Elif Şafak / Aşk
Elif Şafak / Aşk
KİTAPTAN ALINTILAR;
KURAL 1: Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet Tanrı dedi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok, eğer, Tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.
KURAL 8: Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! istediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.
KURAL 11: Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz. Senden yepyeni ve taptaze bir sen zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir.
KURAL 13: Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı, hoca ,şeyh, şıh var. Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir. Tutup da ona hayran olmaya değil.
KURAL 14:Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim olş. Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?
KURAL 15: Allah, içte ve dışta her an hepimizi tamama erdirmekle meşguldür. Tek tek her birimiz tamamlanmamış birsanat eseriyiz. Yaşadığımız her hadise, atlattığımız her badire eksiklerimizi gidermek için tasarlanmıştır. Rab noksanlarımızla ayrı ayrı uğraşır çünkü beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler.
Mevlana'nın ağzından;-“ Ellerimize dikkat edin.Sürekli açılıp kapanır parmaklarımız.Tutar ve bırakır, bırakır ve tutarız.Bir içe bir dışa.Yumruğumuzu sıktıktan sonra mutlaka açarız.Öyle olmasaydı felçli gibi olurduk.Varlığımız da böyledir.Bir an gelir açılır, bir an gelir kapanır.Kah sıkışır yüreğimiz, kah ferahlar.Bu tezat gibi görünen haller varlığın özüdür.Kanat çırpan kuşlara bakın.Kanatlarının nasıl hareket ettiğine dikkat buyurun,bir aşağı bir yukarı.Bir hüzün bir saadet.Böyledir hayat.Hoş bir kararda, ahenk içinde,dengede.”
KURAL 17: Esas kirlilik dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur. Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yap bağlamış haset ve art niyettir.
KURAL 18: Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil bizzat içimizde bir sestir. Şeytanı kendinde ara, dışında, başkalrında değil ve unutma ki nefsini bilen Rabbini bilir. Başkalarıyla değil sadece kendiyle uğraşan insan sonunda mükafat olarak Yaradanı tanır
Mevlana;
–“ Yüce Allah kederi yaratmış ki, tezatından saadet doğsun dedi.”Bu dünyaya boşuna Alem-i Kevn-ü Fead,yani oluş ve Varoluş alemi denmemiştir.Burada her şey tezatından tezahür eder.Bir tek Rabb’ın zıttı yoktur.o yüzden O hep SIR kalır.
*"Mazi bir girdaptır içine çeker"
*Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.”
KURAL 21: Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek, kendi doğrularını başkalarına dayatmay kalkmak, Hakkın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.
KURAL 22: Hakiki Allah Aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur. Ama bekri aynı namazgaha girdi mi orası ona meyhane olur. Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.
*“Akılcı kararlar alıp planlar yaparak hayatımızın akışını denetleyebileceğimizi zannediyoruz. Oysa balık yüzdüğü okyanusu denetleyebilir mi? Bu sadece sahte beklentiler ve hüsranlar yaratır."
*Tebrizli Şems, dünyayı koca bir kazana benzetirdi. İçinde mühim bir aş pişmekte. Yaptığımız, hissettiğimiz, söylediğimiz, hatta düşündüğümüz her şey bu kazana malzeme olarak giriyor. Öyleyse bu evrensel aşa ne kattığımızı kendimize sormamız gerek.
Kırgınlıklar,kızgınlıklar,kan davaları ve şiddet mi? Yoksa aşk,inanç ve ahenk mi?
KURAL 23: yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar, perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz.
*Guzeli sevip, cirkini elinin tersiyli itmek en kolayi. Esas mesele iyiyi de kotuyu de sevebilmek; ayrim yapmadan. Sadece hosumuza giden seylere sukretmekte ne var?
KURAL 25: Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama ikisi de şu an burada mevcut. Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak cenneteyiz aslında. Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak, nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz.
KURAL 26:Kainat yekvücut, tek varlıktır. Her şey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin ahını alma; bir başkasının, hele hele senden zayıf olanın canının yakma. Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti, herkesin yüzünü güldürebilir.
KURAL 29: Kader, hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten,ne yapalım kaderimiz böyle deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin.
KURAL 30:Hakiki Sufi öyle biridir ki başkaları tarafından kınansa, ayıplansa, dedikodusu yapılsa, hatta iftiraya uğrasa bile, o ağzını açıp da kimse hakkında tek kelime kötü laf etmez.
Sufi kusur görmez. Kusur örter.
*'' Sufi derki başkaları hakkında hüküm verip yargıda bulunacağıma , ben kendi içime bakayım . Sofu derki başkalarının her kusurunu bulup çıkarayım . Ama unutmayın , çoğu zaman , başkalarında hata bulanlar kendileri hatadadır . Teferruata ineyim derken bütünü kaybederler. Ağaçlara bakmaktan ormanı göremezler . ''
*başarıya alışkın insan zanneder ki ilelebet muzaffer ve zengin kalcak
Ve her mağlup zanneder ki ömür boyu belini doğrultamayacak.
Halbuki ikiside yanılır.Şu fani dünyada rüzgar çabuk yön değiştirir.
KURAL 1: Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet Tanrı dedi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok, eğer, Tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir.
KURAL 8: Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! istediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.
KURAL 11: Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz. Senden yepyeni ve taptaze bir sen zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir.
KURAL 13: Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı, hoca ,şeyh, şıh var. Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir. Tutup da ona hayran olmaya değil.
KURAL 14:Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim olş. Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?
KURAL 15: Allah, içte ve dışta her an hepimizi tamama erdirmekle meşguldür. Tek tek her birimiz tamamlanmamış birsanat eseriyiz. Yaşadığımız her hadise, atlattığımız her badire eksiklerimizi gidermek için tasarlanmıştır. Rab noksanlarımızla ayrı ayrı uğraşır çünkü beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler.
Mevlana'nın ağzından;-“ Ellerimize dikkat edin.Sürekli açılıp kapanır parmaklarımız.Tutar ve bırakır, bırakır ve tutarız.Bir içe bir dışa.Yumruğumuzu sıktıktan sonra mutlaka açarız.Öyle olmasaydı felçli gibi olurduk.Varlığımız da böyledir.Bir an gelir açılır, bir an gelir kapanır.Kah sıkışır yüreğimiz, kah ferahlar.Bu tezat gibi görünen haller varlığın özüdür.Kanat çırpan kuşlara bakın.Kanatlarının nasıl hareket ettiğine dikkat buyurun,bir aşağı bir yukarı.Bir hüzün bir saadet.Böyledir hayat.Hoş bir kararda, ahenk içinde,dengede.”
KURAL 17: Esas kirlilik dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur. Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır. Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yap bağlamış haset ve art niyettir.
KURAL 18: Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil bizzat içimizde bir sestir. Şeytanı kendinde ara, dışında, başkalrında değil ve unutma ki nefsini bilen Rabbini bilir. Başkalarıyla değil sadece kendiyle uğraşan insan sonunda mükafat olarak Yaradanı tanır
Mevlana;
–“ Yüce Allah kederi yaratmış ki, tezatından saadet doğsun dedi.”Bu dünyaya boşuna Alem-i Kevn-ü Fead,yani oluş ve Varoluş alemi denmemiştir.Burada her şey tezatından tezahür eder.Bir tek Rabb’ın zıttı yoktur.o yüzden O hep SIR kalır.
*"Mazi bir girdaptır içine çeker"
*Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.”
KURAL 21: Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık. Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı. Farklılıklara saygı göstermemek, kendi doğrularını başkalarına dayatmay kalkmak, Hakkın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.
KURAL 22: Hakiki Allah Aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur. Ama bekri aynı namazgaha girdi mi orası ona meyhane olur. Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.
*“Akılcı kararlar alıp planlar yaparak hayatımızın akışını denetleyebileceğimizi zannediyoruz. Oysa balık yüzdüğü okyanusu denetleyebilir mi? Bu sadece sahte beklentiler ve hüsranlar yaratır."
*Tebrizli Şems, dünyayı koca bir kazana benzetirdi. İçinde mühim bir aş pişmekte. Yaptığımız, hissettiğimiz, söylediğimiz, hatta düşündüğümüz her şey bu kazana malzeme olarak giriyor. Öyleyse bu evrensel aşa ne kattığımızı kendimize sormamız gerek.
Kırgınlıklar,kızgınlıklar,kan davaları ve şiddet mi? Yoksa aşk,inanç ve ahenk mi?
KURAL 23: yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret. Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar, perişan olur onun için. Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar. Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz.
*Guzeli sevip, cirkini elinin tersiyli itmek en kolayi. Esas mesele iyiyi de kotuyu de sevebilmek; ayrim yapmadan. Sadece hosumuza giden seylere sukretmekte ne var?
KURAL 25: Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama ikisi de şu an burada mevcut. Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeyi başarsak cenneteyiz aslında. Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak, nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz.
KURAL 26:Kainat yekvücut, tek varlıktır. Her şey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin ahını alma; bir başkasının, hele hele senden zayıf olanın canının yakma. Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti, herkesin yüzünü güldürebilir.
KURAL 29: Kader, hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten,ne yapalım kaderimiz böyle deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin.
KURAL 30:Hakiki Sufi öyle biridir ki başkaları tarafından kınansa, ayıplansa, dedikodusu yapılsa, hatta iftiraya uğrasa bile, o ağzını açıp da kimse hakkında tek kelime kötü laf etmez.
Sufi kusur görmez. Kusur örter.
*'' Sufi derki başkaları hakkında hüküm verip yargıda bulunacağıma , ben kendi içime bakayım . Sofu derki başkalarının her kusurunu bulup çıkarayım . Ama unutmayın , çoğu zaman , başkalarında hata bulanlar kendileri hatadadır . Teferruata ineyim derken bütünü kaybederler. Ağaçlara bakmaktan ormanı göremezler . ''
*başarıya alışkın insan zanneder ki ilelebet muzaffer ve zengin kalcak
Ve her mağlup zanneder ki ömür boyu belini doğrultamayacak.
Halbuki ikiside yanılır.Şu fani dünyada rüzgar çabuk yön değiştirir.
"Hiç kimse kendisi için gizlenen müjde ve mutluluğu bilemez."
Re: Elif Şafak / Aşk
Yarıda kalan kitaplarımdan yaz tatiline girmeden yarıda kalmıştı hala bekliyor ama bitiricem en yakın zamanda
insanlar hayal ettiği müddetce yaşar...
Re: Elif Şafak / Aşk
Bütün gün klavyede yazı&kayıt vs. yaptığım için bu madde dikkatimi çekti. Ellerim olmasa belki de aç kalırdım. Savaşta veya kazada sakat kalmış insanları düşününce içim burkuluyor. Bir de Taksim metrosunun engelli asansörüne doluşmaya çalışan kalablıklar... Metin Şentürk gibi sanatkar simalar engelli vatandaşların sesini duyurmakta etkili. Bazen Aksaray tarafında canlı müzik yapan engelli insanlara da rastlıyoruz. Bu kişilerin yardım talep etme biçimleri bana trafikkk ışıklarında para dilenen bazı kişilerden daha insancıl geliyor.katre yazdı: Mevlana'nın ağzından;-“ Ellerimize dikkat edin.Sürekli açılıp kapanır parmaklarımız.Tutar ve bırakır, bırakır ve tutarız.Bir içe bir dışa.Yumruğumuzu sıktıktan sonra mutlaka açarız.Öyle olmasaydı felçli gibi olurduk.Varlığımız da böyledir.Bir an gelir açılır, bir an gelir kapanır.Kah sıkışır yüreğimiz, kah ferahlar.Bu tezat gibi görünen haller varlığın özüdür.Kanat çırpan kuşlara bakın.Kanatlarının nasıl hareket ettiğine dikkat buyurun,bir aşağı bir yukarı.Bir hüzün bir saadet.Böyledir hayat.Hoş bir kararda, ahenk içinde,dengede.”
Re: Elif Şafak / Aşk
Güzel kitap gerçekten.Bazı şeyleri farketmemi sağlamıştı okuduğumda.
Re: Elif Şafak / Aşk
ben de yeni okumaya başladım güzel kitaba benziyor.yazarın üslubu kullandığı kelimeler de güzel.daha önce hiç elif şafak ın kitabını okumamıştım bakalım..
Re: Elif Şafak / Aşk
okuduğum ilk elif şafak kitabı... aşkla meşkle işim olmazdı ama kitap mevlana ve ilahi aşk ile ilgili olunca takılmadan edemedim...iyi ki de okumuşum...çok nefis bir anlatım ve sürükleyici bir konusu var... müthiş bir kitaptı... inşallah yazarın diğer kitapları da böyledir...
Re: Elif Şafak / Aşk
elif şafak... habertürkteki yazılarını takip ederim gerçekten iyi yazar.gerçi onun yazarlığını takdir edecek kadar iyi bir okuyucu değilimdir ama..depresif bir yazardır yalnız.belki ondandır yazdıklarında hep kendimden bir şeyler bulmuşumdur.
Basit yaşa ki başkaları da varolabilsin....
Re: Elif Şafak / Aşk
ben bu kitapda en çok sarhoşla cüzzamlıya üzüldüm çünkü onlar bana benziyorlardı biraz onun içi onları daha iii anlayabiliyorum