden yaşça büyük olmama rağmen ellerinden öpüyorum. Çünkü böyle öğretmenler başımızın tacıdır" dedi.
Yoğun ders temposundan bugüne kadar şikáyet etmediklerini vurgulayan öğrenciler ise, "Öğretmenimiz canımızın sıkıldığını anlayınca hemen dersi bırakıp, bizimle okulun bahçesinde oyun oynuyordu. Hiçbir zaman onun sözünden çıkmadık. Beş yıl birlikte olduk. Sadece bir gün dişini çektirdiği için okula gelmedi. Onunla gurur duyuyoruz ve bir gün çok iyi makamlara gelip, karşısına çıkmak istiyoruz. Ona borcumuzu ancak böyle ödeyebiliriz" dediler.
1 bazı şeyler zorlama ile yapılınca etkili sonuçlar veriyor sf den kurtulmak için siz de kendinize zor kullanın. ne kadar zorlansanız da sigara gibi bu sf bağımlılığından kurtulmak için şidddet uygulayın
2 çalışmadan birşey olmuyor çalışanlar başarılı oluyor. siz evde oturarak sf ye çözüm bekliyorsanız size çok gülerim. bu düşünce falcıya inanamakdan daah kötü falcıya giden bari bir harekete girişiyor sen ise yerinden kımaldamadan havadan çözüm bekliyorsun....
İngiltere'de 400 bin kişi bıraktı
İngiltere’de kamuya açık yerlerde sigara içilmesinin önüne geçen yasak, birinci yılını doldururken, 400 bin kişinin sigarayı bıraktığı ve geçen bir yıl içinde tüketilen sigara sayısının 2 milyar azaldığı açıklandı.
Yasağın İngiltere tarihinde sigara tüketimindeki en büyük düşüşün kaydedilmesine yol açtığını belirten uzmanlar, 400 bin kişinin sigaraya veda etmesiyle birlikte, 40 bin kişinin sigara tüketiminden doğan hastalıklar yüzünden ölmesinin de önüne geçileceği tahmininde bulundu. 1 Temmuz 2007’de başlayan yasakla birlikte bütün pub, bar ve restoranlar ile üstü tenteyle örtülmüş yerlerde uygulanmaya başlayan yasak, İngiliz siyasetinde tartışmalara yol açmış, ancak kamuoyu dörtte üçlük çoğunlukla yasağı desteklemişti.
Yasaktan bu yana ortaya çıkan gelişmelerle ilgili araştırmayı yapan Londra Üniversitesi Sağlıkta Davranış Araştırmaları Merkezi Direktörü Robert West, "Araştırmamız sigara içenlerin sayısında İngiltere tarihinde kaydedilmiş en büyük düşüşü gösteriyor. Bu etki, toplumun zengin, fakir, eğitimli, eğitimsiz ayırt etmeksizin bütün katmanlarında hissediliyor. Biz yasağın bu kadar etki yaratmasını beklemiyorduk" dedi.
Bu sınıf ve öğretmeni henüz tatile girmedi 1 Temmuz 2008
Mehmet AYDIN/DHA
Muş’un Gökyazı Köyü İlköğretim Okulu’nun 5/A sınıfının öğrencileri ve öğretmeni Erol Kurban, henüz yaz tatiline girmedi. Arkadaşları tatil yaparken, her sabah okula giderek ders çalışan 24 öğrenci, 2007-2008 eğitim yılında, Türkiye genelinde yapılan başarı değerlendirme sınavında da 5’inci sınıflar arasında Türkiye birincisi oldu. Öğrenciler, "Bir gün çok iyi makamlara gelip, öğretmenimize olan borcumuzu ödeyeceğiz" dediler.
İSTANBUL Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunu olan, Marmara Üniversitesi’nde de sınıf öğretmenliği formasyonu eğitimi aldıktan sonra 2000 yılında Gökyazı Köyü’ne sınıf öğretmeni olarak atanan Erol Kurban, özverili çalışması ile kısa sürede adından söz ettirdi. 18 öğretmenin görev yaptığı, 420 öğrencisi bulunan 11 derslikli okulda görev yapan Kurban, Eski Muş Valisi İbrahim Özçimen tarafından merkeze alınmak istendi. Birkaç özel okuldan öğretmenlik teklifi de alan, ancak kabul etmeyen Kurban, "Öğrencilerimi yarı yolda bırakamazdım. Hepsinin yüreği eğitim aşkıyla yanıyor. Geçtiğimiz yıl okullardan bir ay önce derse başlamıştık. Şimdi de geç bitiriyoruz" dedi.
Bol bol test çözüyorlar
Yıl içinde her öğrencinin 29 bin 800 test sorusu çözdüğünü söyleyen Kurban, "Tek isteğim ilköğretim okulunun ikinci kademesine geçen öğrencilerimin bilgi temellerinin sağlam olması" diye konuştu.
Bu yıl tayini memleketi Malatya’ya çıkan Erol Kurban’ın örnek bir öğretmen olduğunu belirten Hasköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Cevdet Çelik, "Böyle bir öğretmene sahip olmanın gururunu yaşadık. Yeni görev yerinde de çok başarılı olacağına inanıyorum. Kendisinden yaşça büyük olmama rağmen ellerinden öpüyorum. Çünkü böyle öğretmenler başımızın tacıdır" dedi.
Yoğun ders temposundan bugüne kadar şikáyet etmediklerini vurgulayan öğrenciler ise, "Öğretmenimiz canımızın sıkıldığını anlayınca hemen dersi bırakıp, bizimle okulun bahçesinde oyun oynuyordu. Hiçbir zaman onun sözünden çıkmadık. Beş yıl birlikte olduk. Sadece bir gün dişini çektirdiği için okula gelmedi. Onunla gurur duyuyoruz ve bir gün çok iyi makamlara gelip, karşısına çıkmak istiyoruz. Ona borcumuzu ancak böyle ödeyebiliriz" dediler.
1 bazı şeyler zorlama ile yapılınca etkili sonuçlar veriyor sf den kurtulmak için siz de kendinize zor kullanın. ne kadar zorlansanız da sigara gibi bu sf bağımlılığından kurtulmak için şidddet uygulayın
2 çalışmadan birşey olmuyor çalışanlar başarılı oluyor. siz evde oturarak sf ye çözüm bekliyorsanız size çok gülerim. bu düşünce falcıya inanamakdan daah kötü falcıya giden bari bir harekete girişiyor sen ise yerinden kımaldamadan havadan çözüm bekliyorsun....
Mal sahibi Mülk sahibi hani bunun ilk sahibi ,Malda yalan mülkte yalan gel birazda sen oyalan. ...herkes kendi hayatının kahramanıdır..tırmanmak istediğimiz bi dağ,kurtarmak zorunda olduğumuz bi hayat vardır,bu kendimizinki bile olsa..
doktrin yazıların
bu kadar bilgeliğe ulaşmışsın doktrin yazılar yollayıp duruyosun harcama kendini buralarda derim okuyanın olduğunu pek sanmıyorum kısacası TROYA 2 GO HOME :!:
- rainslovee
- Mesajlar: 906
- Kayıt: 03 Tem 2007, 23:48
benim çocukluğum ergenlik dönemim dönem dönem sosyal fobiyle geçti dahası o dönemler sosyal fobim olduğunu bilmeden yaşadım . . çok kaybettim bu savaşta çok düştüm kalktım hiç psikolojik yardım almadım . şu an 27 yaşındayım biçok şey bitti kafamda hayatta en öenmli olan şeyin kendim olduğunu öğrettim kendime . diğer arkadaşlara tavsiyem şu yönde olur ki kendilerini zorlayacak ortamlara girsinler en önemliside iş hayatı ki bir çok zorluğu aşmak demek . korkularla her yüzleşmeniz bi adım atmanız demek. ;)
-
- Mesajlar: 20
- Kayıt: 03 Tem 2011, 03:15
Re: Sosyal Fobi ile Mücadele
Karen Horneyi tavsiyenle okudum.Gerçekten başarılı bir şekilde anlatmış ve sorunu temelden derinlemesine açıklamış.çok faydalı oldu.teşekkür ederim