Kapitalizm tahliline katılmıyorum,dediğin tarzdaki Kapitalizm 'tarifinin' vadesi doldu çünkü. artık Neo-Liberal dönemde olan bu sistem 'tekelleşmeye' son hızla devam etmekte. önceki dönemlerdeki 'ulusal sınırlara' sıkıştırılmış sermaye artık küresel boyutta ve bu sefer 'ulus' yerine 'globalizm','küreselleşme' gibi kavramları kullanmakta. konuyla direkt olarak ilgisi olmasa da belirtmek istedim bu ayrıntıyı.caferali yazdı:Chavez ile Ahmed-i Nejat'ı yanyana getiren din değil ortak düşmana karşı ortak çıkarlardır. Tarihte aynı dinden ve aynı ideolojiden olan toplulukların birbirleri ile savaştıkları da vakidir.otto_rino yazdı:bir hocamız dünya üzerinde neler döndüğünü gerçek anlamda anlamak istiyorsanız 3 kitabı da okumanız gerekir demişti...bana da çok mantıklı gelmişti, izin verirseniz ona katılmak istiyorum...şimdi 2. maddede belirttiğin 'haçlı seferi yapmak' ifadesi ile 5. maddedeki 'toplumsal düzeyde dinin etkisi sıfır' ifadesi arasında uçurum var...dindar bir lider haçlı seferi yapıyor, hem de toplumu tarafından 2. kez seçilmiş bir lider bu...ancak demek ki bunda dinin etkisi sıfır olmalı...öyleyse israil filistin çekişmesinde, türkiyenin avrupa birliği macerasında, meşhur karikatür krizinde ya da belgesel yönetmeni cinayetinde, ya da ne biliyim çin-tibet meselesinde de dinler arası çatışmayla ilgili deliller aranmamalıdır...aklıma ilk gelen basit örnekler bunlar...lütfen...
dini çıkarlar çoğunluk için bahane değil gerekliliktir...emperyalist emeller ön plandadır ya da değildir, bu şu an için bizim sorunumuz değil...din bir şekilde aracı olarak kullanılır...tıpkı peygamberlerin zamanında kullandıkları gibi...bize okulda din savaşları olarak öğretilen savaşlar da gerçekte ekonomik nedenlere dayanır...buradan ilk söylediğimiz şeylere dönüyoruz...din, halkı uyutmanın en etkin bir yoludur...kitleleri bir araya toplar ve dizginler...inançlı bir toplum, egemen unsurların isteyebileceği en uygun hükmetme zeminini oluşturur, ki dinlerin ortaya çıkış maceralarının başlangıç noktası da bu gerçeğe dayanır...
Kapitalizmin ideolojisi (ideoloji yanlış bilinç demektir) dinden, ulusalcılığa çevrilmiştir. Çünkü kapitalizmin şekillendiği kalıp ulus devlettir. Kapitalizm altında toplumlar genellikle din ile değil ulusalcılık ile yönlendirilir. Din, 'ulus' için bir unsur olduğu sürece kullanılır. ABD'deki durum biraz farklı.. Çünkü özünde farklı ulusların birleşmesi ile yeni bir ulus oluşmuş. Avrupa'daki gibi klasik ulusalcılığın olmaması normal.
Buraya aynen katılıyorum.Bush gerçekte bir haçlı seferi yapmadı. Emperyalist çıkarlar için emperyalist bir savaş verdi. Eğer Hristiyan olmasaydı bu savaş yine olacaktı. Dolayısıyla din yüzünden savaş çıkmıştır demek doğru olmaz. Irak müslüman olmasaydı, hristiyan olsaydı savaş yine olacaktı. Bu yüzden insanların kafasındaki dini silmek gerçek durumu değiştirmek anlamına gelmez.
2 dünya savaşında da savaşan insanların bir çoğu aynı dindendi. Ama bu savaşı engellemedi. Çünkü söz konusu olan din farkı, inanç farkı ya da düşünce farkı değil emperyalist paylaşımdaki çıkar farkıdır.
Dinlerin çıkış noktası hakkındaki söylediklerine de katılmıyorum. Toplumda ortaya çıkan yeni bir din demek, eski dine karşı olmak demektir. Yeni din, başlangıçta, toplumdan dışlanmış, ezilmiş kitlelerce savunulur. Çünkü yeni din egemenlerin çarkına çomak sokan bir ideolojidir. (ideolojinin yanlış bilinç olduğunu tekrar hatırlatırım)
Musevilik,firavunun baskısına karşı bir başkaldırmadır. Eski insan-tanrıyı redderder, yeni bir yüce-tek tanrı önerir. Toplumun yerleşik değerlerine karşıdır.
Hristiyanlık köleci Roma'nın putlarını yıkar. Yerleşik düzene karşıdır, muhafazakar değildir.
Müslümanlık da arap tüccarların ve köle sahiplerinin iktidarını sarsar. İnsanların kendi elleriyle yapıp taptığı putları reddeder. Klasik, muhafazakar anlayışa terstir. Egemen dini anlayıştan kurtulamayanlar için ilk müslümanlar din karşıtı, düzen karşıtıdır.
İdeoloji bir aynadır. Ama tümsek ayna gibi farklı bir ayna.. Gerçekliğin farklı bir suretini yansıtır. Bazen ters gösterir, bazen eğik gösterir..
Aynayı kırmaya çalışmak gerçekliğin değiştirilmesine katkı sağlamaz.
Bush, emperyalist çıkarları, kendi ideoloji aynasında (muhafazakar-radikal hristiyanlık) haçlı seferi olarak göstermiştir.
Aynası, daha farklı gösteren bir şey de olabilirdi. Nitekim Irak halkının aynası, emperyalist işgale karşı savaşımı cihat olarak gösterdi.
İdeolojiler gerçeği farklı yansıtır, bilim ise gerçekliği olduğu gibi gösterir.
Aynalarla değil gerçeklerle uğraşmalı...
Burada dinlerle ilgili söylemek istediklerim var. Hıristiyanlık sapkın yahudi tarikatlarının ve romanın paganist kültürünün ortasında doğmuştu. ancak tam anlamıyla iki tarafı da inkar etmemişti,karşı olmamıştı. uzlaşma ve taraftar toplama adına,adeta inanç sistematiği sentezlendi. mesela Hıristiyanlıktaki bir çok kişi,olay ve sembolün aynısının ve benzerlerinin paganist inanç sistematiğinde olduğunu da görüyoruz. aynı şekilde,tevrat ve zebur eski ahid,incil ise yeni ahid olarak tanımlanmıştır.. bu da yahudiliğe bir göndermedir.
Müslümanlık ise,arap tüccarları ve köle sahiplerinin iktidarını sarsmamıştır çünkü hiçbir zaman bunları karşısına almamıştır. Müslümanların karşılarına aldıkları kitleler,diğer dinlere inanan kesimler ve özellikle putperest kesimdi. islam ne arap tüccarların ticaretini değiştirmeye ve dönüştürmeye çalışmış ne de köleliği kaldırmaya çalışmıştır. aksine köleliğin normal bir şey olduğu kanısını o dönem tarihine ve kaynaklara bakarsak görebiliriz. ayrıca Muhammed'in üyesi olduğu kureyş kabilesi genelde tüccarlıkla uğraşan bir kabileydi,Muhammedde ticaretin gerekli olduğunu şu sözlerle dile getirmiştir; "ticaret yapın,rızkın onda dokuzu ticarettedir" demiştir.
Evet dediğin gibi bu dinler bir anlamda düzen ve muhafazakarlık karşıtıydılar ancak diğer dinlerin hegemonyasını yıkıp kendi dinlerinin düzenini ve muhafazakarlıklarını filizlendirdiler. tek tanrılı dinler putları yıkmışlardır ancak beyinlerde ve toplumsal hayatta yeni 'putlar' yaratmışlardır. değişen bir şey yok. ha kasap hasan,ha hasan kasap.